DFSK Türkiye’yi üretim için radarına aldı

DFSK Türkiye’yi üretim için radarına aldı

Anadolu Ajansı
Yayın: 23.10.2023 04:00
Paylaş:
A+ A-

İSTANBUL (AA) – DFSK Genel Müdür Yardımcısı Du Xianjun, Türkiye'yi Avrupa'nın merkezi olarak konumlandırmayı hedeflediklerini belirterek,”Planlarımızdan biri Avrupa bölgesinde bir üretim üssü kurmak. Grup olarak baktığımızda Türkiye'nin en önemli aday ülkeler arasında öne çıktığını söyleyebilirim.” dedi.

Çin'in büyük otomotiv üreticilerinden biri olan DFSK Motor, SHS Filo distribütörlüğünde Türkiye satışlarına başladı.

Du Xianjun, DFS'nın “Değişimi Fark et Sıra dışı Kal” mottosuyla Türkiye otomotiv sektörüne girişi dolayısıyla düzenlenen basın toplantısında, Türkiye pazarının DFSK için hayati önem taşıyan stratejik bir pazar olduğunu söyledi.

Bu açıdan baktıklarında, Türkiye'yi Avrupa'nın merkezi olarak konumlandırmayı hedeflediklerini belirten Du Xianjun, “Planlarımızdan biri Avrupa bölgesinde bir üretim üssü kurmak. Grup olarak baktığımızda Türkiye'nin en önemli aday ülkeler arasında öne çıktığını söyleyebilirim.” şeklinde konuştu.

2005'ten itibaren DFSK'nın mini ticari araçları toplu ihracata başladığını aktaran Xianjun, “DFSK 2007'de AB sertifikası alarak AB sertifikasyonunu geçen ve Avrupa pazarına toplu ihracat yapan ilk Çinli otomotiv markalarından biri olmuştur. DFSK olarak iş ortaklarımızla yakın işbirliğine büyük önem veriyoruz. Müşterilerimize en iyi otomobil satın alma deneyimini yaşamalarını sağlamak için profesyonel eğitim ve satış sonrası hizmet de sağlıyoruz. Yerel ortaklarımızla stratejik ortaklığımızı derinleştirmeyi ve Türkiye pazarına çok daha çeşitli ürünler getirmeyi, müşteri ihtiyaçlarını karşılamayı ve karşılıklı başarıya ulaşmayı umuyoruz.” diye konuştu.

– “7 yetkili satıcı ve 21 servis noktası ile start veriyoruz”

DFSK Türkiye Üst Yöneticisi (CEO) Hakan Şahsuvaroğlu da dayanıklılık, verimlilik ve ulaşılabilir fiyat avantajıyla ilgili segmentlerdeki rekabete farklı bir soluk getirmeyi hedeflediklerini belirtti.

Şahsuvaroğlu, binek modellerin yanında, tamamı “Euro 6” regülasyonlarına uygun ticari araçlarla Türkiye pazarına Çin üzerinden 6 farklı ürün gamı ile güçlü bir giriş yaptıklarını kaydederek, “Buna paralel olarak bayi yapılanmamız da sürüyor. Yoğun bir talep alıyoruz. Emin adımlarla bayi ağımızın ülkemizin her bölgesinde yer alacak şekilde bir yapılanma içinde olacağız. İlk etapta İstanbul, Ankara, Konya, Gaziantep, Denizli ve Diyarbakır'da olmak üzere 7 yetkili satıcı ve 21 servis noktası ile start veriyoruz. 2024 yılında bayi sayımızı 12'ye, servis noktamızı da 40'a çıkaracağız.” şeklinde konuştu.

– “Yüzde 100 yedek parça bulunurluğu sunmayı hedefliyoruz”

DFSK'nın bağlı olduğu Dongfeng Motor Corporation'ın yaklaşık 30 milyar avro değerinde toplam varlığa ve 176 bin çalışana sahip olduğunu aktaran Şahsuvaroğlu, şunları kaydetti:

