Anadolu Ajansı tarafından
06 Aralık, 2023 12:12 tarihinde yayınlandı
A+ A-

DOSYA HABER/TÜRKİYE’NİN MAĞARALARI – Yeni yangıç türü bulunan Gökgöl Mağarası, bilim dünyasına yeni keşiflerin kapılarını aralıyor

blank

ZONGULDAK (AA) - GÖKHAN YILMAZ - Zonguldak'ta galeri, sarkıt, dikit, sütun ve travertenleriyle ilgi gören Gökgöl Mağarası, milyonlarca yıllık mercan fosilleri ve son dönemde keşfedilen kabuklu türüyle bilimsel çalışmalara da konu oluyor.

Anadolu Ajansının (AA) "Türkiye'nin Mağaraları" dosya haberinin 20. bölümünde, Zonguldak'taki Gökgöl Mağarası'na yer verildi.

Turizme açık 875 metrelik bölümü gezilebilen mağara, her yıl yerli ve yabancı binlerce turisti ağırlıyor.

3 bin 350 metre uzunluğundaki, yürüyüş parkuru, cam köprüleri ve seyir terasının yanı sıra temiz havası, doğal ve mikroklima özelliğiyle de ilgi çeken mağara, Türk bilim insanlarının yürüttüğü çalışmada kabuklu sınıfı canlılardan "gammarus tumaf" ismi verilen yangıç türünün keşfedildiği yer olarak da adını duyurdu.

Binali Yıldırım Üniversitesi Biyoloji Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Mert Elverici ve Kıbrıs Yaban Hayatı Araştırma Enstitüsünde görevli araknolog (örümcekleri ve akrepleri inceleyen zoolojinin alt dalıyla ilgilenen bilim insanı) Kadir Boğaç Kunt'un mağaradan topladıkları kabuklu örnekleri, Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Özbek, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Dr. Öğretim Üyeleri İsmail Aksu ve Hazel Baytaşoğlu tarafından yeni tür olduğu belirlenen yangıç türüne, Türkiye Mağaracılık Federasyonuna (TUMAF) ithafen "gammarus tumaf" adı verildi.

Prof. Dr. Murat Özbek, AA muhabirine, Gökgöl Mağarası'nda yaşayan bu nadir türün koruma altına alınması gerektiğini söyledi.

Bu canlıların çok dar bir bölgede yaşadıklarını belirten Özbek, "Bu tür de tahminimce dünyada sadece Gökgöl Mağarası'nda var. İlave olarak, Zonguldak'ta 2013'te Cumayanı Mağarası'nda bulduğumuz ve bu yeni türle akraba olan ve adını 'Gammarus baysali' koyduğumuz başka bir tür daha var. Aynı kentte, iki farklı mağarada bulduğumuz bu canlı türleri biyolojik çeşitlilik açısından çok önemli." diye konuştu.

- "Yaptığımız çalışmalar temel bilimler çalışması"

Özbek, mağara habitatlarının çok özel olduğu ve yer altı sularıyla bağlantılarının bulunduğunu, karanlık habitatlar olmaları dolayısıyla buradaki canlıların genellikle o mağaraya özgü olduklarını anlattı.

Biyolojik çeşitlilik açısından bu canlıların doğal miras olduğunu vurgulayan Özbek, "Yaptığımız çalışmalar temel bilimler çalışması. Yani adı üstünde biz olayın temelini atıyoruz, bu canlının dünyada olduğunu kanıtlıyoruz." dedi.

Özbek, literatüre kazandırılan canlı türünün önemine değinerek, "Bu canlının enzimleriyle, vücudunda yaşama ihtimali olan başka bir bakteriyle ilgili çalışmalar yapılabilir. Merdivenin ilk basamağı canlının türünü bulabilmek. Bu keşif bu anlamda çok değerli. Eğer biz bu habitatları, mağarayı koruyamazsak ya bu canlılar şansları varsa başka bir yere göç eder ya da yok olur giderler. Bu, dünyadan bir türün daha yok olması anlamına gelir ki, bu da bir çeşit fakirleşme ve dünya açısından da dezavantajdır." değerlendirmesini yaptı.

Bu tür canlıların mağara ortamına adapte oldukları ve oralarda evrimleştikleri için yapılan değişikliklerin (aydınlatma ve turizme açma) türlerin varlığını tehlikeye düşürebileceğini aktaran Özbek, Türkiye'de turizme açılan bazı mağaralarda keşfedilen canlı türlerinin yok olduğu yönünde örneklerin bulunduğunu kaydetti.

Özbek, keşfettikleri canlı türünün dışında başka yeni canlıların da mağarada olabileceğini, bu bakımdan Gökgöl Mağarası'nda yeni çalışmaların yapılması gerektiğini belirtti.

İnsanların, "Yangıç türünün bulunmasının nasıl faydası olabilir?" gibi düşünceye sahip olabileceklerini aktaran Özbek, "Bu canlının üzerindeki bir bakteri çok şeyi değiştirebilir. Bakterinin veya bu canlının üzerindeki enzimin ileride çok önemli bir hastalığa iyi gelmeyeceğini hiç kimse bilemez. Bunların araştırılması lazım. Ama siz o türü koruyamazsanız, sonrasında yapılacak çalışmalar için öyle bir şansınız kalmıyor. Çünkü o tür dünyada başka bir yerde yok. Sadece o mağarada var." ifadesini kullandı.

