Gazeteciler Cemiyeti’nden Ankara’ya Çıkartma

Gazeteciler Cemiyeti’nden Ankara’ya Çıkartma

Yayın: 27.10.2016 11:01
Paylaş:
A+ A-

Karabük Gazeteciler Cemiyeti Yönetimi Ankara’ya giderek AK Parti Karabük Milletvekili Mehmet Ali Şahin, Prof. Dr. Burhanettin Uysal, Çelik-İş Sendikası Genel Başkanı Yunus Değirmenci ile Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Mehmet Ceylan’ı ziyaret etti.

Karabük Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Metin Kaya ve Yönetim Kurulu Üyeleri dün Ankara’ya giderek AK Parti Karabük Milletvekilleri Mehmet Ali Şahin, Burhanettin Uysal ile Çelik-İş Sendikası Genel Başkanı Yunus Değirmenci ve son olarak da çevre ve şehircilik Bakanı Yardımcısı Mehmet Ceylan’ı ziyaret ederek Ankara’ya çıkartma yaptılar.

İLK ZİYARET MİLLETVEKİLİ UYSAL’A

Karabük Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Metin Kaya, Cemiyetin Genel Sekreteri Mustafa Özyurt, Yönetim Kurulu Üyeleri Nurettin Acar, Sadık Arslan ve Hakan Tuçer ilk ziyaretini AK Parti Karabük Milletvekili Prof. Dr. Burhanettin Uysal’a gerçekleştirdiler.

Ziyarette Karabük Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Metin Kaya: “Komisyon çalışmalarınızda başarılar diliyorum. Biz Mayıs ayında genel kurul yapmıştık. Yeni bir yönetim oluşturduk. Hayırlı olsun ziyaretine gelemedik. 15 Temmuz’da darbe girişimi oldu malum sizin çeşitli komisyonlarda görev alıyor ve sık sık yurt dışına çıkıyorsunuz. Bugüne nasip oldu kabulünüzden dolayı teşekkür ediyoruz.” dedi.

Ziyaretlerinden dolayı duyduğu memnuniyeti belirten Karabük Milletvekili Prof. Dr. Burhanettin Uysal: “Öncelikle hoş geldiniz sefalar getirdiniz. Gazetecilik basın halkı doğru yönlendirme çok fedakârca yapılan meslek olduğunu düşünüyorum. Vatandaşlarımızın doğru bilgiyi elde edebilmeleri sizin gayretlerinize bağlı Şimdiye kadar da Karabükümüzün hak ve menfaatlerini koruma adına dürüstlük adına halkımızı bilinçlendirme ve bilgilendirme adına göstermiş olduğunuz duyarlılıktan dolayı şükranlarımı sunuyorum. Bundan sonra yine Karabükümüzün ve ülkemizin hak ve menfaatlerini sizlerle birlikte en iyi şekilde koruyarak şehrimize hizmet etmeye devam edeceğiz” dedi.

Milletvekili Uysal ayrıca, 15 Temmuz akşamı Karabük basın mensuplarını halkımızı bilinçlendirmeleri ve darbeye karşı çıkmaları konusunda göstermiş oldukları duyarlı hareketten dolayı teşekkür ettiğini belirterek: “15 Temmuz sonrası tutmuş olduğumuz demokrasi nöbetlerinde sabahlara kadar vatandaşlarımızla birlikte meydanlarda yer alarak vatandaşlarımızı dinç tutma adına göstermiş olduğunuz duyarlılıktan dolayı da ayrıca şükranlarımı arz ediyorum. Allah birliğimiz beraberliğimizi bozmasın diyorum. Ben tekrardan yeni yönetimimize başarılar diliyorum sizler aracılığıyla da Karabüklü hemşehrilerime saygılarımı ve sevgilerimi iletiyorum” dedi.

