Bölgenin Sesi Gazetesi

Yayın: 13.01.2020 20:29
Paylaş:
A+ A-

Türkiye’de kent ölçeğinde korunan tek yer olan Safranbolu’yu 2019 yılında 1 milyon 300 bin turist ziyaret etti

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından Dünya Miras Listesi’ne alınan ve “En iyi korunan 20 kent” arasında bulunan Karabük’ün Safranbolu ilçesi, 2019 yılında günübirlik 1 milyon 300 bin turist ağırladı.
UNESCO Dünya Miras Kalıcı Listesi’nde “Safranbolu Şehri” adıyla bulunan ve listede Türkiye’den kent ölçeğinde tek yer olma özelliği taşıyan tarihi ilçe, her yıl yerli ve yabancı binlerce turiste ev sahipliği yapıyor. “Osmanlı’nın parmak izi”, “korumanın başkenti”, “kendini koruyan kent” ve “açık hava müzesi” unvanlarıyla anılan Safranbolu, en çok yabancı ziyaretçiyi Çin, Tayvan, Tayland ile Japonya gibi Uzakdoğu ülkelerinden ağırlıyor. 2019 yılında Safranbolu’yu Çin’den 40 bin 610, Tayvan’dan 34 bin 636 kişi ziyaret ederken, bu ülkeleri sırasıyla Malezya, Tayland, Almanya, İtalya, Japonya, Amerika ve Güney Kore izledi.
İlçede Kazasker Cinci Hoca tarafından yaptırılan Cinci Hanı ve Hamamı, İzzet Mehmet Paşa tarafından yaptırılan cami ve Saat Kulesi, Köprülü Mehmet Paşa, Mehmet Ağa, Muslubeyoğlu Hacı Hüseyin Hüsnü Efendi camileri, İncekaya Su Kemeri, eski Hükümet Konağı, çeşmeler, arastalar ve köprülerle açık hava müzesini andıran Safranbolu’da bir önceki yıla göre geçen yıl yerli turist sayısı yüzde 5,93 arttı. Osmanlı mimarisi, şehir hayatı ve kültürünü yansıtması dolayısıyla “Osmanlı’nın parmak izi” olarak da adlandırılan tarihi ilçe, geçen yıl konaklamalı 319 bin yerli ve yabancı turist ağırlarken, turist sayısında genel olarak yüzde 0,95 oranında artış yaşandı. Safranbolu, 2018’de ağırladığı günübirlik ziyaretçi sayısını 2019’da 40 bin kişi aşarak kendi rekorunu kırdı.

80 ülkeden ziyaretçi ağırladı
Safranbolu 80 ülkeden ziyaretçi ağırlarken, en çok yabancı turisti Mayıs ayında, en çok yerli ziyaretçiyi ise 28 bin 277 kişi ile Ağustos ayında ağırladı. 2019’da 232 bin yerli turistin konakladığı Safranbolu’da, 87 bin 400 yabancı turist konakladı.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Ordulu çift söküntü ip getirenlere Kabataş kilimi dokuyor

Anadolu Ajansı
Yayın: 28.04.2024 04:48
Paylaş:
A+ A-

ORDU (AA) – EYÜP ELEVLİ – Ordu'nun Kabataş ilçesinde 46 yaşındaki Fatma Öztok, eskiyen örgü işlerin sökülmesiyle elde edilen iplerle Kabataş kilimi dokuyarak kazanç sağlıyor.

Öztok, Kabataş ilçesinde evlendikten sonra el tezgahında dokumacılık yapan kayınvalidesi Kadriye Öztok'tan işin inceliklerini öğrendi.

Kayınvalidesinin sağlığı elvermediği için işi bırakmasının ardından Fatma Öztok, 2000 yılından itibaren evlerinin alt katında oluşturdukları atölyede mesleği sürdürüyor.

Dört yıl önce emekli olan Aziz Öztok da eşiyle atölyede mesai harcıyor.

İki çocuk annesi Fatma Öztok, AA muhabirine, kayınvalidesinin rahatsızlanması sonucu mesleği devam ettirdiğini söyledi.

