Zifiri Yalnızlıktan Kurtulmak…!

Zifiri Yalnızlıktan Kurtulmak…!

Yayın: 02.09.2015 08:41
Paylaş:
A+ A-

Karabük’te sosyal hayatın dinamikliği ve canlılığı ile ilgili olarak neler söylenebilir.
Böyle bir soruyu yanıtlamakta zorluk çektiğimizin farkındayız.
Neden acaba?…
Gündüz olunca araba ve insan trafiğinden darlık çeken ana caddelerde akşamın kararmasıyla birlikte tabir yerindeyse ,neredeyse in cin top oynuyor.
Akşam sinemadan çıkan insanlar,caddelerin sessizliğinde ıssızlığın ürküntüsü ile yol üzerinde tedirgin bir biçimde yürümek zorunda kalıyor.
Gündüz ile gece arasında bu kadar fark herhalde çöllerde olur diye düşünüyoruz…
Bir başka anormal durumda;
Karabük’ün ileriye dönük olarak tasarımlamadan yapılan caddelerin insanların ihtiyacına cevap verememesi…
Bu durum kentte var olan bizlerin yaşam kalitesini sekteye uğratıyor.
Kentte sanki bir şeylerin sıkıntısı yaşanıyor.
Dışarıdan gelen herkes gezilip görülecek,vakit geçirilecek yerleri soruyor.
Gerçek şu ki;kentte yaşamın bu denli zor gerçekleşiyor olması hiç de kabul edilebilir bir durum değil…
O nedenle de;insanların kaynaşması ve bilgi alışverişi bir türlü gerçekleşmiyor.
Deyim yerinde ise burada bizler birbirimizden habersiz yaşamak zorunda kalıyoruz.
Böyle bir ahvalde kente yönelik sorunların tespiti güçleşiyor.
Kentte yaşama dair bir kültürel gelişme olmuyor.
Dumura uğramış sosyal hayat bir türlü kendi kabuğunu kıramıyor.
Fiziki yapı,sosyalleşmemizi engelliyor.
İyi ama bu durumda ne yapmak gerekir.?…
Dikkati çeken asıl mesele şudur:
Bizler acaba ölmeden bu kentin ana caddelerinde gece gezen insanlar görebilecek miyiz?
Sahiden görebilecek miyiz?
Acaba Karabük böyle bir mutluluğu yaşayabilir mi?
Gelecek bilimciler bile Karabük açısından böyle bir soruya yanıt verirken zorlanacaklardır.
Karabük’ün sosyal ihtiyaçlarına cevap verecek,yapısına dinamizm kazandıracak iki yaşam alanı var.
Bunlardan biri,Ankara caddesi’ne bitişik demiryolu mevki…ki,Karabük’ün kuruluş hatası olarak DDY arazisi olarak kullanılan Arıcak vadisi.
Diğeri de 100 Evler alanı.
100 Evlerin yıkılması ile edilen kent meydanı bekleneni veremedi.
Karabük’ün ihtiyacını karşılayamadı.
Tabi bu durum kent meydanını Karabük’e kazandıranları mesul duruma düşürmez.
Karabük’ün kendi kuruluşundaki fiziki,mekan bahtsızlığında aranmalı bu talihsizlik.
Karabük bilindiği gibi Türkiye’nin ilk ağır sanayi kenti.
Kentin kuruluşunda bir meydanın düşünülmemiş olması büyük talihsizlik.
Kente daha sonra bir meydan kazandırılmaya çalışılması yamalı bohça gibi bir durum yaratmış durumda.
Demek ki bazı şeyleri baştan düşünmek gerekiyor.
Sonradan yapılan çakma işler organik olmadıkları için bütünlük içinde türdeş bir yapı oluşturamıyorlar.
Şimdi bütün arzumuz kente yaşam alanlarının kazandırılmasıdır.
Birlikte oturulabilecek sosyal alanların inşa edilmesi en büyük hasretimizdir.
Geceleri Hürriyet caddesinin zifiri yalnızlığını yok edebilecek,Karabük’e canlılık kazandıracak mekanları ortaya çıkarmak.
Bu ihtiyaç her geçen gün daha da artmaktadır.
Öyle değil mi.?

