İSMET İNÖNÜ’YÜ KARABÜK’TE ANMAMAK…(2)

İSMET İNÖNÜ’YÜ KARABÜK’TE ANMAMAK…(2)

Yayın: 29.12.2020 21:13
Paylaş:
A+ A-

Nedense Demir Çelik tesislerinin Karabük’e kuruluşunu çok istemesine karşın Erkanı Harbiye reisi Mareşal Fevzi Çakmak’ta temel atma törenine katılmaz.
O’nu temsilen general Fahrettin Altay Paşa Karabük’e gelir.
3 Nisan 1937’de İsmet İnönü ile Karabük’e gelenler arasında İktisat Vekili Celal Bayar, Dışişleri Vekili Dr. Tevfik Rüştü Aras, İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi Persi Loren, tesislerin yapımını üstlenen firmanın sahibi H.A. Brassert’de yer alır.
Başvekil İsmet inönü’nün 3 Nisan günü Karabük’te yaptığı konuşma çok anlamlıdır.
“..Arkadaşlar, Endüstri hayatına hevesle girdikten sonra asıl endüstrinin ana kısmına, ağır endüstriye bugün başlamış bulunuyoruz.
Makine endüstrisini de buradan başlanır.
Bu müessese içtimai bakımdan da ayrıca dikkati celbedecek bir kıymete haizdir.
Burada çalışmaların ikamet ve çalışma sıhhat şartları, mektep ihtiyaçları ayrıca hazırlanacak, bunlar için ayrı ayrı müsseseler kurulacaktır.
Görüyorsunuz ki, Karabük demir çelik fabrikaları ile memleketin her sahada çok kıymetli olan ihtiyaçlarına cevap verecek bir müessese kurmakla kalmıyoruz.
Cumhuriyetçi ve milliyetçi Türkiye’nin manevi ve içtimai bir medeniyet ve kültür müesseselerini de meydana getirmiş oluyoruz.”
İsmet İnönü’nün nutkundan anlaşılacağı üzere Karabük, Cumhuriyetin bir medeniyet tasavvuru olarak ortaya çıkmış bir kenttir.
Çünkü söylevin sonuna doğru , “Cumhuriyetçi ve milliyetçi Türkiye’nin manevi ve içtimai bir medeniyet ve kültür kurumlarının fabrika temelinin atılması ile birlikte oluşturulacağını” söylemesi Karabük’ün büyük ülküler ve Türkiye’nin geleceği düşünülerek kurulduğunun önemli bir kanıtıdır.
Şimdi sadece demir çelik fabrikalarının değil bu medeniyet düşüncesi içinde Karabük’ün kuruluşu için çok güzel sözler söylemiş bir kişinin Karabük’te sadece adının bir cadde ile anılması. sonrada bu adın unutulması, büstünün ise Demokrat Parti iktidarı zamanında bazı kendini bilmez işçiler tarafından tahrip edilmesi hoş karşılanacak, tasvip edilecek bir durum değildir.
Kendi geçmişini unutan Karabük’ün bugün içine düştüğü içler acısı durumun sebebi tarihi hafife alan kesimin geçmişe kara leke çalma girişiminden başka bir şey değildir.
Biz etrafımızdaki ülkeler , düşmanlık yapıyor diye onlara kızmayalım.
Bu ülkeye yapılan esas düşmanlığı tarihi kişiliklere saldırı yapanlarda aramak gerekir diye düşünmekteyim.
Karabük’te rahmetli İnönü kadar rahmetli Çakmak’ında bu muhteva içinde anılmadığını görmekteyim.
Sadece bir liseye adının verilmiş olması bizi töhmet altından kurtarmaz.
Ayrıca…
Bir merakımı da buradan sizlerle paylaşmak durumundayım.
Karabük’ü tarihi genlerinden koparmak için mücadele veren kimselerin niyetini ,neyi amaçladıklarını şu ana kadar bir türlü kavrayamadım.
Anlayan varsa lütfen bu konu ile ilgili düşüncelerini benimle paylaşırsa çok memnun olurum….!

