MÜSİAD Karabük Şubesi’nde Sarsıntılar
Son günlerde MÜSİAD Karabük Şubesi’nde yaşanan istifalar, Karabük’ün iş dünyasını derinden sarsan bir olay haline geldi. Özellikle İş İnsanı Murat Sönmez’in ihraç edilme süreci ve ardından gelen istifalar, sadece bir yönetim krizi mi yoksa daha büyük yapısal sorunların bir yansıması mı sorularını da gündeme getiriyor.
Yönetim Krizinin Temeli: Şeffaflık ve İletişim Eksikliği, Deniliyor.
Konuya yakın kaynaklar; İş İnsanı Murat Sönmez’in ihraç edilmek istenmesiyle başlayan sürecin, MÜSİAD Karabük Şubesi’nin iç yapısında ciddi bir iletişim ve şeffaflık eksikliği olduğunu gösterdiğine dikkat çekiyorlar. Yönetim Kurulu üyelerinden habersiz şekilde alınan kararların, bu ihraç sürecinin yalnızca bir kişisel mesele olmadığını, daha derinlerde yatan bir yönetim anlayışı sorunu olduğuna işaret ediyorlar. Karar defterine imza atan üyelerin bu imzaları sıradan idari işler için zannederken ihraç kararının altında kaldıklarını öğrenmelerinin , şubedeki yönetim mekanizmasının sorgulanması gerektiğini ortaya koymuştur, diyorlar.
İstifaların Sebebinin Güven Erozyonu Olduğu İfade Ediliyor.
Konuyla ilgili; 10 Yönetim Kurulundan imza atan Dört YK üyesinin konuyu anlayınca imzalarını geri çekmelerinin ardından Beş yönetim kurulu üyesinin ardı ardına istifa etmesi, MÜSİAD Karabük Şubesi’nde güven erozyonunun had safhada olduğunu gösteriyor şeklinde eleştiri yapanlar, “ Yönetimde alınan kararların üyeler arasında tartışılmaması, ortak akıl arayışından uzaklaşılması ve bu tür kritik süreçlerin kapalı kapılar ardında gerçekleştirilmesi, yönetim kurulu üyelerinin başkanla yollarını ayırmasına neden olduğunu…” ifade ediyorlar. Karabük Genç MÜSİAD’da 16 üyeden 11’inin de istifa ettiğine yönelik bilgi veren çevreler, MÜSİAD Karabük Şube’de 5 YK Üyelerinin istifalarıyla beraber Genç MÜSİAD’daki ayrılıkların da ortaya çıkmasının , Karabük’teki MÜSİAD organizasyonunun ciddi bir kimlik ve yönetim krizi içerisinde olduğunu açık bir şekilde gösterdiğini, söylüyorlar.
Vaatler ve Gerçekler Arasında Sıkışma Var Deniliyor
MÜSİAD Karabük Şube Başkanı Cengiz Ünal’ın 2021’de ilk başkanlığa geldiğinde “yüksek ahlak ve güven” temelli söylemler de bulunduğunu hatırlatanlar, “Bugün gelinen noktada ciddi bir sınav veriyor. İş dünyasında güven ve ahlak temelinde yükselmeyi vaat eden bir yapının, kendi üyeleriyle iletişim eksikliği yaşaması ve şeffaf bir yönetim sergileyememesi, bu vaatlerin ne kadar hayata geçirilebildiği konusunda soru işaretlerine neden oluyor.” Diyerek, Ayrıca, Ünal’ın 2021’de MÜSİAD şube binası yapma sözü gibi vaatlerin henüz gerçekleştirilmemiş olmasına da dikkat çekiyorlar.
MÜSİAD Genel Merkezi’nin Tavrı Ne Olacak Diye Soruluyor.
MÜSİAD Genel Başkanı Mahmut Asmalı’nın, MÜSİAD’ın yüksek ahlak ve güven temellerine dayanan bir “medeniyet davası” yürüttüğü ifadesini vurgulayanlar, Karabük Şubesi’nde yaşanan olayların bu vizyonla ne kadar örtüştüğünü , bu süreçte Genel Merkez’in nasıl bir tavır alacağını merak ettiklerini ifade ediyorlar.
Sonuç: MÜSİAD Karabük Şubesi’nin Geleceği Ne Olacak ?
MÜSİAD Karabük Şubesinin, şu anda ciddi bir yönetim krizi ve güven bunalımı yaşadığını söyleyenler, istifaların ve ihraç süreçlerinin sadece kişisel anlaşmazlıklar olarak değil, yapısal sorunların bir göstergesi, olarak değerlendirilmesi gerektiğini ifade ederek, bu olaylar ışığında, Karabük iş dünyasının güçlü bir temsilcisi olmayı hedefleyen MÜSİAD Karabük Şubesi’nin gelecekte nasıl bir yönetim anlayışı benimseyeceği , geleceğinin ne olacağı, nasıl şekilleneceğini de merak ettiklerini söylüyorlar.
Not: Bana ulaşan ve konuyla ilgili yorum ve eleştirilerini dile getirenlerin görüşlerini isim vermeden yukarı da yazdım. Her konunun tarafları olduğu gibi bu konunun da yukarıdaki görüşlere katılmayan, farklı görüş ve eleştirileri olan tarafları varsa bana ulaşıp görüşlerini dile getirebilirler. Konuyla ilgili MÜSİAD Karabük Şube Başkanı Cengiz Ünal’ın görüşlerini de almak amacıyla iki kere aradığımı. Cep telefonu kapalı olduğundan ulaşamadığımı, eğer geri dönüş olur ve açıklama yapmak isterse Sayın Ünal’a köşe yazılarımın açık olduğunu tekrar belirtirim.
