Anadolu Ajansı tarafından
26 Aralık, 2023 00:00 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Uluslararası Gazeteciler Federasyonuna göre İsrail’in gazetecilere yönelik saldırıları savaş suçu

İSTANBUL (AA) - ENES TAHA ERSEN - Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (IFJ) Genel Sekreter Yardımcısı Tim Dawson, İsrail güçlerince Gazze'de öldürülen gazetecilere ilişkin, "Uluslararası hukuka göre, silahlı kuvvetlerin gazetecileri sivil olarak görüp güvenliklerini sağlaması gerekir. Gazetecileri kasıtlı olarak hedef almak ise açıkça savaş suçudur." dedi.

Merkezi Fransa'nın başkenti Paris'te bulunan IFJ'nin Genel Sekreter Yardımcısı Tim Dawson, AA muhabirine, İsrail'in Gazze'de 7 Ekim'den bu yana aralarında gazetecilerin de bulunduğu sivilleri hedef almasını değerlendirdi.

Dawson, İsrail'in aralıksız saldırıları sonucu Gazze'nin "hayalet şehre" döndüğünü, halkın tüm temel insani şartlardan uzak şekilde hayatta kalmaya çalıştığını belirterek, hemen her gün İsrail saldırılarına hedef olan medya çalışanlarının da bu acıların en büyük kurbanlarından olduğunu söyledi.

Gazze'de öldürülen gazeteci sayısının "korkunç ve yürek parçalayıcı" olduğunu dile getiren Dawson, "Gazze'de ölü sayısı 20 bine ulaştı. Yerel kaynaklara göre bölgede hayatını kaybeden gazeteci sayısı 103. IFJ'nin hesabına göre ise 63 veya belki daha fazla. Bölgedeki gazetecilerin yüzde 7-8'i hayatını kaybetti. Bazı gazetecilerin neredeyse tüm aile üyeleri öldü. Bu rakamlar bölgedeki gazeteci sayısına oranlandığında neredeyse eşi benzeri olmayan bir durum." ifadesini kullandı.

Dawson, İsrail'in, gazetecileri kasıtlı olarak hedef almadığı yönündeki söylemlerinin, bölgedeki gazetecilerce yalanladığına dikkati çekerek, "Konuştuğum Gazzeli gazeteciler, açıkça hedef alındıklarına inanıyor. Gazeteci ölümlerindeki yüksek oran dikkate alındığında, gerçekten hedef alındıklarını düşünmemek zor." diye konuştu.

- "İsrail Gazze'den haber alınmasını engellemek için her şeyi yapıyor"

İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze'de pek çok savaş suçu işlediğini vurgulayan Dawson, şöyle devam etti:

"Gazze'de herkesin durumunun vahim olduğu çok açık. Yiyecek, su, yakıt ve barınma imkanı son derece kısıtlı. Bazıları birkaç kez olmak üzere neredeyse herkes yerinden edildi. Uluslararası hukuka göre, silahlı kuvvetlerin gazetecileri sivil olarak görüp güvenliklerini sağlaması gerekir. Gazetecileri kasıtlı olarak hedef almak ise açıkça savaş suçudur. İsrail hükümetine bu eylemlerinin amacının, stratejisinin ve gazetecilerin neden hedef alındığının sorulması gerekiyor."

Dawson, Gazze'de enerji ve iletişim kesintilerinin bölgeden haber akışının kesilmesi için yapıldığına vurgu yaparak, şu ifadeleri kullandı:

"İsrail ve Mısır'ın yabancı gazetecilerin Gazze'ye girişine izin vermeyerek haber akışını engellemeye çalıştığından eminiz. Bölgede sürekli iletişim kesintileri yaşanıyor. Bu süreçte çok sayıda Filistinli gazeteci öldürüldü. Gazzeli gazeteciler, çok az yiyecek ve suyla, yakıt olmadan ve çoğunlukla çadırlarda kalarak haber yapmakta olağanüstü çaba ve kararlılık gösteriyor. İsrail, Gazze'den haber alınmasını engellemek ve iletişimi kesmek için her şeyi yapıyor."

İsrail'in gazetecileri hedef almasının kamuoyunun haber alma hakkının engellenmesi kapsamında da suç sayıldığını kaydeden Dawson, şunları söyledi:

"Gazetecilerin öldürülmesi elbette basın özgürlüğünü ve haber alma hakkını direkt olarak etkiliyor. Gazze'deki gazetecilerin güvenliğinin sağlanması ve görevlerini yapabilmeleri yönündeki her türlü çabayı destekliyoruz. IFJ, Filistin Gazeteciler Sendikası ile bölgeden haber akışının kesilmemesi için çalışıyor. Çabalarımızın Gazzeli gazetecilerin hayatını kurtardığını biliyoruz. Gazetecilerin görevlerinin başında kalabilmesi için herkesi mücadeleye çağırıyoruz."

- "UCM'yi, Filistinli meslektaşlarımızın öldürülmesine ilişkin soruşturmayı hızlandırmaya çağırıyorum"

Dawson, IFJ'nin işgal altındaki Batı Şeria'da 2022'de İsrail ordusu tarafından öldürülen ABD vatandaşı Filistinli gazeteci Şirin Ebu Akile ile ilgili Uluslararası Ceza Mahkemesine (UCM) başvuruda bulunduğunu aktararak, şöyle devam etti:

"Bir gazeteci olarak UCM'yi, Filistinli meslektaşlarımızın öldürülmesine ilişkin soruşturmayı hızlandırmaya çağırıyorum. Gazze'de çok sayıda gazetecinin öldürülmesiyle ilgili de daha geniş kapsamlı soruşturmaların başlatılmasını umuyorum. UCM Başsavcısı Karim Khan, geçen günlerde Batı Şeria'daydı ve Filistinli Gazeteciler Sendikasına, Şirin Ebu Akile soruşturmasının takip edildiği güvencesini verdi. Bu gelişmenin de bugün Gazze'de yaşananları aydınlatacağına inanıyorum."

