6 ŞUBAT DEPREMLERİNİN BİRİNCİ YILI – Karabük itfaiye ekipleri, enkazdan sağ çıkardıkları depremzedeleri unutamıyor

6 ŞUBAT DEPREMLERİNİN BİRİNCİ YILI – Karabük itfaiye ekipleri, enkazdan sağ çıkardıkları depremzedeleri unutamıyor

Anadolu Ajansı
Yayın: 06.02.2024 08:36
Paylaş:
A+ A-

KARABÜK (AA) – ORHAN KUZU – Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023'te meydana gelen depremlerde arama kurtarma çalışmalarına katılan Karabük Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü ekipleri, yıkıntılar arasından hayata tutunmalarını sağladıkları insanların mutluluklarını unutamıyor.

Depremlerin hemen ardından Karabük'te hazırlıklarını tamamlayan 6 kişilik ekip, görevlendirildikleri Kahramanmaraş'ta depremzedelere umut olabilmek için sabahın ilk saatlerinde bölgeye ulaşmak için harekete geçti.

Yola çıktıklarında yaşanan olumsuz hava koşullarında görevlendirildikleri bölgeye ulaşan ekip, Mercimektepe Mahallesi Adnan Menderes Bulvarı'nda yıkılan Kırçiçeği Apartmanı'nın enkazında çalıştı.

Ekipler, aralarında 7 yaşındaki “Şevval” adlı kız çocuğu, Lütfullah Şenel ile hamile eşi Ayşenur Şenel'in de bulunduğu 10 kişiyi, enkazdan sağ çıkararak sağlık ekiplerine teslim etti.

İtfaiye Müdürlüğünde görevli 19 yıllık itfaiye personeli Ramazan Başpunar, AA muhabirine, depremin hemen ardından Karabük'ten yola çıktıklarını belirterek, aynı gün Kahramanmaraş'a ulaştıklarını, 13 gün boyunca canla başla mücadele ettiklerini söyledi.

Başpunar, Türk milletinin depremzedelerin yaralarını sarmak için büyük fedakarlık gösterdiğini vurgulayarak, depremzedeler için elinden gelenin daha fazlasını yapan insanların duyarlılığına şahit olduklarını kaydetti.

Harçlığını bağışlayan öğrencileri ve depremzedeler için ineğini satan teyzeleri gördüklerini anlatan Başpunar, “O günlerde unutamadığım şey, kurtardığımız insanların bize hitap şekilleri. Biz Şevval'i 6 saatlik çalışmanın ardından canlı çıkardık. Şevval'in pembe ojelerini hiç unutamıyorum. Hala pembe renk gördüğümde, Şevval aklıma gelir.” diye konuştu.

– “Bizim ilk düşüncemiz, insanları kurtarabilmekti”

Şenel ailesini 7 saatlik çalışmanın sonucunda enkazdan çıkardıklarını hatırlatan Başpunar, “Lütfullah Bey, sürekli eşinin hamile olduğunu ve önce onun çıkarılması gerektiğini söylüyordu. Biz de onu almayınca, eşini alamayacağımızı söyledik.” dedi.

Başpunar, kurtardıkları depremzedeleri ve orada yaşadıklarını hala unutamadığına işaret ederek, şunları söyledi:

“30 yakınını kaybeden insanlar bize 'Siz Karabük'ten geliyorsunuz, acıkmıyor musunuz? Bir ihtiyacınız olmuyor mu?' diye soruyorlardı. O sırada yağmur yağıyor, artçı depremler ve rüzgar oluyor ama bunlar bizim aklımıza gelmiyor. İnsanlar bize 'aç mısınız' diye sorduğunda tedirgin oluyorduk. 'Evet açım' diyemiyorduk çünkü bizim ilk düşüncemiz, insanları kurtarabilmekti.”

Enkaz altında insanlar olduğunu öğrendiklerinde, yorgunluk hissetmeden çalıştıklarını anlatan Başpunar, onları sağ çıkarmak için herkesin fedakarlıkla görev yaptığını aktardı.

Kurtardıkları “Şevval” adlı kız çocuğunu, ambulansa kadar taşıdığını kaydeden Başpunar, “O çalışmadan sonra bir su bardağını kaldıracak takatim yoktu ama o gün bir can geldi. Allah'ım bu acıları bir daha ülkemize yaşatmasın.” şeklinde konuştu.

– “Yaşanılanlar unutulmaz”

İtfaiye personeli Yaşar Özsoy da deprem bölgesinde yaşadıklarını unutamadığını belirterek, ilk defa büyük bir depremin etkilediği alanda çalıştıklarını söyledi.

Daha önce AFAD işbirliğinde arama ve kurtarma eğitimine katıldıklarını bildiren Özsoy, “Çok kısa süre önce bu eğitimi görmüştük. Onun üzerine deprem oldu. Deprem bölgesinde yağmur ve kar yağıyordu, artçı depremler oluyordu. Çok zorlandık ama kurtardığımız canlar bizi her zaman diri tuttu.” dedi.

