Anadolu Ajansı tarafından
29 Temmuz, 2024 20:30 tarihinde yayınlandı /Güncelleme: 25.10.2024 12:37
A+ A-

Türkiye’nin tek biyosfer rezerv alanı Camili Havzası, kültürel ekolojik gezilerin rotasında

ARTVİN (AA) - YUSUF OKUR - Türkiye'nin tek biyosfer rezerv alanı olma özelliğini taşıyan, zengin flora ve kültürel mirasa sahip Artvin'in Borçka ilçesine bağlı Camili (Macahel) Havzası, ekolojik gezi ve kampların yeni rotası oldu. UNESCO'nun İnsan ve Biyoküre Programı Ulusal Koordinasyon Konseyi kararı doğrultusunda 29 Haziran 2005'te "Biyosfer Rezervi Alanı" ilan edilen havza, yağmur ormanları, endemik bitkileri, şelaleleri, saf Kafkas arısı, tarihi camileri ve kültürel zenginliğiyle dikkati çekiyor. Türkiye-Gürcistan sınırında Uğur, Düzenli, Camili, Kayalar, Efeler ve Maral köylerini barındıran Camili Havzası'nda 23'ü endemik olmak üzere 990 bitki türü tespit edildi. Osmanlı döneminde 1855'te inşa edilen Camili Camisi, 1851'de Maral köyünde ahşap mimari ve kök boya kullanılarak rengarenk motiflerle süslenen İremit Camisi ile "yeryüzü cenneti", "havzanın incisi" olarak da adlandırılan Maral Şelalesi, ziyaretçilerin ilgi gösterdiği yerler arasında öne çıkıyor. - "Camili'de biyolojik çeşitliliği gözlemliyoruz" Ardahan Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi Leman Albayrak, AA muhabirine, 8 yıldır Artvin'in eko turizmdeki potansiyelinin nasıl değerlendirilebileceği konularında çalışmalar yaptığını söyledi. Geleneksel kültürel ve ekolojik bilginin çok değerli olduğunun altını çizen Albayrak, "Bunun yurt içinden ve yurt dışından gelen turistlere de aktarılması gerektiğini düşündüm. Bu kapsamda yerel halkla işbirliğiyle kültürel ekolojik geziler düzenliyoruz." dedi. Albayrak, etnobotanik mirası uygulamalı olarak gördüklerini ifade ederek, "Bölgedeki kültürü yaşatan köylüleri, arıcıları, yörede el sanatları ustalarını kamplarımıza dahil ederek katılımcılarımıza hoşça vakit geçirebilecekleri bir ortam sunuyoruz. Artvin'in yüzyıllardan beri doğayla iç içe geliştirdiği yerel ekolojik bilgisini tüm yönleriyle şeffaf bir şekilde turistlere aktarıyoruz." diye konuştu. Artvin'in her köşesinin biyolojik çeşitlilik ve yeryüzü oluşumları açısından çok özel bir coğrafya olduğunu belirten Albayrak, Macahel'in ise bu özel bölgelerin başında geldiğini aktardı. Albayrak, Camili'de biyolojik çeşitliliği gözlemlediklerini dile getirerek, şunları kaydetti: "Tam da mevsimi. Kafkas arı ırkı yetiştiricileri var. Yöreye özgü ne varsa tematik olarak onları anlatıp yereldeki halkla buluşuyoruz. Camili Havzası ve içerisindeki köyler UNESCO kültürel miras listesinde olan, Kafkas arı ırkıyla, yöresel mimarisi ile birçok doğa ve kültürel özellikleri ile özgün ve öne çıkan bir bölge. Dolayısıyla bu sahanın korunması, yaşatılması, arazisine, toprağına, suyuna yerli halkla birlikte, onların görüşlerini de önemseyerek sahip çıkılması gerekiyor." - "Kuşlar, kelebekler inanılmaz güzel bir coğrafyadayız" Ankara'dan gelerek ücretsiz kültürel ekolojik geziye katılan Meltem Kavurmacıoğlu ise 3 gündür bölgede bulunduğunu anlattı. Kavurmacıoğlu, 12 yıl önce gezdiği ve hayran kaldığı Camili'ye tekrar geldiği için çok mutlu olduğunu ifade etti. Gezinin bölgenin kültürünü ve tarihini tanıyıp yemeklerini deneyimleme imkanı sunduğunu anlatan Kavurmacıoğlu, "Pleki denen özel bir pişirme yöntemi kullanılarak yapılan olağanüstü bir mısır ekmeği yedik. Dağ pancarıyla pişirilmiş özel bir çorba içtik. Unutulmaz bir deneyimdi bizim için." dedi. Doğa eğitimi uzmanı Tuğba Can da Camili'de yeşillikler arasında güzel bir sis bulutu tarafından karşılandıklarını dile getirdi. Camili'nin biyosfer rezerv alanı olması nedeniyle Türkiye'nin en özel alanlarından olduğunu belirten Can, şu değerlendirmede bulundu: "Biyolojik çeşitlilik açısından zengin ve Türkiye'nin yağmur ormanları olarak bilinen bir yer. Hem Camili'yi hem de Efeler köyünü ziyaret edeceğiz. Bu köylerdeki hayatı keşfedeceğiz. Yerel yemekleri tatma ve gündelik hayatın nasıl olduğunu yerinde göreceğiz. Köy köy geziyoruz ve buradaki yaşamı keşfediyoruz. Dün dut, kiraz yedik. Endemik zambak türünü keşfettik, orkide türlerini gördük. Kuşlar, kelebekler inanılmaz güzel bir coğrafyadayız. Hayran kaldım, aşık oldum diyebilirim." - "Maral Şelalesi'nde eşsiz bir tabiatla karşılaştık" Bölgeyi ziyaret edenlerden, Sinop Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi Umut Cafer Karadoğan ise Maral Şelalesi'nin Doğu Karadeniz'in en güzel doğa harikalarından biri olduğunu vurguladı. Camili'de özellikle de Maral Şelalesi'nde eşsiz bir tabiatla karşılaştığına dikkati çeken Karadoğan, bu güzelliklerin iç turizmle birlikte daha fazla bilinir hale gelmeye başladığını gözlemlediğini ifade etti. Karadoğan, bölgeyi ilk defa gezdiğini belirterek, "Yöre insanlarıyla beraber hareket ettiğiniz zaman onlar nerede gezilir, nerede ne yenir çok daha iyi biliyor. Biz de bundan istifade ettik. Camili Havzası özellikle ekolojik anlamda son derece zengin bir bölge ve sahip olduğu biyosfer rezerv alanı ünvanını sonuna kadar hak ediyor. Ne İsviçre, ne Alpler, bence tek yer Artvin." diye konuştu.