- "Bu yıl 75 binin üzerinde ziyaretçi ağırladı, hedef 100 binin üzeri"

Gökgöl Mağarası sorumlusu Arda Yılmaz, zararlı maddeler girmediğinden mağara içerisindeki hava akımının sürekli temiz kaldığını, özellikle astım hastalarının mağara içerisinde kendilerini daha iyi hissettiğini dile getirdi.

Bu özelliğinin yanı sıra Türk bilim insanlarının yeni yangıç türünü dünya literatürüne kazandırdığını anımsatan Yılmaz, mağaranın bu yıl 75 binin üzerinde ziyaretçi ağırladığını, çok kısa süre içerisinde 100 binin üzerine çıkmayı hedeflediklerini bildirdi.

Mağarayı özel kılan bir başka unsurun da 350-400 milyon yıl önce okyanus tabanında çökelmiş kireç taşları içinde oluşması olduğuna dikkati çeken Yılmaz, "Yine o dönemde mağara içerisinde mercanlar yaşamış. Bu mercanların bugün burada fosillerini gözlemlemekteyiz. Bu anlamda milyonlarca yıl öncesine ait mercanların fosillerini görebilmek, hissedebilmek aslında bilim camiasının da çok ilgilendiği bir durum. Bu anlamda tabii bilimsel çalışmalar yapılıyor." ifadelerini kullandı.

Mağarayı ziyaret eden Meriç Bektaş, her fırsatta Zonguldak'ın kültürel ve tarihi mirası hakkında bilgi edinmeye çalıştığını söyleyerek, "Mağara beklentileri karşılıyor ama bence hak ettiği değeri görmüyor. Yakın zamanda değeri daha iyi anlaşılacaktır. Çünkü mağaranın barındırdığı unsurlar zengin." dedi.

blank
İhlas Haber Ajansı tarafından
17 Nisan, 2025 08:07 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Amasya Valisi, mesleki eğitim çalıştayına ilgi göstermeyen özel sektörü uyardı: “Yoksa bütün okullar robotik kodlama yapar”

Özel dalın nitelikli orta elemana muhtaçlık duyduğu Amasya’da sürdürülebilir eğitim, üretim ile istihdam döngüsüne katkı sağlamak maksadıyla düzenlenen Mesleksel ve Teknik Eğitim Siyaset Dokümanı Çalıştayı, davet edilen dal temsilcilerinden beklenen ilgiyi görmedi. Özel dal temsilcilerine seslenen Amasya Valisi Başkan Bakan, "Yoksa bütün okullar robotik kodlama yapar. Emin olun" kelamlarıyla ihtarda bulundu.
Kimlerin katıldığını sorduğu çalıştaya gelen az sayıdaki özel kesim temsilcilerini kâfi bulmayan Amasya Valisi Bakan, "Buradaki meslek okullarında hangi kısımların devam edeceği, hangi kısımların iptal edileceğine aslında bir görüş oluşturulacak. Yoksa bütün okullar robotik kodlama yapar. Emin olun" dedi.
Emekli nüfusun çalışan sayısını geçmesi öngörülen vilayetler ortasında olup 86 bin çalışana karşılık 84 bin emeklinin bulunduğu Amasya’da sürdürülebilir eğitim, üretim ile istihdam döngüsüne katkı sağlamak hedefiyle düzenlenen Mesleksel ve Teknik Eğitim Siyaset Evrakı Çalıştayı’na sanayi, tarım, hayvancılık ve turizm üzere farklı bölümlerden iştirakin kâfi olmadığını belirten Vali Bakan, "Buradaki meslek okullarında hangi kısımların devam edeceği, hangi kısımların iptal edileceğine aslında bir görüş oluşturulacak. Yoksa bütün okullar robotik kodlama yapar. Emin olun" diye konuştu.
Çalıştayın herkesin bir mesleği olmalı anlayışıyla gerçekleştiğini vurgulayıp kesim iş birlikleriyle mesleksel eğitime erişimi ve kaliteyi artırarak öğrencilerin hayata ve istihdama hazırlanmalarına katkı sunmayı amaçladığına işaret eden Bakan, "Buradaki meslek okullarından gereksiz kimi kısımları tutup hem öğrencilerimizi atıl ve işe yaramaz konumda yetiştirmemiş olacağız hem de oradaki öğretmenlerimizi de atıl olarak hayatından bezgin bir halde sevemediği bir alanda iş yapar konuma getirmemiş olacağız. Hepsini gerçek bir yerde meç etmemiz gerekecek" şeklinde konuştu.
Amasya Belediye Başkanı Turgay Sevindi ise kentte orta eleman bulma konusunda dalların önemli meseleler yaşadığını söz ederek, "Bu çalıştayla birlikte orta eleman eksikliğiyle ilgili meseleleri çözmeyi umut ediyoruz" sözlerini kullandı.
Amasya Ulusal Eğitim Müdürlüğü’nün düzenlediği çalıştaya, Amasya Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hakan Yalçın, Amasya Esnaf Odaları Birliği Lideri İsa Köse, SGK Vilayet Müdürü Nurcan Yurt Şenel ve daire amirleri de katıldı.

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.