Dawson, UCM nezdinde yürütülen soruşturmanın hukuka duyulan güvenin tesisinde önemli bir eşik olduğunun altını çizerek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bu olayların arasında suçlulardan hesap sormak, cezai soruşturma ve kovuşturmaların doğru şekilde yürütülmesi için gerekli delilleri toplamak ne kadar mümkün bilmiyorum ancak Filistin halkının genel anlamda uluslararası hukuka güven duymasının kritik önem taşıdığını düşünüyorum. Biz davamızı haklı çıkaracak ve destekleyecek delilleri de sunacağız. Bu çabanın son 7 haftada birçok gazetecinin öldürülmesini değerlendirmek için de örnek teşkil etmesini umuyorum."

Gazze Şeridi'ndeki hükümet, dün İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze'ye saldırılarında öldürülen gazeteci sayısının 103'e yükseldiğini açıklamıştı.

İsrail'in 11 Ekim'deki saldırılarında AA'nın Gazze'deki foto muhabiri Ali Cadallah'ın evi de bombaların hedefi olmuştu. Saldırıda Cadallah'ın babası ve kardeşleri de dahil ailesinden en az 8 kişi ölmüştü.

İsrail'in 5 Kasım'daki saldırılarında AA kameramanı Muhammed el-Alul, 4 çocuğunu ve 3 kardeşini kaybetmişti.

AA'nın abluka altındaki Gazze Şeridi'nde serbest habercisi olarak görev yapan kameramanı Muntasır es-Savvaf, 1 Aralık'ta İsrail hava saldırısında yaşamını yitirmişti.

blank
İhlas Haber Ajansı tarafından
18 Nisan, 2025 03:22 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Yaralı sürücüye, kovalamaca sırasında peşinde olan polisler yardım etti

Bartın’da arabasını polisin üzerine süren ve "dur" ihtarına uymayan şoför ile polis grupları ortasında kovalamaca yaşandı. Yaklaşık 30 kilometre kaçmayı başaran şoför kaza yapınca yakalandı. Yaralanan şoförün yardımına ise peşindeki polisler yetişti.
Edinilen bilgiye nazaran Orduyeri Caddesi’nde "dur" ihtarına uymayan 74 AAN 037 plakalı Tofaş aracın şoförü E.Y. ile polis aracı ortasında kovalamaca başladı. Bir polisin üzerine aracı süren E.Y., Bartın-Amasra yoluna çıkarak kaçmaya devam etti. Yolda orta refüje çıkan aracın şoförü, kazaya karşın yoluna devam etti. Bartın-Kurucaşile istikametine yanlışsız süratle giden şoför ile polis ortasında yaklaşık 30 kilometre boyunca kovalamaca yaşandı. Şoför peşine taktığı polislere izini kaybettirirken, Bozköy mevkisinde ise araç virajı alamayarak yol kenarındaki su kanalına düştü.
Araçtan çıkarak kanalda sırtüstü yatan yaralı şoförün yardımına ise peşindeki polis grupları yetişti. Bölgede ikinci bir kaza yaşanmaması emeliyle, polis ve jandarma takımları tarafından geniş güvenlik önlemleri alındı.
Otomobili için feryat etti
Yaralı halde yerde yatan şoför ise aracın halini görünce kendi acısını unutarak aracı için ağladı. Yaralı şoför, "Arabam bu hale gelmeyecekti. Babam bu arabayı bu halde görürse ne der? Babam beni boğar. Ben uygunum ağabey ancak bu otomobilin bu türlü kalmasını ben istemiyorum. Bu otomobil bu hale nasıl geldi? Bu arabayı kim bu hale getirdi? Ben mi getirdim arabayı bu hale? Anne, babam nerde? Kaza yaptım, ehliyetim de yok" diye bağırdı
Ehliyetsiz ve alkollü olduğu belirlendi
Araçta yapılan armada kabahat ögesine rastlanılmazken, 23 yaşındaki şoför E.Y.’nin 231 promil alkollü olduğu ve ehliyetinin bulunmadığı belirlendi. Yaralı şoför olay yerine gelen ambulansa alınarak birinci müdahalesi yapıldıktan sonra Bartın Devlet Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Kazada yaralanan ehliyetsiz ve alkollü şoför E.Y’nin babasının mahalle muhtarı olduğu ve aracı müsaadesiz aldığı öğrenildi.
Ailesi kayıp ilanı verdi
Kovalamacanın yaşandığı anlarda ise polisten kaçan E.Y.’yi ailesinin telefonla aradığı ve ulaşılamadığı ileri sürüldü. Çocuğuna ulaşamayan aile ise jandarma karakoluna müracaatta bulunarak kimlik bilgi ve eşkalini verdikleri çocukları E.Y’nin kayıp olduğunu söz etti.
Olayı hastane polisi fark etti
Hastane polisi, kayıp müracaatında bulunulan E.Y’nin yaralı olarak hastaneye getirilen yaralı olduğunu fark etti. Hastane polisinin telsiz anonsu ile durumu haber merkezine duyurması üzerine ise telefonla durum jandarmaya bildirildi.
Jandarma grupları tarafından da kayıp müracaatında bulunan aile bilgilendirilerek hastaneye yönlendirildi.

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.