Metro Türkiye’den “Süreli Değil Sürekli İyi Fiyat” politikası

Metro Türkiye’den “Süreli Değil Sürekli İyi Fiyat” politikası

Anadolu Ajansı
Yayın: 02.02.2024 08:36
Paylaş:
A+ A-

İSTANBUL (AA) – Metro Türkiye Üst Yöneticisi (CEO) Sinem Türüng, otel ve yeme içme sektöründen bakkallara, büfelerden hane tüketicisine kadar tüm müşterilerinin hem zaman hem de maliyet tasarrufu elde ederek alışveriş yapabilmelerini mümkün kılan bir model oluşturduklarını söyledi.

Metro Türkiye tarafından düzenlenen basın toplantısında, şirketin “Süreli Değil Sürekli İyi Fiyat” sloganıyla yenilediği fiyat politikasına ilişkin detaylar paylaşıldı.

Müşterilerin maliyetlerinde tasarruf edebilmesi ve karlılıklarını daha da artırması amacıyla geliştirilen “her gün iyi fiyat” politikası sayesinde rekabetçi fiyatların istikrarlı şekilde sunulması hedefleniyor.

Metro Türkiye, bu kapsamda, müşterilerinin en çok tercih ettiği 4 bine yakın üründe geçerli olan “çok al az öde” uygulamasıyla toplu alımlarda fiyat avantajı sağlarken, uygulama kapsamı dışında kalan tüm ürünlerde de her gün iyi fiyat sunma sözü veriyor.

– “Her gün iyi fiyatı sunmak için çalışıyoruz

Toplantıda yeni fiyat politikasına ilişkin açıklamalarda bulunan Metro Türkiye Üst Yöneticisi (CEO) Sinem Türüng, 34 yıldır müşterilere her gün iyi fiyatı sunmak için çalıştıklarını söyledi.

1990'dan beri ürünlerinde fiyat-kalite-performans ilişkisini gözetip her zaman uygun fiyat sunma prensibiyle faaliyetlerini yürüttüklerini dile getiren Türüng, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Her gün iyi fiyatı, süreli değil sürekli olarak sunduğumuz yeni politikamız kapsamında müşterilerimize 'çok al az öde' avantajlarını da sağlıyoruz. Bu uygulamalarla otel ve yeme içme sektöründen bakkallara, büfelerden hane tüketicisine kadar tüm müşterilerimizin hem zaman hem de maliyet tasarrufu elde ederek alışveriş yapabilmelerini mümkün kılan bir model oluşturduk. Rekabetçi fiyatlar, istikrar, kolay alışveriş imkânı, verimli operasyon yönetimi ve daha iyi bulunurluk sunmayı amaçladığımız bu uygulamayla müşterilerimiz tüm ihtiyaç ve beklentilerini karşılayarak, zengin ürün çeşitliliğine yılın her günü kolayca ve avantajlı fiyatlarla ulaşabiliyor.”

Türüng, müşterilerinin artık kampanya dönemlerini takip etmeye gereksinim duymayacağına dikkati çekerek, “süreli değil sürekli” çok iyi fiyatları sunmayı amaç edinen bir fiyatlandırma politikasını uygulamaya aldıklarını vurguladı.

– “4 bine yakın ürünümüzde çoklu alımlarda fiyat avantajı sunuyoruz”

Sinem Türüng, yeni stratejilerini “Metro usulü alışveriş” olarak tanımladıklarını kaydederek, “Her gün çok iyi fiyat' yaklaşımımızla 20 bine yakın üründe, 'çok al az öde' uygulamamızla da profesyonel müşterilerimizin en çok talep gösterdiği, ana ihtiyaçlarının tamamını karşılayan 4 bine yakın ürünümüzde çoklu alımlarda fiyat avantajı sunuyoruz. Bu ürünlerden belirlenen baremlere göre, birden fazla aldığınızda en düşük fiyatı şeffaf olarak rafta görebiliyorsunuz.” şeklinde konuştu.

Türüng, çoklu alımlarda tek olarak alınan ürüne kıyasla yüzde 50'lere varan indirim olabildiğini belirterek, tüm müşterilerin alışılagelmiş dönemsel indirim kampanyaları yerine yılın her günü bu fiyatlardan faydalanabileceğini söyledi.

Rekabetçi fiyatlarla “Her Gün Çok İyi Fiyat” uygulamasını sunarak, müşterilerin her zaman tasarruflu alışveriş yapabileceklerini dile getiren Türüng, “Çok al az öde uygulamamızın altında 1100 üründe hayata geçirdiğimiz 'çeşitli al az öde' ile müşterilerimiz aynı markalı, aynı gramajlı ve aynı fiyatlı ürünlerden birden fazla alındığında da avantajlı fiyat alternatiflerinden yararlanabiliyor. Bu sayede aynı ürün çeşidinden çoklu alım yapmak yerine, ürünün farklı çeşitlerinden de bir sepet oluşturabilir; yine çoklu alım yaparak fiyat avantajı sağlayabilirler.” ifadelerini kullandı.

– “Tedarik zincirimizdeki büyümeyi sürdürmeyi hedefliyoruz”

Metro Türkiye CEO'su Türüng, yeni fiyatlandırma politikasıyla Metro'nun toptancı kimliğini de güçlendireceklerine işaret ederek, sipariş tanımlamadan tedarike, palet stoklamadan sergilemeye ve zaman yönetimine kadar her noktada operasyonel verimliliğe ulaştıklarını ve bu strateji kapsamında mağazaların sergileme konseptinde de değişikliklere gittiklerini anlattı.