İKİNCİ ZİYARET ŞAHİN’E

Sabah saatlerinde Karabük Milletvekili Prof. DR. Burhanettin Uysal’ı ziyaret eden Karabük Gazeteciler Cemiyeti Yönetimi ikinci ziyaretini AK Parti Karabük Milletvekili Mehmet Ali Şahin’e yaptılar.

Karabük Gazeteciler Cemiyeti’nin yeni yönetiminin ziyaretinde Şahin “Basın kurumu ve bu kurumun emektarları olan basın mensupları biz siyasilerin adeta sesi, gözü ve kulağıdır. Karabük Basınının renkli, güçlü ve geniş kapsamlı oluşu bizim ayrı bir şansımızdır. Biliyorum ki sizler çok kısıtlı ve zor şartlar altında bu kamu görevinizi yerine getirmeye çalışıyorsunuz. Bizler de sizlere her platformda destek olmalıyız. Karabük basını ile birebir diyalog ve istişarelerde kendimi biraz eksik hissediyorum. Bu sebeple önümüzdeki günlerde Karabük’te faaliyet gösteren basın kuruluşlarını tek tek ziyaret etmek programımda yer alıyor” diye konuştu.

Karabük Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Metin Kaya ise Şahin’in bu konuşmalarının ardından “Mehmet Ali Şahin ismi biz Karabük için çok önemli. Bölgemizin nadir yetiştirdiği siyaset ve devlet büyüğüne sahip olmamız bizim için bir avantaj olarak görülmeli. Sizin Devlet içindeki deneyiminiz ile ağırlığınızdan faydalanarak kentimize gelecek hizmet ve yatırımları çoğaltmalıyız. Biliyoruz ki bu konuda üzerinize düşeni fazlasıyla Karabük için yapıyorsunuz ama biz sizden daha da fazla yararlanmanın peşindeyiz” dedi.

Cemiyet Başkanı Kaya ayrıca, Karabük Basını ve Cemiyeti ile ilgili bilgiler verdi ve karşılıklı sohbet edildi.

ÇELİK-İŞ SENDİKASINA ZİYARET

Karabük Gazeteciler Cemiyeti Yönetimi Milletvekili Mehmet Ali Şahin’in ardından üçüncü ziyaretlerini Çelik-İş Sendikası Genel Başkanı Yunus Değirmenci’ye yaptılar. Ziyarette kısa bir konuşma yapan Cemiyet Başkanı Metin Kaya; Çelik-İş Sendikasının Karabük’ün olmazsa olmazlarından biri olduğunu belirterek, Cemiyet olarak dün olduğu gibi bugün de Çelik-İş Sendikasının yanında olduğunu söyledi.

Genel Başkan Yunus Değirmenci ise yaptığı konuşmasında Karabük’ün kendileri için her zaman gözbebeği konumunda olduğunu ifade ederek, “Çelik-İş Sendikası Karabük’te doğmuştur ve bu nedenle Karabük bizim yanımızda yeri ayrı bir öneme sahiptir. İşçisiyle, esnafıyla, siyasetçisiyle hep birlikte el ele vererek birlik beraberlik içerisinde Karabük’ün tüm sorunları ile iştigal olacağız” dedi.

CEYLAN: “KARABÜK’ÜN HER ZAMAN HİZMETKARIYIZ”

Karabük Gazeteciler Cemiyeti Metin Kaya ve Yönetim Kurulu Üyeleri son ziyaretini Çevre ve Şehircilik Bakanı Yardımcısı Mehmet Ceylan’a gerçekleştirdi. Ziyarette Cemiyet Başkanı Kaya; “Karabük halkı sizi Karabük’ün üçüncü Milletvekili olarak görüyor. Yaptığınız hizmetler yadırganamayacak boyutta, özellikle Katı Atık Bertaraf Tesisi konusunda göstermiş olduğunuz hassasiyet dolayısıyla sizlere teşekkür ediyoruz” dedi.