“Binek otomobiller, ticari araçlar, yeni enerji araçları, motorlar, otomotiv bileşenleri ve otomotiv sektöründeki yatay operasyonlar gerçekleştiren Dongfeng Motor'un yıllık iş ölçeği 3 milyon 800 bin aracı aşmaktadır. Grubun en önemli parçalarından biri olan DFSK ise global olarak bugüne kadar 5 milyondan fazla satış adedine ulaşmıştır. En üst seviyede müşteri memnuniyeti ve yüzde 100 yedek parça bulunurluğu sunmayı hedefliyoruz. Geçmişte yaptığımız işlerden dolayı biz müşterinin ne beklediğini, bu işin hassasiyet içeren noktalarını çok iyi biliyoruz. Kısaca söylemek gerekirse 360 derecelik bir planlama yapmış durumdayız. Bunun yanında elektrikli araçlarımız için konusunda uzman bir ekip getirerek ilk etapta 6 ay kendi ekiplerimizi yetiştirmeyi amaçlıyoruz. Türkiye'de bütün servislerimiz bu eğitimleri alacaklar. Ayrıca binek araçlarımızda 7 yıl/150 bin kilometre (km) olacak şekilde garanti sunuyor olacağız.”

– “Çinli üreticiler ülkemize diğer ülkelere nazaran çok daha sıcak bakıyor”

DFSK Türkiye Genel Müdürü Yunus Şahsuvaroğlu da DFSK Türkiye'nin binek araçlarda giriş modellerinin C SUV segmentinde konumlanan Fengon 500 ve Fengon 5 olduğunu anımsatarak, Fengon 500'nin, diğer tüm modelleri gibi zengin donanımı, farklı tasarımı ve işçilik kalitesiyle öne çıkacağını söyledi.

Binek ürün gamının ikinci modelinin ise Fengon 5 olacağını, binek araçların yanı sıra ticari araç segmentinde de çok iddialı olduklarını ifade eden Şahsuvaroğlu, ticari araçlarda iddialarını gerçeğe dönüştürerek iki elektrikli ve iki 1,5 litre benzinli ticari aracı da pazara sunacaklarını, Türkiye pazarında özellikle elektrikli ticari araçlarının neredeyse hiçbir rakibi olmadığını vurguladı.

Sektörde liderliğe ulaşma hedefleri doğrultusunda, bu segmentteki varlıklarını genişletmeyi, ayrıca servis ağını da geliştirmeyi planladıklarını dile getiren Şahsuvaroğlu, “Bunun yanında DFSK'nın Türkiye'de üretim tesisi kurması için gerekli altyapıyı oluşturacak adımlar atacağız. Türkiye Çinliler için kültürel ve yapısal olarak bulunmaz fırsatlar sunuyor. Ayrıca Türkiye'nin sağladığı yatırım imkanlarından dolayı da Çinli üreticiler ülkemize diğer ülkelere nazaran çok daha sıcak bakıyorlar.” diye konuştu.

– “2024 satış hedefi 5 bin adet”

Yunus Şahsuvaroğlu, Türkiye pazarında satış hedeflerine ilişkin ise şunları kaydetti:

“Türkiye pazarına sunduğumuz benzinli ve elektrikli ticari araçlarımız ile de çevreci ve ekonomik bir çözüm sunarak müşteri memnuniyetini artırmaya yönelik önemli bir adım olacak. Türkiye'de lansmanla birlikte 290 kilometre civarında menzil sunan tek kabin tam elektrikli EC31 pick-up modelini Türkiye'deki tek elektrikli kamyonet olarak sunacağız. Bununla birlikte yeni nesil taşıma aracı olarak ise 300 kilometre civarında menzil sunan EC35 elektrikli van modelimiz de büyük ilgi görecek. Elektrikli modellimizde 5 yıl 120 bin kilometre garantinin yanı sıra yine 5 yıl 120 bin km de batarya garantisi sağlıyoruz. Bununla birlikte 2024 yılında da model atağımız devam edecek. Kademeli olarak yeni modellerimizi getirerek ürün yelpazemizi genişleteceğiz. Ayrıca SUV Fengon 600 ile plug-in hibrit teknolojisine sahip E5 SUV modellerimiz de sunacağımız yeniliklerden olacak. Bu lansmanla birlikte ve mevcut modellere yeni modellerin katılması ile ilk etapta 2024 yılı sonuna kadar Türkiye geneli satış hedefimizi yüzde 75'i binek, yüzde 25'i de hafif ticari olmak üzere 5 bin adet olarak belirledik.”

