Başbakanlık Makamına 3 Bin Dilekçe Gönderdiler…

Başbakanlık Makamına 3 Bin Dilekçe Gönderdiler…

Yayın: 23.04.2016 13:14
Paylaş:
A+ A-

Türk Eğitim Sen Karabük Şubesi üyeleri, öğretmenlerin ek göstergelerinin 3 bin 600 olarak yeniden düzenlenmesi için topladıkları 3 bin dilekçeyi, Başbakanlık makamına gönderdiler.

Dilekçelerin gönderilmesinin ardından PTT Şube Müdürlüğü önünde açıklama yapan Türk Eğitim-Sen Karabük Şube Başkanı Ahmet Turgut Kurtoğlu, toplanan dilekçeleri PTT Kargo ile Ankara’ya gönderdiklerini kaydetti. Kurtoğlu, “Akademisyenlerimiz ve tüm kamu görevlileri için ek göstergelerin 800 puan artırılması, yardımcı hizmetler sınıfına da ek gösterge verilmesi talebiyle genel merkezimiz tarafından 28 Aralık 2015 tarihinde bir dilekçe kampanyası başlatılmış; 15-22 Nisan tarihine kadar tüm dilekçelerin Başbakanlık’a gönderilmesi kararlaştırılmıştı. Bizde dilekçelerimizi Başbakanlık’a gönderdik” dedi.

Kampanyanın üç ayağının bulunduğunu, ilk ayağının şu anda 3 bin ek göstergeye sahip öğretmenler ile ilgili olduğunu kaydeden Kurtoğlu; “Öğretmenlerin emeklilik kesenekleri 3000 ek gösterge üzerinden hesaplanmaktadır. Ek göstergelerinin 3600’e çıkarılması öğretmenlere emekliliklerinde büyük oranda fayda sağlayacaktır. Zira 3600 ile 3000 ek gösterge üzerinden emekli olanlar arasında ciddi emekli maaş farkı bulunmaktadır. Yıllarca çalıştıktan sonra emekli olan öğretmenlerin maaşlarında büyük oranda azalma meydana gelmektedir. Fiilen görev yapılan süre içerisinde verilen ek ders ücretleri ve ek ödemeler, emekli keseneklerine yansıtılmadığı ve emeklilikte ek ders ücreti de alınmadığı için emekli olan bir öğretmenin aldığı maaş ile görev yapan öğretmenin aldığı maaş arasındaki fark büyüktür. Bu ücret farkı sebebi ile pek çok öğretmen emekliliği hak etmiş olmalarına rağmen emekli olamamaktadır. Öğretmenlere 3600 ek gösterge getirilmesi halinde birçok öğretmen emekli olabilecek, emekli öğretmenlerin yerine de atama bekleyen öğretmenler istihdam edilebilecektir. Kampanyamızın ikinci ayağını akademisyenlerimiz ve memurlarımız oluşturmaktadır. Yine öğretmenler de olduğu gibi akademisyenler ve memurlarda da ek gösterge rakamları, aylık ücreti etkilediği gibi, emekli aylığı ve emekli ikramiyesinin miktarını da önemli ölçüde etkilemektedir. Ancak, ek gösterge rakamlarının düşük rakamlarda belirlenmesi nedeniyle eşitlik ilkesine aykırı uygulamalar ve mağduriyetler söz konusu olmaktadır. Kampanyamızın üçüncü ayağını ise yardımcı hizmetler sınıfı oluşturmaktadır. Yardımcı Hizmetler Sınıfı için hiç ek gösterge rakamı belirlenmemiştir. Diğer hizmet sınıflarının tamamında, kazanılmış hak aylıkları veya kadro dereceleri bakımından 1, 2, 3 ve 4 üncü derecelerde bulunacaklar için ek göstergeler söz konusudur. Ancak Yardımcı Hizmetler Sınıfı personeli açısından hiçbir şekilde ek gösterge uygulaması mevcut değildir. Dolayasıyla Yardımcı Hizmetler Sınıfı personeli hangi eğitim düzeyinde ve hangi kazanılmış hak aylık derecesinde olursa olsun, ek göstergeden yararlanamamaktadır. Ek gösterge ile ilgili taleplerimiz yeni değildir. Sendikamız 2015 yılında da benzer bir dilekçe kampanyası gerçekleştirmişti. Ayrıca Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen olarak gerek toplu sözleşme görüşmelerinde gerekse KPDK toplantılarında da konuyu gündeme getirmiştik. Bizler taleplerimiz yerine getirilene kadar konunun takipçisi olmaya devam edeceğiz. Bugün de ek gösterge rakamlarının artırılması için topladığımız dilekçeleri sizlerin huzurunda Başbakanlığa gönderiyoruz. Ek gösterge konusunda taleplerimizin karşılık bulması, bu mağduriyetin giderilmesi ve gerekli yasal düzenlemenin yapılması çok önemlidir. Ortada büyük bir mağduriyet söz konusudur. Ülkemizde nasıl bir ücret politikası olduğu, çalışanların yoksulluk sınırında nasıl ayakta kalma mücadelesi verdiğini, gıda, giyim, ulaşım, yakıt v.b. masrafların nasıl cep yaktığı, emeklilerin alın terlerinin nasıl komik rakamlarla karşılık bulduğu hepimizin malumudur. Ülkemizde emekli ikramiyeleri çok düşüktür. Eskiden emekli ikramiyesi ile iş kurulabilir, ev, araba alınırdı. Bugün ise bunları almak mümkün değildir. Günümüzde bir memur emeklisi bırakın evi, emekli ikramiyesi ile ancak bir karavan alınabilir. Kaldı ki insanlar artık çocuklarına herhangi bir mal, mülk bile bırakamamaktadır.

