“Tarım ve Gıda Sektöründe İhracat Kabiliyetimizi Güçlendirmek için Öneriler, Yeni Modeller Çalıştayı”

“Tarım ve Gıda Sektöründe İhracat Kabiliyetimizi Güçlendirmek için Öneriler, Yeni Modeller Çalıştayı”

Anadolu Ajansı
Yayın: 13.05.2024 08:12
Paylaş:
A+ A-

İSTANBUL (AA) – Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF), Ticaret Bakanlığı işbirliğiyle “Tarım ve Gıda Sektöründe İhracat Kabiliyetimizi Güçlendirmek için Öneriler, Yeni Modeller Çalıştayı” düzenledi.

Federasyondan yapılan açıklamaya göre, Ankara'da düzenlenen çalıştaya, Ticaret Bakan Yardımcısı Özgür Volkan Ağar, TGDF Yönetim Kurulu Başkanı Demir Şarman, TGDF Yönetim Kurulu Başkan Vekili İsa Coşkun, TGDF Yönetim Kurulu üyeleri Aydın Acun, Kürşat Apan, Muharrem Doğan, TGDF Genel Sekreteri Nihal Ayşe Mortepe, Ticaret Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığından genel müdürler, üst düzey bürokratlar ile TGDF üyesi derneklerin temsilcileri ve şirketlerin yöneticileri katıldı.

Ticaret Bakan Yardımcısı Ağar, çalıştayda yaptığı konuşmada, tarım sektörünün, beslenme ihtiyacını karşılamasının yanı sıra milli gelire ve istihdama olan katkısı, gıda güvenliği, diğer ekonomik sektörlere mal ve hizmet sunması gibi özellikleriyle tüm ülkeler için oldukça stratejik bir konumda olduğunu belirtti.

Ağar, “Son zamanlardaki dijitalleşmenin de etkisiyle toprağın, suyun, hava şartlarının, zararlı hastalıkların anlık takip edilebildiği, karar alma süreçlerinde artık yapay zekanın rol oynadığı, gıda güvenliğinin ülke ticaret politikalarına yön verdiği bu lokomotif sektörde ülkemiz küresel ticaretin de en önemli aktörlerinden biri konumunda. Dünyanın en verimli toprakları üzerinde üretim yapıyor, yüksek kaliteli ürünler ihraç ediyoruz.” ifadelerini kullandı.

Küresel tarım ürünleri ihracatının son 20 yılda istikrarlı bir artış eğiliminde olduğunu vurgulayan Ağar, şu değerlendirmeyi yaptı:

“2003 yılında 567 milyar dolar olan dünya tarım ve gıda ürünleri ihracatı, 2022 yılına girildiğinde 3,5 kat artarak yaklaşık 2 trilyon dolar seviyesine çıktı. Ülkemiz küresel ısınma, salgın ve bölgesel çatışmalar gibi pek çok değişkenin etkilediği bu son derece önemli pazarlardan aldığı payı özellikle son 5 yılda istikrarlı olarak artırdı. 2002 yılında dünya tarım ihracatından aldığımız pay yüzde 0,77 iken yüzde 85 oranında artarak 2022 yılında yaklaşık yüzde 1,5’e yükseldi. Ülkemizin yıllık tarımsal üretimi 58,6 milyar dolar seviyesinde, bu üretimle ülkemiz dünyada 7'nci, Avrupa'da birinci sırada yer alıyor. 2002 yılında sadece 3,7 milyar dolar olan tarım ve gıda sanayisi ürünleri ihracatı 2023'te yüzde 726'lık bir artışla 31 milyar dolar seviyesine yaklaştı.”

Ağar, fındık, buğday unu, rafine ayçiçek yağı, kuru üzüm, kuru kaysı, kuru incir, kabuksuz Antep fıstığı, bulgur gibi geleneksel ürünlerde dünya birincisi, makarna ihracatında dünya ikincisi, sofralık yumurta ile mercimek ihracatında dünya üçüncüsü, turunçgil ihracatında ise dünya dördüncüsü olarak Türkiye'nin, yaş meyve sebzeden işlenmiş tarım ürünlerine kadar hemen hemen her türlü tarımsal ürünün üretildiği ve dünya pazarlarına satıldığı, bölgesinin en güçlü tarım üreticisi ve ihracatçısı konumunda olduğunu kaydetti.