Öte yandan, toplantıda verilen bilgilere göre, 2 benzinli SUV, 2 benzinli ticari, 2 elektrikli ticari araçtan oluşan 6 modelin satışı ilk etapta 7 yetkili satıcıyla gerçekleştirilecek. DFSK Motor'un 1 milyon 175 bin TL'den başlayan fiyatlara sahip SUV modelleri yüksek standart donanımları, farklı tasarımları, yüksek verimlilik sunan motorları ve konforlu sürüşüyle öne çıkıyor. Bununla birlikte DFSK Motor, 675 bin TL'den başlayan geniş ticari araç ürün gamıyla her türlü beklentiye yanıt verecek modelleri Türk kullanıcılarıyla buluşturuyor.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Srebrenitsa Soykırımı sorumlularına müebbet hapis

Yayın: 08.07.2024 12:38
Paylaş:
A+ A-

Srebrenitsa Soykırımı sorumlularından 45’i toplam 699 yıl, 4’ü müebbet hapis cezası aldı.

Bosna Hersek’teki savaşta, ülkenin doğusundaki Srebrenitsa’da Temmuz 1995’te yaşanan soykırımda binlerce Boşnak sivili öldürmekten sorumlu tutulan Sırp yetkililerden 4’ü müebbet hapis cezası alırken, 45 Sırp ise toplam 699 yıl hapse mahkum edildi.

Ülkede 1992-1995’te yaşanan savaşta, Birleşmiş Milletlerin (BM) “güvenli bölge” ilan etmesine rağmen 11 Temmuz 1995’te Sırp komutan Ratko Mladic’e bağlı Sırp birliklerince işgal edilen Srebrenitsa’da sadece birkaç gün içinde en az 8 bin 372 Boşnak acımasızca katledildi.

Hollanda’nın Lahey kentindeki eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesinde (ICTY) görülen davada, Sırp komutan Mladic aralarında soykırımın da bulunduğu birçok suçtan müebbet hapse mahkum edildi. Mladic’in, 8 Haziran 2021’deki temyiz duruşmasında müebbet hapis cezası onandı.

Ülkedeki savaşta, Bosnalı Sırpların lideri olan Radovan Karadzic de Srebrenitsa Soykırımı dahil birçok suçtan önce 40 yıl, ardından temyiz davasında müebbet hapse mahkum oldu.

ICTY’de görülen Srebrenitsa davalarında, eski Sırp yetkililer Ljubisa Beara ve Vujadin Popovic de müebbet hapse mahkum edildi.

Lahey’deki Uluslararası Adalet Divanı, 2007’de aldığı kararda, ICTY’den gelen kanıtlar doğrultusunda Srebrenitsa ve civarında yaşananları “soykırım” olarak nitelendirdi.

Eski Sırbistan Cumhurbaşkanı Milosevic, yargılanması sürerken cezaevinde öldü

ICTY’de görülen Srebrenitsa davalarında ayrıca Drago Nikolic 35, Radislav Krstic 35, Radivoje Miletic 19, Ljubomir Borovcanin 17, Vidoje Blagojevic 15, Vinko Pandurevic 13 ve Milan Gvero 5 yıl hapis cezası aldı.

Bosna Hersek Mahkemesindeki bir davada ise 13 Temmuz 1995’te 1000’e yakın Boşnak sivilin katledilmesi suçlu bulunan Milorad Trbic, 30 yıl hapisle cezalandırıldı.

Farklı mahkemelerde görülen Srebrenitsa davalarında bugüne kadar 45 Sırp’a toplam 699 yıl hapis cezası verildi.

Eski Sırbistan Cumhurbaşkanı Slobodan Milosevic ise Srebrenitsa’daki soykırımla suçlanmış ancak yargılanması sürerken cezaevinde öldü.

Hollanda’dan özür 2022’de geldi

Hollandalı BM askerlerinin üs olarak kullandığı akümülatör fabrikasına sığınan Boşnak erkek sivillerin çoğu, fabrikaya giren Sırplar tarafından öldürüldü.

Aradan geçen yıllara rağmen, Hollandalı BM askerlerinin soykırımdaki rolü tartışılmaya devam etti.

Srebrenitsa’nın işgal edilmesinin ardından çekilen ve kamuoyunun da aşina olduğu görüntülerde, Hollandalı komutan Thom Karremans’ın 11 Temmuz 1995’te Mladic ile bir araya geldiği görüldü. Kente giren Sırplara ateş açıldığı için Karremans’ın ifadesini alan Mladic’in, görüntülerin sonunda ise Karremans’a içki ısmarladığı ve ikilinin birlikte kadeh kaldırdığı dikkat çekti.

