Anadolu Ajansı tarafından
05 Şubat, 2024 12:48 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Prof. Dr. Ali Koçak: “30 yılı aşkın riskli yapılarda tercih, yeniden yapım”

Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Koçak, yapımı 30 yılı geçmiş ve depreme dayanıklı olmayan binaların güçlendirilmesi yerine yıkılıp yeniden yapılmasının daha çok tercih edilmesi gerektiğini söyledi.

Kahramanmaraş merkezli son yaşanan büyük depremlerin ardından riskli binaların kentsel dönüşüm kapsamında yeniden yıkılıp yapılması hız kazandı. Saha incelemelerinde, yapılaşmanın özellikle en yoğun olduğu İstanbul'da 1,5 milyon riskli yapı olduğu ifade ediliyor. Bir çok yerde belediyelerle anlaşan hak sahipleri, ev ve işyerini depreme dayanıklı yapılara dönüştürmek için yıkıp yeniden inşa ettirirken, bazı yerlerde ise güçlendirme yoluna gidiliyor. Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Koçak, daha çok kat fazlalığı olup imar izni olmayan yapılarda güçlendirmenin tercih edildiğini söyledi. Onarım ve güçlendirme işlemlerinin biraz daha ayrıntı ihtiva ettiğini, daha iyi mühendislik bilgisi ve ustalık gerektirdiğini belirten Koçak, "Eğer binanız çok eskiyse, yani yapımı 30 yılı geçmiş bir binaysa, korozyon varsa, diğer özellikleri depreme dayanıklı olmayan bir nitelikte dayanımı yetersiz ise bu tür binaları güçlendirmek yerine yıkıp yeniden yapılmasını daha çok tercih ediyoruz." dedi. Koçak, ufak tefek arızalarının olması ve yapım teknikleri açısından çok risk teşkil etmemesi, bazı küçük oynamalar ve güçlendirmelerle risksiz, depreme dayanıklı hale getirilebilmesi durumunda ise güçlendirmeyi de tavsiye ettiklerini kaydetti.

"Güçlendirme en çok Şişli ve Beşiktaş'ta tercih ediliyor"

Özellikle İstanbul ve Marmara Bölgesi'nde güçlendirme yapmak isteyenlerin gerekçelerinin başında imar fazlalığı geldiğine dikkati çeken Koçak, şöyle devam etti: "Diyelim ki binanız 7 kat, ama imar durumu 4 kat. Bu durumda insanlar güçlendirme yapmak zorunda kalıyorlar. Şişli'yi, Beşiktaş'ı buna örnek verebiliriz. Oralarda imar 1 kat indirildi. Dolayısıyla mevcutta 5 kat olan imarlar 4 kata düşünce vatandaşlar o 1 katın parasını da ödemek zorunda kalıyor. Yıkıp yeniden yapsalar 1 kat kaybedecekler. Bundan dolayı güçlendirmeyi tercih ediyorlar. İyi bir planlamayla buradaki insanların önü açılabilir. Eski imarların korunması halinde burada yaşayan insanlar da binalarını güçlendirmek yerine yıkıp yeniden yapacaklardır. Hem daha modern bir bina üretmiş olacağız. Dünün koşullarına göre daha teknik malzemeler kullanılmış olacak. Daha modern malzemeler kullanılmış olacak ve bina için daha iyi olacak." Binanın eski ve riskli olması durumunda güçlendirme yapma maliyetinin, binanın normal şartlarda yıkıp yeniden yapma maliyetine yaklaştığını vurgulayan Koçak, "Çünkü ince işler çok binada. Kaba inşaatlar durmuş halde gözükse bile orada esas olan ince maliyetler. Yani sıvası, parkesi, boyası gidiyor binanın. Dolayısıyla bunları yapmak zaten çok pahalı. Çok yüksek maliyetleri buluyor. İşler yarım kalıyor. Ama imar durumu, kat mülkiyet sorunları çözülürse bu binalar yıkılıp yeniden dönüşüm sağlanabilir." değerlendirmesinde bulundu.