Devletimizin öğretmenlere, akademisyenlere, memurlara, emeklilere reva gördüğü hayat maalesef budur. Oysaki toplumun kalkınmasının itici gücü olan bu kesimler mutlu değilse, o ülkenin müreffeh olduğunu söylememiz mümkün değildir. Devlet çalışanlarını mutlu edecek ki, o ülke kalkınacak, daha ileriye doğru yol alacaktır. Kafasında ekonomik problemler olan bir öğretmenden, borçları ile mücadele eden bir akademisyenden, bankalardan üç beş tane kredi çeken bir memurdan, hizmetliden ülke olarak kaliteli hizmet beklemeniz çok zordur. Ayrıca alın teri dökerek, gayret sarf ederek yıllarca çalışmış ve emekli olmuş insanları hayatlarının en önemli dönemeçlerinden biri olan emekliliklerinde rahat ettiremeyen, onları düşük ücretlere mahkûm eden devletler huzuru hâkim kılamaz.

Bu minvalde ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik şartlar göz önüne alındığında, bu talebimizin ne kadar insani ve haklı bir talep olduğu apaçık ortadadır. Ek gösterge rakamlarının artırılması için Türkiye’nin dört bir yanında imzalanan dilekçelerin ülkeyi yönetenler tarafından dikkate alınmasını istiyoruz. Öte yandan kamu çalışanları dilekçe kampanyamıza büyük ilgi göstermiştir. Duyarlılıklarından ötürü tüm çalışanlarımıza da teşekkür ediyoruz” açıklamasına yer verdi.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Adalet Bakanı Tunç, Karabük’te konuştu:

Anadolu Ajansı
Yayın: 28.03.2024 20:48
Paylaş:
A+ A-

KARABÜK (AA) – Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Neymiş, 17 bakan İstanbul'da. Niye 17 bakan İstanbul'da? 17 bakan Türkiye'nin her yerinde, 81 vilayetinde, halkının arasında. Hem ülkeyi yönetiyor hem de milletini dinliyor.” dedi.