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

SAYILARIN VE RAKAMLARIN SIRLARI

Yayın: 26.04.2024 10:53
Paylaş:
A+ A-

SAYILARIN VE RAKAMLARIN SIRLARI

  Kriz döngüsü. Numeroloji Ebced – Encümen-ibizeban. Suskunlar Cemiyeti. Herşeybir yasayla işliyor, çalışıyor, düzenleniyor. Herhalde kâinat kitabı denilen şey budur. 2024 yılı ilk yeni ay oğlak burcunda, şanslılar, bereketli ve bol kazançlı. Kendini anla ve ona göre yaşa. Şu anda ne yapıyorsak ne işliyorsak bilinçli veya bilinçsiz biz yapıyoruz. Kendimizden kaçamıyoruz. Geçmişten gelen karmik borç. Hayatımızın borcu. Olumlu olumsuz farketmez. Karmik borç sayısı döngüsü, yani geçmişten atalardan gelen blokaj bir yerde yanlış yapılmış, nerde yanlış yapıldığını tespit eden sistem. Bu sistem olumsuzluğu, olumluya çevirme tekrar aynı yanlışı yapmayı kapatan sistem. Dört tane karmik borç sayısı var. (13-14-16-19) Doğum tarihimizdeki gün, ay, yıl rakamlarını topluyoruz. Toplam sayı içerisinde karmik borç sayısı varsa sıkıntı vardır. Tüm evrensel sistemlerde tespit ettiğimiz kişinin tek doğum tarihi vardır. Hepimizin bildiği kimliğimizde yazan doğum tarihi ve/veya anne doğum tarihi o da gerçek sayılıyor. Hiçbir şeyi öğrenemezsek,evrenin size atfettiği var sayılan doğum tarihi. Örnek 31.12.1967-04+03+23=30 sayısal değer toplamı.

(13) Egoist, bencil, sorumluluklarını dert etmeyen birey sayılı. (14) Özgürlüğünü yanlış kullanan, yalnızlık hâkim, aynı hatayı tekrar eden birey yapısı. (16) Herşeyi ters giden, tuhaf kanun dışı iletişimi takıntılı,işi akışa bırakmayan tipler. (19) Gücü olmayan, sonradan yönetilemez güç elde eden, güç zehirlenmesi yaşayan tipler.

Kader döngüsü yada yaşam döngüsü.Diğer ifadeyle tekâmülsayısı, sayısı kişinin kader sayısı. 31.12.1967 3+1+1+2+1+9+6+7=30 o da =3 döngü sayısı 9

(1) Başlangıç nasıl bitmiş, ikinci dönem başlangıcı. Yeni döngünün başlangıcı, rengi kırmızı,Güneş ve Mars temsil ediyor. Aceleci yapılar mevcut, az konuşup çok iş yaparlar. Rutin işleri sevmezler, kapalı ortamlardan kaçarlar, bireysel yapılara vardır. Sabır ve düşünce yoksunu, çocuksu yapıları vardır. Aşırı ayak ağrısı çekerler, ertelemek onların hastalıklarıdır. Harekete geçmekte sıkıntı çekerler…… Devamı gelecek……

Suskunlar Cemiyetinin üye sayısı 40’ tır. Molla Cami dönemi. Molla Cami, bu cemiyete üye olmak ister.Üye olmak, mevcut üyelerden birinin vefat sebebiyle, boşalmasıyla mümkündür.Üyelerden birisi vefat eder. Molla Cami üyelik için başvurur.Fakat Heyeti Umumiye bir kişi üye işlemini önceden bitirmiştir.Molla Cami üyeolmak için kapıdan girer, meclis başkanı Molla Cami’ye bir bardak tam dolu su verir.Molla Cami nazik bir şekilde yanında bulunan gül yaprağını suyun içine koyar, geri verir.Bu nezaket karşısında üyeler ve meclis başkanı Molla Cami’yi Suskunlar Cemiyeti’ne dahil ederler. Meclis başkanı 40 sayısının sağına 0 koyarak,Molla Cami’nin on kat daha değerli olduğunu belirtmek ister.Molla Cami üye defterindeki 400 sayısının sağındaki 0 rakamını kaldırır. 40’ın soluna koyar.Yani üye sayısı 040 olur. Meşhur kelam, solda sıfır yani, hizmette en ileri,almakta en geri.Gül yaprağı misali yük olmayıp yük almak.Gül yaprağı gibi güzel olmak, düşünce yolunda aldatan değil, aldanılan olma.Alan değil veren olma,çarpan etkisiyle solda sıfır gibi davranıp dili damağa dayama düşüncesiyle, yük olmadan elveda diyebilme sanatı….Vesselam. Karabük 2024/2