Karabük’te 63 Bin 481 Aktif Çalışan Var

Karabük’te 63 Bin 481 Aktif Çalışan Var

Yayın: 19.02.2020 20:39
Paylaş:
A+ A-

Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü verilerine göre 63 bin 481 aktif çalışan, 53 bin 360 emekli aylığı alan kişi var.
Vali Fuat Gürel, kurum denetimleri kapsamında Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünü ziyaret ederek, İl Müdürü İsmail Yıldırım’dan 2019 yılında yapılan çalışmalar hakkında bilgi aldı.
İl Müdürü Yıldırım, Karabük nüfusunun 248 bin 458 olduğunu, 4/a, 4/b ve 4/c olmak üzere aktif çalışan sayısının 63 bin 481 kişi, aylık alan 53 bin 360 kişi ve bakmakla yükümlü tutulanların 105 bin 421 kişi olduğunu ifade etti. Yıldırım, Sosyal Güvenlik kapsamı dışında kalan nüfusun 10 bin 988 kişi olduğunu, il nüfusuna oranının ise yüzde 4,42 olduğunu söyledi.
Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü tarafından 2019 yılında 4/a ve 4/b kapsamında 19 malullük aylığı, 818 yaşlılık aylığı, 311 ölüm aylığı olmak üzere toplamda bin 148 aylık bağlandığını, 262 cenaze yardımı ödeme işlemlerinin yanı sıra 352 yurt dışı borçlanma, 234 askerlik borçlanması ve 65 doğum borçlanması işlemlerinin yapıldığını anlatan Yıldırım, Kısa Vadeli Sigortalar Servisi tarafından 11 bin 113 hastalık vakasına 7 milyon 928 bin 36,80 lira, 2 bin 110 iş kazası vakasına 2 milyon 130,95 lira, 1 bin 51 analık vakasına 2 milyon 490 bin 738,71 lira ve bin 354 emzirme vakasına 241 bin 466 lira olmak üzere toplamda 17 bin 628 vakaya 12 milyon 660 bin 372,46 lira ödeme yaptıklarını ifade etti.
4/a (SSK) tahakkuk-tahsilat oranlarında Türkiye genelinde ilk üç içinde yer aldıklarını vurgulayan Yıldırım, Kasım 2019 tarihi itibariyle 46 milyon 193 bin 812 lira tahakkuk ve 40 milyon 616 bin 58 lira tahsilat ile yüzde 87.93’lük oran yakaladıklarını belirten Yıldırım, 4/b tahakkuk-tahsilat oranlarında Türkiye ortalaması olarak ilk 10’da yer aldıklarını, Kasım 2019 itibariyle 4 milyon 678 bin 666 lira tahakkuk, 3 milyon 986 bin 755 lira tahsilat ile yüzde 85,21’lik bir oran gerçekleştiğini söyledi.
İl Müdürü Yıldırım, iyi uygulama örneği olarak 1 Aralık 2017 tarihinden itibaren SGK hizmet binası bulunmayan ilçelere, her ay SGM mobil hizmet aracıyla vatandaşların ayağına SGK hizmetlerini taşıdıklarını, 2019 yılında başlatılan “istihdam seferberliği” kapsamında Karabük’e verilen 6 bin istihdam hedefinin, kamu sektöründe 153, özel sektörde de 6 bin 173 olmak üzere hedefin gerçekleştirildiğini ifade etti.
2019 yılı aktif iş yeri sayıları hakkında bilgi vererek sunumunu tamamlayan Yıldırım, Kasım 2019 tarihi itibariyle 4 bin 571 daimi, 562 mevsimlik, 279 kamu ve 4 bin 854 özel iş yeri olmak üzere 5 bin 133 iş yerinin faaliyet gösterdiğini ifade etti.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Süper metan salımlarının tespiti yapay zeka sayesinde hızlanıyor

Anadolu Ajansı
Yayın: 04.05.2024 08:48
Paylaş:
A+ A-

İSTANBUL (AA) – YETER ADA ŞEKO – Hollanda Uzay Araştırmaları Enstitüsü (SRON) Kıdemli Araştırmacısı Prof.Dr. Ilse Aben, küresel ısınmaya neden olan ve “süper salıcılar” olarak adlandırılan büyük boyuttaki metan salımlarının tespitinde uydulara ek olarak yapay zekanın kullanıldığını ve bunun işleyişi hızlandırdığını söyledi.

Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) tarafından küresel ısınmanın yüzde 25’inden sorumlu gösterilen metan gazı emisyonlarının 2030 yılına kadar 2020'ye kıyasla yüzde 30 düşürülmesi için 150'den fazla ülke taahhütte bulundu.

BM, bu ülkelerin metan emisyonlarını azaltmasına destek olmak için 2021 yılında Uluslararası Metan Emisyonları Gözlemevi'ni kurdu.

Hem doğal kaynaklardan hem de insan faaliyetleri sonucu atmosfere yayılabilen metan gazının ana kaynaklarından birini enerji sektöründeki faaliyetler oluştururken Uluslararası Enerji Ajansına (IEA) göre petrol ve doğal gaz sektöründen kaynaklanan metan salımı en çok sızıntılar nedeniyle yaşanıyor.

Metan emisyonlarıyla mücadelede özellikle “süper salıcılar” (super emitters) olarak adlandırılan devasa metan gazı sızıntılarının tespiti önem taşırken çok büyük miktardaki bu sızıntılar özellikle petrol, doğal gaz ve kömür üretiminin gerçekleştiği sahalarda görülüyor ve haftalarca devam edebiliyor.

İstatistik portalı Statista verilerine göre 2022'de en fazla süper salım, tamamı petrol ve doğal gaz kaynaklı olmak üzere 184 vakayla Türkmenistan'da görüldü. Bu ülkeyi, 155 vakayla Hindistan ve ABD izledi. Hindistan'daki süper salımların birçoğunun kaynağı çöp sahaları olarak belirlenirken ABD'deki vakaların kaynağında petrol ve doğal gaz çalışmaları öne çıktı.

Atmosfere ciddi anlamda metan yükü bırakan süper salıcıların tespiti uydular aracılığıyla yapılan gözlemlerle mümkün olabilirken bu uydu hizmetini sağlamak için küresel çapta girişimler bulunuyor. Avrupa Birliği (AB) Uzay Ajansının Sentinel-5 Precursor adlı uydusunun verileriyle çalışmalar yürüten TROPOMI (Troposferik İzleme Aracı) programı, bu girişimler arasında en kapsamlı veriyi sağlayanlardan biri olarak gösteriliyor.

SRON'daki kıdemli araştırmacılık görevinin yanı sıra TROPOMI programının eş baş araştırmacısı olan Prof.Dr Ilse Aben, uyduların metan sızıntılarını tespit etmesindeki rolünü AA muhabirine anlattı.

– “Sızıntıları önlemek firmalara da katkı sağlar”

Uyduların, metan sızıntısı ölçümlerini, atmosferden geçen güneş ışığının dalga boyu üzerinden yaptıklarını belirten Aben, “Metan ya da diğer moleküller ışığı emerler ve bu ışık üzerinde belirli bir parmak izleri kalır. Sonrasında bu ışınlar yer yüzeyinden uzaya yansır. Biz de bu ışınların renklerinden ölçümleri gerçekleştiriyoruz.” dedi.

Aben, uydular aracılığıyla dünyanın her yerinden, her boyuttaki metan emisyonuna dair veriler elde edebildiklerini, süper salım yapan noktaların yoğunlukla petrol ve doğal gaz üreten bölgeler ile kömür madenciliği ve çöp sahaları olarak karşılarına çıktığını kaydetti.

