Tehlike Çanları Çalıyor

Tehlike Çanları Çalıyor

Yayın: 06.11.2017 22:51
Paylaş:
A+ A-

Kardemir Karabüksporda geçtiğimiz hafta Sivasspor yenilgisinden sonra Yönetim kurulu toplanarak 13 Kasım tarihine olağan üstü genel kurul kararı almıştı. Kulüpteki maddi sıkıntı spor kamuoyuna yansımış futbolculara verilen çeklerin karşılıksız çıktığı hatta gelen duyumlara göre Poko’nun alacakları için UEFA’ya müracaat etiği yönünde haberler son günlerde kamuoyunda sıkça konuşulur hale geldi.

Kardemir Karabükspor Başkanı Feridun Tankut futbolculara alacakları ile ilgili olarak 3 Kasım tarihine kadar süre vermiş yaklaşık 3,5 milyon TL paranın belirtilen tarihe kadar ödenmesi gerektiği,şayet gerekli kaynağın temin edilemediği taktirde önümüzdeki günlerde futbolcuların idmanlara bile çıkmayacağı endişesi taşıdıklarını sayın başkan ifade etmişti.

Kardemir’de ki belirsizlik 1 Kasım itibariyle sona erdi. Kardemir şimdi seçilen üyelerin içinden yeni başkanını seçecek,seçilecek başkanın Karabük spora nasıl bir katkı vereceği merakla bekleniyor. Karabükspor bu şehrin bir markasıdır,tabiri caizse Milletvekillerinden, Valisinden, Belediye Başkanlarına, İş adamlarından, Oda başkanlarına, sivil toplum örgütlerine kadar bu takıma herkesin sahip çıkması gerekiyor. Batı Karadeniz’in Süper Ligde tek temsilcisi olan Kardemir Karabükspor’un yerinde olmak isteyen bir çok var ilk aklımıza gelenler Sakarya, Kocaeli, Bolu,Zonguldak yakın çevremizde olan iller inanın takımı satışa çıkarsak almak için birbirleri ile yarışa girerler yıllardır bu saydığım iller süper lige çıkmak için can atıyorlar.

13 Kasım’da yapılacak Olağanüstü Genel Kurul öncesinde Karabükspor Başkanlığı için ismi geçenlerin başında daha önce Feridun Tankut’un Başkanlığındaki Yönetim kurulundan istifa eden Avukat Hakan Yılmaz’ın ismi geçiyor,son günlerde şehir kamuoyunda Taner Canyurt’un ismi sık sık gündeme gelmeye başladı. Özellikle Sosyal medya üzerinden de Şefik Dizdar ismi Karabükspor Başkanlığı için ismi geçenler arasında ancak Şefik Dizdar’a bir parantez açmak istiyorum, Karabüksporlu taraftarlar hafızalarını bir yoklasın Şefik Dizdar daha önce bu göreve talip olmuş seçime saatler kala adaylıktan el çektirilmişti, acaba bir daha Şefik Dizdar bu görevi kabul eder mi.?

Kardemir Kulüp Başkanı Feridun Tankut’la ilgili son günlerde spor kamuoyunda bir çok iddialar var, Ankara’da kendisine ait bir daireyi ofis yaptığı Menajer Bayram’la ortaklaşa çalıştığı, Romanya bağlantılı menajerlerle Karabükspor üzerinden rant elde  ettikleri yönünde haberler yayınlanmakta hatta Karabükspor’da para bitti Başkan kaçacak yer arıyor iddiaları var sayın Başkanın bunlara çıkıp cevap vermesi bekleniyor aksi taktirde töhmet altında kalacaktır.

Kardemir Karabükspor bu kadar sıkıntılı bir dönemden geçerken Ligin 11.Haftasında Antalya spor deplasmanına gitti.Kafilede sadece Levent Ersöz’ün yönetici olarak bulunması Karabük spor sahipsiz mi sorusunu akla getirdi. Karabükspor Antalya’ya Poko, Tanese’nin cezalı olması kerim ve İshak’ın sakatlıkları nedeniyle kadroda olmamalarına rağmen çok ta kötü futbol oynamadı en kötü 1 puan alabilirdi. Maç sonrası Popoviç’in dediği gibi Etoo’yu durduramadık yapılan bireysel hatalar sonucunda Etoo cezayı kesti. İkinci yediğimiz gol inanın Amatör bir takımın yiyeceği bir gol değil. Özellikle Kaptan Ceyhun’un Kırmızı kart görerek takımını 10 kişi bırakması Karabükspor’un direncini kırdı 10 kişi kalmamıza rağmen beraberlik golünü atacak pozisyonu da yakaladık hatta ilhan topa vurmasa kalecinin hareketi sonrası hem penaltı kazanacaktık hemde Antalya spor kalecisi bariz golü engellediği için oyundan ihraç edilecek rakipte 10 kişi kalacaktı.Haftalardır galip gelemeyen Antalya spor Karabük sporda aldığı 3 puanla derin bir nefes aldı düşme hattının üzerine çıktı. Antalyaspor takımında Karabük spor maçı öncesi kadro sıkıntısı vardı. Nasri, Zeki, Salih Dursun’un sakatlıkları Sandro’nun Kırmızı kart cezalısı olması maç öncesi Antalya spor Teknik Direktörü Leonardo’yu kara kara düşündürüyordu hocanın imdadına Samuel Etoo yetişti ve gemisini kurtaran kaptan oldu.

