Hal ve Gidişimiz…!

Hal ve Gidişimiz…!

Yayın: 23.01.2016 08:43
Paylaş:
A+ A-

Hal ve gidişimiz üzerine neler söylenebilir…
Çok şey…
Hayat denilen gerçeklik dinamizm üzerine kuruludur.
O nedenle sakinliği sevmez.
Bu nedenle…
Sürekli gündemin değişmesi bundandır.
Birini anlamadan diğeri karşımıza çıkar.
Çık işin içinden çıkabilirsen.
Olan biteni anlamak o nedenle pek mümkün değildir.
Bir de buna bilgi kirliliğini eklediğinizde her şey Arap saçına döner.
İnsan kime inanacağına şaşırır.
Bir türlü karar veremez.
Yaşadığımız zaman içinde en kötü olanı ne diye sorarsanız hemen söyleyeyim.
Belirsizlikler…
Neden mi?
Belirsizlik kaygıyı tetikler.
Şüpheleri artırır.
Bu durum toplumsal depresyona kaynak oluşturur.
Ayrıca…
Fay hatlarının kırılmalarına vesile olur.
Toplumsal deprem dediğimiz şey budur.
Herkesin kendine göre bir doğrusu olması yaşama tutunma çabasını işaret eder.
Doğrular bir isteğe/hedefe bağlı olarak gerçeklik kazanır.
Ancak herkesin doğrusu olması şaşırtıcı bir hal ortaya çıkarır.
Şaşkınlıklarımızın nedeni budur.
Hayatın kendisi aslında bir kavgayı içeriyor.
Kavganın içinde herkes kendini haklı görüyor.
İşte tüm meselenin özü de bu zaten.
Kim haklı…?
Şimdi…
Yine başa dönersek…
Kendimize şu soruyu soruyoruz.
“Sakinlik” ulaşılabilir/elde edilebilir bir durum mudur.?
Bana sorarsanız hayır…
O’nun bu dünyaya ait bir kavram olmadığını düşünüyorum.
Çünkü…
Herkes bir şeylerin peşinde.
İnsanlar yaşamak için uğraş vermek zorunda.
Yaşam bu düşünce ve dinamikler üzerine kurulu.
Herkesin kendine göre bir hesabı var.
Bu bir gerçekse…
O zaman siz seyredin dünyayı…
Her şeyin nasıl alt üst olduğunu kendi gözlerinizle görün.
Şimdi buradan nereye gelmek istiyorum.
İnsan için yaşam ;bir matematik denklemine benziyor.
Bir bilinmiyenli,iki bilinmeyenli,üç bilinmeyenli.
İstenenler
Yapılması gerekenler
Sonuç.
Şimdi….
Problemi çözmek için ne gerekli.
Önce verilenleri çok iyi anlamak
Sonra muhakeme yeteneğini kullanmak
Sonra çözüme başlamak
İşlem hatası yapmamak.
Yani…
Doğru toplamak
Doğru çıkarma yapmak
Çarpma ve bölme işlemlerini gerçekleştirmek.
Ve nihayetinde…
Sonuca ulaşmak.
Buna rağmen…
Çözümden emin değilseniz sağlama yapmayı da unutmayın.
Ne mi demek istiyoruz.?
Biz bu denli hayatı ciddiye almadığımız için hazırlıksız yakalanıyoruz.
Sonra da ulaşamadıklarımız için kendi kendimize dövünüyoruz.
İşte bu husus hayatın sakinliğini bozuyor.
Başta da belirttiğim gibi…
Sakinlik bu hayatın dinamizmini bozuyor.
Bu durum birilerinin işine gelmiyor.
O nedenle sürekli olarak birbirimizle didişmek zorunda kalıyoruz.
Öyle değil mi?…

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Bolu’da “Sürdürülebilirlik, Geri Dönüşüm ve Sıfır Atık Zirvesi” düzenlendi

Anadolu Ajansı
Yayın: 03.05.2024 16:48
Paylaş:
A+ A-

BOLU (AA) – Bolu'da “Sürdürülebilirlik, Geri Dönüşüm ve Sıfır Atık Zirvesi” gerçekleştirildi.

Bolu Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) İl Kadın Girişimciler Kurulunca sıfır atık ve geri dönüşüm konularında farkındalık oluşturmak amacıyla düzenlenen program TSO konferans salonunda yapıldı.

Vali Yardımcısı Abdullah Şen, zirvenin açılışında yaptığı konuşmada, çevrenin çok önem arz ettiği bir asırda yaşandığını vurguladı.

Şen, bu konuda toplumun topyekun mücadelesinin gerekliliğine dikkati çekerek, “Toplumsal katılım açısından farkındalık gerekiyor. Bu konu katılımcılardan hane halkına kadar çok detaylı olması lazım. Evlerdeki duyarlılık, şuur, bakanlığımızın ve belediyelerimizin koymuş olduğu geri dönüşüm kutularına çöp atarken de öne çıkmalı.” diye konuştu.

Bolu TSO Yönetim Kurulu Üyesi Abdullah Ayarcan, artan tüketim ve üretim faaliyetlerinin doğal kaynakların tükenerek çevre kirliliğinin artmasına yol açtığını belirtti.

Sürdürülebilir geri dönüşüm ve sıfır atığın, iş dünyasında da çevresel etkileri en aza indirerek doğal kaynakları korumak ve gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakabilmek için kritik öneme sahip olduğunu vurgulayan Ayarcan, israfın önlenmesi, kaynakların daha verimli kullanılabilmesi, atığın miktarının azaltılması, toplama sisteminin kurulması ve atıkların geri dönüştürülebilmesinin her yeni günde daha çok önem kazandığını kaydetti.

TOBB Bolu İl Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Emine Yüce de sıfır atığın sadece azaltmak değil aynı zamanda tüketim alışkanlıklarının değişmesi anlamına da geldiğinden bahsetti.

Tüketim alışkanlıklarının değiştirilerek kaynakların daha bilinçli kullanılmasının sürdürülebilir yaşam tarzının benimsenmesi anlamına geldiğini de söyleyen Yüce, “Ülkemizde başlatılan Sıfır Atık Projesi, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kararıyla küresel çevre hareketine dönüşmüştür. Tüketimin arttığı günümüzde, satın aldığımız ürünlerden kullandığımız malzemelere kadar her gün bilinçli seçimler yapmak, alışkanlıklarımızı, seçimlerimizi ve üretim süreçlerimizi tabiata uyumlu hale getirmek zorundayız.” şeklinde konuştu.

Konuşmaların ardından sunum yapan TOBB Çevre Müdürlüğü uzmanı Esin Özarslan, sıfır atık ve geri dönüşüm konularında Türkiye ve Avrupa'da yapılan çalışmalarla ilgili bilgiler verdi.

Programda ayrıca, tarımda ve sanayide sürdürülebilirlik, sanayide sıfır atık stratejileri ve uygulamaları, iklim değişikliği, yeşil mutabakat ve karbon ayak izi oturumları gerçekleştirildi.