Kentler bugün büyük bir sorunla karşı karşıya.
Neden…
Nüfus arıtışı ve farklılaşması ile birlikte uyum sorunu kentlerde iyice hissedilmeye başladı.
Birçok insan sefil durumda yaşamlarını sürdürmek zorunda kalıyor.
Kendilerine maddi açıdan yardım edecek insan eli arıyorlar.
Muhtaçlar.
Mağdur durumdalar.
Oysa köylerinde ve kendi ülkelerinde bir zamanlar ne kadar mutlu idiler.
Kendileri üretip kendileri tüketiyorlardı.
Şimdi öyle mi?
Tamamen tüketici oldular.
Ellerine tutuşturulan kredi kartları ile sürekli alışveriş yapmaya alıştırıldılar.
Kendilerine ait olmayan paraları kullanarak bunu yapmaya çalışıyorlar.
Bedava sandıkları para ile önce altlarına bir araba aldılar.
Atla gezer gibi kentte turlama heyecanına kapıldılar.
Bu tüketim çılgınlığı onları mutlu etmedi…
Gerçekler bütün çıplaklığıyla ortaya çıkınca..
İşler birdenbire değişme başladı.
Üretmeden harcamakta neyin nesi…
Ve filmin en acıklı sahneleri çekime girdi.
Rol çalmaya başladı.
Haber:
Cinnet geçiren adam karısı ile birlikte kendini ve çocuklarını öldürdü.
Bu acıklı ölümlerin bir nedeni olmalı.
Ama hiç kimse bunun derdinde değil.
Sanki olağan gibiymiş gibi…
Çünkü nüfusta bir eksilme olursa iki artış oluyor.
O konuda bir sorun yok zaten.
Kanıksanmış bir durum…
Ölenler olur kalan sağlar bizimdir.
Bu acıklı sahneleri ne kadar seyrederiz.
O’nu ancak Allah bilir…
Ama bildiğimiz bir gerçek var.
O da bir ülkede insan kaynaklarının plansızlık, programsızlık nedeniyle heba edilmesi…
Bu durum;
Kentlerde sosyo-ekonomik dengelerinin bozulduğunun güçlü kanıtları…
Çünkü birdenbire mutsuzluk hormonu üreten mekanlar haline geldi.
Çevremizde birçok insan kara kara düşünüyor.
Soru şu…
Sonumuz ne olacak.?
Bugün çevrenizde nereye bakarsanız bakın…
Bu hızlı göçün , çaresizliğinin yıkımını görüyorsunuz.
Gerçekten kentlerde anlaşılması zor akıldışı olaylar oluyor.
Ruhsal yapının bu ağır yükü taşıması mümkün görünmüyor.
İşsizliğin ve yoksulluğun yıldırdığı kitleler kentleri tehdit ediyor,
Ve…
Tehdit etmeye devam edeceği görülüyor.
Çünkü…
Kadınlara yönelik vahşet/ürküntü kentlerde dur/durak bilmiyor.