İklim değişikliği ve kirlilik Ege’deki deniz çayırlarının yayılış alanını daraltıyor

Anadolu Ajansı
Yayın Tarihi: 10.09.2024 16:15
A+ A-

İSTANBUL (AA) – BİRİZ ÖZBAKIR – Manisa Celal Bayar Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı ve Deniz Biyoloğu Prof. Dr. Ergün Taşkın, Ege Denizi'nde iklim değişikliği, kirlilik, bulanıklık, balıkçılık ve çapalama faaliyetleri nedeniyle 35-40 metre derinliklerde varlık gösteren deniz çayırlarının 5 ila 20 metre derinliklere sıkıştığını, yayılış ve kaplama alanlarının daraldığını kaydetti.

Deniz diplerinde kök, gövde ve yaprak biçiminde şekillenen, kökleriyle deniz dibine tutunarak yaşayan, tohumlu ve çiçekli bir bitki olan deniz çayırları, güneş ışınlarının yardımıyla fotosentez yaparak kendi besinini üretebiliyor. Yeşil renkteki deniz çayırları en az 30 santimetre uzunluğunda ve 1 santimetre genişliğinde yapraklara ve 8 ila 10 santimetre uzunluğunda köklere sahip.

AA muhabirine konuşan Taşkın, Türkiye'de 4'ü yerli ve 1'i Süveyş Kanalı aracılığıyla Türkiye sularına girmiş yabancı tür olmak üzere 5 deniz çayırı türü bulunduğunu belirterek, yabancı türün, yayılımcı özelliği nedeniyle yerli deniz çayırlarının boşalttığı alanları diğer alglerle birlikte kaplayarak doldurduğunu söyledi.

Deniz çayırı dendiğinde Türkiye'de akla ilk gelen türün deniz eriştesi olarak da bilinen Posidonia oceanica olduğunu belirten Taşkın, “Bu tür, Mersin, Aydıncık kıyılarından başlayarak bütün Batı Akdeniz'e, Ege kıyılarına, Marmara'nın belirli bir kesimine, oradan Yunanistan, Arnavutluk, İtalya ve batıya doğru İspanya'ya kadar yayılış gösteriyor. Güney Akdeniz'de ise yayılış gösterdiği çok az alan mevcut. O alanlar da Tunus civarındaki bazı bölgelerden oluşuyor.” dedi.

Taşkın, Türkiye'de tahminen deniz çayırlarının şimdiye kadar tespit edilen 40 bin hektarlık bir alanı kapladığını fakat artan baskılar nedeniyle bu alanlarda ciddi bir azalma gözlemlediğini ifade etti.

– “Hem karbonu hapsediyor hem oksijen üretiyor”

Türkiye'deki deniz çayırlarının içinde başta algler, omurgasızlar ve balıklar olmak üzere 1145 deniz canlısının barındığı bilgisini paylaşan Taşkın, bu çayırların en az 50 balık türünün üremesini ve beslenmesini sağladığını aktardı.

Deniz çayırlarının zemin yapısını tutarak kıyı erozyonunu önlediğini, aynı zamanda kıyı yapısını dengelediğini vurgulayan Taşkın, şöyle devam etti:

“Atmosfere verilen karbondioksitin büyük bir kısmı bitkiler tarafından emilerek kullanılır ve oksijen üretilir. Aynı şekilde atmosferdeki karbondioksitin yine önemli bir kısmı okyanuslar tarafından emilir ve suya girer. Suya girdikten sonra deniz çayırları buradaki karbondioksiti ve karbonu hapseder. Karbondioksiti de kullanır ve oksijen üretir. O nedenle deniz çayırları, atmosferdeki artan karbon emisyonlarını azaltmada bizler için en önemli yardımcı, biyolojik elementlerden bir tanesidir. Hem karbonu hapsediyor hem de karbondioksiti kullanarak oksijen üretiyor.”

Deniz çayırlarının özellikle su kalitesinin iyi olduğu kumluk alanlarda yayılış gösterdiğini bildiren Taşkın, küresel ısınmaya bağlı artan deniz suyu sıcaklıkları ve tuzluluğun, deniz çayırlarını olumsuz etkilediğini vurguladı.