Çeşitli ziyaretlerde bulunmak için Karabük'ün Safranbolu ilçesine gelen Bakan Tunç, ilçe merkezindeki bir otelde sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle buluştu.

Daha sonra Sunal Tülbentçi Öğretmenevi önünden partililerle Misak-ı Milli Demokrasi Meydanı'na kadar yürüyen Tunç, burada yaptığı konuşmada, AK Parti Safranbolu Belediye Başkan adayı Ali Büyüközdemir seçildiği takdirde Safranbolu için ne gerekiyorsa yapacaklarını söyledi.

Gerçek belediyeciliğin AK Parti belediyeciliği olduğunu dile getiren Tunç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 1994'te Büyükşehir Belediye Başkanı olarak CHP'den devraldığı İstanbul'u 4,5 yılda yaşanır hale getirdiğini, bunun da AK Parti'nin kurulmasını sağladığını anlattı.

Tunç, AK Parti'nin iktidarda olduğu 22 yıldır hep “önce insan” dediklerini belirterek, “Eğitimden sağlığa, sosyal politikalardan kültüre, adalete, güvenliğe varıncaya kadar her alanda insanımızı güçlendirmek için çalıştık. İstikrarlı kalkınma hamleleriyle Türkiye'mizin 81 vilayetini yatırımlarla donattık.” diye konuştu.

Terörle mücadeledeki kararlılıklarından hiçbir zaman taviz vermeyeceklerini vurgulayan Tunç, ülkenin, çocukların, gençlerin huzurlu bir geleceğe kavuşabilmesi için gece gündüz çalışmaya devam edeceklerinin altını çizdi.

Tunç, temel hak ve özgürlüklerin önündeki engelleri birer birer kaldırdıklarına işaret ederek sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu ülkede bir daha darbeci, vesayetçi anlayış hortlamasın, milli iradenin önü kesilmesin diye reformlar yaptık. Anayasa değişiklikleri yaptık. Tüm bunları sizler onayladınız. Referandumlarda sizlerin huzuruna geldik, evet oylarınızla Türkiye'nin önünü açtınız. 22 yıldan bu yana 81 vilayetimizi yatırımlarla donatırken dünya projeleriyle tanıştırırken şer güçleri de hiç boş durmadı. Ülkemizin önünü kesmek, Recep Tayyip Erdoğan'ı iktidardan düşürmek, AK Parti iktidarını sona erdirmek için türlü türlü hilelere başvurmadılar mı? Parti kapatma davaları, 367 krizleri, Gezi olayları, 17-25 (Aralık) emniyet yargı darbe girişimi, 15 Temmuz hain darbe kalkışması, tüm bu karanlık günleri, geceleri milletimize yaşatmak istemediler mi? Ne yaptık? Size güvendik. Sizler hep o önümüze konulan taşları birer birer ayıkladınız ve bizim önümüzü açtınız.”

– “Milli irade bayrağını hiçbir zaman yere düşürmeyeceğiz”

Demokrasiye hep beraber sahip çıkacaklarını, milli irade bayrağını hiçbir zaman yere düşürmeyeceklerini vurgulayan Tunç, şöyle devam etti:

“O başbakanların asıldığı, bakanların asıldığı, siyasetçilerin zindanlara tıkıldığı, darbe mağdurlarının hapislerde çürütüldüğü o eski günlere bir daha geri dönmek yok. O geri dönmek isteyenler de hiçbir zaman bu ülkede iktidar yüzü görmeyecek. Bu millet onlara fırsat vermez, vermeyecek.

Şimdi belediye seçimlerinden sonra diyorlar ki acaba 'AK Parti'yi tökezletebiliriz de yeniden bir istikrarsızlık ortamı oluşturabilir miyiz? Yeniden ekonomiyi olumsuz etkileyerek 2028'den önce bir proje yapabilir miyiz?' Sizin projeleriniz tutmaz.”