Karremans hiçbir zaman yaşananlar yüzünden yargılanmazken, Hollanda devleti ise Srebrenitsa’daki soykırımdan “kısmen” suçlu bulundu.

Kurban yakınlarınca 2007’de açılan davada, Lahey Bölge Mahkemesi, Srebrenitsa’nın işgali sırasında BM bünyesinde görevli Hollandalı askerlere sığınan 300 Boşnak sivilin Sırplara teslim edilmesinden Hollanda’yı suçlu buldu.

Srebrenitsa’da 2022’deki anma törenine katılan dönemin Hollanda Savunma Bakanı Kajsa Ollongren, soykırımda yakınlarını kaybeden Boşnak ailelerden özür diledi.

Ollongren, Srebrenitsa’nın korkunç hatıralara ev sahipliği yaptığına işaret ederek, “Güvenli alan sunması gereken BM askerlerine olan güvensizlik de hissediliyor. Bu, zamanla unutulmayacak kadar korkunç bir soykırım ve zaman sizin kaybettiklerinizin acısını asla azaltmayacak.” ifadesini kullandı.

Uluslararası kurumların masum halkı koruyacağına dair söz verdiklerini vurgulayan Ollongren, “Hollanda da bunlardan biriydi. Her şeye rağmen Srebrenitsa ezip geçildi. Askerlerimiz görevlerini yerine getirmek ve savunmasız insanlara yardım edebilmek için ellerinden geleni yaptı.” diye konuştu.

BM’den 11 Temmuz “Srebrenitsa Soykırımı’nı Anma Günü” kararı

BM Genel Kurulu, 23 Mayıs’taki oturumunda, 11 Temmuz’un “Srebrenitsa Soykırımı’nı Anma Günü” ilan edilmesi istenilen karar tasarısını kabul etti.

Almanya ve Ruanda tarafından sunulan ve Türkiye’nin yanı sıra 40’tan fazla ülkenin eş sunucusu olduğu karar tasarısı, 193 üyeli BM Genel Kurulunda 84 “evet” oyuyla kabul edildi.

Tasarı, 68 “çekimser” ve 19 “hayır” oyu aldı.

Kararda, Srebrenitsa Soykırımı’nın inkarı ile insanlığa karşı suç, soykırım ve savaş suçlularının yüceltilmesi kınandı.

Soykırım kurbanlarının kimlik tespiti ve cenazelerine ulaşmaya yönelik çalışmaların devamının öneminin altı çizilen kararda, Srebrenitsa Soykırımı’nın henüz yargılanmamış sorumlularının kovuşturulmasına devam edilmesi çağrısında bulunuldu.

Kararda, her yıl 11 Temmuz’un “Srebrenitsa Soykırımı’nı Anma Günü” olması kararlaştırılırken, bu günde hem kurbanların anılmasına ilişkin hem de bilinç ve eğitimi artıracak faaliyetlere yer verilmesi talep edildi.

Soykırım suçluları cezalandırılırken uluslararası hukuk uyarınca hiçbir etnik, dini ya da başka bir grup ve toplumun hedef alınmadığı vurgulanan kararda, uluslararası hukukun üstünlüğünün önemine işaret edildi.​​​​​​​

Bu yıl 14 kurban toprağa verilecek

Sırplar tarafından otobüs ve kamyonlara bindirilen Boşnaklardan 8 bin 372’si götürüldükleri ormanlık alanlar, fabrikalar ve depolarda hunharca katledildi. Katledilenlerin cesetleri, ülkedeki çeşitli toplu mezarlara gömüldü.

Savaşın ardından kayıpları bulmak için başlatılan çalışmalarda, toplu mezarlarda cesetlerine ulaşılan kurbanlar, kimlik tespitinin ardından her yıl 11 Temmuz’da Potoçari Anıt Mezarlığı’nda düzenlenen törenle toprağa veriliyor.​​​​​​​

Potoçari Anıt Mezarlığı’nda şimdiye kadar 6 bin 751 kurban toprağa verilirken, 250 kurban ailelerin isteğiyle yerel mezarlıklara defnedildi. Srebrenitsa Soykırımı’nda hayatını kaybeden ve cenazesine ulaşılamayan 1000’den fazla kişi bulunuyor.

Srebrenitsa Soykırımı’nın 29’uncu yılında, 11 Temmuz’da, kimlik tespiti yapılan ve ailesinin onay verdiği 14 soykırım kurbanı daha Potoçari Anıt Mezarlığı’na defnedilecek.