Safranbolu’da Turizm Haftası kutlandı

Safranbolu’da Turizm Haftası kutlandı

Yayın: 18.04.2019 23:01
Paylaş:
A+ A-

Karabük’ün Safranbolu ilçesinde Turizm Haftası dolayısı ile program düzenlendi.

UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan ve “en iyi korunan 20 kent” arasında bulunan Safranbolu’da 15-22 Nisan tarihleri arasında kutlanan Turizm Haftası dolayısı ile Eski Çarşı’da program düzenlendi.

Cinci Hanı Önünde düzenlenen programa Karabük Valisi Fuat Gürel, Safranbolu Belediye Başkanı Elif Köse, İl Emniyet Müdürü Sırrı Tuğ, KBÜ Rektörü Prof.Dr. Refik Polat, Safranbolu Kaymakamı Dr. Fatih Ürkmezer, Karabük İl Kültür ve Turizm Müdürü İbrahim Şahin, kurum müdürleri, STK temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasının ardından konuşan Karabük Valisi Fuat Gürel, Safranbolu’nun Türkiye ve dünya açısından 20 merkezden bir tanesi olduğunu belirterek, “Şehir olarak kurulmuş Osmanlı kentidir. Osmanlı kenti olarak da 18 . yüzyılda neler varsa aynısı şuanda burada korunmuş durumda. Bunun koruyan da sizler Safranbolularsınız. Günümüze kadar taşımışsınız geleceğe taşıma gayreti içerisindesiniz” dedi.

“Denizimiz dışında her türlü turizme açık bir bölge burası”

Safranbolu’da geleceğe kötü bir miras bırakılmaması için gerekli görüşmelerin yapılması gerektiğini ifade eden Vali Gürel, “Bu manada Safranbolu’nun üzerinde durmak, buradaki sorunları çözmek ve nitelikli turisti nasıl kazanabilir, ilçemize nasıl çekebiliriz diye bunu hep beraber düşünüp konuşmamız gerekiyor. İlimizde sadece Safranbolu yok. Eskipazar’da tarihi bir kent var. Onun tamamlanması veya belli bir aşamaya getirilmesi gerekir. Diğer taraftan Eflani’de bir alt yapı var. Kültür ve doğal alt yapımız var. Ovacık’ta hem kral mezarlıkları hem doğal güzellikleri var. Yenicemizde başka çok değerli merkezler var. Denizimiz dışında her türlü turizme açık bir bölge burası. Bunu Safranbolu’daki turizmle eşleştirebilirsek , bunları birbiri ile bağlantı kurdurabilirsek bölgemizde kalıcı ve daha fazla gelen misafirlerin kalmanın yollarını aramamız gerekiyor” diye konuştu.

Safranbolu’nun bugüne kadar korunup gelmesinde Safranbolu vatandaşların çok büyük emekleri olduğunu ifade eden Safranbolu Belediye Başkanı Elif Köse, Bu turizm içinde geçerli. Gerek şehircilik anlayışı gerek mimari ve sosyal yapısı ile örnek bir şehir olan Safranbolumuz bir kültürün ve emeğin birikimi ile günümüze kadar gelmiştir. Günümüzde korumacılığı konusunda sadece bizim değil dünyanında sorumluluğundadır. Bizlere düşen bu değeri layıkı ile koruyabilmek gelecek nesillere aktarabilmektir” dedi.

Köse, “Usta yönetmen Süha Arı’nın yönettiği Safranbolu’da Zaman Belgeseli, korumacılık ve tanıtım adına büyük bir rol oynamıştır. Bunu takip eden süreçte artık Safranbolu’nun merak edilen gezilmek istenen bir yer olması nedeniyle konaklama ve yemek üzerine bazı ihtiyaçlar hasıl olmuştur” ifadelerini kullandı.

Safranbolu Kaymakamı Dr. Fatih Ürkmezer ise Safranbolu’nun tarih ve kültürün ev sahipliği niteliğinde olduğunu kaydederek, “Sadece Karabük özelinde değil, Türkiye’de UNESCO denildiğinde ve kent anlamında ilk akla gelen 10 yerden biridir. Geçtiğimiz yıl Turizm Haftasını Akçasuda bir kanyon açılışı ile gerçekleştirdik. Safranbolu’da yeni destinasyonların yeni alanların turizme kazandırılması açısından önemli. Nitelik anlamında turistin artmasını önemsiyoruz. Çünkü bakanlığımız da 50 milyon turist 40 milyar dolar hedefi koydular. Bu şunu gösteriyor. Sadece nicelik değil nitelik de önemli. Biz Safranbolu’da hem nicelikle beraber niteliğin artış gösterme taraftarıyız” ifadelerine yer verdi.

Karabük İl Kültür ve Turizm Müdürü İbrahim Şahin, Karabük ve ilçelerinde turizm potansiyelini arttırmak ve harekete geçirmek için bir takım tanıtım programları yaptıklarını belirtti.

Konuşmaların ardından Safranbolu Güzel Sanatlar Lisesi tarafından müzik dinletisi sunulurken, Halk oyunları gösterisi beğeni topladı.

