Derine dalarken kulaklara dikkat

Derine dalarken kulaklara dikkat

Yayın: 19.08.2017 00:08
Paylaş:
A+ A-

Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Mehmet Akdağ, bayram tatilinde havuza veya denize gireceklere uyarılarda bulunarak, “Eğer östaki kanalıyla ilgili bir problem varsa özellikle yüzerken 1 metreden daha fazla derine inilmemesini öneriyoruz” dedi.

Memorial Diyarbakır Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Akdağ, 10 günlük bayram tatilini denize ve havuza girerek değerlendirmek isteyenler için önemli uyarılarda bulundu. Tatilin daha eğlenceli ve keyifli geçmesi için hasta olmayanlara da kulak kontrolünü önerdiklerini belirten Akdağ, “Çünkü kulak kanalında kulak kiri birikimleri oluyor. Bu da su, havuz veya deniz suyuyla temas sonucunda şişiyor ve şiştiği zaman da dış kulak yolunu kapatıyor. Bunun sonucunda da işitme kaybı oluşuyor. İşitme kaybıyla beraber bazen tahriş oluşuyor ve dış kulak iltihabı oluşuyor. Dış kulak yolu iltihabı da özellikle çocuklarda ciddi bir şekilde kulak ağrılarına sebep oluyor” dedi.

Suya girerken kulaklarınızı koruyun

Eczanelerde veya medikalcilerde rahatlıkla bulunabilen sakız gibi dış kulak yoluna bırakılan bir takım tıkaçların olduğunu dile getiren Akdağ, “Bu tıkaçları dış kulak yolu girişine bırakıp suyla temasını önleyerek bir şekilde önleyici bir tedbir almış oluruz. Bazen bu tedbir yeterli olmayabiliyor. Bunların üzerine bandaj şeklinde kulak koruyuculardan takıp rahatlıkla suya girebilirler ve bu şekilde tatillerini de yapabilirler. Ayrıca bu tıkaçlarla beraber dış kulak yolunun bir PH’sı var. Uzun süre havuza veya suya girdiğimiz zaman bu PH etkileniyor. Bazen klor fazla atılıyor veya ölçümü yapılmayan havuzlar oluyor. O zaman kulakta tahrişe bağlı dış kulak yolu iltihabı oluşuyor. Onu önlemek için de havuza veya denize girerken bir veya iki damla folik asitten yapılı bir karışım kulak kanalına bırakarak kulağın PH’sını sağlayarak en azından muhtemel oluşabilecek bir enfeksiyonu önlemiş olacağız. Bu da kulak koruyucu ve bandajlar yanında medikal anlamda önemli bir koruyucu sağlamaktadır” diye konuştu.

“Östaki kanalında problem varsa 1 metreden fazla dalmayın”

Kulak ve burun arasındaki östaki denilen bir kanal olduğuna dikkat çeken Akdağ, şunları kaydetti: “Bu kanalın insanların yüzde 15-20’sinde gerek uçakla yukarıya çıkarken gerekse suda derinlere inerken orta kulağa bir basınç dinamik etkisi var. Onu da östaki kanalı oluşturuyor. Eğer östaki kanalıyla ilgili bir problem varsa ki bu insanların çoğu bir şekilde orta kulak iltihabıyla ilgili başvuruyorlar. Bunların da özellikle yüzerken 1 metreden fazla derine girmemesini öneriyoruz. Derine gittikleri zaman tubal blokaja bağlı orta kulak enfeksiyonu gelişiyor. Tabi ki yüzecekler ama derine girdikleri zaman mutlaka dikkat etmeleri gerekir diye düşünüyorum. Kulak burun ve boğazın anatomik olarak bir komşuluğu vardır. Bu östaki fonksiyonuyla beraber burunda bir kemik iriliği, konka hipertrofisi dediğimiz burun eti büyüklüğü veya anatomik bir takım nedenler östaki fonksiyonunun oluşumuna kısmen de olsa katkı sağlar. Biz hastalarımıza derine dalmayın diyemeyiz. Bu anatomik problemlerin de çözümü vardır. Konka küçültme ameliyatları yapılarak kısmen östaki fonksiyonununa olumlu bir katkı sağlayarak yüzme faaliyetlerine katılabilirler.”

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Bolu’da “Sürdürülebilirlik, Geri Dönüşüm ve Sıfır Atık Zirvesi” düzenlendi

Anadolu Ajansı
Yayın: 03.05.2024 16:48
Paylaş:
A+ A-

BOLU (AA) – Bolu'da “Sürdürülebilirlik, Geri Dönüşüm ve Sıfır Atık Zirvesi” gerçekleştirildi.

Bolu Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) İl Kadın Girişimciler Kurulunca sıfır atık ve geri dönüşüm konularında farkındalık oluşturmak amacıyla düzenlenen program TSO konferans salonunda yapıldı.

Vali Yardımcısı Abdullah Şen, zirvenin açılışında yaptığı konuşmada, çevrenin çok önem arz ettiği bir asırda yaşandığını vurguladı.

Şen, bu konuda toplumun topyekun mücadelesinin gerekliliğine dikkati çekerek, “Toplumsal katılım açısından farkındalık gerekiyor. Bu konu katılımcılardan hane halkına kadar çok detaylı olması lazım. Evlerdeki duyarlılık, şuur, bakanlığımızın ve belediyelerimizin koymuş olduğu geri dönüşüm kutularına çöp atarken de öne çıkmalı.” diye konuştu.

Bolu TSO Yönetim Kurulu Üyesi Abdullah Ayarcan, artan tüketim ve üretim faaliyetlerinin doğal kaynakların tükenerek çevre kirliliğinin artmasına yol açtığını belirtti.

Sürdürülebilir geri dönüşüm ve sıfır atığın, iş dünyasında da çevresel etkileri en aza indirerek doğal kaynakları korumak ve gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakabilmek için kritik öneme sahip olduğunu vurgulayan Ayarcan, israfın önlenmesi, kaynakların daha verimli kullanılabilmesi, atığın miktarının azaltılması, toplama sisteminin kurulması ve atıkların geri dönüştürülebilmesinin her yeni günde daha çok önem kazandığını kaydetti.

TOBB Bolu İl Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Emine Yüce de sıfır atığın sadece azaltmak değil aynı zamanda tüketim alışkanlıklarının değişmesi anlamına da geldiğinden bahsetti.

Tüketim alışkanlıklarının değiştirilerek kaynakların daha bilinçli kullanılmasının sürdürülebilir yaşam tarzının benimsenmesi anlamına geldiğini de söyleyen Yüce, “Ülkemizde başlatılan Sıfır Atık Projesi, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kararıyla küresel çevre hareketine dönüşmüştür. Tüketimin arttığı günümüzde, satın aldığımız ürünlerden kullandığımız malzemelere kadar her gün bilinçli seçimler yapmak, alışkanlıklarımızı, seçimlerimizi ve üretim süreçlerimizi tabiata uyumlu hale getirmek zorundayız.” şeklinde konuştu.

Konuşmaların ardından sunum yapan TOBB Çevre Müdürlüğü uzmanı Esin Özarslan, sıfır atık ve geri dönüşüm konularında Türkiye ve Avrupa'da yapılan çalışmalarla ilgili bilgiler verdi.

Programda ayrıca, tarımda ve sanayide sürdürülebilirlik, sanayide sıfır atık stratejileri ve uygulamaları, iklim değişikliği, yeşil mutabakat ve karbon ayak izi oturumları gerçekleştirildi.