BBP İl Teşkilatından Takipsizlik Kararına Dilekçeli Tepki

BBP İl Teşkilatından Takipsizlik Kararına Dilekçeli Tepki

Yayın: 14.07.2016 10:19
Paylaş:
A+ A-

Büyük Birlik Partisi (BBP) İl Teşkilatı, parti tarafından Türkiye çapında eş zamanlı olarak düzenlenen, Muhsin Yazıcıoğlu ile 5 kişinin hayatını kaybettiği helikopter kazasına ilişkin yargılanan 132 şüpheli hakkında verilen takipsizlik kararına savcılığa verdikleri dilekçe ile tepki gösterdi.

BBP İl Başkanı Mustafa Kara tarafından verilen Dilekçeden sonra Karabük BBP İl Teşkilatı Sözcüsü Muaviye Gençer yaptığı açıklama ile ; “25 Mart 2009 Tarihinde Çağlayancerit’ten Yozgat Yerköy’e Seçim çalışmaları sebebiyle TC HECK Tescilli helikopterle gittiği sırada Kahramanmaraş Şahinkayası Mahallesi Sisne obası ile Göksun Kızılöz arasındaki Keş Dağı Karayakup ücesi Kanlıçukur mevkiine Helikopterin düşürülmesi sonucu Liderimiz Eski Genel Başkanımız Merhum Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindeki 5 kişinin Ölümüyle sonuçlanan Suikast olayı meydana gelmiştir. Bu olay sebebiyle Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığının 2009/4822 sayılı soruşturma nosu ile Daha sonra Malatya Özel yetkili savcılığının 2011/79 soruşturma dosyasıyla ve özel yetkili mahkemeler katıldıktan sonra ise Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/5021 sayısı ile yürütülmekte olan soruşturma da 20.06.2016 Tarihinde Kahramanmaraş Savcılığı Tüm şüpheliler hakkında Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar vermiştir.
Verilen Kovuşturmaya yer olmadığına dair bu karar Partimizin Kurucu lideri ve nizamı alem Ülkücülerinin fikir ve dava önderi olan Muhsin Yazıcıoğlu olay anı ve olaydan sonrası son derece planlı bir şekilde Profesyonel bir tertip ile helikopterine yönelik yapılan müdahale ile düşürülmüş ve Liderimizin ve arkadaşlarının ölümüne neden olan olay meydana gelmiştir.
Bizler Büyük Birlik Partisi İl Teşkilatı olarak, Camia olarak ve Merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun sevenleri olarak verilen bu takipsizlik kararının hukuksuz olduğunu, dosyada mevcut 100 den fazla davayı açmayı gerektirir somut delillerin varlığına rağmen bu takipsizliğin usulsüz olarak verildiği inancı ile itirazlarımızı bildirmek istiyoruz.
25 Mart’ta meydana gelen olayı pilotaj hatasına bağlayarak dosyayı kapatmaya çalışmanın var olan delilleri yok saymak olduğu, şüphelilerin korunduğu anlamına geldiği inancındayız. Biz Helikopterde bulunan tüm yolcularda %8 ile %27 arasına değişen oranlarda Karbonmonoksit bulunduğu, özellikle pilot Mustafa Kaya İstektepe de %26 oranında Karbonmonoksit olduğunun Otopsi raporu ve İstanbul Adli Tıp Kurulu Toksikoloji İhtisas kurulu raporu ile sabitken bu delilin yok sayılması kabul edilemez hukuki bir hatadır. Ayrıca olay yerinde olay günü ve saatinde birden fazla askeri jetin varlığı radar kayıtlarıyla sabittir. Gerek Askeri radar kayıtlarında gerek sivil radar kayıtlarında 2 jetin Malatya Erhaç hava alanında helikopter kalktıktan 2 dk sonra havalandığı, birinin Çağlayancerit üzerinden helikopteri takip ettiği diğerinin ise Çukurova üzerinden Merzifon’dan kalkan askeri jet ile birleşerek Şüpheli uçuş, kol altı uçuş olay mahalline 12 km kala HH 721 Kodlu Askeri jetin MJ 524 Kodlu uçaktan ayrılarak 20.000 Feetten alçalmaya başladığı, enkaz mahallinin üzerinden geçerek 13.000 Feetin altındaki bir seviyeden gelerek yükselmeye başladığı radar kayıtlarıyla sabittir. Biz bu askeri jetin oluşturduğu hava tribülansı ile helikopterin düşmesine kasten sebebiyet verdiği inancındayız. Deliller, radar kayıtları da bu iddiamızı kuvvetlendirmektedir.
Ayrıca dönemin Kayseri Valisinin açıklamasıyla programlı şekilde arama kurtarmanın akamete uğratıldığı, başka yerde araması için Yanlış koordinat verilerek arama kurtarmanın başka istikametlere yönlendirildiği, Şüphelilerden birisinin (S.A) ifadesiyle de sabittir. Enkazın bulunduğu bölgenin şüphelilerden ilgili şahsın (A.E) sorumluluğundaki askerlerle aranmasından engellendiği kamera kayıtlarıyla ve tanık anlatımlarıyla sabittir. Enkazın bulunduğu yerin koordinatların saat 16,25 itibarı ile tüm yetkililere bildirilmesine rağmen bu bölgenin aranması önlenerek olaydan sonra ilk 4 saat içerisinde yaşamakta olan, Muhsin Yazıcıoğlu, İsmail Güneş, Erhan Üstündağ, Yüksel Yancı’nın bilerek ve isteyerek ölüme terk edildikleri aşikâr olan bir husustur.

SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda arz ve izah ettiğimiz hususlar ve başkaca yüzlerce konunun delil ve belgeleri dosyada mevcut iken planlı programlı tasarlayarak merhum başkanımızın öldürüldüğü,ölüme terk edildiği sabit olduğu halde onun dosyasının kapatılması için üstün gayret gösterildiğini üzülerek takip etmekteyiz. Daha önce de bir kısım şüpheliler hakkında takipsiz verilmişti. Şimdi Tüm Şüpheliler yönünden verilen takipsizliği de anlamamız ve kabullenmemiz mümkün değildir. Bizler gerçeğin peşindeyiz. Maddi Gerçekleri, Dosyada var olan delilleri yok sayarak Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen Takipsizlik kararını kabul etmiyoruz.
Bu kararın kaldırılarak Tüm şüpheliler yönünden mevcut deliller doğrultusunda Yargılama yapılması için Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kaldırılarak dosyanın savcılığa iade edilmesini karar verilmesini mahkemenizden arz ve talep ederiz” açıklamasına yer verdi.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

DSİ Bölge Müdürü Çelik, Terme Çayı ıslah çalışmalarını inceledi

Anadolu Ajansı
Yayın: 26.04.2024 12:36
Paylaş:
A+ A-

SAMSUN (AA) – Devlet Su İşleri (DSİ) Samsun Bölge Müdürü Köksal Buğra Çelik, Terme Çayı ıslahı 1. kısım inşaat şantiyesinde incelemelerde bulundu.

Çelik ve beraberindeki teknik heyet, şantiyeyi ziyaret ederek devam eden çalışmaları inceledi.

Terme Çayı ıslahı 1. kısmında 600 metre sağ ve sol sahil teğet fore kazık imalatı, derin zemin karıştırma yöntemiyle kesişen kolon yapılması, çelik yaya köprüsü, araç köprüsü ve 3 denize çıkış yapısı imalatları bulunuyor.

Ayrıca proje kapsamında dere yatağının 50-60 metreden 80 metreye çıkarılarak taşkın kontrolünün sağlanması hedefleniyor.