Bakanlık olarak gıda güvenliğinin sağlanması, yerli üretimin korunması, iç piyasa fiyatlarının makul seviyelerde tutulması ve spekülatif fiyat artışlarına meydan verilmemesi ekseninden kopmadan ihracatın istikrarlı bir yapıya kavuşması ve pazar çeşitliliğinin de artırılması için yoğun çaba içerisinde olduklarını ifade eden Ağar, şunları kaydetti:

“Tüm bu çalışmalar başta Tarım ve Orman Bakanlığımız olmak üzere ilgili tüm paydaşlar ile tam bir koordinasyon içinde yapılıyor. Devlet desteklerini ülkemizin girişimci ruhunu ve yenilikçi kapasitesini yansıtacak şekilde inovasyon, AR-GE, tasarım ve markalaşma temelleri üzerinde kuruyor, ülkemizin ihracata dayalı büyüme stratejisi çerçevesinde ihracatçı firmalarımızca sürdürülebilir ihracatın sağlanması için birçok alana yönelik destek mekanizmalarını kurgulamaya devam ediyoruz. Daha rekabetçi, daha yüksek katma değer üreten ve AR-GE'yi esas alan bir ihracat yapısını kurmayı amaçlıyoruz. Bu yapının tesisinde temel rol, ihracatçı firmalarımıza düşüyor. Dolayısıyla ihracatçı firmalarımızın değişen yapılarını ve ihtiyaçlarını anlamak da dış ticaret politikamızı yönlendirme sürecinde en önemli ihtiyacımız.”

– “Çalıştayı örnek olacak bir çalışma olarak görüyoruz”

TGDF Yönetim Kurulu Başkanı Demir Şarman da çalıştayın ortak akıl ve güçleri birleştirme platformu, sektörü daha rekabetçi hale getirmede çözüm odaklı yaklaşımların kapısını aralayacak ve geleceğe ışık tutacak bir zemin olarak kullanabileceğini ifade etti.

Şarman, “Küresel sıkıntılar, sorunlar, yaşanan değişimler bizim dışımızda gelişse de biz fırtınalara, değişimlere zamanın ruhuna uygun biçimde direnerek çözüm üreterek başarabiliriz.” değerlendirmesinde bulundu..

Sorunlara, ülkenin üreticisi, sanayicisi, çalışanları, düzenleyici kurumları, bürokratları, siyasetçisi ve tüm paydaşlarıyla el birliğiyle bir bütün halinde hareket ederek çözümler üretebileceklerini vurgulayan Şarman, şöyle devam etti:

“Ortak akıl, ortak hedefler için cesur adımlar, birlik, beraberlik bu yolda başarının da anahtarı olacaktır. Ticaret Bakanlığının inisiyatifi ile Tarım ve Orman Bakanlığının üst düzey destek ve katılımıyla düzenlenen bu çalıştayı, örnek olacak bir çalışma, çok verimli bir yöntem olarak görüyoruz, tüm kurumlarımıza ve katılımcılara müteşekkiriz. Burada yapacağımız çalışmaların sadece bir başlangıç ​​noktası olduğunu unutmayalım. Önerilerimizi ve yeni modellerimizi hayata geçirmek için belirleyeceğimiz ortak vizyon ve hedeflere ulaşmada kararlı olacağız.”

Tarım, gıda ve içecek sektörünün ihracatına ilişkin bilgi veren Şarman, “Federasyonumuzun, TÜİK dış ticaret verilerini temel alarak hazırladığı Dijital Veri Paneli, 2023'te tarım, gıda ve içecek sektörünün 26,49 milyar dolar ihracat yaptığını ve dış ticaret dengesinin de 5,36 milyar dolar fazla verdiğini gösterdi. Yine bu yılın ilk üç ayında sektör 7,01 milyar dolar ihracat yaptı ve daha şimdiden 2,21 milyar dolar fazla verdi. Bu rakamlar tarım, gıda ve içecek sektörünün ekonomimize yaptığı büyük katma değeri ve ülkemizin dış ticaret açığının kapanmasındaki önemini ortaya koymaktadır.” ifadelerini kullandı.

Çalıştayda, TGDF üyesi derneklerin temsilcileri ve şirketlerin yöneticileri, ihracatta karşılaştıkları sorunları ve çözüm önerilerini paylaştı.

