Anadolu Ajansı tarafından
08 Kasım, 2023 12:00 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Çocukken göz kanseri ve lösemiyi yenen Boğaçhan’ın hayali aktörlük

blank

TRABZON (AA) - DUYGU AVUNDUK - Trabzon'da yaşayan 14 yaşındaki lise öğrencisi Boğaçhan Bakırhan, 2,5 aylıkken iki gözünde tespit edilen kanser ile 2 yaşındayken tanısı konulan lösemiyi yenerek sıkı sıkıya tutunduğu yaşamında hayallerine ulaşmaya çalışıyor.

Fatma İlknur ve Ersen Bakırhan çifti, oğulları Boğaçhan'ı 2,5 aylıkken göz kayması ve göz bebeğindeki büyüklük nedeniyle göz doktoruna götürdü.

Yapılan tetkiklerde bilateral retinoblastom (Çocukluk çağında gelişen, 2 gözün de ağ tabakası içinde oluşan kanser türü) tanısı konulan Boğaçhan'ın tedavisine Hacettepe Üniversitesi Hastanesinde başlandı.

Henüz 9 aylıkken sağ gözüne protez takılan ve sol gözünün tedavisine devam edilen Boğaçhan'ın, 2 yaşındayken akut lenfoblastik lösemi (Ani başlayan halsizlik, yorulma, kanama, ateş, enfeksiyon, eklem ve kemik ağrıları, hıçkırık gibi farklı belirtilerle hızlı seyir gösteren lösemi şekli) olduğu anlaşıldı.

Tedavisi sürerken doktorlardan oluşan kurulun değerlendirmesi sonucu Boğaçhan'a kemik iliği nakli yapılmasına karar verildi. Aile bireylerinden alınan örneklerin ardından yüzde 90 eşleşme sağlanan baba Ersen Bakırhan'dan oğluna kemik iliği nakledildi.

Ankara'da, son 2 senesi kontrol olmak üzere yıllarca süren tedavi sonucu 8 yaşında hastalığı tamamen yenen Boğaçhan, şimdi hayata umutla bakıyor.

- "Protez göz kullanıyorum ama bu beni yıldırmadı"

Trabzon Fen Lisesi 9. sınıf öğrencisi 14 yaşındaki Boğaçhan Bakırhan, AA muhabirine, hastalık döneminin büyük kısmı bebekliğinde geçtiği için fazla anısı olmadığını, hastane odasını, babasıyla oyunlar oynamasını ve annesinin desteğini hatırladığını söyledi.

Sağ gözünü kaybetmesine rağmen umudunu yitirmediğini dile getiren Bakırhan, "Protez göz kullanıyorum ama bu beni yıldırmadı, büyüdükçe daha da üstüne gittim ve onu aştım. Benim için bir eksiklik olmadı, çoğu kişi anlamıyor bile. Bunun üzerine giderek iyice bastırdım ve eksikliğini hissetmiyorum, normal insanlarla yarışır durumdayım. Herkesin eksiklikleri olabilir ama üstüne gidin, illa ki aşarsınız." dedi.

Bakırhan, spor, sanat, bilim ve müzikle ilgilendiğini, enstrümanlar çaldığını belirterek, "Tiyatroya ilgim var, okulun tiyatro kulübünde yer alıyorum. İleride aktör olmak istiyorum. Bir arkadaşımla kitap yazıyoruz, eğer bir gün aktör olursam kitabın filmini çekmek isterim. Şu anki hayalim bu." diye konuştu.

Lösemiyle mücadele eden hastalara tavsiyelerde bulunan Bakırhan, "Eğer inat eder ve umudunuzu yitirmezseniz sizin için daha iyi olur. Umudunuzu yitirmediğiniz sürece her şeyi halledebilirsiniz." ifadesini kullandı.

- "İyileşen hastaları gördükçe bize umut oldu, ben de birilerine umut olmak istiyorum"

Fatma İlknur Bakırhan ise evlendikten 4 yıl sonra Boğaçhan'ın dünyaya geldiğini belirterek, oğlunun hastalığını öğrendiğinde kabul etmekte zorlandığını söyledi.

Ankara'da yakın bir arkadaşının evinde kalarak çocuğunun tedavisini takip ettiğini anlatan Bakırhan, 2 yaşındayken belirtiler üzerine enfeksiyondan şüphelenerek Boğaçhan'ı Karadeniz Teknik Üniversitesi Farabi Hastanesi acil servisine götürdüklerini belirtti.

Anne Bakırhan, burada oğluna lösemi tanısı konulduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:

"O an yaşadığım duyguyu anlatamam, bir hastalık süreci bitmeden diğeri başladı. Lösemi daha zor ve yıpratıcıydı, hastalık insanı dönem dönem aşağıya çekiyor. Süreci tekrar başa sardık, 50 gün hastanede yattık, haftalık kürlere başladık. 1,5 yıl sonra toplanan kurul lösemiyi atlatmasına rağmen bu hastalığın tekrarlanabileceğini söyleyerek ilik nakli gerektiğini ifade ettiler. Babasının iliği yüzde 90 uydu. Lösemi tedavisini kesip ilik nakli tedavisine başladık. Enfeksiyon nedeniyle insanlardan da uzak kaldık. Ama çok şükür sonunda oğlumuz sağlığına kavuştu ve onun bugünlerini görebildik."

