Tedaviye Küsme, Hekimine Danış

Tedaviye Küsme, Hekimine Danış

Yayın: 02.02.2017 23:02
Paylaş:
A+ A-

Özel Medikar Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Mustafa Tatlı, psikolojik rahatsızlıkları olan hastalara tavsiyede bulunarak , tedaviye küsmek yerine tedaviyle ilgili olumsuzlukları hekimime danışma tavsiyesinde bulundu.

Psikiyatri uzmanı Dr. Tatlı; Psikiyatrikilaç tedavileri, beynimizde nörotransmitter adı verilen sinir hücreleri arası sinyal taşınmasında görev alan moleküller üzerinde etki yaparak hastalığa ait belirtilerin gerilemesine yol açar. Kabaca örnek verecek olursak psikotik bozukluk olarak adlandırılan kişinin gerçeği değerlendirilmesinin bozulduğu hastalıklarda gaipten sesler duyma, başkalarının göremediği şeyleri görme ya da gerçekte olmayan fakat hastanın, aksi iddia edilemez şekilde inandığı düşüncelere sahip olması gibi belirtilerin oluşması dopamin hipotezi ile ilişkilendirilmiştir. Buna göre, bir nörotransmitter olan dopaminin beynin belirli bölgelerinde normalden daha aktif olması psikotik belirtilerin gelişmesine sebep olan mekanizmalar arasında en önemli yeri tutmaktadır. Sonuç olarak da bu hastalıkların tedavisinde dopaminin artmış aktivitesini sınırlamaya yönelik ilaçlar kullanılmaktadır ki bu ilaçlara antipsikotikler denir. Antipsikotikler psikiyatri de kullanılan bir ilaç grubudur başka bir örnekse antidepresanlardır. Psikotik hastalıklar için dopamin hipotezi hastalığı açıklamada en önemli mekanizmalardan birini vurgularken nevrotik hastalıklar dediğimiz yani hastanın gerçeği değerlendirmesinin tam olarak bozulmadığı bozukluklarda en önde gelen hipotezlerden birisi serotonin ve nöradrenalin adı verilen nörotransmitterlerin aktivitelerindeki düzensizlikler üzerinedir. Tahmin edileceği gibi nevrotik bozuklukların ki bunlar depresyon, panik atak, sosyal kaygı bozuklukları, obsesif kompulsif bozukluk gibi hastalıklardır, tedavisine yönelik ilaçlar da serotonin ve nöradrenalin aktivitelerindeki düzensizlikleri geri döndürmek üzerine geliştirilmiştir. Nevrotik bozukluklar tedavisinde kullanılan bu ilaçlar da antidepresan dediğimiz ilaç grubunda yer alır. Şimdiye kadar gördük ki kabaca psikiyatrik hastalıklar psikotik bozukluklar ve nevrotik bozukluklar olarak sınıflandırılır ve ilaç tedavileri de antidepresan ve antipsikotik ilaçlarla düzenlenir. Burada gözden kaçırılmaması gereken ve bu yazının esas yazılış amacını oluşturan mesele gerek antidepresanların gerekse antipsikotiklerin etki mekanizması yukarıda kabaca anlatıldığıyla sınırlı değildir. Beynimiz takdir edersiniz ki vücudumuzun en kompleks organlarından biridir belki de birincisidir. Bu organın işleyişini şu nörotansmitter şunu düzenler bu nörotransmitter bunu düzenler gibi indirgeyici bir yaklaşımla anlamamız mümkün değildir, çünkü yukarıda adı geçen nörotansmitterler başta olmak üzere başka onlarca nörotansmitter birbirleriyle beynin farklı bölgelerinde birbirinden tamamen farklı etkileşimler göstererek çalışırlar. Nörotransmitterlerin birbirleriyle onlarca farklı kombinasyonlarla etkileşim biçimine ek olarak kullandığımız antipsikotik ya da antidepresan ilaçlar da benzer bir etkileşim gösterirler. Şöyle ki aynı antidepresan grubu içerisinde yer alan paroksetin (paxil) ve fluoksetin (prozac) moleküllerini ele alalım evet bu ilaçların her ikisi de hem anksiyete (kaygı) bozukluklarının tedavisinde hem de depresif bozuklukların tedavisinde kullanılır fakat bu moleküller aynı grup içerisinde yer alsalar da birbirlerinden farklı etki mekanizmalarıyla tedavi edici özelliklerini uygularlar.

Başvurduğunuz hekim sizin psikotik ya da nevrotik bozukluğunuz olduğunu düşünüp antipsikotik ya da antidepresan ilaçlardan birisini kullanmanızı tavsiye etmiş olabilir. Siz de hekiminizin önerisiyle bu ilaçlardan birisini kullanmış ve katlanamayacağınız yan etkiler yaşıyor olabilirsiniz ya da ilacı bir kaç aydır kullanmanıza rağmen hiç bir faydasını görmediğinizi düşünüyor olabilirsiniz işte burada yaygın olarak yapılan hata şudur bana psikiyatrik ilaçlar yaramıyor diye düşünerek hekimle bağı koparmak bir anlamda tedaviye küsmek.. Bir psikiyatrik ilaç siz de arzu etmediğiniz bir etki gösterdiğinde ya da arzu ettiğiniz etkiyi göstermediğinde bu, kullandığınız ister antidepresan istese antipsikotik grubunda yer alsın aynı grupta yer alan bir diğer psikiyatrik ilacın sizde aynı olumsuz etkileri yaratacağı anlamına gelmez. Yukarıda da açıklamaya çalıştığım gibi aynı grup içerisinde yer alan ve aynı hastalıkların tedavisinde kullanılan farklı ilaç molekülleri vücudunuzda birbirinden apayrı mekanizmalarla etki gösterebilmektedir. Bu yüzden a ilacı yan etki yaptıysa o grupta yer alan bütün ilaçların da sizde yan etki yapacağı anlamına gelmez ya da bu ilacı şikayetlerinizi geçirmediyse aynı grupta yer alan diğer bütün ilaçların da faydasız olacağı anlamına gelmez.