Ticaret Bakan Yardımcısı Ağar ile Ticaret Bakanlığı ve Tarım ve Orman Bakanlığının genel müdürleri de sektörde ihracatta yaşanan sorunların çözümü için gerekli çalışmaları yaptıklarını kaydetti.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

HepsiJET, elektrikli araçlarıyla kargo dağıtımına başladı

Anadolu Ajansı
Yayın: 26.06.2024 00:52
Paylaş:
A+ A-

İSTANBUL (AA) – Hepsiburada'nın kargo platformu HepsiJET, 21 adet elektrikli aracıyla Türkiye'nin belirli bölgelerinde kargo dağıtımına başladı.

Şirketten yapılan açıklamaya göre, HepsiJET, sürdürülebilirlik çalışmaları kapsamında doğayı koruyan çevreci adım atmaya ve yeni nesil teslimat yöntemleriyle e-ticaret lojistiğinde çalışma yapmaya devam ediyor.

HepsiJET, Netlog Lojistik işbirliğiyle “Musoshi” adlı yüzde 100 yerli üretim olan 21 adet elektrikli aracıyla Türkiye'nin belirli bölgelerinde kargo dağıtıyor. Elektrikli araçlar, bayram dönemiyle birlikte yazlık bölgeler dahil olmak üzere pilot bölgelerde faaliyete geçti.

Yüksek enerji dönüşüm verimliliğine sahip olan elektrikli araçlar, karbon emisyonunun azaltılmasını sağlayarak daha sürdürülebilir bir geleceğin oluşmasına katkıda bulunuyor. Araçlar, maliyet açısından da verimliliği beraberinde getiriyor.

Elektrikli araçların kullanımıyla birlikte aylık yapılan ortalama 1404 kilometre başına yaklaşık 0,21 ton karbon emisyonunun azaltılması hedefleniyor.

Toplam 3 bin 500 araçlık bir dağıtım ağına sahip olan şirket, yıl sonuna kadar 50 elektrikli araca sahip olmayı planlıyor. İlk aşama verimlilik ve performans değerlendirmelerinin ardından elektrikli araçların penetrasyonun artırılması hedefleniyor.

– “Çevreye duyarlı bir lojistik ağı oluşturacağız”

Açıklamada görüşlerine yer verilen Hepsiburada Lojistik Grubu Üst Yöneticisi (CEO) Hakan Karadoğan, şirketin e-ticarete odaklanmış yeni nesil bir kargo şirketi olduğunu belirtti.

Karadoğan, “Doğayı koruyan teslimatlar yapan araçlarımız, sürdürülebilirlik hedeflerimize ulaşmada fark yaratan bir kilometre taşı olacak. Projeyle yakıt tüketimini ve karbon salınımını önemli ölçüde düşürerek çevreye duyarlı bir lojistik ağı oluşturacağız.” ifadelerini kullandı.

Sera gazı salınımını önemli ölçüde azaltmayı amaçladıklarını kaydeden Karadoğan, “Elektrikli araçların kullanımının yaygınlaşması gelecekte daha temiz ve sürdürülebilir bir çevre için önemli bir adım olacak. İki yerli teknoloji şirketi olarak, sürdürülebilir yarınlar için bir araya geldiğimiz için mutluyuz.” açıklamasında bulundu.

Karadoğan, HepsiJET ile büyümelerini gerçekleştirirken teknolojinin yapıcı gücünden faydalandıklarına işaret ederek, e-ticaret lojistiğine teknolojiye dayalı bir yaklaşım getirdiklerini anlattı.

Teknolojiyi hem sürdürülebilirliği sağlamak hem de istihdam yaratmak için kullandıklarına dikkati çeken Karadoğan, şu değerlendirmede bulundu:

“Elektrikli araçların kullanımının yaygınlaşması gelecekte daha temiz ve sürdürülebilir bir çevre için önemli bir adım olacak. İki yerli teknoloji şirketi olarak, sürdürülebilir yarınlar için bir araya geldiğimiz için mutluyuz. Elektrikli araçlarımız sayesinde dağıtım operasyonlarında esneklik sağlayarak, teslimat süreçlerimizde müşterilerimize sorunsuz ve hızlı bir deneyim sağlıyoruz. Çevre dostu araçlarla lojistik hizmetlerimizi sürdürürken aynı zamanda dağıtım operasyonunda ailemizin parçası olmak isteyen yeni iş arkadaşlarımıza da daha erişilebilir araçlar sağlamayı planlıyoruz. Elektrikli araçlarımız artarken kurye ağımız da genişleyecek.”