KBÜ’de ‘28 Şubat Süreci ve Yeni Türkiye’ konferansı

KBÜ’de ‘28 Şubat Süreci ve Yeni Türkiye’ konferansı

Yayın: 05.03.2019 23:14
Paylaş:
A+ A-

Karabük Üniversitesi Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı tarafından “28 Şubat süreci ve Yeni Türkiye” konulu konferans düzenlendi.

15 Temmuz Şehitler Konferans Salonunda gerçekleşen konferansa Milat Gazetesi Genel Yayın Koordinatörü Serdar Arseven ile Yeni Şafak Gazetesi Ankara Haber Müdürü Hüseyin Likoğlu konuşmacı olarak katıldı.

Karabük Üniversitesi Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı tarafından düzenlenen “28 Şubat Süreci ve Yeni Türkiye” konulu konferansta Milat Gazetesi Genel Yayın Koordinatörü Serdar Arseven ve Yeni Şafak Gazetesi Ankara Haber Müdürü Hüseyin Likoğlu 28 Şubat darbe süreci, öncesi ve sonrasında Türkiye’de yaşanan siyasi olaylar ile toplumsal gelişmeler üzerine bilgiler verdi.

“Yeni Türkiye 2017 yılında anayasa değişikliği ile anayasal olarak hayatımıza girdi “Programın ilk konuşmacısı Yeni Şafak Gazetesi Ankara Haber Müdürü Hüseyin Likoğlu, 28 Şubat’ın, Türkiye’de darbeler tarihiyle başlayan bir süreç olduğunu belirterek, “28 Şubat bir süreçtir ve bu sürecin başlangıcı belki 1950 seçimleriyle de irtibatlandırılabilir. Çünkü 1950 seçimlerinde iktidarın halk oyuyla el değiştirmesini benimsemeyenler vardı. 1994 yerel seçimlerinde Refah Partisi, Ankara ve İstanbul başta olmak üzere Türkiye’nin çok önemli yerlerinde çok önemli belediye başkanlıkları kazandı ve o seçimler beraberinde 28 Şubat’ın taşlarını daha sık döşemeye neden oldu.” şeklinde konuştu.

Likoğlu, 28 Şubat sürecinde çok zor günler yaşadıklarını dile getirerek, “Başörtülü öğrenciler üniversitelere alınmayacak diye talimatlar verildi. YÖK’ten imam hatipli öğrencilerin üniversiteye alınmaması için kat sayı uygulamasını getirmesi istendi. 28 Şubat öyle planlıydı ki o dönemde muhafazakâr ailelerin zeki çocukları işte bu sürece kurban gitti. 28 Şubat süreci bugün yaşadığımız bütün kötülükleri tek tek dizayn etti” dedi.

Türkiye’de 15 Temmuz darbe girişimiyle, 28 Şubat sürecinin ve anlayışının bitmediğini belirten Likoğlu, “28 Şubat süreci halkın tercihleriyle iktidar değişikliği olamaz diyenlerle, bu ülke bir Cumhuriyet ise söz hakkı milletin olması gerekir diyenlerin kavgasıydı ve bu kavga 15 Temmuz’a kadar devam etti. Bugün de bu kavga devam ediyor” diye konuştu.

2007 yılında referandum ile yapılan anayasa değişikliğiyle yeni Türkiye’nin ilk adımlarının atıldığına vurgu yapan Likoğlu devamında şunları söyledi: “Bu anayasa değişikliği ile Cumhurbaşkanı seçme yetkisi TBMM’den halka geçti. Bugün yeni Türkiye, yeni sistem ihtiyacının temelinde aslında tam da bu var. 2017 yılında yapılan anayasa değişikliği referandumu ile Cumhurbaşkanlığı sistemi geldi. Yeni Türkiye aslında 2017 yılında anayasa değişikliği ile anayasal olarak hayatımıza girdi”

“Hiçbir darbe dış destek olmadan gerçekleşemez”

Programın diğer konuşmacısı Milat Gazetesi Genel Yayın Koordinatörü Serdar Arseven ise konuşmasında hiçbir darbenin dış destek olmadan gerçekleşmeyeceğine dikkat çekerek, “1960 darbesi, 1980 darbesi, 28 Şubat, 27 Nisan muhtırası, 15 Temmuz darbe girişimi dış destek olmadan hayata geçecek şeyler değil” dedi.

28 Şubat’ta yaşanan darbenin öncesinde yaşanan gelişmeleri ve bu darbenin yapılmasına sebep olan iç ve dış güçleri örneklerle anlatan Arseven konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “Erbakan, 28 Şubat öncesi Doğru Yol Partisi’nin Genel Başkanı Tansu Çiller ile birlikte 54. Hükümet olan Refah Yolu hükümetini kurdular. Erbakan, yerli üretimle Türkiye’nin kalkınacağını ve bunu İslam dünyasının kaynakları ile gerçekleşeceğini söyledi. D8 (Gelişmekte olan 8 ülke) projesi, Prof. Dr. Necmettin Erbakan projesiydi. Erbakan D8’i kurarak böylece Siyonizm’e gidecek kaynakları İslam dünyası içerisinde tutup İslam dünyasını zenginleştirmek istedi. Erbakan’ın ekonomi başta olmak üzere bütün alanlarda yapmak istediği iyileşmeler iç ve dıştan bazı kesimleri rahatsız etti. 28 Şubat darbesine giden bir süreç vardı, Türkiye’de laik-anti laik kamplaşması getirerek devlet millet bağını koparmak istediler.”