Cemiyetin ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getiren bakan Yardımcısı Ceylan da yaptığı konuşmada; her zaman Karabük’ün hizmetkarı olduğunu belirterek, Karabüklülere kapısının dün olduğu gibi bugün de açık olduğunu söyledi. Ceylan, “Ben her zaman Karabük halkının yanındayım. Nerede görev alırsam her zaman masamın üzerinde Karabük ile ilgili projeler yer almaktadır. Bakanlığımız ile ilgili Karabük’e yapılacak her türlü yatırımları takip etmekteyim” dedi.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Slow Food hareketi iyi, temiz ve adil gıda için 38 yıldır mücadele veriyor

Anadolu Ajansı
Yayın: 29.03.2024 08:48
Paylaş:
A+ A-

İSTANBUL (AA) – YETER ADA ŞEKO – Doğal kaynakları korumayı ve temiz gıda üretimini desteklemeyi hedefleyen küresel Slow Food (Yavaş Gıda) hareketinin başkanı Edward Mukiibi iklim krizi ve israfın, gıda konusunda en fazla karşılaştıkları iki büyük sorun olduğunu söyledi.

Dünyanın en büyük gıda hareketlerinden biri olarak kabul edilen Slow Food, “iyi, temiz ve adil gıda” sloganıyla dünya üzerinde 160 ülkede faaliyetler ve farkındalık kampanyaları düzenliyor.

Hareketin çalışmaları hakkında AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Mukiibi, Slow Food'un 1986'da İtalya'da doğduğunu ve 38 yıldır devam eden serüvenlerinde dünyanın her köşesinden çok sayıda insana ulaştıklarını kaydetti.

Su başta olmak üzere doğal kaynakların ve biyoçeşitliliğin korunması hedefini faaliyetlerinin merkezine aldıklarını belirten Mukiibi, daha iyi bir dünya için çalıştıklarını ve bunu da çevreye ve insana zararı olmayan gıdaların üretimini teşvik ederek, aynı zamanda sorumlu tüketim ve sorumlu üretim bilincini aşılamaya çalışarak gerçekleştirdiklerini ifade etti.

Slow Food ağı içerisinde çiftçilerden şeflere, öğrencilerden aktivistlere, devletlerden uluslararası organizasyonlara kadar gıda konusunda harekete geçmek isteyen milyonlarca kişiyle çok sayıda kurum ve kuruluşun yer aldığını bildiren Mukiibi, “Sadece maddi olarak destekleyen 100 binden fazla üyemiz var. Ama bu herkesin maddi olarak katkıda bulunmak zorunda olduğu anlamına gelmiyor. Aslında paranın satın alabileceğinden çok daha fazlasını yapan topluluklar var. Buna biyoçeşitliliği koruyan yerel toplulukları örnek gösterebiliriz.” dedi.

Edward Mukiibi, hareketin sadece gıda ürünlerini değil gıdanın getirdiği kültürü de korumaya çalıştığını, bu nedenle gıdanın nasıl tüketildiği, hangi tekniklerle pişirildiği ya da nasıl korunduğu üzerine de çalışmalar yürüttüklerini aktardı.

– Nuh'un Gemisi Projesi

Yok olma tehlikesi altında bulunan bitkisel ve hayvansal ürünleri çevrim içi katalogda bir araya getirdikleri “Nuh'un Gemisi” projesine değinen Mukiibi, “Bu katalogda yalnızca bilimsel veriler bulunmuyor. Kültürel, organoleptik, geleneksel bilgilerle ürünlerin hazırlanması sırasında kullanılan teknikler ve bölgeyle olan bağları da yer alıyor.” diye konuştu.

