Düzce’de safran yetiştiren kadın girişimci, üretim alanını 10 kattan fazla arttırdı

Düzce’de safran yetiştiren kadın girişimci, üretim alanını 10 kattan fazla arttırdı

Yayın: 31.10.2023 10:41
Paylaş:
A+ A-

Düzce’de doğup büyüdüğü köydeki 800 metrekarelik arazisinde 4 yıl önce safran üretimine başlayan Özlem Gündoğdu, devlet desteğiyle 10 dönüme çıkardığı üretim alanından yaklaşık 1,5 kilogram ürün elde ediyor.

Kaynaşlı ilçesine bağlı Çakırsayvan köyünde yaşayan 3 çocuk annesi 37 yaşındaki Gündoğdu, 2019’da Karabük’ün Safranbolu ilçesindeki üreticisinden bir miktar safran soğanı alarak merak duyduğu ürünü yetiştirmeye başladı.

Düzce Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nde arazisinin toprak analizini yaptırarak safranın uyumlu olduğu sonucunu alan Gündoğdu, deneme amaçlı ektiği bitkiden iyi miktarda ürün elde edince işini geliştirmeye karar verdi.

Elde ettiği ürünlerin değerlendirilmesi için Düzce Valiliği, Tarım ve Orman İl Müdürlüğü ile Kadın Emeği Merkezi’ndeki girişimcilik desteği projelerine başvuran Gündoğdu, hem üretim alanının genişletilmesi hem de gıda ve kozmetik ürün üretimi için destek aldı.

Gündoğdu, 4 yıllık süreçte iş yeri tahsisi, safran ürünlerinin üretiminde kullanılan makineler, safran soğanı desteği ve faizsiz geri ödemeli kırsal kalkınma desteklerinden faydalanarak üretim alanını yaklaşık 10 dönüme çıkardı.

“Mucize bitki” veya “altın baharat” diye tabir edilen bitkiden hasat sezonunda yaklaşık 1,5 kilogram ürün elde edebilen Gündoğdu, tescilli markasıyla üretime katılımının yanı sıra hasat sezonunda ilçeye gelen ziyaretçileri de evinin bahçesinde ağırlayarak kent turizmine katkıda bulunuyor.

Hem gıda hem kozmetik alanında ürün yapıyor

AA muhabirine, safran üretimine 2019 yılında “butik üretici” olarak başladıklarını, her yıl ekim alanı ve ürün çeşitliliğini büyüttüklerini anlatan Gündoğdu, “Bundan 4 yıl önce küçük bir arazide bu işi yapmak istedik ve Düzce Üniversitemize toprak analizi yaptırdık. Düzce’de daha önce hiç denenmişti ve fındık ürününe alternatif olarak başladık.” diye konuştu.

Gündoğdu, Safran üretimine Düzce Valiliğinden destekler alarak başladığını belirterek, üniversite ve Valiliğe destek için başvuru yaptıklarını, kendilerine Kadın Emeği Merkezi’nde iş yeri ve ekipman desteği sağlandığını dile getirdi.

Ürünleri tarlada yetiştirip merkezde işlediklerine değinen Gündoğdu, “Safrandan hem gıda hem de kozmetik alanında ürünler yapıyoruz. Safranlı şurubumuz, balımız, çeşitli ürünlerimiz ve kremlerimiz var. Safrandan birçok ürün elde edebiliyoruz.” dedi.

Devlet desteğiyle üretim alanını 10 kattan fazla arttıran Gündoğdu, işlerinde eşinin de kendisine yardım ettiğini dile getirerek, “Safran Osmanlı’dan bize gelen ‘altın baharat’ olarak tanımlanır. Çok değerli bir bitki. Dikim aşamasında zorlanıyoruz ama hasat zamanı emeğimizin karşılığını alıyoruz.” ifadelerini kullandı.

Devlet desteklerinin kadın girişimler için çok önemli olduğuna dikkati çeken Gündoğdu, sözlerini şöyle tamamladı:

“Şu anda yılda 1,5 kilogram safran hasadı yapıyorum. Bu küçük rakam gibi görülebilir ama bu bitki diğer ürünler gibi kilolarca ürün vermiyor. İçerisinde 3 özü var ve gramlarla ölçülüyor. Kadın Emeği Merkezi biz kadınlara inanılmaz destek oluyor. Zaten kadın isterse yapamayacağı hiçbir şey yok. Devletimiz devamlı kadınlarımızın arkasında, Valiliğimiz üretim konusunda büyük destek verdi.” (AA)

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Arıcılıkta 50 yılı geride bırakan emekli öğretmen, bilgilerini yeni nesillere aktarıyor

Anadolu Ajansı
Yayın: 20.05.2024 08:00
Paylaş:
A+ A-

KARABÜK (AA) – ORHAN KUZU – Karabük'te yaşayan emekli öğretmen Ahmet Çetin, öğretmenlik yıllarında başladığı arıcılıkta yarım asrı geride bıraktı.

