Bartın Çayı Havzası’na erken uyarı sistemi kurulacak

Bartın Çayı Havzası’na erken uyarı sistemi kurulacak

Yayın: 19.03.2024 12:35
Paylaş:
A+ A-

Bartın Üniversitesince (BARÜ) kentte taşkın, sel ve kuraklık risklerini azaltmayı amaçlayan Avrupa Birliği (AB) destekli projede, Bartın Çayı Havzası’na erken uyarı sistemi kapsamında sensörlerden oluşan istasyon ağı kurulacak.

IPA II Çerçeve Anlaşması (katılım öncesi mali yardımlar için imzalanan anlaşma) kapsamında 3 yıl önce hazırlanan “İklim Değişikliğine Uyum Stratejileri: Bartın’da Taşkın ve Su Kıtlığı Risklerinin Azaltılması Projesi”nin 2023 yılı sonu itibarıyla kabul edilmesinin ardından uygulama çalışmalarına başlandı.

BARÜ Mühendislik, Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Ercan Gemici’nin yürütücülüğünü yaptığı proje kapsamında uygulanacak yeni tedbirlerle sel, taşkın ve kuraklık riskinin azaltılması hedefleniyor.

Yaklaşık 18 ayda tamamlanması planlanan projede Bartın Çayı Havzası için erken uyarı sistemi geliştirilecek, iklim değişikliği uyum stratejileri üretmek için haritalama ve planlama çalışmaları yapılacak, taşkın sularının geçici olarak depolanabileceği alanlar haritalanıp su geciktirme planları hazırlanacak.

Haritalandırma işlemlerinde elde edilecek verilere göre havzanın belirli noktalarına kurulacak sensörlerden oluşan istasyon ağı, erken uyarı sistemi kapsamında su seviyesi ile toprağın emme kapasitesini ölçecek.

Bartın Valiliği İl Özel İdaresi ve belediyenin de ortakları arasında yer aldığı projede iklim değişikliği konusunda farkındalık eğitimleri de düzenlenecek.

– “Proje iklim değişikliğiyle mücadele stratejilerine yeni bir soluk getirecek”

BARÜ Rektörü Prof. Dr. Orhan Uzun, AA muhabirine, Bartın özelinde bölgenin ve ülkenin iklim değişikliğiyle mücadele stratejilerine yeni soluk getirecek önemli bir projeyi hayata geçirdiklerini söyledi.

Uluslararası raporlarda, geçmiş yüzyılda sıcaklıkların bir derece civarında arttığına, bu artışın gelecekte de hızlanarak devam edebileceğine dair çeşitli bildirimler ve senaryoların olduğuna işaret eden Uzun, bu açıdan bakıldığında iklim değişikliğine dayanım, uyum ve dirençli şehirler kavramının son dönemde tüm dünyanın gündeminde yer aldığını kaydetti.

Bartın’da özellikle son dönemde iklim değişikliğinin etkisiyle de ilişkilendirilebilecek afet ve taşkınlar ile zaman zaman kuraklık yaşandığına vurgu yapan Uzun, şöyle devam etti:

“Bartın sel, taşkın gibi üzücü olaylarla anılan illerimizden biri. Aslında projenin doğuş sebeplerinden biri de bu. Yani hem dünyadaki gelişmeler hem de Bartın özelinde ‘Bununla ilgili ne yapabilir?’ düşüncesinden hareketle mekatronikten elektroniğe, orman mühendisliğinden peyzaj mimarlığına, inşaat mühendisliğinden bilgisayar mühendisliğine kadar pek çok disiplinden uzman arkadaşlarımızın bir araya gelmesiyle oluşturulan bir proje. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımızın uhdesinde, Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğümüzün destekleri, teşvikleriyle onların uhdesinde yürütülen bir proje. 2023 yılı sonu itibarıyla projenin kabul edildiği haberini almamızla beraber hızlı bir şekilde çalışmalarımıza başladık.”

Küresel iklim değişikliğiyle ülkenin de yakın gelecekte daha sıcak, daha kurak ve yağışlar açısından daha belirsiz bir iklim yapısına sahip olacağını göz önünde bulundurarak olası etkileri azaltacak çalışmalar yürüttüklerini anlatan Uzun, projenin iklim değişikliği konusunda Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesinde yürütülen çalışmalara da katkı mahiyetinde olacağını sözlerine ekledi.

– “Yağmur suyunu hem kayıp hem de risk olmaktan çıkarıp faydaya dönüştürmeyi hedefliyoruz”

Proje yürütücüsü Ercan Gemici de ülkede iklim değişikliğine bağlı düzensiz yağışlar görüldüğünü, özellikle son yıllarda Bartın’da da taşkın, sel ve kuraklık yaşandığını söyledi.