Amaçlarının; “müşterilerinin aradıkları ürünü kolay bulunmasını sağlamak ve verimliliği artırmak” olduğunu dile getiren Türüng, sözlerini şöyle tamamladı:

“Müşterilerimizden alışverişlerinin çok daha kolay bir hale geldiğine ve ürün bulunurluğunun kolaylaştığına ilişkin geri dönüşler alıyoruz. Bu da bizi çok memnun ediyor. Önümüzdeki 5 yıl içerisinde lojistik altyapımızı yüzde 50 genişleterek tedarik zincirimizdeki büyümeyi sürdürmeyi hedefliyoruz. Mevcut müşterilerimize daha fazla çeşitte ürün ve yüksek adette satış sunmanın yanı sıra yeni müşterilere de ulaşacağımıza inanıyoruz. Bu doğrultuda satış ekibimizi de iki katına çıkardık. Böylece müşterilerimizin daha çok yanında olacak; onların ihtiyaçlarını daha yakından takip edebilecek ve daha da iyi hizmet verebileceğiz. Büyüyen satış ekibimizle satışlarımızı ve pazar payımızı da aynı oranda artırmaya devam etmeyi hedefliyoruz.”

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Arıcılıkta 50 yılı geride bırakan emekli öğretmen, bilgilerini yeni nesillere aktarıyor

Anadolu Ajansı
Yayın: 20.05.2024 08:00
Paylaş:
A+ A-

KARABÜK (AA) – ORHAN KUZU – Karabük'te yaşayan emekli öğretmen Ahmet Çetin, öğretmenlik yıllarında başladığı arıcılıkta yarım asrı geride bıraktı.

Eflani ilçesi Gökgöz köyü Topuzlu Mahallesi'nde arıcılık yapan 74 yaşındaki Çetin, Bolu Erkek İlköğretmen Okulundan 1969'da mezun oldu.

Anadolu'nun çeşitli illerinde öğretmenlik yapan Çetin, 1974'te Eflani ilçesinin Karlı köyü ilkokulunun bahçesinde arıcılığa başladı.

Öğretmenlikten 1995'te emekli olan Çetin, arıcılık faaliyetlerini sürdürdü.

Çetin, 50 yılı geride bıraktığı arıcılığın yaygınlaşması için 18 yıldır il ve ilçe tarım müdürlükleri ile halk eğitim merkezlerinde düzenlendiği kurs ve seminerlerle katılımcılara teorik ve pratik bilgiler aktarıyor.

– “Arılar tarımın olmazsa olmaz yardımcı aktörleridir”

Ahmet Çetin, AA muhabirine, arıcılığa başladığı yıllarda öğretmenlerin ya hindi yetiştirdiğini ya meyvelik kurduğunu ya da arıcılık yaptığını söyledi.

O yıllarda daire amirleri ve müfettişlerin köy okullarındaki öğretmenleri üretim yapmaya teşvik ettiğini aktaran Çetin, “Üreticilik yapan öğretmenler yazın okulları terk etmezler, bahçede üretim yaparken okulun tesislerini geliştirirler, örnek çalışmalar yaparlardı. O ortamda başladık. O gün bugündür 50 yıl geride kaldı.” dedi.

Çetin, o yıllarda arıcılığı geleneksel yöntemlerle yaptıklarını anlatarak, şöyle devam etti:

“Daha sonra bilimsel verilere ulaşabilmek için seminerler, kurslar, arıcılıkla ilgili kitap ve yayınlara ulaşmaya çalıştık. O gün bugündür devam ediyoruz. 2004'te Karabük Arıcılar Birliğini kuruncaya kadar el yordamıyla kendi kendimizi geliştirdik. Arıcılar birliğinin örgütlenmesiyle birlikte bilimsel verilere ulaşmak çok daha hızlı oldu. Tartışmalara, ulusal ve uluslararası düzeydeki kongrelere ve sempozyumlara katıldık. Birikimlerimizi paylaştık, uzmanları dinledik. Onların bilgilerinden faydalanmaya çalıştık.”

Bugün Türkiye'de arıcılıktaki standartların yükseldiğini dile getiren Çetin, Türkiye'nin bal veriminin arttığını, ülkenin yıllık bal üretiminin 100 bin tonu geçtiğini kaydetti.

Çetin, tarımsal ilaçlama ve çevre kirliliğinin olmadığı bölgenin arıcılık için elverişli olduğuna işaret etti.

Arıcılığa 50 yıldır katkıda bulunmaya çalıştığını belirten Çetin, daha çok kişinin bu alana yönelmesi ve bu faaliyeti bilimsel veriler ışığında yapması için kurs ve seminerler düzenlediğini anlattı.

Çetin, uygulamalı eğitimlerin olumlu yansımalarının görüldüğünü aktararak, gerek arı hastalıklarının azalması gerekse bal verimindeki artışların buna bağlanabileceğini söyledi.

Arıların önemine değinen Çetin, “Arılar tarımın olmazsa olmaz yardımcı aktörleridir. Arıların olmadığı yerde tarımsal verim olmaz. Arıcılık yapan genç kardeşlerimiz aslında doğrudan tarımsal üretimin de artışına katkı sağlamış oluyorlar. Arıcılığa meraklı olan genç arkadaşlarımızı kutluyorum.” diye konuştu.

Çetin, arı sağlığına zarar verecek kontrolsüz tarımsal ilaçlamaları doğru bulmadığını vurgulayarak, “Üreticilerimiz aslında fazla ürün almak amacıyla bu tür çalışmalara giriyorlar ama bir taraftan da arı sağlığını bozan bu tür ilaçlar aslında tarımda verimi düşürüyor.” dedi.