Taşkın, “Tercih ettiği sıcaklık aralığı 11 ile 29 santigrat derece. Maksimum 1000'de 37 ya da en fazla 1000'de 39 tuzlulukta yaşayabiliyor ve özellikle küresel ısınma, iklim değişikliği nedeniyle son yıllarda deniz suyundaki sıcaklık artışına bağlı olarak bu türler de etkileniyor.” diye konuştu.

– “Ölen yaprakları kıyıdan toplamamak gerekiyor”

Ege, Marmara ve Akdeniz'de yoğun bir deniz çayırı tahribatı olduğundan bahseden Taşkın, bu tahribatın, evsel endüstriyel atıklar, ileri arıtma yapılmadan denizlere bırakılan deşarj suları, özellikle deniz çayırlarının yayılış gösterdiği alanlarda trol ve benzeri araçlarla yapılan balıkçılık, kültür balıkçılığı faaliyetleri, tekne çapaları, bulanıklık ve yabancı türlerden kaynaklandığını dile getirdi.

Deniz çayırlarının normal şartlarda denizel ortamlarda 0-45 metre arasında yayılış gösterdiğini kaydeden Taşkın, “Ege Denizi'nde yapmış olduğumuz çalışmalarda deniz çayırlarının 35-40 metre derinliklerinden daha sığ derinliklere çekildiğini, 5 ile 20 metre arasındaki derinliklere sıkıştığını gördük. Bunda da daha çok kirliliğe bağlı artan bulanıklık, balıkçılık ve çapalama faaliyetleri, küresel ısınma ve iklim değişikliğinin etkisinin olduğunu düşünüyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

Yabancı ve yayılımcı türlerin de deniz çayırları üzerinde baskıyı artırdığına dikkati çeken Taşkın, bu türler arasında olan uzun dikenli deniz kestanesi ve yayılımcı makro alglerin, deniz çayırlarının bulunduğu habitatlarda çayırların üzerini örtüp yayılış göstererek ekosistemin gidişatını etkilediğine değindi.

Deniz çayırlarının ölü yapraklarının bile ekosistemde bir yeri olduğunu belirten Taşkın, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Özellikle sonbaharda, karasal ortamdaki yaprak döken ağaçlar nasıl yapraklarını döküyorsa deniz çayırlarının bir kısmı da yine yapraklarını döküyor ve bu yapraklar kıyıya doğru taşınıyor. Yapraklar deniz içerisinde yeşil görünürken güneşten ve zaman içerisinde klorofillerini kaybetmesinden dolayı kahverengimsi renk tonlarına dönüşüyor ve kıyıda banklar oluşturuyor. Kışın artan dalga, rüzgar ve akıntılardan dolayı kıyı yapısının bozulmasını bu banklar engeller. Aynı zamanda birçok omurgasız canlı türü de bu ölü yapraklar arasında yaşam imkanı sağlar. Bu nedenle canlı olanları nasıl faydalıysa ölmüş yaprakları da kıyısal alanı koruma ve buradaki canlıların yaşam alanlarına bir habitat oluşturma açısından önemli. Aslında bunları hiçbir şekilde kıyıdan toplamamak gerekiyor.”

– “Karasal ortamda ormanlık alanlar ne ise denizel ortamda da deniz çayırları odur”

Deniz çayırlarını korumak için evsel ve endüstriyel faaliyetler ile tarım ve hayvancılığın kontrollü bir şekilde yapılması ve bu faaliyetler sonucunda oluşan kirliliğin denizlere verilmemesi gerektiğinin altını çizen Taşkın, “Balıkçılık faaliyetlerinin 40-45 metre derinliğin altına çekilmesi, ekolojik çapa faaliyetlerinin yapılması gerekiyor. Günübirlik yatlar ya da çok zamanlı yatlar için yapılan liman marinalarının bu çayırların üzerine inşa edilmemesi, kıyı düzenlemesi ve yapılaşmasının dikkatli bir şekilde yapılması önem taşıyor.” sözlerini sarf etti.

Deniz çayırları ne kadar çok alan kaplarsa balık popülasyonlarında da o kadar artış olacağı tespitini paylaşan Taşkın, sözlerini, “Karasal ortamda ormanlık alanlar ne ise denizel ortamda da deniz çayırları odur. Karasal ortamın ormanları denizel ortamın ormanlarıyla aynı işlevi gösterir.” diyerek tamamladı.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

SAMSUN (AA) – Samsun İl Jandarma Komutanlığınce eylül ayında yürütülen faaliyetlerle ilgili açıklama yapıldı.