Bu sızıntıların önüne geçilmesinin özellikle petrol ve doğal gaz üreten firmaların gelirlerine katkı sağlayacağına dikkati çeken Aben, “Petrol çıkarmayı hedefleyen şirketlerin çalışmalarından da gaz yayılıyor. Bu şirketlerin temel amaçları petrol çıkarmak ama çıkan gazı yakalasalar onu da satabilirler. Doğal gaz şirketleri ise zaten doğal gaz çıkarıyorlar, aslında her sızıntı onlar için birer kayıp demek.” tespitinde bulundu.

– BM ülke ve şirketleri bilgilendirip uyarıyor

Uydular sayesinde ilk defa küresel ölçekte süper salıcıların nerede olduğunu görebildiklerini ve bunun bir devrim olduğunu dile getiren Aben, “Daha önce böyle bir şey yaşanmamıştı. Bu kadar çok sayıda olduklarını ve bu kadar büyük olduklarını bilmiyorduk.” ifadelerini kullandı.

Aben süper salımların tespiti sonrası işleyen süreci şöyle özetledi:

“Uluslararası Metan Emisyonları Gözlemevi bir metan uyarı sistemi kurdu. Bu sistem tamamen süper yayıcılar üzerine ve verileri de uydular üzerinden alıyorlar. Biz tam olarak neyin sızıntı yaptığını tespit ediyoruz, onlar da bundan sorumlu olan şirkete ya da hükümete ulaşıp durumu iletiyorlar. Bu durum hakkında ne yapacaklarını ve onlara nasıl yardımcı olabileceklerini soruyorlar. Bu işleyiş aslında geçtiğimiz aralık ayında aktif olarak hayata geçirildi, henüz çok yeni bir uygulama. Biz bilim insanları olarak birkaç yıldır sızıntıların kaynaklarını arayıp durumu bildiriyorduk. Ama tahmin edeceğiniz üzere bir bilim insanı Orta Asya'daki birini arayıp 'Bakın sizin bir sızıntınız var.' dediğinde hiç bir şey olmuyordu.”

Uygulamanın başladığı 1 Aralık 2023'ten bu yana BM tarafından ülke ve şirketlere 127 uyarı gönderildiği ve bu uyarılar sonrasında şu ana kadar sadece 1 sızıntının önlendiği bilgisini veren Aden, sürecin hızlandırılması ve daha fazla sızıntının giderilmesi gerektiğini vurguladı.

Bu sızıntılar sonucu atmosfere devasa boyutlarda metan yayıldığının altını çizen Aben, “Eğer metan gazı salımlarını düşürmek için bir şeyler yapılması hedefleniyorsa süper salıcılar konusunda bir şeyler yapılması aslında çok kolay ve etkili bir adım olacaktır.” sözlerini sarf etti.

– Yapay zeka katkısı

Uydular aracılığıyla elde edilen verilerin değerlendirilmesi sürecinde yapay zekadan faydalandıklarına değinen Aben, şöyle devam etti:

“TROPOMI her gün milyonlarca gözlem yapıyor. Dolayısıyla bu gözlemler arasında süper salımları tespit etmek için etkili bir yönteminizin olması gerekiyor. Biz de bu noktada yapay zekayı, tespit edilen tüm noktaları tanıması üzerine eğittik. Doktora öğrencilerimizden biri bunu yapabilen bir model geliştirdi. Bu çalışmalar yapay zeka olmadan da sadece uydularla yapılabilirdi ama belirli bir noktada bunu makine öğrenimi ile yapmaya karar verdik. Aksi halde bu çok fazla zaman alıyordu ve yapay zeka aslında büyük bir fark oluşturdu.”

Yapay zekanın bu alana entegre edilmesi üzerine çeşitli girişimler olduğundan bahseden Aben özellikle Google ve Planet gibi haritalama verilerine sahip kurumların teknolojilerinin bu alana adapte edilmesiyle bu sızıntıların tespitinin daha hızlı yapılacağı değerlendirmesinde bulundu.