Program kapsamında Cıngıllıoğlu Sanat Galerisi’nde Cemil Belder’e ait Resim Sergisi’nin açılışı gerçekleştirildi. Cemil Belder, Vali Fuat Gürel ve beraberindeki protokol üyelerine çektiği fotoğraflar hakkında bilgi verdi.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Tarihi yapılar kadın kalemkarlara emanet

Yayın: 26.04.2024 13:02
Paylaş:
A+ A-

Antalya’da Olgunlaşma Enstitüsü bünyesinde kalemkar olarak görev yapan Eylem Olgun ve Merve Ünsal, kentteki camiler gibi tarihi yapıların restorasyonlarında çalışıyor.

Geleneksel Türk sanatları arasında yer alan “kalem işi”, Uygur Türklerinden bu yana dini ve sivil mimaride kubbe, tavan, duvar süslemesinde kullanılıyor.

Türk göçleri ile Anadolu’ya taşınan bu kadim Türk sanatına, Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi mimari eserlerinde sıklıkla rastlanıyor.

Bu resim ve süsleri yapan sanatçılar ise kalemkar olarak adlandırılıyor.

Kalem işi sanatını başarıyla yapan kalemkarlar sayesinde günümüzde camiler başta olmak üzere birçok tarihi yapılarda yer alan süslemelerin restorasyonu titizlikle gerçekleştiriliyor.

Önemli bir Selçuklu kenti olan Antalya’da da bu sanatı Antalya Olgunlaşma Enstitüsü’nde kalemkar olarak görev yapan 39 yaşındaki Eylem Olgun ile 33 yaşındaki Merve Ünsal, kadın titizliğiyle icra ediyor.

Antalya Kaleiçi’nde 1600’lü yıllarda inşa edilen Tekeli Mehmet Paşa Camisi’nin 4 yıl süren restorasyon çalışmalarında görev yapan kalemkarlar, sanatlarını yeni nesillere öğretmek istiyor.

Olgun ve Ünsal, bugünlerde Antalya Olgunlaşma Enstitüsü binasının koridorlarında bulunan Antalya’nın mimari eserlerinden uyarlanan kalem işlerinin tamiri ve yenileme çalışmalarını yürütüyor.

“Desen hazırlıklarını yaptıktan sonra motifleri zemine aktarıyoruz”

Eylem Olgun, AA muhabirine, 15 yıldır kalemkarlık yaptığını söyledi.

Geleneksel Türk sanatlarına ilgisinden dolayı hayalinde olan kalemkarlığı severek yaptığını ifade eden Olgun, Antalya’daki eserlerin yanı sıra İstanbul’daki Aziz Mahmut Hüdayi Türbesi, Yıldız Sarayı gibi özel köşk ve yalılarda da kalem işi yaptığını kaydetti.

Kalem işinin zorlu bir süreç olduğunu anlatan Olgun, “Kalem işi ahşap üzerindeyse ahşabın, duvar üzerindeyse sıvanın tamiratıyla başlıyoruz. Desen hazırlıklarını yaptıktan sonra motifleri zemine aktarıyoruz. Motifler ve zemin boyandıktan sonra tahrir adı verilen motif kenarlarındaki sınır çizgilerini çekerek işlemlerimizi tamamlıyoruz. Bizi tarihi camilerde görenler şaşırıyor. ‘Yine o kızlar çalışıyor’ diyenler oluyor. Erkeklerin işlerini ellerinden almışız gibi değerlendirenler de oluyor. Kalem işi, kadın titizliği ile daha güvenli yürüyen bir sanat.” dedi.

Tarihi yapılarda çalışırken büyük bir sorumluluk hissettiğini dile getiren Olgun, Türklerin köklerini yansıtan bu sanatın geleceğe aktarılmasına katkıda bulunmayı amaçladığını vurguladı.

“Restorasyon ve tarihi yapılar hep ilgimi çekiyordu”

Merve Ünsal ise geleneksel Türk sanatları bölümünden mezun olduktan sonra Ayasofya Camisi’nde görev yaptığını kaydetti.

Küçük yaşlardan itibaren resme hep yeteneğinin olduğuna dikkati çeken Ünsal, “Restorasyon ve tarihi yapılar hep ilgimi çekiyordu. Kalemkarlık mesleği ile hem tarihi yapılarda çalışıyor hem de yeteneğimi yansıtabiliyorum. Kalem işi benim için bir tutkuya dönüştü. Kadın olmanın titizlik gibi avantajlarını da yaşıyoruz. Metrelerce yükseklikteki iskelede durmak bazen zor oluyor ama zamanla alıştım.” diye konuştu.

Ünsal, kalem işlerinin cami ve türbelerin yanı sıra artık yalı, köşk ve villalarda da yapıldığına işaret ederek, “Kalem işlerinin Osmanlı döneminde olduğu gibi her yere taşınmasını ve hayatın içinde yeniden yer almasını istiyoruz. İnsanlar yaşadıkları yeri güzelleştirmek istiyor.” ifadelerini kullandı. (AA)