Kardemir Karabük spor Kalan 6 maçtan alabileceği maksimum puanları almalı Devre arasına kadar düşme hattındaki takımlarla arasındaki puan farkının açılmasına müsaade etmemeli,yeni seçilecek yönetimle birlikte devre arasında takıma mutlaka takviye yapılmalı aksi taktirde dilim varmıyor ama düşecek ilk takım biz oluruz

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Tarihi yapılar kadın kalemkarlara emanet

Yayın: 26.04.2024 13:02
Paylaş:
A+ A-

Antalya’da Olgunlaşma Enstitüsü bünyesinde kalemkar olarak görev yapan Eylem Olgun ve Merve Ünsal, kentteki camiler gibi tarihi yapıların restorasyonlarında çalışıyor.

Geleneksel Türk sanatları arasında yer alan “kalem işi”, Uygur Türklerinden bu yana dini ve sivil mimaride kubbe, tavan, duvar süslemesinde kullanılıyor.

Türk göçleri ile Anadolu’ya taşınan bu kadim Türk sanatına, Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi mimari eserlerinde sıklıkla rastlanıyor.

Bu resim ve süsleri yapan sanatçılar ise kalemkar olarak adlandırılıyor.

Kalem işi sanatını başarıyla yapan kalemkarlar sayesinde günümüzde camiler başta olmak üzere birçok tarihi yapılarda yer alan süslemelerin restorasyonu titizlikle gerçekleştiriliyor.

Önemli bir Selçuklu kenti olan Antalya’da da bu sanatı Antalya Olgunlaşma Enstitüsü’nde kalemkar olarak görev yapan 39 yaşındaki Eylem Olgun ile 33 yaşındaki Merve Ünsal, kadın titizliğiyle icra ediyor.

Antalya Kaleiçi’nde 1600’lü yıllarda inşa edilen Tekeli Mehmet Paşa Camisi’nin 4 yıl süren restorasyon çalışmalarında görev yapan kalemkarlar, sanatlarını yeni nesillere öğretmek istiyor.

Olgun ve Ünsal, bugünlerde Antalya Olgunlaşma Enstitüsü binasının koridorlarında bulunan Antalya’nın mimari eserlerinden uyarlanan kalem işlerinin tamiri ve yenileme çalışmalarını yürütüyor.

“Desen hazırlıklarını yaptıktan sonra motifleri zemine aktarıyoruz”

Eylem Olgun, AA muhabirine, 15 yıldır kalemkarlık yaptığını söyledi.

Geleneksel Türk sanatlarına ilgisinden dolayı hayalinde olan kalemkarlığı severek yaptığını ifade eden Olgun, Antalya’daki eserlerin yanı sıra İstanbul’daki Aziz Mahmut Hüdayi Türbesi, Yıldız Sarayı gibi özel köşk ve yalılarda da kalem işi yaptığını kaydetti.

Kalem işinin zorlu bir süreç olduğunu anlatan Olgun, “Kalem işi ahşap üzerindeyse ahşabın, duvar üzerindeyse sıvanın tamiratıyla başlıyoruz. Desen hazırlıklarını yaptıktan sonra motifleri zemine aktarıyoruz. Motifler ve zemin boyandıktan sonra tahrir adı verilen motif kenarlarındaki sınır çizgilerini çekerek işlemlerimizi tamamlıyoruz. Bizi tarihi camilerde görenler şaşırıyor. ‘Yine o kızlar çalışıyor’ diyenler oluyor. Erkeklerin işlerini ellerinden almışız gibi değerlendirenler de oluyor. Kalem işi, kadın titizliği ile daha güvenli yürüyen bir sanat.” dedi.

Tarihi yapılarda çalışırken büyük bir sorumluluk hissettiğini dile getiren Olgun, Türklerin köklerini yansıtan bu sanatın geleceğe aktarılmasına katkıda bulunmayı amaçladığını vurguladı.

“Restorasyon ve tarihi yapılar hep ilgimi çekiyordu”

Merve Ünsal ise geleneksel Türk sanatları bölümünden mezun olduktan sonra Ayasofya Camisi’nde görev yaptığını kaydetti.

Küçük yaşlardan itibaren resme hep yeteneğinin olduğuna dikkati çeken Ünsal, “Restorasyon ve tarihi yapılar hep ilgimi çekiyordu. Kalemkarlık mesleği ile hem tarihi yapılarda çalışıyor hem de yeteneğimi yansıtabiliyorum. Kalem işi benim için bir tutkuya dönüştü. Kadın olmanın titizlik gibi avantajlarını da yaşıyoruz. Metrelerce yükseklikteki iskelede durmak bazen zor oluyor ama zamanla alıştım.” diye konuştu.

Ünsal, kalem işlerinin cami ve türbelerin yanı sıra artık yalı, köşk ve villalarda da yapıldığına işaret ederek, “Kalem işlerinin Osmanlı döneminde olduğu gibi her yere taşınmasını ve hayatın içinde yeniden yer almasını istiyoruz. İnsanlar yaşadıkları yeri güzelleştirmek istiyor.” ifadelerini kullandı. (AA)