Tedavi sürecinde yaşadıklarını anlatan Bakırhan, şöyle konuştu:

"İyileşen hastaları gördükçe bize umut oldu, ben de birilerine umut olmak istiyorum. Çok uzun süreçlerdi ama hepimiz bir şeylerle imtihan oluyoruz, atlatılıyoruz. Çok şükür biz onlardan olduk. Şimdi bakıyorum dolu dolu bir çocuk, her şeyiyle hayata tutunmaya çalışıyor, kendisini aşağıya çekmiyor, hayatla ilişiği kuvvetli. O nedenle siz de umudunuzu kaybetmeyin, Allah yanınızda olduğu sürece her şey atlatılıyor."

Bakırhan, bu süreçte en büyük desteği eşinden aldığını vurgulayarak, "Oğlumuz 8 yaşından sonra aktif hayata atıldı. 11 yaşındayken bir kardeşi dünyaya geldi. Hastalıklar nedeniyle onun için de çok korktuk ama kızımız gayet iyi, ağabeyiyle de güzel anlaşıyorlar." dedi.

Anne Fatma İlknur Bakırhan, Lösemili Çocuklar Vakfı'ndan da destek aldıklarını, kendisinin de bu hastalıkla mücadele eden ailelere elinden geldiğince destek olduğunu sözlerine ekledi.

blank
İhlas Haber Ajansı tarafından
18 Nisan, 2025 03:22 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Yaralı sürücüye, kovalamaca sırasında peşinde olan polisler yardım etti

Bartın’da arabasını polisin üzerine süren ve "dur" ihtarına uymayan şoför ile polis grupları ortasında kovalamaca yaşandı. Yaklaşık 30 kilometre kaçmayı başaran şoför kaza yapınca yakalandı. Yaralanan şoförün yardımına ise peşindeki polisler yetişti.
Edinilen bilgiye nazaran Orduyeri Caddesi’nde "dur" ihtarına uymayan 74 AAN 037 plakalı Tofaş aracın şoförü E.Y. ile polis aracı ortasında kovalamaca başladı. Bir polisin üzerine aracı süren E.Y., Bartın-Amasra yoluna çıkarak kaçmaya devam etti. Yolda orta refüje çıkan aracın şoförü, kazaya karşın yoluna devam etti. Bartın-Kurucaşile istikametine yanlışsız süratle giden şoför ile polis ortasında yaklaşık 30 kilometre boyunca kovalamaca yaşandı. Şoför peşine taktığı polislere izini kaybettirirken, Bozköy mevkisinde ise araç virajı alamayarak yol kenarındaki su kanalına düştü.
Araçtan çıkarak kanalda sırtüstü yatan yaralı şoförün yardımına ise peşindeki polis grupları yetişti. Bölgede ikinci bir kaza yaşanmaması emeliyle, polis ve jandarma takımları tarafından geniş güvenlik önlemleri alındı.
Otomobili için feryat etti
Yaralı halde yerde yatan şoför ise aracın halini görünce kendi acısını unutarak aracı için ağladı. Yaralı şoför, "Arabam bu hale gelmeyecekti. Babam bu arabayı bu halde görürse ne der? Babam beni boğar. Ben uygunum ağabey ancak bu otomobilin bu türlü kalmasını ben istemiyorum. Bu otomobil bu hale nasıl geldi? Bu arabayı kim bu hale getirdi? Ben mi getirdim arabayı bu hale? Anne, babam nerde? Kaza yaptım, ehliyetim de yok" diye bağırdı
Ehliyetsiz ve alkollü olduğu belirlendi
Araçta yapılan armada kabahat ögesine rastlanılmazken, 23 yaşındaki şoför E.Y.’nin 231 promil alkollü olduğu ve ehliyetinin bulunmadığı belirlendi. Yaralı şoför olay yerine gelen ambulansa alınarak birinci müdahalesi yapıldıktan sonra Bartın Devlet Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Kazada yaralanan ehliyetsiz ve alkollü şoför E.Y’nin babasının mahalle muhtarı olduğu ve aracı müsaadesiz aldığı öğrenildi.
Ailesi kayıp ilanı verdi
Kovalamacanın yaşandığı anlarda ise polisten kaçan E.Y.’yi ailesinin telefonla aradığı ve ulaşılamadığı ileri sürüldü. Çocuğuna ulaşamayan aile ise jandarma karakoluna müracaatta bulunarak kimlik bilgi ve eşkalini verdikleri çocukları E.Y’nin kayıp olduğunu söz etti.
Olayı hastane polisi fark etti
Hastane polisi, kayıp müracaatında bulunulan E.Y’nin yaralı olarak hastaneye getirilen yaralı olduğunu fark etti. Hastane polisinin telsiz anonsu ile durumu haber merkezine duyurması üzerine ise telefonla durum jandarmaya bildirildi.
Jandarma grupları tarafından da kayıp müracaatında bulunan aile bilgilendirilerek hastaneye yönlendirildi.

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.