Türkiye, güneş paneli üretiminde yüksekleri hedefliyor

Türkiye, güneş paneli üretiminde yüksekleri hedefliyor

Yayın: 17.11.2023 14:45
Paylaş:
A+ A-

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye’nin güneş paneli üretiminde Avrupa’da bir numara, dünyada dördüncü olduğunu, kısa süre içinde Türkiye için dünya ikinciliğini hedeflediklerini söyledi.

Kacır, iki günlük Brüksel temasları kapsamında gazetecilere açıklamalarda bulundu.

Türkiye’nin son 20 yılda yenilenebilir enerjiye muazzam yatırım yaptığını vurgulayan Kacır, “Bugün Türkiye’de kurulu kapasitenin yüzde 55’i yenilenebilir enerji santrallerinden müteşekkildir.” ifadesini kullandı.

Kacır, enerji bakanının özelikle güneş ve rüzgar konusunda 2035’e kadar her yıl 5 gigavat ilave etme konusunda bir planı hazırladığını anımsatarak, “Bu kapsamda sadece yenilenebilir enerji santral kurulumu değil bu alanlarda endüstrimizin de güçlenmesini çok önemsiyoruz.” diye konuştu.

“Güneş paneli üretiminde Avrupa’da bir numara, dünyada dördüncüyüz. Hedef kısa süre içinde Türkiye için dünya ikinciliği.” diyen Kacır, geçen yıllarda inşa edilen alt yapıyla güneş hücresini de Türkiye’de ürettiklerini söyledi.

Bakan Kacır, “AB’nin Türkiye dışında bir güneş paneli üretim alternatifi yok. Rüzgar türbinleri konusunda şu anda Avrupa’da dördüncüyüz. Rüzgar türbini üreticilerimizin yıllık 2 milyar avroya yaklaşan bir iş hacmi var.” ifadelerini kullandı.

AB ülkelerinin Uzak Doğu ile rüzgar türbinlerinde rekabet konusunda giderek daha da zorlandığına işaret eden Kacır, ilk dönemlerde Avrupa’nın kendi iç pazarları ile sağladığı ölçeğin ve Çin’in tümüyle kendi iç pazarına yönelmiş olmasının AB şirketlerini rekabet açısından bir miktar rahatlattığını anlattı.

Kacır, “Ama şimdi Çin pek çok sektörde üretim fazlası veriyor ve iç pazarında bir yavaşlama var. Bu da AB üyesi ülkelerdeki şirketleri rekabet açısından zorluyor.” dedi.

Rüzgar altyapısı daha da güçlenecek

Halihazırda neredeyse bütün rüzgar türbini orijinal ekipman üreticilerinin (OEM) Türkiye’de yatırım yapmış ya da paydaşlarla birlikte çalışmaya başlamış olduğunu belirten Kacır, “Türkiye’de kurduğumuz alt yapıyı çok güçlendirmek istiyoruz. Yani kule, kanat, jeneratör üretiminde Türkiye’de özellikle İzmir ve Ege Bölgesi’nde muazzam bir altyapı kümelenmiş haliyle oluşmuş oldu.” dedi.

Bakan Kacır, gelecek dönemde yatırımları hızlandırarak deniz üstü rüzgar türbinlerine ilişkin üretim kabiliyetlerini artıracak önemli adımlar atacaklarına işaret etti.

Türkiye’ye yönelik olumlu adımlar AB’ye kazandırır

Bütün bu adımların Türkiye’nin aslında karbon nötr hedeflerine ilişkin ana istikametini ortaya koyduğunu anlatan Kacır, “Burada AB’nin Türkiye’ye adil davranması çok önemli. Türkiye, AB için bir üçüncü ülke değildir. Türkiye, AB değer zincirinin asli unsurudur. Dolayısıyla gerek sınırda karbon düzenlemelerinde gerek diğer ticaret düzenlemeleri ve yatırım kararlarında, gerek finansman alanlarında Türkiye ile ilgili olumlu adımlar AB’ye kazandırır. Emin olun Türkiye’ye bir kazandırıyorsa AB’ye iki kazandırır. ” değerlendirmesinde bulundu.

Kacır, AB’nin uluslararası rekabette Türkiye’ye çok güçlü şekilde ihtiyacı olduğunu kaydederek, “Dolayısıyla biz Gümrük Birliği revizyonu başta olmak üzere bütün bu süreçlerde daha adil, daha açık, daha olumlu bir yaklaşım göreceğimizi temenni ediyoruz. AB’nin Türkiye’ye olan ihtiyacı günden güne çok daha fazla hissediliyor.” ifadelerini kullandı.

