Hindi Hakkında Bilinmeyen Gerçekler…

Esra Oğuzkağan Özkan
Yayın: 20.06.2024 13:05
A+ A-

Türkiye’nin ‘Turkey’ hamlesi uzun zamandır gündemini koruyor. İşte hindinin Türkiye ile anılmasının perde arkasındaki ilginç hikayesi…

Amerika’nın keşfedilmesinden önce İngiliz tüccarlar tarafından keşfedilen çulluk kuşları, İngiltere’ye ihraç edilmeye başlandı. Bu kuşlar Türkiye’den gelmiş gibi anılmaya başlandı ve zamanla Türkiye’den Amerika’ya kadar farklı isimlerle adlandırıldı. Bu durumun nedenlerinden biri, Osmanlı İmparatorluğu’nun coğrafi konumunun etkisi olduğu düşünülüyor. Türk tüccarlar ve Osmanlı İmparatorluğu’nun etkisiyle, Amerika’dan getirilen hindiler de Türkiye ile ilişkilendirildi ve ‘Turkey’ olarak adlandırıldı. Dilbilimci Mario Pei’nin teorisine göre, Türklerin bu kuşları Türkiye üzerinden Avrupa’ya ihraç etmeleri, hindilerin Türkiye ile özdeşleştirilmesinde rol oynamış.

Hindilerin Türkler ile ilişkilendirilmesi durumu Avrupa ülkelerinde de benzer şekilde yaşanmış ve farklı isimlendirmelere sebep olmuştur. Hintlilerin bu hayvana ‘tarki’, ‘piru’ veya ‘peru’ şeklinde isimler verdiği de bilinmektedir. Benzer şekilde diğer ülkelerde de farklı isimlendirmelere rastlanmaktadır. 1990’lı yıllarda ortaya atılan bir iddiaya göre ‘Turkey’ kelimesinin İbranice’den türemiş olabileceği de düşünülmektedir. Ancak bu iddia da, henüz bir netlik kazanmadı.

Türk tüccarların hindileri Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşımaları ve Osmanlı İmparatorluğu’nun coğrafi konumunun etkisiyle, Amerika’dan getirilen hindilerin de Türkiye ile ilişkilendirilmesi ve ‘Turkey’ olarak adlandırılması oldukça ilginç bir etimolojik hikâyeyi ortaya çıkarıyor. Bu durum, farklı kültürel etkileşimlerin ve coğrafi bilgisizliğin, hayvan isimlendirmesi üzerinde nasıl etkili olabileceğini gösteriyor. Çünkü Kristof Kolomb (31 Ekim 1451 – 20 Mayıs 1506)’un Amerika’yı Hindistan sanması, Cenevizli kaşif Kolomb’un; buradaki yerlilere “Hindistanlılar”, kuşlarına da “Hindi” gibi isimleri hatalı olarak dünyaya duyurulmaya başlanacaktı.

İngilizce’de Türkiye ismi “Turkey” olarak yazılıyor. Türkiye, Birleşmiş Milletler’e tüm dillerde yerel adını kullanma başvurusunda bulundu, ancak diğer dillerde bu kesin olarak takip edilmiş gibi görünmüyor. Diğer dillerde uyum sağlama biraz zaman gerektiriyor. Örneğin, Çekya Çek Cumhuriyeti, Hindistan Bharat, Hollanda Netherlands, Rodezya Zimbabwe, Siyam Tayland, Seylan Sri Lanka ismine geçişi de kolay olmadı. Şimdi Türkiye isminin İngilizcede hindi anlamına gelen “Turkey” olarak anılması geçmişte Latince “Turchia” olarak ifade edilen Türkiye Devleti; doğru yazımı ancak bizlerin ve dünyanın bu konuya biraz daha çaba göstermesi ile mümkün olacağa benziyor. Peki Karabük’te hindi denildiğinde akla ilk olarak “Eflani” ilçesi geliyor. Eflani’de hindiye “ibi”de deniliyor. Eflani Hindi Bandırması coğrafi işaretiyle akademide tescillenirken, Eflani şehir meydanında bir de hindi heykeli yer alıyor. Yemeğinin lezzeti kadar şimdilerde Eflanispor‘un da başarıları Karabüklüleri oldukça gururlandırıyor.

Hindileri tanıyalım?

Hindi (*Kaynak: A-Z-Hayvanlar): Hayvanlar aleminde, Chordata türü, Aves sınıfı, Galliformes takımı, Sülüngiller ailesi, Meleagris cinsine verilen bilimsel addır.

Hindi, velociraptor gibi dinozorlarla  akraba olan büyüleyici bir kuştur. Zeki ve sosyal bir hayvandır. Ayrıca sülün ve orman tavuğu ile de akrabadır. “Hindi” terimi, sülüngiller ailesine ait bir kuş türünü ifade eder. Bilimsel adı Meleagris gallopavo’dur. Türkiye’de ve diğer birçok ülkede besi amaçlı yetiştirilen hindi, büyük ve ağır bir kuştur. Türkiye’de genellikle çiftliklerde yetiştirilir ve eti, yumurtaları ve tüyleri için ekonomik bir değere sahiptir. Hindi kuşunun erkeği renkli tüyleri ve etkileyici kuyruk tüyleriyle tanınırken, dişiler daha soluk renklidir ve kuyrukları daha az gösterişlidir. Yabani hindinin bilimsel adı Meleagris gallopavo’dur. Bu ismin kökeni biraz sıra dışıdır. “Meleagris” kelimesi, av tanrıçası Artemis’in öldürülen kahraman Meleager’in kız kardeşlerini beç tavuğuna çevirdiği bir Yunan efsanesinden gelir. İkinci adı olan “gallopavo” iki Latince kelimeden türetilmiştir: horoz anlamına gelen “gallus” ve tavus kuşu anlamına gelen “pavo”dur. 