28 Şubat sürecinde medyanın algı operasyonu yaptığını söyleyen Arseven, “Refah Partisi’nin oy oranının günden güne artması nedeniyle bazı güçler telaşa düşüp önlerini kesmek istedi. Erbakan, kararlı şekilde mücadele ederken birden ortaya Müslüm Gündüz, Ali Kalkancı gibi tiplerin içinde olduğu ahlaksız olaylarla Müslümanlık üzerinde baskı kurulmaya başlandı. Memlekette baş örtüsüzler yaşamayacak diye bir algı yapıldı ve sürekli irtica görüntüsü altında vatandaşa böyle bir hava verildi” diye konuştu.

Konferansın sonrasında Milat Gazetesi Genel Yayın Koordinatörü Serdar Arseven ve Yeni Şafak Gazetesi Ankara Haber Müdürü Hüseyin Likoğlu, Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanı Özcan Büyükgenç ile birlikte Rektör Prof. Dr. Refik Polat’ı makamında ziyaret etti.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Eski ve yeni muhtarın birbirini şikayet ettiği mahallede seçim yenilenecek

Anadolu Ajansı
Yayın: 05.05.2024 00:48
Paylaş:
A+ A-

TRABZON (AA) – Trabzon'un Çaykara ilçesinde, seçimi kaybeden eski muhtar ve kazanan muhtarın birbirlerini şikayetinin ardından iki kişinin de seçilmeye engel sabıka kaydı bulunduğunun ortaya çıkmasıyla Yaylaönü Mahallesi'nde 2 Haziran'da yeniden seçime gidilecek.

31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri'nde Yaylaönü Mahallesi muhtar adaylarından Hasan Asan, 137 seçmenin oyunu alarak muhtar seçildi.

Seçimi 26 oy farkla kaybeden mevcut muhtar Yakup Toprak, bu durum üzerine Asan hakkında seçilmeye engel sabıka kaydı bulunduğu gerekçesiyle muhtarlığının iptal edilmesi talebiyle önce İlçe Seçim Kuruluna, itiraz süresinin geçmesi üzerine de Yüksek Seçim Kuruluna (YSK) itirazda bulundu.

YSK'nin yaptığı değerlendirme sonucunda Asan hakkında Çaykara Asliye Ceza Mahkemesi kararıyla 2019'da kaçak yapı, Kültür ve Tabiat Kanunlarını Koruma Kanunu'na muhalefet suçundan 2 yıl 4 ay 3 gün hapis cezasıyla yargılandığı anlaşıldı.

YSK, seçimi kazanan Hasan Asan'ın seçilmeye engel sabıka kaydı bulunduğundan mazbata düzenlenemeyeceğine, muhtarlık mazbatasının seçilme yeterliğine sahip en çok oy almış olan sıradaki adaya düzenlenmesine karar verdi.

Seçimde 111 oy alarak ikinci sırada bulunan Toprak'ın da Kültür ve Tabiat Kanunlarını Koruma Kanunu'na muhalefet suçundan yargılandığı ve 18 ay hapis cezasının bulunduğunun anlaşılması üzerine, her iki adaya da seçilmeye engel sabıka kaydı bulunduğu gerekçesiyle mazbata verilmemesine hükmeden YSK, üçüncü bir aday olmaması dolayısıyla Yaylaönü Mahallesi'nde 2 Haziran'da yeniden seçime gidilmesine karar verdi.

Seçime kadar, muhtarlık görevini de seçilen adayın birinci azası Özkan Toprak'ın yürütmesi kararlaştırıldı.

– “İkimiz de aday olamıyoruz”

Muhtar adayı Hasan Asan, AA muhabirine, 31 Mart seçimlerinde, eski muhtar Yakup Toprak'ın karşısında 26 oy farkla muhtarlığı kazandığını söyledi.

Bir önceki dönem aday olup seçimi kaybettiğinde kendisinin herhangi bir itirazının olmadığını belirten Asan, “Seçilmiş olan muhtarın da geçmişe yönelik Kültür ve Tabiat Kanunlarını Koruma Kanunu'na muhalefet suçlarından cezasının olduğunu biliyorduk. Bizim bir şikayetimiz olmamıştı.” dedi.

Asan, ilçede yaptığı iş yerinin üçüncü derece sit alanında bulunmasından dolayı Kültür ve Tabiat Kanunlarını Koruma Kanunu'na muhalefet suçundan 2 yıl 4 ay hapis cezası bulunduğunu dile getirerek, “YSK'den ikinci bir karar geldi, ikinci aday Yakup Toprak'ın seçileceği yazıyordu. Biz de bu sefer buna itiraz ettik. Yakup Toprak'ın 18 ay hapis cezası çıktığı için o da muhtar olamadı.” diye konuştu.

YSK'nin kararı dolayısıyla aday olamayacaklarını anlatan Asan, “Seçilme haklarımız yeterli değil şu anda. Mazbatamızı alamadık. 2 Haziran'da nasipse tekrar seçime gideceğiz.” ifadelerini kullandı.

Üç dönem görev yapan eski muhtar Yakup Toprak da rakibinin kendisinden fazla oy alarak seçildiğini ancak hukuki yeterliliği olmadığı gerekçesiyle itiraz ettiğini söyledi.

Toprak, YSK'nin kendisi için de seçilme yeterliliği bulmayarak adaylığını düşündüğünü belirterek, “Biz de seçilemedik. Bu durumda aday da olamıyoruz.” dedi.

Haziranda yapılacak seçimde aday olamayacaklarını ifade eden Toprak, “İlla ki köy çaresini bulacak, demokrasilerde çare bitmez. Sandıktan çıkacak olana saygı duyacağız.” diye konuştu.

Mahalle sakinlerinden Murat Toprak ise “Fıkra gibi bir seçim oldu. Yaylaönü halkı olarak gerek yok bu şikayetlere.” diye konuştu.