ANLAŞILDI MI…?

ANLAŞILDI MI…?

Yayın: 10.06.2015 08:29
Paylaş:
A+ A-

Bir seçim dönemini daha hayırlısı ile sonuçlandırdık.
Netice…
Türkiye genelinde hiçbir parti tek başına iktidara gelme yetkisini seçmenden alamadı.
İyi mi oldu kötü mü?
Bunun ilerleyen günlerde hep birlikte göreceğiz.!
Geçmişe baktığımızda
İlk akla gelen 12 Eylül 1980 öncesinin koalisyon ve azınlık hükümetleri.
Türk halkı memnun mu kaldı?
Hayır.
Siyasi iktidarlar ortak hükümetlerde birlikte hareket edemediler.
Bu durum siyasi istikrarsızlığı mayaladı.
Neticede Milliyetçi Cephe Hükümetleri Ecevit azınlık hükümeti derken çok sayıda turlama yapılmasına karşın bir türlü Cumhurbaşkanı bile seçilemedi.
Sonra 12 Eylül askeri darbesi oldu.
Sivil siyaset yerini askeri vesayete bıraktı.
İyi mi oldu.
Elbette hayır.
Biz de siyasi kültür ortaklıkları kaldıramıyor.
Sonunda da siyasi anlaşmazlıklar kaosa yol açıyor.
Bu durumu ortadan gidermek isteyen 1982 Anayasası yönetimde istikrar ve temsilde adalet ilkesine göre hazırlanmış sert bir anayasadır.
Sertliği tabi değiştirilemez hükümlerinin çok oluşundan kaynaklanmaktadır.
Evet durumu bu şekilde özetledikten sonra şimdi ne olacak sorusu herkesin gündem maddesini oluşturuyor.
Seçmen verdiği oylarla kavgayı bırakın ve uzlaşın mesajını verdi.
Bunun anlamı koalisyon kurmaktır.
Şimdi hangi parti kiminle anlaşacak.?
Bu anlaşma ,siyasi ortaklık gelişen süreçte Türkiye’ye ne getirecek.?
Ufukta bir AK Parti CHP koalisyonu görünüyor gibi…
Bu oluşuma hayır demek neden güç bir mesele…!
Bence 25.dönem parlamentosunun en önemli sorunu sivil bir anayasanın hazırlanmasıdır.
Anayasanın mecliste bulunan tek bir parti tarafından hazırlanması Türkiye gerçekleriyle bağdaşmaz.
Çünkü anayasa bir yerde toplumun uzlaşı istediği temel siyasi belgelerdir.
Burada bütün toplum katmanlarının görüşünün ve gerçeklerinin olması gerekir.
AK Parti ve CHP koalisyonu bu işi başarabilir.
Bu da Türk demokrasisinin 25. dönem milletvekilliği seçimlerdeki en önemli bir zaferi olarak değerlendirilebilir.
Koalisyon meselesine sivil anayasanın bir an önce ne yapıp yapılıp hazırlanması olarak bakmakta yarar var.
1982 Anayasası askeri vesayet rejiminin o günkü koşullara göre hazırlattığı bir siyasi belge.
Oysa dünya hem endüstriyel hem de teknolojik olarak çok değişti.
Küresel etkileşim hız kazandı.
Türk toplumu da buna göre yeni bir şekil aldı.
Sosyoloji değişti.
Yeni değerler ve ihtiyaçlar ortaya çıktı.
Bu şekle uygun yeni bir sivil anayasa elzem olmaktadır.
Şimdi ortada çok önemli böyle bir mesele varken siyaseti bulandırmaya çalışmak kimseye bir yarar sağlamaz.
Bu noktada çok önemli bir sağduyuya sahip halkımızın verdiği mesajı çok iyi anlamaya çalışmalıyız.
Halkımız ne istiyor?
Kesinlikle uzlaşı…
Neyi istemiyor.?
Tek parti iktidarlarının neden olduğu sosyal kırılganlığı…
Kutuplaşmayı…
Sertleşmeyi…
Kavga etmeyi…
Anlaşıldı mı?…

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Tokat’ta ilkokul öğrencileri kadın servis şoförüne emanet

Anadolu Ajansı
Yayın: 16.04.2024 08:00
Paylaş:
A+ A-

TOKAT (AA) – EKBER TÜRKOĞLU – Tokat'ın Turhal ilçesinde yaşayan 43 yaşındaki İlknur Begüm Karaca, öğrenci servisi sürücülüğü yapıyor.

Ailesiyle 14 yaşındayken Almanya'ya taşınan ve 15 yıl orada yaşayan Karaca, 2010'da evlenip Tokat'ın Turhal ilçesine yerleşti.

Geçen yıl servis şoförlüğü yapmaya karar veren Karaca, gerekli belgeleri aldıktan sonra bir firmada ilkokul öğrencilerini taşımaya başladı.

İlknur Begüm Karaca, AA muhabirine, şoförlüğü çocukluktan bu yana çok sevdiğini söyledi.

Yıllarca Almanya'da yaşadığını belirten Karaca, “Bu mesleğe Almanya'da başladım. Orada da yaptım. Türkiye'ye yerleşince burada da servisçiliği yapmak istedim. Gerekli belgeleri aldıktan sonra servis şoförlüğünü yapıyorum.” dedi.

Servis şoförlüğünün kendine güvendikten sonra zor olmadığına işaret eden Karaca, “Çocuklarla beraber olmayı seviyorum. Trafikte kendimi rahat hissediyorum. Almanya'da da 7 sene yaptım.” ifadesini kullandı.

– “Bu işi yapacak kadınları da cesaretlendiriyor”

Servis firmasının sahibi Mehmet Koç da araçlarında çalışacak şoför aradıklarını, bu dönemde Karaca ile tanıştıklarını anlattı.

Karaca'nın kendilerine servis şoförlüğü yapmak istediğini söylediğini belirten Koç, şunları kaydetti:

“Begüm hanım, 'Araba sürmeyi seviyorum' dedi. Biz ilk başta tereddüt ettik çünkü çalışan şoförlerimiz hep erkekti. Servise bindi, biz de yanına bindik. Birkaç gün denedik. Sürüşü, dikkati olsun, yapabileceğine inandık. Çoğu şoförden de güzel araba sürdüğünü keşfettik. Güzel araba kullanıyor. Öğrencilerle ilgileniyor. Bizim için de önemli olan öğrencilerin güvenli biçimde evlerinden okullarına, okullarından evlerine gidebilmeleri. Kendisi bunu gayet iyi başarıyor. Onun için Begüm ablayla devam ediyoruz. Bu işi yapacak kadınları da cesaretlendiriyor. Begüm abladan memnunuz.”

Öğrencilerden Anıl Türk ise Karaca'nın çok iyi araç kullandığını, kendisinden çok memnun olduklarını dile getirdi.