Türkiye, 17-20 Ekim tarihleri arasında Ekvator’un Başkenti Kito’da Birleşmiş Milletler (BM) tarafından düzenlenen HABİTAT III Konferansına, başta Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, AFAD ve TOKİ Başkanlığı olmak üzere çeşitli Bakanlık ve Belediyelerden geniş bir heyetle katıldı.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Bakan Yardımcısı Mehmet CEYLAN, 18 Ekim 2016-EKVATOR-KİTO’da ana teması ‘Konut ve Sürdürülebilir Kentsel Gelişme’ olan konferansta BM Genel Kurulu’na hitap ederek ülkemizin bu husustaki görüşlerini dile getiren bir konuşma gerçekleştirdi.
Sn. CEYLAN bu husustaki düşüncelerini, “20 yıl önce İstanbul’da Büyükşehir Belediye Başkanı olan Saygıdeğer Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN’nın ev sahipliğinde gerçekleştirilen HABİTAT II Konferansı ve İstanbul Deklarasyonu tüm Dünya’da Kentleşme ve Sürdürülebilir Kalkınma konularına ışık tutan bir yol haritası oluşturmuştu. Hatta HABİTAT II’de alınan kararlarla Türkiye’de de kentleşme politikasında önemli değişiklikler yaşandı ve bu kapsamda Toplu Konut ve Kentsel Dönüşüm alanında büyük bir faaliyet yürütülmeye başlandı.” şeklinde dile getirdi.
Türkiye Son 20 Yılda Gecekondulaşma Sorununu Yüzde 1’in Altına İndirdi
Son 13 yılda; TOKİ vasıtasıyla 750 bin konut üretilmiş olup bu konutların büyük bir kısmı dar gelirli vatandaşlar için üretilen sosyal konutlar olduğunu belirten Bakan Yardımcısı Ceylan, “Böylece Türkiye, hızlı göç sonucu karşı karşıya kaldığı gecekondulaşma sorununu son 20 yılda yüzde 1’in altına düşürmeyi başardı.” diye ekledi.
Uluslararası Toplum Suriye Savaşının Sebep Olduğu Trajediye Kayıtsız Kaldı
Türkiye’nin kalkınma yardımlarında Dünya’da lider donör ülke olduğunun altını çizen Bakan Yardımcısı Ceylan, Türkiye’nin Suriye konusundaki politikasını, “Suriye’deki savaş nedeniyle ortaya çıkan krizde Türkiye, üzerine düşenin çok daha fazlasını yerine getirirken, maalesef uluslararası toplum savaşın sebep olduğu trajediye kayıtsız kaldı. Türkiye şu anda dünyada en fazla mülteciyi barındıran ülke konumundadır. Uygulanılan Açık Kapı Politikasıyla ülkemizde 3 milyon Suriyeliyi misafir etmekteyiz.” şeklinde özetledi.
Bakan yardımcısı Mehmet Ceylan yine Türkiye2nin birçok konuda yalnız bırakıldığına dikkat çekerek bu konudaki düşüncelerini de, “Türkiye’nin Suriyeliler için yapmış olduğu faturalı harcama 13 milyar ABD Dolarını geçmiştir. Bunun yanında STK’lar, Belediyeler ve halkımızın yaptığı yardımla beraber rakam yaklaşık 25 Milyar ABD Dolarını geçmiştir. BM ile Uluslararası toplum yaşananlara sesiz kaldı ve yaptıkları yardım sadece ve sadece 512 Milyon ABD Doları civarında kaldı. Uluslararası toplum bu konuyu artık sahiplenmelidir. Türkiye’nin bu konuda daha fazla yalnız bırakılmamalıdır.Yeni Kentsel Gündemde’ belirlenen ortak vizyon doğrultusunda, güvenli şehirlerin oluşturulması için artan terörden kaynaklanan tehditlere karşı tedbir alınması çağrısının da büyük önem arz etmektedir.Kentsel Gündemin özellikle son dönemde artan güvenlik sıkıntıları ve düzenin tesisine yönelik tedbirler alınmasına dair beyanına önem veriyoruz.” ifadesini kullandı.
Doğa Dostu ve Yeşil Kentler ile 2023’e Kadar Yeni Bir Vizyon Belirledik
Sn. Ceylan, “2030 sürdürülebilir kalkınma hedeflerimizde yer alan güvenli ve dayanıklı şehirleri inşa etme hedeflerimizin gerçekleştirilmesi, Yeni Kentsel Gündemimizin en önemli hedefini oluşturmaktadır. Türkiye doğa dostu, yeşil kentler ve yerel kalkınma ile 2023’e kadar yeni bir vizyon belirlemiştir. Bu durumun Yeni Kentsel Gündemde yer almasından da mutluluk duymaktayım.” diyerek sözlerine devam etti.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Bakan Yardımcısı Mehmet Ceylan, “HABİTAT II aktif katılımcılık, sahiplenme, açıklık ve şeffaflık gibi kavramların hayata geçirilebilmesi için çok aktörlü bir yönetişimi ön görmüştü. Kito deklarasyonu ve Yeni Kentsel Gündemin hazırlık sürecinin de benzer bir iklimle gerçekleşmesi son derece sevindiricidir. Bu yaklaşımın uygulama, gözden geçirme ve izleme süreçlerinde de devam etmesini temenni ediyoruz.Sürdürülebilir Kentleşme için son derece önemli olduğuna inandığımız Yeni Kentsel Gündemin hayata geçirilmesinde, etkin koordinasyon, iş birliği ve ortaklıkların sadece ulusal ve yerel düzeyde değil; uluslararası düzeyde de gerçekleşmesinin önemli olduğunun altını çizmeliyim” şeklinde sözlerini tamamladı.