Proje kapsamında bugüne kadar dünyanın her yerinden 5 bin 300 ürünü korumaya çalıştıklarını dile getiren Mukiibi, şöyle devam etti:

“Bu projede büyük tufan yaşandığında türleri yok olmaktan kurtaran Nuh’un Gemisi'nden esinlendik. Aslında bugün de yine o büyük tufan genetik, kültürel ve geleneksel erozyonla burada. Günümüzde yerel ve geleneksel gıdalar gen aktarımı, gen korsanlığı gibi çeşitli problemle karşı karşıya. Slow Food hareketi ise gıda kültürümüzü korumaya çalışıyor.”

Proje dahilindeki türleri kendi coğrafyalarında korumaya çalıştıklarının altını çizen Mukiibi, iklim değişikliği sonucu artık beslemesi ekonomik olarak tercih edilmeyen, bu nedenle de popülasyonları giderek azalan hayvanları çeşitli teşvikler ve projelerle yeniden tercih edilebilir hale getirdiklerini, bitkiler konusunda ise özelikle yerel gruplar arasında tohum bankaları oluşturduklarını ve tohumların kullanılması için çeşitli ağlar geliştirdiklerini anlattı.

“Afrika’nın Bahçeleri” adlı bir diğer projelerinde, kıtada giderek yaygınlaşan endüstriyel gıda üretimine karşı bir alternatif oluşturmaya çalıştıklarından bahseden Mukiibi, şunları söyledi:

“Afrika’nın geleneksel gıda üretim yöntemlerini korumak istiyoruz. Bunu gerçekleştirmek için yerel toplulukları agroekolojik yöntemler çerçevesinde tarım yapmaya teşvik ediyor, konu üzerine eğitim programları düzenliyor, gruplar arasında koordinasyon kurarak bilgi aktarımı sağlıyoruz. Proje 2010 yılında Uganda, Kenya ve Tanzanya'daki birkaç bahçeyle başladı. Bugün Afrika kıtasının çeşitli yerlerinde 5 binin üzerinde bahçe oluşturulmuş durumda. Sosyal medyada her gün yeni bir katılımcının daha kendi bahçesini açtığını görüyoruz.”

– “Üretimde iklim değişikliği, tüketimde israf en büyük sorunlar”

Tüm projelerinde üretim süreçlerinde karşılaştıkları en büyük problemin iklim değişikliği olduğunu ifade eden Mukiibi, özelikle sıcak hava dalgaları, ani yağışlar sonucu yaşanan sel felaketleri gibi aşırı hava olaylarının gıda üretimini zorlaştırdığını vurguladı.

Mukiibi, “Tüm bu yaşananlar gıdaya erişimimizi, gıda güvenliğimizi ve bizim açımızdan yağmuru merkeze almış tarım sistemimizi etkileyecek. İklim kriziyle mücadelede geniş kapsamlı iklim değişikliği adaptasyon çalışmaları yürütüyoruz.” ifadelerini kullandı.

Tüketim noktasında karşılaştıkları en büyük problemin ise gıda israfı olduğu bilgisini paylaşan Mukiibi, “Küresel gıda üretiminin neredeyse yarısı tabağımıza ulaşamadan israf ediliyor. Bununla birlikte enerji, kaynak, çiftçilerin o ürünleri üretirken harcadıkları zaman da israf edilmiş olunuyor yani gıda israfı tabağımızın çok ötesinde. Çünkü bir ürün yetiştirirken çok fazla su kullanıyorsunuz, topraktan çok fazla besin maddesi alıyorsunuz. Bunların hepsi israf ediliyor. Gıdaya yapabileceğiniz en büyük saygısızlık onu israf etmek. Ayrıca gıda israfı, doğaya da bir saygısızlık.” değerlendirmesini yaptı.

Özelikle gençlerin önlerine gelen tabağın hikayesini bilmediğine ve daha çok israf ettiğine dikkati çeken Mukiibi, Slow Food olarak bu farkındalığın kazandırılması için her yıl Nisan ayını “gıda israfı ile mücadele ayı” olarak belirlediklerini sözlerine ekledi.