Eflani ilçesi Gökgöz köyü Topuzlu Mahallesi'nde arıcılık yapan 74 yaşındaki Çetin, Bolu Erkek İlköğretmen Okulundan 1969'da mezun oldu.

Anadolu'nun çeşitli illerinde öğretmenlik yapan Çetin, 1974'te Eflani ilçesinin Karlı köyü ilkokulunun bahçesinde arıcılığa başladı.

Öğretmenlikten 1995'te emekli olan Çetin, arıcılık faaliyetlerini sürdürdü.

Çetin, 50 yılı geride bıraktığı arıcılığın yaygınlaşması için 18 yıldır il ve ilçe tarım müdürlükleri ile halk eğitim merkezlerinde düzenlendiği kurs ve seminerlerle katılımcılara teorik ve pratik bilgiler aktarıyor.

– “Arılar tarımın olmazsa olmaz yardımcı aktörleridir”

Ahmet Çetin, AA muhabirine, arıcılığa başladığı yıllarda öğretmenlerin ya hindi yetiştirdiğini ya meyvelik kurduğunu ya da arıcılık yaptığını söyledi.

O yıllarda daire amirleri ve müfettişlerin köy okullarındaki öğretmenleri üretim yapmaya teşvik ettiğini aktaran Çetin, “Üreticilik yapan öğretmenler yazın okulları terk etmezler, bahçede üretim yaparken okulun tesislerini geliştirirler, örnek çalışmalar yaparlardı. O ortamda başladık. O gün bugündür 50 yıl geride kaldı.” dedi.

Çetin, o yıllarda arıcılığı geleneksel yöntemlerle yaptıklarını anlatarak, şöyle devam etti:

“Daha sonra bilimsel verilere ulaşabilmek için seminerler, kurslar, arıcılıkla ilgili kitap ve yayınlara ulaşmaya çalıştık. O gün bugündür devam ediyoruz. 2004'te Karabük Arıcılar Birliğini kuruncaya kadar el yordamıyla kendi kendimizi geliştirdik. Arıcılar birliğinin örgütlenmesiyle birlikte bilimsel verilere ulaşmak çok daha hızlı oldu. Tartışmalara, ulusal ve uluslararası düzeydeki kongrelere ve sempozyumlara katıldık. Birikimlerimizi paylaştık, uzmanları dinledik. Onların bilgilerinden faydalanmaya çalıştık.”

Bugün Türkiye'de arıcılıktaki standartların yükseldiğini dile getiren Çetin, Türkiye'nin bal veriminin arttığını, ülkenin yıllık bal üretiminin 100 bin tonu geçtiğini kaydetti.

Çetin, tarımsal ilaçlama ve çevre kirliliğinin olmadığı bölgenin arıcılık için elverişli olduğuna işaret etti.

Arıcılığa 50 yıldır katkıda bulunmaya çalıştığını belirten Çetin, daha çok kişinin bu alana yönelmesi ve bu faaliyeti bilimsel veriler ışığında yapması için kurs ve seminerler düzenlediğini anlattı.

Çetin, uygulamalı eğitimlerin olumlu yansımalarının görüldüğünü aktararak, gerek arı hastalıklarının azalması gerekse bal verimindeki artışların buna bağlanabileceğini söyledi.

Arıların önemine değinen Çetin, “Arılar tarımın olmazsa olmaz yardımcı aktörleridir. Arıların olmadığı yerde tarımsal verim olmaz. Arıcılık yapan genç kardeşlerimiz aslında doğrudan tarımsal üretimin de artışına katkı sağlamış oluyorlar. Arıcılığa meraklı olan genç arkadaşlarımızı kutluyorum.” diye konuştu.

Çetin, arı sağlığına zarar verecek kontrolsüz tarımsal ilaçlamaları doğru bulmadığını vurgulayarak, “Üreticilerimiz aslında fazla ürün almak amacıyla bu tür çalışmalara giriyorlar ama bir taraftan da arı sağlığını bozan bu tür ilaçlar aslında tarımda verimi düşürüyor.” dedi.