Anadolu Ajansı tarafından
15 Kasım, 2024 19:28 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Arkeolojik kazıda Tunç Çağı’na ait hububat taneleri ortaya çıktı

Kütahya'da, termik santral sahasında yer alan höyükte yürütülen kurtarma kazısında, yanarak korunmuş hububat taneleri gün ışığına çıkarıldı.

Kütahya’da, termik santral sahasında yer alan höyükte yürütülen kurtarma kazısında, yanarak korunmuş hububat taneleri gün ışığına çıkarıldı.

Seyitömer Höyüğü‘nün altındaki 12 milyon tonluk linyit rezervinin ekonomiye kazandırılması amacıyla ilk olarak 1989 yılında başlatılan kazı, Çelikler Holding sponsorluğunda Kütahya Müzesi Müdürlüğünce Dr. Arkeolog Sevgi Gürdal başkanlığında sürdürülüyor.

Kütahya Müze Müdürü Gürdal,  mayısta başlayan kazı çalışmalarına arkeolog, antropolog, restoratör, mimar, mimari restoratör ve seramik uzmanından oluşan 25 uzman personel ve 50 kişilik işçi grubuyla devam ettiklerini söyledi.

Bu yıl kazı sezonunda Orta Tunç Çağı ve Erken Tunç Çağı tabakalarında çalıştıklarını belirten Gürdal, “Ağırlıklı olarak Erken Tunç Çağı’nın en erken tabakalarında, yani höyüğün ilk yerleşimlerine ağırlık verdik. Bu çalışmalar esnasında höyüğün mimarisi, günlük yaşam ve tarım ürünleriyle ilgili çeşitli bilgiler elde ettik.” dedi.

Alt tabakalarda her evin duvarı ayrı, üst tabakalarda duvarlar ortak

Kazılarda birbirine bitişik iki odadan oluşan dikdörtgen planlı evlere rastladıklarını ifade eden Gürdal, bu evlerde ilginç olanın daha üst tabakalarda evlerin bitişik olmasına rağmen ortak duvarlar kullanıldığını, daha alt tabakalarda ise her evin kendi duvarı olduğunu tespit ettiklerini vurguladı.

Günlük yaşama dair önemli bulgulara da ulaştıklarını anlatan Gürdal, “Evlerin fırınlarının tamamını ocaklarıyla, çeşitli tezgahlarıyla bütün iç donanımlarıyla açığa çıkardık. Ayrıca çeşitli çanak, çömlek, maşrapa gibi birçok mutfak eşyası gibi kaşıklar, bunun yanında günlük yaşama dair buluntular, pişmemiş ağırlıklar, kaplar bulduk. Bu durum, mekanların sadece ev olarak değil, atölye olarak da kullanıldığını gösteriyor.” diye konuştu.

 Tavşanlı ilçesi leblebisiyle ünlü”

Gürdal, 5 bin yıl öncesinin tarım ve beslenmesine ışık tutacak tarım ürünlerini de gün yüzüne çıkardıklarını aktardı.

Bu seneki en önemli buluntuların 5 bin yıllık haşhaş ve nohutlar olduğunu vurgulayan Gürdal, şöyle devam etti: “Buğday, mercimek, nohut ve haşhaş gibi örnekleri gün yüzüne çıkardık. Bunların içinde nohut bölge açısından önemli. Çünkü Tavşanlı ilçesi leblebisiyle ünlü. Haşhaş çok ilginç. Gaga ağızlı testiler ve küçük çömlekler içinde haşhaş bulduk. Haşhaş Kütahya ve Afyonkarahisar bölgesi için ekonomik değeri olan, günümüzde de ciddi anlamda gıda ve ilaç sanayinde kullanılan bir ürün. Haşhaş ve nohutun Kütahya için 5 bin yıldır ekonomik değere sahip olduğunu somut olarak söyleyebiliriz.”

Sevgi Gürdal, haşhaş ve nohutları yapıların kiler kısmında sıralanmış halde bulduklarını, yapılar yangın geçirdiği için de karbonlaşmadan dolayı bu buluntuların bugünlere kadar ulaşabildiğini sözlerine ekledi.

Seyitömer Höyüğü

Geçmişi milattan önce 3000’li yıllara uzanan Seyitömer Höyüğü, il merkezine 26 kilometre uzaklıkta, Çelikler Seyitömer Elektrik Üretim AŞ. çalışma alanında bulunuyor.

