Ümit Hocam sen de mi detoksvâri şeylerle ilgilenmeye başladın diyerek de yazımızı okumaya başlayabilirsiniz sevgili dostlar. Konuyu başka bir yere getireceğimi beni tanıyanlarınız bilirler. Hadi başlayalım.
“Tüm vücut detoksları, toksinleri vücuttan atmak amacıyla yapılır.” alıntısıyla giriş yapalım ve devam edelim: “Detoks; özel ürünler kullanarak, oruç tutarak, saunaya girerek veya belirli bir diyet izleyerek vücudu toksinlerden arındırmayı veya kilo vermeyi amaçlayan uygulamadır. İnsan vücudu karaciğer, böbrekler ve bağırsaklar ile detoks yapma kabiliyetine sahiptir ve bunu düzenli olarak yapar. (https://www.medicana.com.tr/saglik-rehberi-detay/17951/detoks-nedir-detoks-nasil-yapilir).
“Günümüzde artan çevresel kirlilik, kötü beslenme alışkanlıkları ve hareketsiz yaşam ile birlikte, toksinlerden arınma fikri daha elzem bir hale gelmeye başladı. Detoks: Sebepsiz baş ağrıları, yorgunluk, kendini kötü hissetmek, solgun ve bozuk bir cilt, sindirim sistemi bozuklukları, uyku düzensizlikleri gibi birçok problemi çözmek veya hafifletmek için yapılabilmektedir. Bu nedenlerle vücutta biriken toksinleri atmak ve daha iyi hissetmek için çeşitli detoks yöntemleri tercih edilmektedir.” (https://juico.com.tr/detoks-nedir)
Şimdi burada kuzenimle oturduğumuz sırada yaşanmış bir olaydan bahsedeceğim sizlere. Konu, yine haberlerle ilgili. Televizyonlarda akşam 18.00-20.00 saatleri arası ana haber saatidir. Mustafa, önce bir kanalda haberleri izledi; yanında ben de izliyorum tabi. Tamam, haberdâr olduk. İkinci haberleri, çoğunlukla aynı haberleri başka bir kanaldan daha izledi. Aynı haber konseptini üçüncü defa izleyince kendimde ister istemez bir huzursuzluk hissettim. N’oluyor sorusunu kendi kendime cevapladım. Çünkü kendisi ve belki de kalabalık ailesi ya da ailemiz haber bağımlısıydı. Bense, artık bu haberlerin h’sine bile dayanamıyor hale geldim. Aslında belki de haberlerden uzun süredir soğumuştum.
Sevgili dostlar, doğal olarak insan gerçekten bilmesi gerekenlerden haberdar olmak, en azından çevresindeki olayları kaçırmamak ister. Şimdi bu doğrultuda bize kapı açacak bir tanım daha geliyor:
(FOMO:fear of missing out ): Günceli kaçırma korkusu; insanın gündelik hayatta yaşanan haberleri, gelişmeleri, bilgileri bilmediği veya kaçırdığı endişesidir. Bir çeşit kaygı bozukluğu olan FOMO; insanların gelişmeleri kaçırma korkusuyla gereksiz yere pişmanlık duyma davranışıdır.” Derslerimde öğrencilerimle paylaştığımız önemli konulardan biridir bu: FOMO. (https://tr.wikipedia.org/wiki /Günceli_kaçırma_korkusu)
İnanın insanlar, birçok gündemi demiyorum, dünyanın haberini kaçırsalar kendi dünyalarında çok bir şeyleri kaçırmazlar. Önce bu güveni onlara aşılamak gerekiyor. Demek istiyorum ki, “ne kadar az şeyden haberdar olursak, o kadar iyi.” FOMO çok genel bir tespit olmuş gibi bir tanım. Ben bunu, haberleri kaçırma korkusuna özellemek istiyorum. Buna taktığım isim de, başlıkta eklediğim gibi: “No News Fobi” Yani uzunca; haberleri kaçırma korkusu.
Artık sanal dünyada istediğimiz (!) her şeye kolaylıkla ulaşabiliyoruz. İnsan, çoğunlukla sanal dünyadaki ulaştıklarına, gerçek hayatta da ulaşmak ister, ama bunu başaramayan psikolojisi, sonuçta insanın kendi dengesini bozar. İşte burada bağımlılık konusuna geliyoruz.
Yazımızın üçüncü paragrafından alıntılıyorum bu sefer: “Sebepsiz baş ağrıları, yorgunluk, kendini kötü hissetmek, solgun ve bozuk bir cilt, sindirim sistemi bozuklukları, uyku düzensizlikleri gibi birçok problem.” Tanıdık geliyor değil mi dostlar? Hatta devam edelim: Psikososyal ihtiyaçların karşılanmasında azalma, yalnızlık duygusu, stres, yeme problemleri, dikkat eksikliği, davranışsal problemler, iş veriminin düşmesi, trafikte dikkat dağınıklığı, sosyal iletişimsizlik, sosyal izolasyonun tetiklediği çeşitli psikolojik rahatsızlıkların varlığı da gözlemlenmektedir.
Evet, dostlar; insanız. Vücudumuzun bir bütün olduğunu biliyoruz. Fiziksel donanımımızı özellikle koruduğumuz gibi, psikolojik donanım ve yazılımımızı ve de duygu durumumuzu da o özenle muhafaza etmeliyiz. Vücudumuzun ihtiyaç duyduğu detoksu, psikolojik yanımızdan da esirgememeliyiz.
Binaenaleyh, ufak bir tavsiyeyle yazımızı bitirelim isterseniz. Sabah kalktığımızda ve gece uykuya giderken en azından yarım ya da bir saat özellikle cep telefonumuzdan, dolayısıyla gereksiz haber ve gereksiz bir takım sosyal medya içeriklerinden uzak duralım.
Bunu “Haberdarlık Detoksumuza” başlarken uygulayabiliriz.
Gerisi size kalmış…