Bu afetlere karşı önlem alma düşüncesiyle proje hazırladıklarını dile getiren Gemici, şu bilgileri verdi:

“Bu kapsamda 4 aktivite belirledik. Bu 4 aktiviteden en önemlisi taşkın erken uyarı sisteminin geliştirilmesi. Taşkın vakalarına karşı önceden önlem alabilmek amacıyla Bartın Çayı Havzası’na sensörlerden oluşan istasyon ağı donatmayı planlıyoruz. Yine taşkın sularının geçici olarak depolanabileceği alanların haritalanarak su geciktirme planları hazırlanacak. Projemizde su kıtlığının etkilerini azaltabilmek amacıyla yeşil çatı ve yağmur suyu toplama uygulamaları da yer alıyor. Bunun pilot örneği de üniversitemiz yerleşkesinde yer alan yapay göldür.

Binalarımızın çatısından akan yağmur suyunu kanallar yardımıyla gölde topluyoruz. Bunu daha büyük ölçekli düşündüğümüzde yağmur suyunun ırmak yoluyla hem denize karışması önlenecek ki bu gölle ördeklerin yüzdüğü, balıkların yetiştiği rekreasyon alanıyla bir değer elde edilmiş olacak hem de yağışın getirdiği akıntıyı kendi haline bırakmayıp taşkın veya sel riskinin azaltılması sağlanmış olacak. Bununla ilgili Avrupa’da da birçok örnek uygulamalar mevcut. Yağmur suyunu hem kayıp hem de risk olmaktan çıkarıp faydaya da dönüştürmeyi hedefliyoruz.”

Gemici, projede yer alan temel aktiviteler arasında taşkın ve kuraklıktan etkilenmesi muhtemel yöre halkına yönelik farkındalık eğitimleri ve faaliyetlerinin gerçekleştirilmesinin bulunduğunu kaydetti. (AA)

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Turkcell 30. yılını iş ortaklarıyla kutladı

Anadolu Ajansı
Yayın: 18.05.2024 12:48
Paylaş:
A+ A-

İSTANBUL (AA) – Turkcell Genel Müdürü Ali Taha Koç, Turkcell'in sadece bir ses ve data operatörü olmadığını, aynı zamanda Türkiye'nin dijital dönüşümünün lokomotifi ve dönüştürücü gücü olduğunu belirtti.

Şirketten yapılan açıklamaya göre, Turkcell, 30'uncu kuruluş yıl dönümünde iş ortaklarıyla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) bir araya geldi. “Bir Olmak Tek Olmak” temasıyla gerçekleştirilen etkinliğe, Turkcell'in 616 iş ortağı katıldı.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Turkcell Genel Müdürü Koç, Turkcell'in iş ortaklarıyla 30 yıldır tek ve bir olarak hareket ettiğini belirtti.

Turkcell'in başarısının formülünün tek vücut olmak, birlikte aynı duyguları hissetmek ve aynı hedefe hep beraber koşmak olduğunu kaydeden Koç, en büyük kazançlarının mağazalarına gelen 41 milyon müşterisiyle 30 yıldır kurdukları gönül bağı olduğunun altını çizdi.

Ekosistemlerinde değerli şirketler barındırdıklarını paylaşan Koç, şu değerlendirmede bulundu:

“Turkcell bugün sadece bir ses ve data operatörü değil, aynı zamanda Türkiye'nin dijital dönüşümünün lokomotifi ve dönüştürücü gücü. Paycell, TV+, BiP, fizy, lifebox, GAME+, Turkcell Global Bilgi, Turkcell Superonline, veri merkezlerimiz, enerji santrallerimiz ve daha pek çok şirketimizle kişilere ve endüstrilere yenilikçi çözümler sunuyoruz.

Milyonlarca insan gibi yüzbinlerce şirket de Turkcell'in güçlü altyapısı ve teknolojisiyle çalışıyor. Teknolojinin olduğu her yerde Turkcell var, her şey Turkcell'le çalışıyor, Turkcell herkesle çalışıyor. Önümüzdeki dönemde yapay zeka teknolojileri, siber güvenlik, veri ve enerji alanlarında müşterilerimizin hayatını kolaylaştırmaya devam edeceğiz. En önemli hedefimiz Turkcell'den en az bir Turkcell daha çıkarmak. Bu hedefe de tüm paydaşlarımızla birlikte ulaşacağız. Türkiye'nin Turkcell'i olarak küresel rekabetin iddialı oyuncusu olmaya devam edeceğiz.”

Toplantının kapanış konuşmasında iş ortaklarına seslenen Turkcell Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Kadri Özdal da, gelecek yıllarda yapay zeka, nesnelerin interneti, akıllı ev, 5G/6G, kurumsal teknolojiler, data gücü, siber güvenlik ve yenilenebilir enerji gibi teknolojilerin daha çok yer alacağına dikkati çekti.

Özdal, Bugün nasıl su içip yemek yiyorsak, sosyal medyada dolaşıyorsak, yarının dünyasında da bir yapay zeka içerikli robotla sohbet etmek, evinizi başka bir kıtadan yönetmek yeni normal olacak. Biz Turkcell olarak yatırımlarımızı geleceğin teknolojilerine yapıyor ve iş ortaklarımızla birlikte takım olarak sektöre öncülük etmeye devam ediyoruz.” ifadelerini kullandı.