İstanbul ve Marmara'nın kurtuluş reçetesi

Ali Koçak, özellikle yapılaşmanın ve ticaretin en yoğun olduğu Marmara Bölgesi'nde yapılması gereken çalışmanın "kentsel dönüşüm" olduğunun da altını çizerek, sözlerini şöyle tamamladı: "Ama alansal dönüşüm ya da yerinde dönüşüm olmalı. Eğer bu insanların canını kurtarmak istiyor isek o zaman biz şu an için fazlalıklara bakmadan insanlara bir şekilde yerinde dönüşüm izni vermek gerekiyor. İyi bir planlama yaparak binaları bölge bölge dönüştürebiliriz. Önce geçici barınma alanları üretip, buradaki insanları binaları bitene kadar deplase edip sonradan kendi binalarını yıkıp yeniden yaparak o insanları tekrar eski yerlerine taşımak gerekir. Ancak bu şekilde biz İstanbul'u, Marmara'yı kurtarabiliriz." (AA)
blank
İhlas Haber Ajansı tarafından
29 Nisan, 2025 10:38 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Samsun’da yürek ısıtan olay: Bulduğu içi dolar dolu cüzdanı polise teslim etti

Samsun’da bir vatandaş, alışveriş merkezine giderken yol kenarında bulduğu için dolar dolu cüzdanı polise teslim etti.
Samsun’da yürek ısıtan bir olay yaşandı. Alışveriş merkezine gitmek için meskenden çıkan 59 yaşındaki Hatice Sağlam Şenyer, kaldırım kenarında cüzdan buldu. Cüzdanı konuta getiren Hatice Şenyer, eşi Hasan Şenyer ile birlikte içini denetim ettiklerinde 2 bin 700 euro, 40 dolar, 700 TL Türk Lirası ve çeşitli kartlar olduğunu gördü. Hasan Şenyer de durumu 112 Acil Davet Merkezi’ni arayarak polise bildirdi. Şenyer ailesinin meskenine gelen polisler cüzdanın sahibine ulaştı. Cüzdanın sahibi, Hasan Şenyer’i arayarak teşekkür etti. Polisler cüzdanı sahibine teslim etmek üzere polis merkezine götürdü.

"Bizi anne ve babamız o denli büyüttü"
Yaşadığı durumu anlatan Hatice Sağlam Şenyer, "Kız kardeşimle alışveriş merkezine gidiyordum. Kaldırımın kenarında bir cüzdan gördüm. Yüklü olduğunu bilemedim. Konuta geldim ve içine baktım. Yüklü ölçüde para gördüm. Araştırdım ve kimin olduğunu bulamadım. Polislere bildirelim ve sahibini bulalım istedik. Birinci evvel doğal ki vatandaşlık misyonumu yaptım. Olması gereken de bu. Herkes bu türlü yapsın. Cüzdanı kaybeden de sevinsin. Bu vakte kadar kimsenin 1 TL’si bize nasip olmadı. Bizi anne ve babamız o denli büyüttü" dedi.

"Paraya hiç dokunmadan kuruşu kuruşa teslim etmek istedik"
62 yaşındaki Hasan Şenyer ise "Eşimin kanılarına katılıyorum. Doğrusunu yaptı. Bana söyledi. Birinci başta bana latife yaptı. ‘Sana bir cüzdan aldım’ dedi. Cüzdanda yüklü ölçüde parayı görünce bu latife değil dedim. 112 Acil Davet Merkezi’ni arayarak durumu polise bildirdik. İnsanlık vazifemizi yaptık. Bize helal para nasip olsun dedik. Paraya hiç dokunmadan kuruşu kuruşa teslim etmek istedik" diye konuştu.
Parayı teslim alan polisler de Şenyer ailesine teşekkür etti.

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.