Bölgenin Sesi Gazetesi

Yayın: 18.11.2021 08:28
Paylaş:
A+ A-

KBÜ’de I. Uluslararası Irak’ta Osmanlı İzleri” Sempozyumu Yapıldı

(Haber Merkezi)Karabük Üniversitesinde “I. Uluslararası Irak’ta Osmanlı İzleri” sempozyumu çevrim içi olarak Senato Toplantı Odasında yapıldı.

Program Kur’an-ı Kerim Tilavetinin okunması ve iki üniversitenin tanıtım filmlerinin izlenmesiyle başladı. Açılış oturumuna KBÜ Rektörü Prof. Dr. Refik Polat, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Mustafa Yaşar ve Prof. Dr. İzzet Açar, Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Ağarı katıldı. Düzenleme Kurul Başkanı Karabük Üniversitesi Öğretim Üyesi Abdülazim İbrahim “Irak’ın Osmanlı hakimiyetinde bulunduğu dönemde Osmanlının siyasi, hukuki, sosyal ve kültürel yaşantısı bu bölge üzerinde önemli derecede etkili olmuştur. Buna bağlı olarak ekonomiden şehirleşmeye, mimariden müziğe, hukuksal kurum ve kurallardan yemek kültürüne uzanan bu etkileşimin değerlendirilmesi ve günümüzdeki yansımalarının, konuların uzman katılımcılar tarafından çok boyutlu olarak değerlendirilecektir.” dedi.

Kerkük Üniversitesi Prof. Dr. Sabah Ahmet açılış programında “Değerli Karabük Üniversitesi Rektörü, Sayın katılımcılar, Karabük Üniversitesi ile böyle bir sempozyumda yer almaktan çok mutluyum. Pandemi nedeniyle bir araya gelemesek de bu sempozyumu online olarak gerçekleştirmemiz bile her iki üniversite için yeni bir adım atılmış oluyor. Sizleri önümüzdeki sene sempozyumun ikinci açılışına şimdiden davet ediyorum. Sempozyumda emeği geçen hem Karabük hem de Kerkük Üniversitesi çalışanlarına teşekkür ederim.”dedi.

Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Refik Polat, Kerkük ve Karabük Üniversitesi ortaklığında düzenlenen sempozyumunda emeği geçen personele teşekkür etti. Polat, iki üniversite ve akademik birimler arasında iş birliğinin daha da güçlenerek devam etmesini temenni ederek sempozyumun ileriki dönemde yüz yüze yapılacağını söyledi.

“I. Uluslararası Irak’ta Osmanlı İzleri” sempozyumu 15-17 Kasım tarihleri arasında 13 oturumdan ve 62 konu uzmanları tarafından detaylı bir şekilde ele alınılacak. Sempozyum konuşmacıları olarak Türkiye-Irak- Azerbaycan- Suriye- Mısır- Ürdün gibi toplam 6 ülkenin muhtelif üniversitelerinden bilim insanı katılmakta.

 

2 kişi görüş bildirdi

  1. enerji

    helal olsun beee.bu tür etkinliklerle üniversiteye çağ atlatıyorsunuz.Yakında Oxford,Yale,Stanford üniversiteleri nal toplar sizin arkanızdan

  2. Allah bu rektörü bildiyi gibi

    Allah bu rektörü bildiyi gibi yapsın Karabük Üniversitesini bitiriyor adam Ankara Kuşu haklı şeyler yazdı AKP bu Rektörün cezasını çok çekecek bunu yi bilin

Bir Yanıt Yazın Yanıtı İptal Et

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Ordulu çift söküntü ip getirenlere Kabataş kilimi dokuyor

Anadolu Ajansı
Yayın: 28.04.2024 04:48
Paylaş:
A+ A-

ORDU (AA) – EYÜP ELEVLİ – Ordu'nun Kabataş ilçesinde 46 yaşındaki Fatma Öztok, eskiyen örgü işlerin sökülmesiyle elde edilen iplerle Kabataş kilimi dokuyarak kazanç sağlıyor.

Öztok, Kabataş ilçesinde evlendikten sonra el tezgahında dokumacılık yapan kayınvalidesi Kadriye Öztok'tan işin inceliklerini öğrendi.

Kayınvalidesinin sağlığı elvermediği için işi bırakmasının ardından Fatma Öztok, 2000 yılından itibaren evlerinin alt katında oluşturdukları atölyede mesleği sürdürüyor.

