Dünyanın En Uzun Kadını Hayallerini Anlattı

Dünyanın En Uzun Kadını Hayallerini Anlattı

Yayın: 15.10.2021 21:35
Paylaş:
A+ A-

(İHA) – Karabük’ün Safranbolu ilçesinde yaşayan ve 2 metre 15 santimetrelik boyuyla dünyanın en uzun boylu kadını olarak Guinness Rekorlar Kitabı’na giren Rumeysa Gelgi, “Profesyonel eğitimimi tamamladım, yakın zamanda çalışmaya başlayacağım” dedi.
Safranbolu ilçesinde yaşayan Safiye ve Haydar Gelgi’nin 24 yaşındaki kızları Rumeysa Gelgi’nin dünyada nadir görülen
‘Weaver Sendromu’ rahatsızlığı nedeniyle boyu uzamaya başladı. Rumeysa, 2014 yılında 2 metre 13 santimetrelik boyuyla “dünyanın 18 yaş altı en uzun boylu genç kızı” olarak Guinness Rekorlar Kitabı’na girdi. Yaşayan dünyanın en uzun boylu kadını unvanı ile ikinci kez Guinness Rekorlar Kitabı’na adını yazdıran Rumeysa Gelgi, ilk başlarda uzayan boyu nedeniyle hayata küstüğünü, daha sonra nadir olan sendromu ve bunun getirdiği uzun boyu avantaja çevirerek iki kez dünya rekortmenliği unvanına sahip olduğunu söyledi. Safranbolu’da yaşadığı evin önünde basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Gelgi, “2014 yılında elde ettiğim dünyanın 18 yaş altı en uzun boylu genç uzun unvanına sahiptim. Bu yıl ise dünyanın yaşayan en uzun boylu kadını unvanına sahip olmak için Guinness Rekorları’na başvuru yaptım. Sonrasında bir ölçüm sürecimiz oldu ve onaylandı. En son geçtiğimiz hafta resmi sertifikamız takdimi gerçekleşti. Dün tüm dünyaya duyuruldu. 3 ay gibi bir süredir bu unvanın sahibi olduğumu biliyordum ama Guinness’in isteği üzerine yakın ailemin haricinde gizlemek zorunda kaldım. Dünden bu yana çok yoğun bir programım oldu. Bu ilgi ve destek beni çok mutlu ve motife ediyor. Onun için çok gururluyum. Yaşayan en uzun boylu kadın ve erkekte Türkiye de ve ülkemiz bu iki unvana sahip. Bu da ülkemiz için güzel bir tesadüf aslında” dedi.

Ummadığınız başarılara götürebiliyor”
Görünüşü farklı olan insanlara da çağrıda bulunan Rumeysa Gelgi, “Görünüş farklıkları bulunan ve bunla ilgili özgüven problemi insanlar izliyorsa farklı olmak sandığınız kadar kötü bir şey değil. Sizi hiç ummadığınız başarılara götürebiliyor. Şahsi olarak farklılıkların ve dezavantajlı görünen şeylerin insanın kendi isteği ve çabası ile avantaja çevrilebileceğini düşünüyorum. Benim yaptığım şeyde buydu. Dünyada çok nadir olan sendromumu ve bunun bana getirdiği uzun boyu ve hızlı boyu kendim için avantaja çevirerek iki kez dünya rekortmenliği unvanına sahip oldum” dedi.

“Profesyonel eğitimimi tamamladım, yakın zamanda çalışmaya başlayacağım”

