Anadolu Ajansı tarafından
09 Ağustos, 2024 20:52 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Bayburtlu mey sanatçısı, yıllardır “hüzünlü saz”la müzik ziyafeti sunuyor

BAYBURT (AA) - BEŞİR KELLECİ - Bayburt'ta çocukluğunda öğrendiği nefesli halk müziği çalgısı meye tutkuyla bağlanan 43 yaşındaki Serdar Eslek, sanatını gelecek kuşaklara aktararak yaşatmaya çalışıyor.

Henüz 12 yaşında babasının yönlendirmesiyle bağlama çalmayı öğrenen Eslek, kentte kısa sürede müzik yeteneğiyle ön plana çıktı. İlerleyen senelerde yaşamını müziğe göre planlayan Eslek, Türk halk müziğinin üflemeli çalgısı mey (ağzı yassı bir zurna türü) ve zurna çalmayı öğrendi.

Hemşehrisi olan "Binali Selman" gibi ünlü zurna ve mey üstadını örnek alan Eslek, 25 yıldır Bayburt ve çevresinde çeşitli festival, düğün ile farklı illerdeki fuarların yanı sıra uluslararası ödüllü Kenan Yavuz Etnografya Müzesi'ni ziyaret eden yerli ve yabancı konuklara mey, zurna ve bağlamasıyla müzik ziyafeti sunuyor.

Kentteki halk eğitim merkezlerinde açılan kurslarda öğrenciler yetiştiren Eslek, elinden düşürmediği, "hüzünlü saz" olarak nitelendirdiği meyi gelecek kuşaklara aktarmak istiyor.

- "Mey benim için çok ayrı yeri olan bir enstrüman"

Evli ve 4 çocuk babası Serdar Eslek, AA muhabirine, Türk halk müziğini çok sevdiğini, 12 yaşında babasının hediye ettiği bağlamayla ilk kez bir enstrümanla tanıştığını söyledi.

İlk zamanlarda evde kendi kendine bağlama çalıp türkü söylediğini, daha sonra müziğiyle arkadaşlarını eğlendirdiğini anlatan Eslek, "Ne zaman ki dost meclislerinde çalmaya başladım, o zaman 'Ben bu işi yapabilirim' dedim. O günden beri üzerine kata kata çalışıyorum. Kenan Yavuz Etnografya Müzesi'nde çeşitli etkinliklerde, Bayburt'taki etkinliklerde ve yine il dışında turizm fuarları olmak üzere diğer etkinliklerde görev alıyorum." dedi.

Eslek, bağlamanın yanı sıra nefesli çalgıların da ilgisini çektiğini, sonra zurna ve mey çalmayı öğrendiğini belirterek, "Mey benim için çok ayrı yeri olan bir enstrüman. Bayburt'a ait bir çalgı olması, en acıklı türküleri, ağıtları bu mey sesinde yakaladığım için benim için vazgeçilmez bir enstrüman oldu." diye konuştu.

Sanatını her yerde icra etmeye çalıştığını dile getiren Eslek, zaman zaman doğada kendi çabasıyla kayıtlar almaya çalıştığını ve bunları insanlara dinletmeye özen gösterdiğini söyledi.

Eslek, meyin kendisinde özel yeri olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Meyin bizim yöremize ait olduğunu, gelişiminde Bayburtlu sanatçı Binali Selman'ın büyük rolü olduğunu bulunduğum her yerde anlatarak, dost meclislerinde, etkinliklerde bunu çalarak, yine kendimce öğrenciler yetiştirerek enstrümanı tanıtmaya ve unutturmamaya çalışıyorum. İnsan sesine en yakın enstrümandır mey. Her ortamda mey çaldığım gibi bunun hikayesini anlatmaya çalışıyorum. Bunu gelecek kuşaklara aktarmak için de çalışmalarım devam ediyor. İnşallah başarılı oluruz. İzlediğimiz Yeşilçam filmlerinde davul, zurna ve mey ön plana çıkmıştır. Binali Selman bize bu mirası bıraktı. Bizim de bunu sahiplenmemiz gerekiyor. Gelecek nesillere aktarmamız gerekiyor. Ben bu konuda çok hassasım, inşallah bunu gelecek nesillere çok daha iyi, başarılı şekilde anlatıp sonucunu en güzel şekilde alacağız."