Özsoy, 13 gün boyunca ellerinden geleni yapmaya çalıştıklarını vurgulayarak, “Oralar hala aklımızda. Devletimiz elinden gelen bütün gayreti göstererek, orada yaraları sarıyor. İnşallah tez zamanda bütün yaralar sarılır. Yaşanılanlar unutulmaz ama her şey güzel sonuca bağlanır inşallah.” ifadelerini kullandı.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Türk Ocakları Karabük Şubesi, Türk Milliyetçiliğini ve Türk Milliyetçilerini Kutladı

Yayın: 03.05.2024 14:29
Paylaş:
A+ A-

Türk Ocakları Karabük Şubesi Başkanı Prof. Taşkın Deniz, Türk Milliyetçiliği ve Türk Milliyetçileri’nin önemine vurgu yaparak, 3 Mayıs Türkçülük Günü dolayısıyla yazılı basın açıklaması yaptı. Açıklamasında; “Milli menfaatleri bireysel çıkarlardan üstün tutmayı, mukaddesat kabul edilen değerleri sahiplenmeyi, kadim kültüre ve ortak gelecek tasavvuruna saygı duymayı, ahlak ve erdem sahibi insan olmayı ifade eden Türk Milliyetçiliği bu özellikleri ile üstün bir fikriyattır. Bu fikriyatı benimseyen, yaşayan ve nesilden nesile aktaran milli şuur ve gurura sahip kişi ise Türk Milliyetçisi’dir. Türk milliyetçiliği ve Türk milliyetçilerinin has ocağı ise 112 yıldır ateşi sönmeyen Türk Ocakları’dır. Balkan Savaşları’ndan Kurtuluş Savaşı’na ve günümüze dek geçen süreçte Türklüğün yeniden diriliş ve yükseliş mücadelesinde ön cephede yer alan Türk Ocakları bugün de istikbal ve istiklal mücadelesinde milletinin ve devletinin yanında ve hizmetinde olmaya devam etmektedir.      

Türk Ocakları mensupları zamana ve şartlara göre değişen milliyetçiler değildir. Daha önceleri milliyetçi olarak kendilerini ifade edenler zamanın şartlarına göre yön değiştirmiş ve böylesine bir ortamda 1944 yılında Türk milliyetçileri seslerini duyurmuştur. Bugün 80 yıl sonra yine bazı çevreler zamanın şartlarına bağlı olarak yollarından sapma gösterebilirler. Ama bizler tarihimizin bize gösterdiği istikametten asla sapmadan ilerlemeye devam edeceğiz. Esen rüzgâra göre değil imanımızın gerektirdiği ve tarihimizin gösterdiklerine göre yaşamaya devam edeceğiz. Bu sebepledir ki bir asrı aşkın süredir efkâr-ı milliye, lisan-ı milli ve maarif-i milli odaklı çalışmalarımıza devam etmekteyiz.

Unutulmamalıdır ki, tarihi ve inancı gereği rüzgâra göre değişim göstermeyen Türk milliyetçileri günümüzde hem kâmil manada demokrasiyi hem de etnik ve mezhebi kışkırtmalara karşın aziz Türk milletinin birliğini ısrarla savunmaya devam etmektedir. İçerisinde bulunulan durum bu mücadeleyi haklı kılmaktadır. Bu çerçevede anayasa değişikliği gündeminde Türk Ocaklarının, etnik ve mezhebi aidiyetlere bakılmaksızın Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının tamamını kapsayan Türk milleti kavramından, resmî dil ve eğitim dili olarak Türkçe’nin tek dil olmasından, milli devlet ve üniter yapısından yani anayasamızın ilk 4 maddesinden yana tavrı net ve kesindir. Türk milletinin, İslam âleminin ve bütün dünyanın geleceğinden kendisini sorumlu hisseden Türk milliyetçileri ve Türk Ocakları camiası olarak, gündelik siyasetin çekişmelerinin dışında, geleneksel tavır ve üslubumuz doğrultusunda bugün de milletimizin hak ve hukukunu savunmakta, demokrasimizi güçlendirmekte, medeniyetimizin güçlü köklerinden aldığımız ilham ve güçle yeni ufuklara yürümekte kararlıyız. Necip Türk milletinin bütün bunları yapabilecek ve yaşadığı sıkıntıların üzerinden gelebilecek yetenek ve beceriye, tarihi tecrübeye sahip olduğuna inanıyoruz. Hiç kimse şühedanın kanı ile yoğrulan ve şekillenen vatan topraklarına ve bayrağına yönelik olarak heveslere kapılmamalıdır. Heveslere vurulan mührün kalıcı sahibi, şühedanın bizatihi kanıdır. 

Bu vesile ile haksız suçlamalar ile maruz kaldıkları işkenceler hatta ölümlerin dahi kendilerini inançlarından vazgeçiremeyen onurlu Türk milliyetçilerini rahmetle anıyoruz. 3 Mayıs Türkçülük Günü’nü kutluyoruz.” ifadeleri yer aldı. (Esra Oğuzkağan Özkan)