Orijinal yüksekliği 26 metre, eni 140 ve boyu 150 metre olan höyükteki kurtarma kazısına, altındaki linyitin ekonomiye kazandırılması amacıyla 1989’da Eskişehir Müzesi Müdürlüğünce başlandı. Höyük, 1990-1995 yıllarında Afyonkarahisar Müzesi Müdürlüğü tarafından kazıldı.

Türkiye Kömür İşletmeleri Genel Müdürlüğü ile Kütahya Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) Rektörlüğü arasında imzalanan protokol doğrultusunda kazılar, 2006’da Kütahya DPÜ Arkeoloji Bölümüne devredildi. Öğretim elemanları, öğrenciler ve işçilerden oluşan kazı heyeti, çalışmalarını 2014’e kadar sürdürdü. Höyükten çıkarılan 17 binden fazla eser, sergilenmek üzere Müze Müdürlüğüne teslim edildi. Kurtarma kazısı, 2019’dan beri Kütahya Müzesi Müdürlüğünce yürütülüyor.

blank
İhlas Haber Ajansı tarafından
18 Nisan, 2025 03:22 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Yaralı sürücüye, kovalamaca sırasında peşinde olan polisler yardım etti

Bartın’da arabasını polisin üzerine süren ve "dur" ihtarına uymayan şoför ile polis grupları ortasında kovalamaca yaşandı. Yaklaşık 30 kilometre kaçmayı başaran şoför kaza yapınca yakalandı. Yaralanan şoförün yardımına ise peşindeki polisler yetişti.
Edinilen bilgiye nazaran Orduyeri Caddesi’nde "dur" ihtarına uymayan 74 AAN 037 plakalı Tofaş aracın şoförü E.Y. ile polis aracı ortasında kovalamaca başladı. Bir polisin üzerine aracı süren E.Y., Bartın-Amasra yoluna çıkarak kaçmaya devam etti. Yolda orta refüje çıkan aracın şoförü, kazaya karşın yoluna devam etti. Bartın-Kurucaşile istikametine yanlışsız süratle giden şoför ile polis ortasında yaklaşık 30 kilometre boyunca kovalamaca yaşandı. Şoför peşine taktığı polislere izini kaybettirirken, Bozköy mevkisinde ise araç virajı alamayarak yol kenarındaki su kanalına düştü.
Araçtan çıkarak kanalda sırtüstü yatan yaralı şoförün yardımına ise peşindeki polis grupları yetişti. Bölgede ikinci bir kaza yaşanmaması emeliyle, polis ve jandarma takımları tarafından geniş güvenlik önlemleri alındı.
Otomobili için feryat etti
Yaralı halde yerde yatan şoför ise aracın halini görünce kendi acısını unutarak aracı için ağladı. Yaralı şoför, "Arabam bu hale gelmeyecekti. Babam bu arabayı bu halde görürse ne der? Babam beni boğar. Ben uygunum ağabey ancak bu otomobilin bu türlü kalmasını ben istemiyorum. Bu otomobil bu hale nasıl geldi? Bu arabayı kim bu hale getirdi? Ben mi getirdim arabayı bu hale? Anne, babam nerde? Kaza yaptım, ehliyetim de yok" diye bağırdı
Ehliyetsiz ve alkollü olduğu belirlendi
Araçta yapılan armada kabahat ögesine rastlanılmazken, 23 yaşındaki şoför E.Y.’nin 231 promil alkollü olduğu ve ehliyetinin bulunmadığı belirlendi. Yaralı şoför olay yerine gelen ambulansa alınarak birinci müdahalesi yapıldıktan sonra Bartın Devlet Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Kazada yaralanan ehliyetsiz ve alkollü şoför E.Y’nin babasının mahalle muhtarı olduğu ve aracı müsaadesiz aldığı öğrenildi.
Ailesi kayıp ilanı verdi
Kovalamacanın yaşandığı anlarda ise polisten kaçan E.Y.’yi ailesinin telefonla aradığı ve ulaşılamadığı ileri sürüldü. Çocuğuna ulaşamayan aile ise jandarma karakoluna müracaatta bulunarak kimlik bilgi ve eşkalini verdikleri çocukları E.Y’nin kayıp olduğunu söz etti.
Olayı hastane polisi fark etti
Hastane polisi, kayıp müracaatında bulunulan E.Y’nin yaralı olarak hastaneye getirilen yaralı olduğunu fark etti. Hastane polisinin telsiz anonsu ile durumu haber merkezine duyurması üzerine ise telefonla durum jandarmaya bildirildi.
Jandarma grupları tarafından da kayıp müracaatında bulunan aile bilgilendirilerek hastaneye yönlendirildi.

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.