Tunç, hakkaniyetli, adaletli ve dengeli dış politikayla dünyada insan haklarını, mazlumun hakkını, Filistinli mazlumu savunmaya, “Dünya beşten büyüktür.” demeye devam edeceklerini anlattı.

Bir belediye başkanının, bakanıyla, milletvekiliyle uyum içerisinde çalışmasının o şehre avantaj getireceğine vurgu yapan Tunç, şunları kaydetti:

“Ali Büyüközdemir, gençliğiyle, dinamikliğiyle, çalışkanlığıyla ve bizlerle uyumlu çalışmasıyla Safranbolu'muza değer katacak. O tarihi eserleri yeniden gün yüzüne çıkaracak, onarım bekleyen tarihi evleri yeniden ayağa kaldıracak çalışmaları hükümetimizle beraber yapacak. Şunu söylüyorlar biz bunu dediğimiz zaman; '17 bakan, siz seçim çalışmasındasınız.' Bakanların seçim çalışmasında olmasıyla ilgili anayasal yasak mı var? Nereden çıkardınız bunu? Kendi beceriksizliğinizi, kendi kayıp yıllarınızı örtmek için sürekli bunu gündemde tutmaya çalışıyorsunuz. Neymiş, 17 bakan İstanbul'da. Niye 17 bakan İstanbul'da? 17 bakan Türkiye'nin her yerinde, 81 vilayetinde, halkının arasında. Hem ülkeyi yönetiyor hem de milletini dinliyor.

Sen geleceksin vatandaşa o hükümetin çalışmalarını, bakanların çalışmalarını karalayacaksın, dezenformasyon yapacaksın, biz milletimize doğrusunu anlattığımızda da rahatsız olacaksın öyle mi? Sen işine bak. Sen İstanbul'a yaşattığın kayıp yıllara üzül, üzül. Sen kendi perişanlığına üzül. Nasıl İSKİ skandallarıyla bu ülkeyi çalkalandırdınız geçmişte. Şimdi de para kuleleriyle maalesef İstanbul'a o kara görüntüleri yaşatıyorsunuz.”

– “Millete hizmet yolunda durmadan çalışmaya devam edeceğiz”

Tunç, bakanların milletiyle beraber millete hizmet yolunda hiç durmadan çalışmaya ve koşturmaya devam edeceğinin altını çizerek, “Maalesef öyle bir karalama yapmaya çalışıyorlar ki o karalamayı şunun için yapıyorlar. Yaptıkları bir eser yok. Ürettikleri bir icraat yok. Çaktıkları bir çivi yok. Sırf onu gölgelemek, örtmek için böyle dezenformasyona başvuruyorlar. Nereye başvurursa başvursunlar, milletimiz 17 sandıkta 'Recep Tayyip Erdoğan' dedi, 22 yıldan bu yana 'AK Parti' dedi, 'Cumhur İttifakı' dedi. Şimdi 18. sandıkta da inşallah yine 'AK Parti' diyecek, 'Recep Tayyip Erdoğan' diyecek, 'Cumhur İttifakı' diyecek.” ifadelerini kullandı.

Bakan Tunç, millete güvendiklerini ifade ederek, “Seçimlerden sonra da inşallah 2028'e kadar 4 yıllık seçimsiz geçecek bir süre var. Geçmişte enflasyonu tek haneli rakamlara düşürdüğümüz gibi yine düşüreceğiz. Yine emeklimizin, memurumuzun, işçimizin maaşını, alım gücünü artırmaya devam edeceğiz.” dedi.

Programda, AK Parti Karabük milletvekilleri Cem Şahin ve Durmuş Ali Keskinkılıç, AK Parti Karabük İl Başkanı Ferhat Salt ve AK Parti Safranbolu Belediye Başkan adayı Ali Büyüközdemir de konuşma yaptı.