Valilikten yapılan açıklamada, İl Jandarma Komutanlığınca halkın huzuru ve güvenliği, kamu düzeninin sağlanması, suç ve suçlularla etkin mücadele kapsamında eylül ayında gerçekleştirilen uygulama ve denetimlerde 144 bin 336 şahıs ve 54 bin 311 araç sorgulandığı belirtildi.

Uygulamalarda 655 aranan kişinin yakalandığı, 19 kayıp kişinin bulunduğu aktarılan açıklamada, “51 tabanca, 39 av tüfeği, 889 mühimmat ele geçirilmiştir. 182 uyuşturucu ve kaçakçılık olayı meydana gelmiş, 201 şahıs yakalanmış, 12 şahıs tutuklanmıştır. Operasyonlarda 57 bin 948 gram kubar esrar, 43 bin 140 makaron, 3 bin 803 gram sentetik uyuşturucu, 8.915 adet sentetik ecza hapı, 2 bin 152 kök kenevir, 667 gram toz esrar, 73 gram kenevir tohumu, 51 gram kokain, 20 uyuşturucu kullanma aparatı, 10 gram eroin, 7 gram afyon sakızı, 7 kök skunk, 5 hassas terazi, 11 sahte altın, 9 tarihi obje, 7 kilogram tütün, 4 cep telefonu ele geçirilmiştir.” ifadelerine yer verildi.

Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünce eylül ayında FETÖ/PDY silahlı terör örgütü propagandası yapmak suçundan 2, DEAŞ silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan 1, THKPC/TKP-ML silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan 1 olmak üzere 4 kişinin yakalandığı, 1 kişinin tutuklandığı vurgulanan açıklamada, şunlar kaydedildi:

“Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce 23 olaya müdahale edilmiş, 23 müşteki-mağdur ve 9 şüpheli tespit edilmiş, ayrıca 16 faili meçhul olay şüphelisinin tespitine yönelik çalışmalar devam etmektedir.

Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'na muhalefetten 1, uyuşturucuyu özendirmeden 3, terör örgütü propagandası yapmak suçundan 12, yasa dışı bahisten 1, erişim engelinden 42, trafik güvenliğini tehlikeye sokmak suçundan 1, müstehcenlik suçundan 12, genel güvenliği tehlikeye sokmadan 5, Cumhurbaşkanına hakaret suçundan 2 açık kaynak araştırma raporu düzenlenmiştir.

Trafik Şube Müdürlüğü emrinde görevli jandarma timlerince 50 bin 14 araç kontrol edilmiş, 16 sürücünün sürücü belgesine el konulmuş, 337 araç trafikten men edilmiş 2 bin 119 araç ve sürücüsüne çeşitli kural ihlallerinden 5 milyon 507 bin 83 lira cezai işlem uygulanmıştır. 895 sürücüye hız sınırını aşmaktan, 144 sürücü ve yolcuya emniyet kemeri takmamaktan, 120 sürücüye sürücü belgesiz araç kullanmaktan, 79 sürücüye seyir halindeyken cep telefonuyla konuşmaktan, 18 sürücüye alkol veya uyuşturucu maddenin etkisindeyken araç kullanmaktan, 863 sürücüye de diğer maddelerden cezai işlem uygulanmıştır.”

Nöbetçi Eczaneler

Büşra Eczanesi
Adres

Beşbinevler Mahallesi, Şahin Tepesi No:18/A Merkez / Karabük

Telefon

(370) 433-0777

Öztürk Eczanesi
Adres

Sırınevler Mahallesi Alparslan Caddesi No:2/A Karabük

Telefon

(370) 415-5557

Safran Eczanesi
Adres

Atatürk Mahallesi, Akter Sokak Devrim Sitesi C Blok No:6/B Safranbolu / Karabük

Telefon

(370) 712-8262

Eskipazar Eczanesi
Adres

Merkez Mahallesi, Cami Caddesi, No:16 Eskipazar / Karabük

Telefon

(370) 818-3737

Yeni Zümrüt Eczanesi
Adres

İsmetpaşa Mahallesi, Doruk Sokak, No:8/B Yenice / Karabük

Telefon

(370) 766-4500

Tuğba Eczanesi
Adres

Hükümet Caddesi No:71/B Eflani / Karabük

Telefon

(370) 461-2427