Dünyanın en uzun kadını Rümeysa Gelgi, en büyük hayaline kavuştu. Karabük’te yaşayan ve boyu nedeniyle hiçbir zaman uçağa binemeyen 25 yaşındaki genç kadın, Türk Hava Yolları’nın yardımıyla hayatı boyunca istediği uçuş deneyimini yaşadı.

Türkiye’den ABD’ye giden Rümeysa, deneyiminin kusursuz olduğunu dile getirdi. Rümeysa’nın bu uçuş deneyimi dünya basının da ilgisini çekti.

25 yaşında Karabük’te yaşayan Rümeysa Gelgi, dünyanın en uzun boylu kadını olarak Guiness Rekolar Kitabı’nda yer alıyor.

1997 yılında doğan Gelgi’nin boyu 2 metre 15 santimetre. Bu kadar hızlı büyümesinin nedeni ise Weaver sendromuna sahip olması.

Boyu nedeniyle Gelgi, genellikle hareket etmek için tekerlekli sandalye kullanıyor ve bunun yanı sıra da kısa yürüyüşler yapabiliyor.

Gelgi’nin en büyük hayali ise uçmak. Ancak boyu ve durumundan dolayı böyle bir şey şimdiye kadar neredeyse imkansızdı.

Ancak geçtiğimiz hafta Türk Hava Yolları, Rümeysa’nın hayalini gerçekleştirdi. Rümeysa için bir uçağın 6 koltuğu söküldü.

Uçağın içine Rümeysa’nın bacaklarını esnetebilmesi için de bir sedye yerleştirildi. Bu sedyenin Gelgi’ye özel olarak tasarlandığı ifade edildi.

Uçuş, Türkiye-İstanbul’dan ABD-San Francisco’ya gerçekleşti. Gelgi, Instagram hesabı üzerinden bu gelişmeyi takipçileriyle paylaştı.

Paylaşımına da “Baştan sonra kusursuz bir yolculuk… Bu benim ilk uçak yolculuğumu ve son olmayacak. Yolculuğumun parçası olan herkese çok teşekkür ederim” notunu düştü.

Genç kadın daha önce hiçbir bu kadar heyecanlanmadığını da söyledi.

Rümeysa, teknoloji ve yazılım sektöründe çalışıyor. Bu alanda kendini geliştirmek istediğini ifade eden genç kadın ayrıca ABD’de 6 ay kalmayı planladığını dile getirdi.

Aynı zamanda genç kadın, unvanını bu sendrom yüzünden yaşam şartları zorlaşan insanlarla ilgili bir farkındalığa sebep olmak için kullanmak istediğini sıklıkla dile getiriyor.

Rümeysa’nın hayalini gerçekleştirmiş olması dünya basınından da ilgisini çekti. İngiliz gazetesi The Sun, “Rümeysa, çoğu insanın hafife alacağı ancak kendisinin bir ömür boyu hayalini kurduğu şeyi gerçekleştirdi” sözlerine yer verdi.

Rümeysa Gelgi, ilk olarak 2014 yılında dünyanın dikkatini çekmişti. Aynı zamanda ‘dünyanın en büyük ellerine sahip olan kadın’ unvanının da sahibi.

Weaver sendromu kişinin aşırı gelişmiş iskelet ve vücutta gerçekleşen çeşitli anomalilerle kendini gösterir. Doğuştan gelen bu sendroma sahip kişilerde karakteristik yüz hatları bulunur.