Peki ne yapmalıyız, tedaviye küsmek yerine tedaviyle ilgili olumsuzlukları hekimimize danışarak ilaçlarımızın yeniden düzenlenmesini beklemeliyiz.”

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Karadeniz Ekonomik İşbirliği Parlamenter Asamblesi üyeleri, TPAO Filyos Tesislerinde inceleme yaptı

Anadolu Ajansı
Yayın: 28.04.2024 20:36
Paylaş:
A+ A-

ZONGULDAK (AA) – Karadeniz Ekonomik İşbirliği Parlamenter Asamblesi (KEİPA) üyeleri, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) Filyos Doğalgaz İşleme Tesisleri'nde incelemede bulundu, Filyos Kalesi'ni ve arkeolojik kazı alanını gezdi.

KEİPA Ekonomi ve Kalkınma Politikası Komisyonu 62'nci toplantısı kapsamında TPAO Filyos Kara Tesislerine gelen heyet, burada KEİPA Türkiye Delegasyonu Başkanı Fatih Dönmez tarafından karşılandı.

Daha sonra KEİPA üyelerine, “Karadeniz'in Gözü” binasında, Sakarya Gaz Sahası Geliştirme Projesi'ne ilişkin bilgi verildi.

Dönmez, burada yaptığı konuşmada, yaklaşık 3 yıl önce dünyanın en büyük derin deniz doğal gaz keşfini gerçekleştirdiklerini söyledi.

Daha sonra yapılan yeni keşiflerle bu sahada yaklaşık 700 milyar metreküplük doğal gaz rezervi bulunduğunu dile getiren Dönmez, “Hızlı bir şekilde üretime alınmak için de yoğun bir gayret ve çalışma ortaya konuldu. 2,5 yıl gibi kısa bir sürede de dünya tarihinde rekor olarak adlandırılacak hızda proje realize edildi ve ilk gaz üretilerek sahaya getirilmiş oldu. Bu ham doğal gazı işleyecek kara doğal gaz işleme tesisi faaliyetleri başladı. Orası da tamamlandı. Şu anda artık sahadan üretilen doğal gaz, Türkiye ulusal doğal gaz iletim sistemine verilmeye başlandı.” diye konuştu.

Dönmez, burada yoğun mesai yapıldığını vurgulayarak, pik zamanlarda yurt içi ve dışından 10 bini aşkın insanın çalıştığını söyledi.

Normal şartlarda 7-8 yılda bitecek bir projeyi 2,5 yılda hayata geçirdiklerine dikkati çeken Dönmez, “Birçok prosesi eş zamanlı yürütmek suretiyle bu projeyi hamdolsun kazasız belasız tamamlamış olduk.” dedi.

Dönmez, tesisi geçen yıl bugünlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın teşrifleriyle düzenlenen törenle hizmete aldıklarını hatırlatarak, “Tabii ilk fazın ortalarındayız. 3 faz olarak planlandı. İnşallah önümüzdeki 5-6 yıl içinde de bu 3 fazı da tamamlamak suretiyle maksimum üretim seviyesine kavuşacağız.” ifadesini kullandı.

Karadeniz'in hidrokarbon zenginliği açısından kendisini ispatlamış durumda olduğunu dile getiren Dönmez, şöyle devam etti:

“Biz, bu keşiflerin bölgenin ekonomik, sosyal gelişimine katkı sağlamasını arzu ediyoruz. Bu tip enerji kaynakları dünyanın birçok bölgesinde aslında tartışma konusu yaratabiliyor. Bazen hiç istemesek de savaşların sebebi olabiliyor ama biz bu tip keşiflerin artık savaşların değil, barışın bir parçası olmasını, barışı ve istikrarı desteklemesini arzu ediyoruz. 'Barış için paylaşalım.' diyorum.”

TPAO Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Ahmet Türkoğlu, KEİPA üyelerine Sakarya Gaz Sahası'na ilişkin bilgi verdi, TPAO yetkilileri tarafından da sunum yapıldı.

Sunumların ardından Dönmez ve Türkoğlu, Fatih Sondaj Gemisi maketini KEİPA Genel Sekreteri Asaf Hajiyev'e takdim etti.

Seyir terasından TPAO Filyos Kara Tesislerinin izlenmesinin ardından kara ve deniz tabanı tesisleri ile iletim hattı maketleri üzerinde heyete bilgi verildi, hatıra fotoğrafı çektirildi.

KEİPA üyeleri daha sonra Filyos Radartepe'de bulunan arkeolojik kazı alanı ile Filyos Kalesi'ni gezdi.