Öte yandan, Çin dünyanın en büyük güneş paneli üreticisi ülke konumunda bulunuyor. Dünyadaki güneş panellerinin yarıdan fazlasının üretimi Çin’de gerçekleştiriliyor.(AA)

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Düzce’nin emektar terzileri yarım asrı geride bıraktıkları mesleklerini severek sürdürüyor

Anadolu Ajansı
Yayın: 03.06.2024 04:52
Paylaş:
A+ A-

DÜZCE (AA) – GÖKSEL CÜNEYT İĞDE – Düzce'de çocuk yaşta boyunlarına astıkları mezurayla yarım asırdan fazladır terzilik yapan 75 yaşındaki Necati Korkmaz ve 70 yaşındaki Burhan Yemenici, çırak bulamamaktan yakınsalar da gönül verdikleri mesleği yaşatmak için ömürleri vefa ettiği sürece çalışmak istiyor.

Kent merkezindeki dükkanında 15 yaşında adım attığı mesleğini sürdüren Necati Korkmaz, AA muhabirine, usta çırak ilişkisiyle bugünlere geldiğini belirtti.

Korkmaz, çıraklık zamanlarında usta disiplininin bulunduğunu, şimdiki çıraklar gibi kendi başlarına hareket edemediklerini anlatarak, “Bu işler öyle paraya pula bağlı değildi. Meslek öğrenmek gayesiyle ustanın yanında çalıştık.” dedi.

Başkalarının yönlendirmesiyle değil kendi isteğiyle mesleğe başladığını belirten Korkmaz, “Bugünlere kadar geldik. Geçmişte çok çırak yetiştirdim, hepsi gitti, şimdi kalmadı. Yetiştirdiklerimin çoğu dükkan açtı, tekstil işine girdi.” diye konuştu.

Korkmaz, çıraklık zamanında ayakla çevirmeli makinelerle çalıştıklarını, gelişen tekstil sektörünün bazılarını etkilediğini ama kendisinin çok fazla etkilenmediğini dile getirerek, eskiden takım elbise diktiğini ancak yanında eleman olmadığı için artık tamirat üzerine çalıştığını kaydetti.

Bazı müşterilerin yaptırdıkları ürünleri dükkanda unuttuklarını söyleyen Korkmaz, 2 sene almayanların olduğunu, sahipleri uzun süre gelmezse ihtiyaç sahiplerine verdiğini anlattı.

Korkmaz, mesleğini severek sürdürdüğünü dile getirerek, “Eskiden nasılsam bugün de aynı değişen bir şey yok. Ben yıllardır ne pazar bilirim ne başka gün, günümün çoğu burada geçer. Öyle başka bir işle de hiç uğraşmadım, mesleğim bu. Bundan başka bir iş bilmem, 60 yıldır aynı mesleğimle devam ediyorum. Severek yaptığım bir iş, o bakımdan hiç tedirginliğim yok, gayet iyi gidiyor.” ifadesini kullandı.

– “Eskiden elbiseyi yetiştiremiyorduk, tamir işleri yapmıyorduk”

Akçakoca ilçesinde 13 metrekarelik iş yerinde terzilik yapan Burhan Yemenici, mesleğe ilk adımını 1967 yılında İstanbul'da ağabeyinin yanında çıraklıkla attı.

Bir yıl sonra döndükleri ilçede bir süre ağabeyiyle çalışan, ardından Akçakoca, Karadeniz Ereğli ve Adapazarı'nda ustaların yanında yetişen Yemenici, 1975 yılında kendi iş yerini açtı.

Terzilerin eskisi gibi rağbet görmediğini söyleyen Yemenici, konfeksiyon sektörünün gelişmesiyle mesleğin gerilediğini anlattı.

Yemenici, eskiden hazır giyim yok denecek kadar az olduğu için elbise diktiklerini hatırlatarak, “Eskiden elbiseyi yetiştiremiyorduk, tamir işleri yapmıyorduk hatta ramazanları yemeği yiyip gelip tekrar sahura gidip 1 ay neredeyse hiç uyumadan çalışıyorduk. O günler geçti, konfeksiyon aldı başını yürüdü. Bizim gibi terziler de yok denecek kadar azaldı.” şeklinde konuştu.

Artık çırak yetişmediğini vurgulayan Yemenici, “Konfeksiyon çıkana kadar çırak, kalfa yetişiyordu ama artık rağbet düştü. İnsanlar çocuğunu çırak olarak göndermemeye başladı. Biz gittikten yaklaşık 10 sene sonra düğme dikecek terzi bulamazsın. İnsanlar kendi öz becerileriyle bir şeyler yaparsa yapar, 10 sene sonra tamamıyla ölür. Bu meslekte gençlerin yetişmesi lazım.” değerlendirmesinde bulundu.

Yemenici, sabah dükkanını açtıktan sonra ilk gazetelere göz attığını, ardından akşam ezanına kadar çalışmaya devam ettiğini söyledi.

Mesleğini sağlığı elverdikçe sürdürmeye kararlı olduğunu dile getiren Yemenici, “Severek yapıyorum. Sevmezsen bu iş yapılmaz zaten. Müşterim de gayet memnun. Gözüm gördüğü yere kadar devam edeceğim.” dedi.