blank
İhlas Haber Ajansı tarafından
18 Nisan, 2025 03:22 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Yaralı sürücüye, kovalamaca sırasında peşinde olan polisler yardım etti

Bartın’da arabasını polisin üzerine süren ve "dur" ihtarına uymayan şoför ile polis grupları ortasında kovalamaca yaşandı. Yaklaşık 30 kilometre kaçmayı başaran şoför kaza yapınca yakalandı. Yaralanan şoförün yardımına ise peşindeki polisler yetişti.
Edinilen bilgiye nazaran Orduyeri Caddesi’nde "dur" ihtarına uymayan 74 AAN 037 plakalı Tofaş aracın şoförü E.Y. ile polis aracı ortasında kovalamaca başladı. Bir polisin üzerine aracı süren E.Y., Bartın-Amasra yoluna çıkarak kaçmaya devam etti. Yolda orta refüje çıkan aracın şoförü, kazaya karşın yoluna devam etti. Bartın-Kurucaşile istikametine yanlışsız süratle giden şoför ile polis ortasında yaklaşık 30 kilometre boyunca kovalamaca yaşandı. Şoför peşine taktığı polislere izini kaybettirirken, Bozköy mevkisinde ise araç virajı alamayarak yol kenarındaki su kanalına düştü.
Araçtan çıkarak kanalda sırtüstü yatan yaralı şoförün yardımına ise peşindeki polis grupları yetişti. Bölgede ikinci bir kaza yaşanmaması emeliyle, polis ve jandarma takımları tarafından geniş güvenlik önlemleri alındı.
Otomobili için feryat etti
Yaralı halde yerde yatan şoför ise aracın halini görünce kendi acısını unutarak aracı için ağladı. Yaralı şoför, "Arabam bu hale gelmeyecekti. Babam bu arabayı bu halde görürse ne der? Babam beni boğar. Ben uygunum ağabey ancak bu otomobilin bu türlü kalmasını ben istemiyorum. Bu otomobil bu hale nasıl geldi? Bu arabayı kim bu hale getirdi? Ben mi getirdim arabayı bu hale? Anne, babam nerde? Kaza yaptım, ehliyetim de yok" diye bağırdı
Ehliyetsiz ve alkollü olduğu belirlendi
Araçta yapılan armada kabahat ögesine rastlanılmazken, 23 yaşındaki şoför E.Y.’nin 231 promil alkollü olduğu ve ehliyetinin bulunmadığı belirlendi. Yaralı şoför olay yerine gelen ambulansa alınarak birinci müdahalesi yapıldıktan sonra Bartın Devlet Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Kazada yaralanan ehliyetsiz ve alkollü şoför E.Y’nin babasının mahalle muhtarı olduğu ve aracı müsaadesiz aldığı öğrenildi.
Ailesi kayıp ilanı verdi
Kovalamacanın yaşandığı anlarda ise polisten kaçan E.Y.’yi ailesinin telefonla aradığı ve ulaşılamadığı ileri sürüldü. Çocuğuna ulaşamayan aile ise jandarma karakoluna müracaatta bulunarak kimlik bilgi ve eşkalini verdikleri çocukları E.Y’nin kayıp olduğunu söz etti.
Olayı hastane polisi fark etti
Hastane polisi, kayıp müracaatında bulunulan E.Y’nin yaralı olarak hastaneye getirilen yaralı olduğunu fark etti. Hastane polisinin telsiz anonsu ile durumu haber merkezine duyurması üzerine ise telefonla durum jandarmaya bildirildi.
Jandarma grupları tarafından da kayıp müracaatında bulunan aile bilgilendirilerek hastaneye yönlendirildi.

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.