Bölgenin Sesi Gazetesi

Yayın: 20.06.2019 23:46
Paylaş:
A+ A-

Özçelik-İş Sendikasının Genel Başkanı Yunus Değirmenci, 31 Mart seçimlerinden sonra Bolu Belediyesi ile diğer belediyelerde yaşanan işçi kıyımlarını ve sendikal baskıları, metal işçileri olarak kınadıklarını ve Bolu’dan Ankara’ya yürüyen emekçilerin yanlarında olduklarını ifade etti.

Genel Başkan Değirmenci, Hak-İş Konfederasyonu ve Hizmet-İş Sendikası öncülüğünde Bolu Belediyesi önünden Ankara’daki CHP Genel Merkezi önüne kadar sürecek olan “Emek ve Adalet Yürüyüşü”ne destek açıklamasında bulundu.

Belediyelerin sorunun değil çözümün merkezi olması gerektiğine dikkat çeken Değirmenci, “İşçinin ekmeğiyle oynamayacağım diyerek bunu notere tasdikletenler, yüce kitabımız Kuran-ı Kerim’i öpüp yemin edenler şunu iyi bilmelidirler ki; bu ülke insanına hizmet etmek gibi kutsal bir iş yapan işçileri yollara düşürmek büyük bir vebaldir. Böyle giderse bu vebalin altında ezilmekten kendilerini kurtaramazlar. İşçinin ekmek kazanmaktan, ailesinin rızkını kovalamaktan başka derdi yoktur. İşçi siyasi hesaplara kurban edilemeyecek kadar temiz ve saftır. İşçi, ideolojik hırsların ve saplantıların hedefine konulamayacak kadar mazlumdur, masumdur” diyerek Bolu Belediye Başkanına çağrıda bulundu.

“İşçinin Tabağını Kendi Önüne Çekmek Belediyelere Yakışmaz”

10 gündür devam eden 200 kilometrelik yürüyüşe katılarak mağdur edilen işçileri yalnız bırakmadıklarını kaydeden Değirmenci, “İşçinin önündeki tabağı kendi önüne çekmek, işçinin ekmeğine el uzatmak, ailesini mağdur etmek, onların ahını almak belediyelere yakışmaz. Bolu Belediye Başkanından beklentimiz çıkarılan işçilere ‘Sizi mağdur ettiğim için özür dilerim. Buyrun işiniz, aşınız’ demesidir. Bunu yapmadığı takdirde onlarca işçinin ahı onların üzerine olacaktır” şeklinde açıklama yaptı.

CHP Genel Merkez yönetiminin de yapılan zulme kör, sağır ve dilsiz kaldığına dikkat çeken Değirmenci, “İşçileri ‘bu benden, bu benden değil’ diye ayırmak, kendi gibi düşünmeyi, kendi gibi duyup görmeyeni dışlamak, ötekileştirmek insanlık onura yapılabilecek en büyük hakarettir. İşçileri süründüren, sürgün eden, sokağa atanlara, CHP’li yöneticilerin bir an evvel müdahale etmesini bekliyoruz” diyerek çözüm noktasında olan tüm yetkilileri göreve çağırdı.

2 kişi görüş bildirdi

  1. cetin

    Yunus efendi 2010 da kardemirde sirf sendika degistirdi diye yolbulanla bit olup 308 isciyi isten attiran sizin sendikaniz degilmiydi.onlarda hak hukuk emek icin mucadele yaptilar.simdi haktan hukuktan bahsetmeyin.308 ailenin ekmegine kan dovradiniz.bunun vebali hepinizin boynunda

  2. önemli degil

    baskan cifte standarti birakacak. 2010 yilinda anayasal hakkini kullanip sendika degistiren, turk metale uye olduklari icin hesabi kesilen kardemir calisanlarinin hak mucadelesini, ankaraya yaptiklari yürüyüsü kendilerine hatirlarmak isterim. heralde dun dundur, diyecektir…

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

3 Mayıs Türkçülük Günü

Yayın: 03.05.2024 11:28
Paylaş:
A+ A-

Sosyal medyada 3 Mayıs Türkçülük Günü hakkında artan ilgi ve merak, kökeni ve kutlama geleneği hakkında birçok kişiyi araştırmaya yöneltiyor. İşte, 3 Mayıs Türkçülük Günü’nün kökeni ve kutlama geleneği hakkında detaylar:

Türkçülük Günü, 3 Mayıs 1944 tarihinde gerçekleşen ve ırkçılık-Turancılık davasının bir parçası olan Hüseyin Nihal Atsız – Sabahattin Ali davasının duruşmasından sonra yaşanan “Ankara Nümayişi”ni anmak amacıyla ortaya çıktı. Bu olayın ardından, 3 Mayıs 1945 tarihinde Tophane Askerî Hapishanesi’nde Nihal Atsız, Zeki Velidi Togan, Nejdet Sançar, Reha Oğuz Türkkan ve diğer mahkumlar tarafından kutlandı.

Geleneksel olarak devam eden bu kutlamalar, Türkçüler Günü adını aldı ve sonraki yıllarda da devam etti. Türk milliyetçiliği ve kültürünün önemini vurgulamak amacıyla düzenlenen etkinlikler, Türkçülük ideolojisinin ve hareketinin önemli bir parçası olarak kabul ediliyor.

Türkçülük Günü, Türk milliyetçiliği ve kültürünün kutlandığı ve anıldığı bir gün olarak Türk toplumu için önemli bir yer tutmaktadır.