**
SAFRANBOLU’DA GERÇEKLER AÇIK BİR ŞEKİLDE RAPOR DA…
Safranbolu Belediye Başkanı Elif Köse ve yeğeni CHP Belediye Meclis Üyesi Feyza Gökçınar hakkında çıkan kaçak villa, doğa katliamı ve kıyak iddiaları, kamuoyunu sarsan ağır suçlamalar içeriyordu. Ne yazık ki, bu tür asılsız ve doğrulanmamış konuların yayımlanması, toplumda bilgi kirliliği yaratmanın ötesinde, güven bunalımına da yol açıyor. Özellikle yerel siyasetçilerin gerçek dışı bir şekilde hedef alınması, toplumu yanıltıcı bir bilgilendirme sürecinin önünü açıyor. Ve sadece o şahıs/ya da sahıslar değil tüm toplum zarar görüyor. Her şeyden önce bu iyi anlaşılmalı bence.
Kamuoyunu Yanıltmak da Amaç Nedir ?
Kaçak yapı ve kıyak gibi iddialarla belediye başkanına ve meclis üyesine yönelik ciddi suçlamalar dile getirildi. Ancak yapılan incelemeler, bu iddiaların tamamen asılsız olduğunu ve bahsi geçen yapının, KARABÜK KÜLTÜR VARLIKLARINI KORUMA BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ’NÜN ONAYIYLA İMAR MEVZUATINA UYGUN ŞEKİLDE YAPILDIĞINI ORTAYA KOYDU. Peki, bu durum neden bu kadar önemli? Çünkü bu tür GERÇEK DIŞI konular, halkın güven duyduğu seçilmiş temsilcilerin itibarını hedef alarak toplumda da kaosa yol açıyor…
Koruma Bölge Müdürlüğü’nün Kararı: Yapı Yasalara Uygun
30 Temmuz 2024 tarihli Karabük Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Müdürlüğü’nün kararında, bir şahıs tarafından yapılan şikayetlerin titizlikle incelendiği vurgulandı. Kararda, “Onaylanan projesine uygun olarak tamamlandığı anlaşılan 27.04.2023 tarih ve 8212 sayılı kararımızın geçerli olduğuna, yapılan şikayet içeriğinde şikayete konu parseldeki yeni yapılanmaya ilişkin YÜRÜRLÜKTEKİ İMAR PLANI VE İLGİLİ MEVZUATINA UYGUN OLMAYAN BİR HUSUS TESPİT EDİLMEMESİ nedeniyle YAPI KULLANMA İZİN BELGESİ İPTALİNİ GEREKTİRECEK BİR DURUMUN BULUNMADIĞINA KARAK VERİLMİŞTİR” deniliyor.
Medya: Gerçeğin Peşinde mi, Yıkımın Aracı mı?
Aslına bakılacak olursa Basım – yayım kuruluşları, demokrasinin en önemli unsurlarından biridir ve halkın doğru bilgiye ulaşmasında temel bir rol oynar. Ancak bazı medya organlarının, gerçeği araştırmak yerine sansasyon yaratmaya odaklanması, günün sonunda medyanın itibarını da zedeliyor. Çamur at izi kalsın anlayışıyla yapılmaya çalışılanların, kamuoyunu bilgilendirmekten ziyade, adeta bir karalama kampanyası yürütmek amacıyla kullanıldığı izlenimi ortaya çıkıyor.
Hukuki Sürecin Başlatılması: Adaletin Rolü
Belediye Başkanı Elif Köse ve Meclis Üyesi Feyza Gökçınar’ın, haklarındaki bu asılsız iddialara karşı hukuki yollara başvurduğu ve ilgili yayına karşı tekzip talebinde bulunduğu biliniyor. Ayrıca, bu tür yanlış beyanlarda bulunan kişiye yönelik hukuki süreç başlattıklarını da ifade ettiler.
Yanlış Bilgiyle Yıpratılmak: Seçilmiş Kişilere Karşı Bir Silah mı?
Safranbolu’daki bu olay, sadece yerel siyasetçilerin değil, genel anlamda seçilmiş kişilerin nasıl kolayca hedef alınabildiğini gösteriyor. Aslında Safranbolu’nun / Karabük’ün değil Türkiye’nin genel bir sorunu bu durum. Seçilmiş insanların yıpratılmasının bu kadar kolay hale gelmesi, hangi partiye ya da görüşe mensup olursa olsun, seçimle iş başına gelmiş bireylerin gerçek dışı yayımlarla itham edilmesi, zan altında bırakılması, demokrasiye de büyük bir zarar veriyor.
Gerçekler Ortada, Ama İzler Kalıyor
Sonuç olarak, gerçeği yansıtmayan bu tür iddialarla yapılan yayınların topluma hiçbir faydası olmadığı açıkça görülüyor. Medyanın amacı gerçeği ortaya çıkarmak olmalı, yalan ve spekülasyonlarla itibar suikastına aracı olmak değil. Bu olay, bir kez daha medyanın sorumluluğunu ve doğru haberciliğin önemini gözler önüne seriyor.
Sonuç olarak; yalan ve yanlışla varılacak doğru bir nokta yok; yalnızca güvensizlik ve kaos yaratılmış olur. Hayatın karması olduğuna hep inanırım. Emin olun kötü niyet ile iyi murada erilmez.
Okan KÜÇÜK’ün Tüm Yorum Haberleri İçin Burayı Tıklayınız:
Nöbetçi Eczaneler