Dünya genelinde etkili olan Covid-19 virüsünden dolayı yaşanan pandeminin kendisi açısından hem avantajını hem de sıkıntılarını anlatan Gelgi şunları söyledi:
“Pandemi süreci benim için mental olarak oldukça sıkıntılı geçti. Çok izole bir şekilde 15 ay yaşadım, ta ki tam aşımı olana kadar. Weaver Sendromu hastası olduğumdan akciğerlerim tam kapasite çalışmamakta ve benim bu virüsü almam oldukça tehlikeli olurdu. Kapmamak için elimden gelen tüm çabayı ve özeni göstererek izole bir şekilde yaşadım. Psikolojik olarak sıkıntıları vardı ve neredeyse 1 yıl boyunca evden dışarı çıkmadım. Fakat her şeye rağmen fiziksel sağlığım gayet yerinde. Bu pandemi süreci benim için pozitif yanı da oldu. Bu süreçte profesyonel eğitimime odaklandım. 2016 yılında üniversite sınavlarına girmiş ve istediğim bölümde online eğitim söz konusu olmadığı için tercih yapamamıştım. Uzun yıllardır yurt dışındaki eğitim programlarına odaklandım ve kısa süre önce eğitimimi tamamladım. Web geliştirme üzerine eğitimimi tamamlayarak, web ön yüz geliştiricisiyim ve yakında umuyorum ki çalışmaya başlayacağız. Bunun için de çok mutluyum. Hayal ettiğim bölümü sonunda gerçekleştirebildim.”
Gelgi, Guinness Dünya Rekorları Kitabı’nın 70 civarında resmi hakemi bulunduğunu, Türkiye’de de tek bir hakem olduğunu belirterek, insanları dolandırıcılara karşı uyardı.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Kışı Kızılırmak Deltası’nda geçiren besicilerin göç yolculuğu başladı

Anadolu Ajansı
Yayın: 06.05.2024 00:48
Paylaş:
A+ A-

SAMSUN (AA) – İLYAS GÜN – Samsun'da, Kızılırmak Deltası'ndaki kışlaklarda kalan besiciler, yazı geçirecekleri Karagöl Dağı'ndaki yaylalara gitmek için küçükbaş hayvanlarıyla yaklaşık 1 ay sürecek yolculuklarına başladı.

Hayvanlarını kış döneminde Kızılırmak Deltası'nda barındıran besiciler, havaların ısınmaya başlamasıyla hazırlıklarını tamamlayıp, Karagöl Dağı'nın eteklerinde yer alan bin ila 1500 rakımlı yaylalara gitmek üzere yola çıktı.

Deltadan yüzlerce küçükbaş hayvanıyla hareket eden besicilerin zorlu yolculuğu, yaklaşık 1 ay sürecek. Günde 10 ile 15 kilometre arasında mesafe katedecek besiciler, yolculuk boyunca hayvanlarını belirli aralıklarla sağacak.

Yazı yaylada geçirecek besiciler, ekim veya kasım aylarında yeniden deltaya dönecek.

10 yaşından bu yana besicilik yapan 48 yaşındaki Mustafa Coşkun, AA muhabirine, sıcak ve nemli havanın hayvanların hastalanmasına neden olduğunu, bu nedenle yaz aylarında serin yerleri tercih ettiklerini söyledi.

Yaklaşık bir ayda yaylaya ulaştıklarını belirten Coşkun, “Çünkü hayvanlarımızı otlatarak gidiyoruz. Akşam mola veriyoruz, sabahın ilk ışıklarıyla yeniden yola çıkıyoruz. Yaklaşık 5 ay yaylada kalıyoruz, kışın daha sıcak olan Kızılırmak Deltası'nı tercih ediyoruz. İşimiz çok zor ama mecbur yapıyoruz.” dedi.

Besici Eyüp Çobanoğlu da yaklaşık 1 aylık yolculuklarının oldukça zorlu geçeceğine işaret etti.

Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti Sorumlusu Kadir Yılmaz ise deltanın göçmen kuşların yanı sıra büyükbaş ve küçükbaş hayvan besicileri için de önemli bir yer olduğunu dile getirdi.

Manda ve koyunculuk yapan besicilerin yılın belirli aylarında deltada hayvanlarını otlattıklarını anlatan Yılmaz, “Besiciler kışı deltada geçiriyor. Eylül ayının sonlarına doğru deltaya yaylalardan gelen besiciler, birkaç ay burada kaldıktan sonra tekrar yaylalara hayvanlarını otlatmaya götürüyor. Kış aylarında 2 bin ila 3 bin arasında koyun deltada kışlıyor.” diye konuştu.

Yılmaz, havaların ısınmasıyla koyun sürülerinin deltadan ayrılmaya başladığını vurgulayarak, göçmen kuşlarla koyun sürülerinin deltada görsel şölen sunduğunu, yerli ve yabancı turistlerin de hem kuşları hem de besicilerin geçişini takip ettiğini sözlerine ekledi.