blank
İhlas Haber Ajansı tarafından
18 Nisan, 2025 03:22 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Yaralı sürücüye, kovalamaca sırasında peşinde olan polisler yardım etti

Bartın’da arabasını polisin üzerine süren ve "dur" ihtarına uymayan şoför ile polis grupları ortasında kovalamaca yaşandı. Yaklaşık 30 kilometre kaçmayı başaran şoför kaza yapınca yakalandı. Yaralanan şoförün yardımına ise peşindeki polisler yetişti.
Edinilen bilgiye nazaran Orduyeri Caddesi’nde "dur" ihtarına uymayan 74 AAN 037 plakalı Tofaş aracın şoförü E.Y. ile polis aracı ortasında kovalamaca başladı. Bir polisin üzerine aracı süren E.Y., Bartın-Amasra yoluna çıkarak kaçmaya devam etti. Yolda orta refüje çıkan aracın şoförü, kazaya karşın yoluna devam etti. Bartın-Kurucaşile istikametine yanlışsız süratle giden şoför ile polis ortasında yaklaşık 30 kilometre boyunca kovalamaca yaşandı. Şoför peşine taktığı polislere izini kaybettirirken, Bozköy mevkisinde ise araç virajı alamayarak yol kenarındaki su kanalına düştü.
Araçtan çıkarak kanalda sırtüstü yatan yaralı şoförün yardımına ise peşindeki polis grupları yetişti. Bölgede ikinci bir kaza yaşanmaması emeliyle, polis ve jandarma takımları tarafından geniş güvenlik önlemleri alındı.
Otomobili için feryat etti
Yaralı halde yerde yatan şoför ise aracın halini görünce kendi acısını unutarak aracı için ağladı. Yaralı şoför, "Arabam bu hale gelmeyecekti. Babam bu arabayı bu halde görürse ne der? Babam beni boğar. Ben uygunum ağabey ancak bu otomobilin bu türlü kalmasını ben istemiyorum. Bu otomobil bu hale nasıl geldi? Bu arabayı kim bu hale getirdi? Ben mi getirdim arabayı bu hale? Anne, babam nerde? Kaza yaptım, ehliyetim de yok" diye bağırdı
Ehliyetsiz ve alkollü olduğu belirlendi
Araçta yapılan armada kabahat ögesine rastlanılmazken, 23 yaşındaki şoför E.Y.’nin 231 promil alkollü olduğu ve ehliyetinin bulunmadığı belirlendi. Yaralı şoför olay yerine gelen ambulansa alınarak birinci müdahalesi yapıldıktan sonra Bartın Devlet Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Kazada yaralanan ehliyetsiz ve alkollü şoför E.Y’nin babasının mahalle muhtarı olduğu ve aracı müsaadesiz aldığı öğrenildi.
Ailesi kayıp ilanı verdi
Kovalamacanın yaşandığı anlarda ise polisten kaçan E.Y.’yi ailesinin telefonla aradığı ve ulaşılamadığı ileri sürüldü. Çocuğuna ulaşamayan aile ise jandarma karakoluna müracaatta bulunarak kimlik bilgi ve eşkalini verdikleri çocukları E.Y’nin kayıp olduğunu söz etti.
Olayı hastane polisi fark etti
Hastane polisi, kayıp müracaatında bulunulan E.Y’nin yaralı olarak hastaneye getirilen yaralı olduğunu fark etti. Hastane polisinin telsiz anonsu ile durumu haber merkezine duyurması üzerine ise telefonla durum jandarmaya bildirildi.
Jandarma grupları tarafından da kayıp müracaatında bulunan aile bilgilendirilerek hastaneye yönlendirildi.

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.