Kayınvalidesinin kilimleri elinde dokuduğunu ancak kendisinin bu şekilde sürdüremediğini anlatan Öztok, adlıkları eski tip makinelerle yıllardır Kabataş kiliminin üretimini yaptıklarını ifade etti.

Öztok, Kabataş kilimine ilgi olduğunu dile getirerek, “Burada 7 kişi, 10 kişi çalıştırdığım da oldu. Ama çalışanlar fındık zamanı gelince işi bırakıyor. Siparişi de aldığımız için sıkıntıya düştüm. O yüzden siparişleri azalttım. Şimdi yapabileceğim kadar alıyorum.” dedi.

Eşiyle çalışmanın önemine işaret eden Öztok, “Eşimle çalışmak daha rahat, çok güzel. Ben eve çıksam, buraya müşteri geliyor. En azından burada müşteriye bakabilecek birisi oluyor. Öbür türlü eve çık, dükkana in şeklinde zor oluyor. O yüzden eşim geldikten sonra rahatladım. İşin getirisi de iyi oldu çok şükür.” diye konuştu.

Örgüleri söküp getirenlerin israfı da önlemiş olduğunu anlatan Öztok, şöyle devam etti:

“İsraf olmasın, 'yazıktır, günahtır' diyerek dokutturuyor. 'Benden sonraki nesillere kalsın.' gibi düşüncelerle yaptırıyorlar, en çok ondan geliyor. Çöpe atma durumu olsa bu devam etmeyecek ama eskilerimiz asla çöpe atmayı istemiyor. Sökemezse kesiyor, kesemezse dikiyor. Yine de onu dokutturuyor. Çöpe atmaktansa onu kenara koyuyor.”

Öztok, çevrelerinde kendilerinden başka bu işi yapan olmadığını, tozlu iş olması nedeniyle pek de kimsenin benimsemediğini anlattı.

İşinden keyif aldığını ve bu nedenle devam ettiğini belirten Öztok, “Yoksa bağ bahçe, evin temizliğine zaman kalmıyor. Evde temizlik için işçi tutuyorum, buradan aldığımı oraya veriyorum. Ama bana keyifli geliyor. 60 sene olmuş. 30-40 sene kaynanam, 20-25 sene de ben devam ettirdim. 5 sene daha ancak dayanırız. Sadece kilime odaklanırsam günde 80-100 metre dokuma yaparım.” değerlendirmesinde bulundu.

– “Bizim için mesleğin son temsilcisi diyebiliriz”

51 yaşındaki Aziz Öztok ise ilk etapta eşinin siparişleri elde yetiştirememesi üzerine araştırmalar yaptıklarını anlattı.

Gaziantep'ten makine aldıklarını belirten Öztok, “İlk önce bir makineyle başladık. Sonra bir, iki derken çözgü makinesi, sarma makinesiyle beraber işi çoğalttık. Daha seri bir şekilde çalışıyoruz.” şeklinde konuştu.

Yörede bu mesleği yapan bir tek kendilerinin kaldığına dikkati çeken Öztok, “Bizim için mesleğin son temsilcisi diyebiliriz. Çocuklar yanaşmıyorlar. Kimisi üniversitede okuyor, kimisi çalışıyor. Biz de hanımla beraber yapabildiğimiz kadar bu şekilde yapmaya çalışıyoruz.” ifadesini kullandı.

Zaman zaman yurt dışına da ürün gönderdiklerine işaret eden Öztok, şunları kaydetti:

“Bize eski sökülmüş kazaklar geliyor. Onları belli bir aşamadan geçirdikten sonra dokuyoruz. Hem de katma değer oluyor. Rağbet de var. İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa'ya mal gönderdiğimiz oluyor. Bu şekilde isteyenler, sipariş verenler oluyor. Yani güzel bir şey. Hem yöremiz için hem de otantik bir havası var. Yazları buralarda halıları kaldırıyoruz, sadece kilim seriyoruz.”

Öztok çifti, Kabataş kiliminin metresini 40 liraya örüyor.