Hindi Hakkında İlginç Bilgiler

Hindi, Amerika Birleşik Devletleri’ne özgü bir türdür. Fakat 20. yüzyıldan itibaren neredeyse her ülkede yetiştirilmeye başlanmıştır. Türkiye’de ise hindi kuşları genellikle besi amaçlı yetiştirilir ve özellikle Noel ve Şükran Günü gibi özel günlerde yemeklerde tercih edilir. Erkek hindi, renkli tüyleri ve etkileyici kuyruk tüyleriyle tanınır. Dişiler ise daha soluk renklidir ve kuyrukları daha az gösterişlidir. Yetişkin bir hindinin ağırlığı genellikle 5 ila 11 kilogram arasında değişir. Hindilerin gagaları uzundur ve besinlerini topraktan kazarken bu önemli bir özelliktir. Ayrıca, dişiler kuluçkaya yattıklarında gagalarını yere yakın bir noktaya yerleştirir ve kendilerini korumak için yuvayı kamufle ederler.

Noel ve Şükran Günlerinde neden Hindi eti tercih edilir?

Bu geleneğin kökeni, geçmişte bu tür etin bol ve uygun fiyatlı olmasından kaynaklanmaktadır. Ayrıca, hindi eti genellikle büyük bir aile ya da grup için yeterli miktarda yemek sağlama potansiyeline sahiptir. (Ayrıntılı bilgi için tıklayınız..)

Türk Futbolunda “Bir baba hindi” öyküsü… (*Yazar Erkin Usman’ın “Bir baba hindi” nasıl dillendi? makalesinden alıntıdır.)

Okan Yüksel’in verdiği bilgiye göre: “1951 yılının son günü 30 Aralık’ta Altınordu, Altay ile lig maçına çıkacaktır. O gün evine götürmek üzere aldığı hindi ile Alsancak Stadı’na gelen bir taraftar, Sait Altınordu kaptanlığında sahaya çıkan “Şeytanlar”ı görünce ayrı bir duyguya kapılır ve sahaya girer. Sait Altınordu’ya koşan taraftar “Yenelim Altay’ı bu gece yılbaşı için armağanım hindi olsun” der. Sahada Selahattin, Fehmi, Ekrem, Beytullah, Halim, İsmail, Necati, Sait, Rıdvan, Memduh, Zeki düzeni ile çıkan Altınordu, Bayram Dinsel’in golüne Memduh Gezer’in 2 golü ile cevap verir ve sahadan 2-1 galip ayrılır. İşte o sırada Alsancak Stadı’nı inleten bir ses duyulur: “Bir baba hindi, eyvallah…” Hindiyi armağan eden taraftarın sesine tribünleri dolduran binlerce Altınordu taraftarı da katılmaya başlar: “Bir baba hindi, eyvallah…” Eski futbolculardan ve milli atletlerden, Altınordu’nun milli amigosu Sarı Yaşar (Tunçses) de süreç içinde bu sloganı zenginleştirerek taraftarlarla birlikte Alsancak Stadı’nı inletmeye başlarlar.
“Bir baba hindi, eyvallah / Olaydı şimdi, eyvallah / Yallah, yallah, yallah…” Ulusal basının İstanbul takımlarına mal etmeye çalıştıkları öykünün aslı da böylece doğmuş olur.

 

 

Yorumlar

  1. Suhendan kumcu

    Cok begendim . Guzel bir yazi. Yazarini kutlarim

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Sinop’ta yamaçtan kopan kaya parçası park halindeki otomobilin üzerine düştü

Anadolu Ajansı
Yayın: 28.09.2024 08:52
A+ A-

SİNOP (AA) – Sinop'un Ayancık ilçesinde yamaçtan kopan kaya parçası, park halindeki otomobilin üzerine düşerek hasara neden oldu.

İlçe merkezi Yalı Mahallesi Gazhane Caddesi’nde yamaçtan kopan kaya parçası park halindeki otomobilin üzerine düştü.

Çevredekilerin haber vermesi üzerine olay yerine, sağlık, itfaiye ve emniyet ekipleri sevk edildi.

Ekiplerce yapılan incelemede otomobilde kimsenin bulunmadığı tespit edildi.

Düşen kaya parçasının hasara neden olduğu otomobil, çekiciyle olay yerinden kaldırılırken, belediye ekipleri de olay yerinde temizlik çalışması gerçekleştirdi.

Nöbetçi Eczaneler

Asuman Eczanesi
Adres

Fevzi Fırat Caddesi, No:51/A Merkez / Karabük

Telefon

(370) 413-1373

Beşbinevler Eczanesi
Adres

Beşbinevler 75. Yıl Mahallesi, 70. Sokak No:39 Merkez / Karabük

Telefon

(370) 433-1527

Dilek Eczanesi
Adres

Esentepe Mahallesi, İncekaya Caddesi, Sultan Çayırı Evleri No:78/B Safranbolu / Karabük

Telefon

(370) 712-5434

Mutlu Eczanesi
Adres

Orta Sokak No:7/B Eskipazar / Karabük

Telefon

(370) 818-1124

Gökçe Eczanesi
Adres

İnönü Caddesi No:2 Yenice / Karabük

Telefon

(370) 766-4455

Gülşen Eczanesi
Adres

Candaroğlu Mahallesi, Hastane Caddesi, No:7 Karabük-Eflani

Telefon

(370) 461-2331