Yorumlar

  1. Doğrucu Davut

    Sayın hocam, karabük öyle uyuşuk bir yerki hiçbirşeyi anmaz, bırak 80 yıl öncesini dünü hatırlamaz. Toz duman sis duyarsızlık vurdumduymazlık umursamazlık kabalık kültürsüzlük bilinçsizlik meraksızlık cahilik işsizlik trafik sıkışıklığı estetikten yoksunluk görüntü kirliliği… hele bir bak gözlerde fer yok fer hiç kimsenin hiçbir şey umurunda değil.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Bolu’da “Sürdürülebilirlik, Geri Dönüşüm ve Sıfır Atık Zirvesi” düzenlendi

Anadolu Ajansı
Yayın: 03.05.2024 16:48
Paylaş:
A+ A-

BOLU (AA) – Bolu'da “Sürdürülebilirlik, Geri Dönüşüm ve Sıfır Atık Zirvesi” gerçekleştirildi.

Bolu Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) İl Kadın Girişimciler Kurulunca sıfır atık ve geri dönüşüm konularında farkındalık oluşturmak amacıyla düzenlenen program TSO konferans salonunda yapıldı.

Vali Yardımcısı Abdullah Şen, zirvenin açılışında yaptığı konuşmada, çevrenin çok önem arz ettiği bir asırda yaşandığını vurguladı.

Şen, bu konuda toplumun topyekun mücadelesinin gerekliliğine dikkati çekerek, “Toplumsal katılım açısından farkındalık gerekiyor. Bu konu katılımcılardan hane halkına kadar çok detaylı olması lazım. Evlerdeki duyarlılık, şuur, bakanlığımızın ve belediyelerimizin koymuş olduğu geri dönüşüm kutularına çöp atarken de öne çıkmalı.” diye konuştu.

Bolu TSO Yönetim Kurulu Üyesi Abdullah Ayarcan, artan tüketim ve üretim faaliyetlerinin doğal kaynakların tükenerek çevre kirliliğinin artmasına yol açtığını belirtti.

Sürdürülebilir geri dönüşüm ve sıfır atığın, iş dünyasında da çevresel etkileri en aza indirerek doğal kaynakları korumak ve gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakabilmek için kritik öneme sahip olduğunu vurgulayan Ayarcan, israfın önlenmesi, kaynakların daha verimli kullanılabilmesi, atığın miktarının azaltılması, toplama sisteminin kurulması ve atıkların geri dönüştürülebilmesinin her yeni günde daha çok önem kazandığını kaydetti.

TOBB Bolu İl Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Emine Yüce de sıfır atığın sadece azaltmak değil aynı zamanda tüketim alışkanlıklarının değişmesi anlamına da geldiğinden bahsetti.

Tüketim alışkanlıklarının değiştirilerek kaynakların daha bilinçli kullanılmasının sürdürülebilir yaşam tarzının benimsenmesi anlamına geldiğini de söyleyen Yüce, “Ülkemizde başlatılan Sıfır Atık Projesi, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kararıyla küresel çevre hareketine dönüşmüştür. Tüketimin arttığı günümüzde, satın aldığımız ürünlerden kullandığımız malzemelere kadar her gün bilinçli seçimler yapmak, alışkanlıklarımızı, seçimlerimizi ve üretim süreçlerimizi tabiata uyumlu hale getirmek zorundayız.” şeklinde konuştu.

Konuşmaların ardından sunum yapan TOBB Çevre Müdürlüğü uzmanı Esin Özarslan, sıfır atık ve geri dönüşüm konularında Türkiye ve Avrupa'da yapılan çalışmalarla ilgili bilgiler verdi.

Programda ayrıca, tarımda ve sanayide sürdürülebilirlik, sanayide sıfır atık stratejileri ve uygulamaları, iklim değişikliği, yeşil mutabakat ve karbon ayak izi oturumları gerçekleştirildi.