Dört yıl önce emekli olan Aziz Öztok da eşiyle atölyede mesai harcıyor.

İki çocuk annesi Fatma Öztok, AA muhabirine, kayınvalidesinin rahatsızlanması sonucu mesleği devam ettirdiğini söyledi.

Kayınvalidesinin kilimleri elinde dokuduğunu ancak kendisinin bu şekilde sürdüremediğini anlatan Öztok, adlıkları eski tip makinelerle yıllardır Kabataş kiliminin üretimini yaptıklarını ifade etti.

Öztok, Kabataş kilimine ilgi olduğunu dile getirerek, “Burada 7 kişi, 10 kişi çalıştırdığım da oldu. Ama çalışanlar fındık zamanı gelince işi bırakıyor. Siparişi de aldığımız için sıkıntıya düştüm. O yüzden siparişleri azalttım. Şimdi yapabileceğim kadar alıyorum.” dedi.

Eşiyle çalışmanın önemine işaret eden Öztok, “Eşimle çalışmak daha rahat, çok güzel. Ben eve çıksam, buraya müşteri geliyor. En azından burada müşteriye bakabilecek birisi oluyor. Öbür türlü eve çık, dükkana in şeklinde zor oluyor. O yüzden eşim geldikten sonra rahatladım. İşin getirisi de iyi oldu çok şükür.” diye konuştu.

Örgüleri söküp getirenlerin israfı da önlemiş olduğunu anlatan Öztok, şöyle devam etti:

“İsraf olmasın, 'yazıktır, günahtır' diyerek dokutturuyor. 'Benden sonraki nesillere kalsın.' gibi düşüncelerle yaptırıyorlar, en çok ondan geliyor. Çöpe atma durumu olsa bu devam etmeyecek ama eskilerimiz asla çöpe atmayı istemiyor. Sökemezse kesiyor, kesemezse dikiyor. Yine de onu dokutturuyor. Çöpe atmaktansa onu kenara koyuyor.”

Öztok, çevrelerinde kendilerinden başka bu işi yapan olmadığını, tozlu iş olması nedeniyle pek de kimsenin benimsemediğini anlattı.

İşinden keyif aldığını ve bu nedenle devam ettiğini belirten Öztok, “Yoksa bağ bahçe, evin temizliğine zaman kalmıyor. Evde temizlik için işçi tutuyorum, buradan aldığımı oraya veriyorum. Ama bana keyifli geliyor. 60 sene olmuş. 30-40 sene kaynanam, 20-25 sene de ben devam ettirdim. 5 sene daha ancak dayanırız. Sadece kilime odaklanırsam günde 80-100 metre dokuma yaparım.” değerlendirmesinde bulundu.

– “Bizim için mesleğin son temsilcisi diyebiliriz”

51 yaşındaki Aziz Öztok ise ilk etapta eşinin siparişleri elde yetiştirememesi üzerine araştırmalar yaptıklarını anlattı.

Gaziantep'ten makine aldıklarını belirten Öztok, “İlk önce bir makineyle başladık. Sonra bir, iki derken çözgü makinesi, sarma makinesiyle beraber işi çoğalttık. Daha seri bir şekilde çalışıyoruz.” şeklinde konuştu.

Yörede bu mesleği yapan bir tek kendilerinin kaldığına dikkati çeken Öztok, “Bizim için mesleğin son temsilcisi diyebiliriz. Çocuklar yanaşmıyorlar. Kimisi üniversitede okuyor, kimisi çalışıyor. Biz de hanımla beraber yapabildiğimiz kadar bu şekilde yapmaya çalışıyoruz.” ifadesini kullandı.

Zaman zaman yurt dışına da ürün gönderdiklerine işaret eden Öztok, şunları kaydetti:

“Bize eski sökülmüş kazaklar geliyor. Onları belli bir aşamadan geçirdikten sonra dokuyoruz. Hem de katma değer oluyor. Rağbet de var. İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa'ya mal gönderdiğimiz oluyor. Bu şekilde isteyenler, sipariş verenler oluyor. Yani güzel bir şey. Hem yöremiz için hem de otantik bir havası var. Yazları buralarda halıları kaldırıyoruz, sadece kilim seriyoruz.”

Öztok çifti, Kabataş kiliminin metresini 40 liraya örüyor.