Bozkırın Tezenesi Neşet Ertaş

Anadolu Ajansı
Yayın: 24.09.2024 12:15
A+ A-

Yaşamı boyunca yaklaşık 400 plak, birçok kaset ve “long play”e imza atan, eserlerinde Anadolu insanının acı ve kederini dile getiren halk ozanı Ertaş, vefatının 12. yılında anılıyor.

“Ah Yalan Dünya”, “Gönül Yarası”, “Zülüf Dökülmüş Yüze”, “Niye Çattın Kaşlarını” ve “Mühür Gözlüm” adlı parçaların da aralarında olduğu unutulmaz eserlere imza atan “Bozkırın Tezenesi” lakaplı Neşet Ertaş’ın vefatının üzerinden 12 yıl geçti.

Türküleri kendine has üslubuyla icra eden ve “Bozkırın Tezenesi” olarak anılan Ertaş, Kırşehir’in Çiçekdağı ilçesi, Abdallar (Kırtıllar) köyünde 1938’de dünyaya geldi. Sanatçı, 8 yaşına kadar doğduğu köyde yaşadı.

Daha sonra ailesiyle İbikli (Çiçekdağı) köyüne yerleşen Ertaş, kendisi gibi saz üstadı olan babası Muharrem Ertaş sayesinde müziğe gönül verdi.

Bozlak türkülerini feryat olarak nitelendiren Ertaş’ın ilk çalgısı annesi Döne Ertaş’ın çamaşır tokacına tel takmak suretiyle yaptığı oyuncak bağlamaydı.

Okula gidemeyen fakat çok küçük yaşta bağlama ve keman çalmayı öğrenen sanatçı, ağabeyi Necati Ertaş’tan okumayı öğrendi.

İlk plağını 19 yaşında çıkardı

Neşet Ertaş, çocukluğunda babasıyla birlikte Kırşehir, Nevşehir, Niğde, Kırıkkale, Keskin, Yerköy, Kayseri ve Yozgat gibi birçok şehri gezerek saz çalıp, türküler söyledi.

Babasından müzikle ilgili pek çok şey öğrenen Ertaş, müziğe olan sevdası nedeniyle 14 yaşında İstanbul’a geldi. Sanatçı, babasının yazdığı “Neden Garip Garip Ötersin Bülbül” türküsünün yer aldığı ilk plağını 1957’de çıkardı. Plakta elde ettiği başarıyla geniş kitlelere ulaşan Ertaş, kısa sürede Anadolu’nun tamamında tanınan ve dinlenen bir halk ozanı oldu.

Yaklaşık iki yıl İstanbul’da plak, kaset ve konser çalışmaları yapan Ertaş, daha sonra Ankara’ya yerleşti ve sanat hayatını burada sürdürdü.

Usta müzisyen, bu süreçte “Türkülerin Babası”, “Anadolu Efsanesi” ve “Abdal Müzisyen” gibi isimlerle de anılmaya başlandı.

Mahalli sanatçı ünvanıyla Ankara Radyosu’nda programlar yapan Ertaş, Leyla Hanım ile tanışıp evlendi. Üç çocuğu olan çift, 7 yıl sonra ayrıldı.

Uzun süre Almanya’da yaşadı

Yaşadığı sağlık sorunları sebebiyle enstrüman çalamaz hale gelen ve tedavi için Almanya’ya yerleşen Ertaş, çocuklarının eğitimi ve sanat çalışmaları dolayısıyla uzun yıllar Almanya’da ikamet etti.

Neşet Ertaş, plakları, radyo programları, konser ve düğün performanslarıyla Türkiye’de büyük bir üne kavuştu, Almanya’daki birinci kuşak Türk göçmenler tarafından çok sevilen bir isim oldu.

Kendi üslubuyla gelenekten gelen türküleri icra eden Ertaş, 2000 yılında İstanbul’da yeniden sevenlerinin karşısına çıktı.

Abdallık kültürünün efsane isimlerinden biri olan Ertaş, Süleyman Demirel’in cumhurbaşkanlığı döneminde kendisine teklif edilen “Devlet sanatçısı” ünvanını kabul etmedi.

“Yaşayan İnsan Hazinesi” olarak ilan edildi

Ertaş, hayatta olduğu dönemde Kültür ve Turizm Bakanlığınca “UNESCO Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi” kapsamında “Yaşayan İnsan Hazinesi” ilan edildi.

Eserlerinde Anadolu insanının acı ve kederini dile getiren sanatçıya, İstanbul Teknik Üniversitesi Devlet Konservatuvarı tarafından 2011’de fahri doktora ünvanı verildi, sanatçının bağlamadaki tavrı ve türküleri konservatuarlarda ders olarak okutuldu.

Hayatı boyunca yaklaşık 400 plak, birçok kaset ve “long play”e imza atan Ertaş, 25 Eylül 2012’de prostat kanseri sebebiyle İzmir’de 74 yaşında vefat etti.

Hayatı ve eserleri Prof. Dr. Erol Parlak tarafından iki ciltlik bir kitap olarak yayımlanan Ertaş’ın albümlerinden bazıları şöyle:

“Ah Yalan Dünya”, “Gönül Ne Gezersin Seyran Yerinde”, “Kendim Ettim Kendim Buldum”, “Kibar Kız”, “Gel Gayri Gel”, “Türküler Yolcu”, “Gitme Leylam”, “Kova Kova İndirdiler Yazıya”, “Seher Vakti”, “Polis Lojmanları”, “Benim Yurdum”, “Gönül Yarası”, “Zülüf Dökülmüş Yüze”, “Zahidem”, “Gönül Dağı”, “Ölmeyen Türküler 2”, “Ölmeyen Türküler 3”, “Sazlı Sözlü Oyun Havaları”, “Niye Çattın Kaşlarını”, “Yar Gönlünü Bilenlere”, “Garibin Dünyada Yüzü Gülemez”, “Altın Ezgiler”, “Gurban Olduğum”, “Ağla Sazım”, “Hata Benim” ve “Mühür Gözlüm”

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Sıcaklık artışını sınırlandırmak ülkelerin sözlerini tutmasına bağlı

Anadolu Ajansı
Yayın: 24.09.2024 16:22
A+ A-

İSTANBUL (AA) – YETER ADA ŞEKO – Artan karbon emisyonları nedeniyle yüzyılın sonunda küresel ısınmanın 1,5 derecede tutulmasını olası görmeyen bilim insanları, ülkelerin BM'ye Ulusal Katkı Beyanlarını sunmaya devam edip verdikleri sözleri yerine getirmeleri halinde sıcaklıkların 2 derecenin altında tutulabileceğini belirtiyor.

BM'nin 2023'te yayımladığı Emisyon Açığı Raporu'na (Emissions Gap Report) göre 2030 yılına gelindiğinde sıcaklıkların 2 derecenin altında tutulması için sera gazı emisyonlarının 2015'e kıyasla yüzde 28; 1,5 derecenin altında tutulması için ise yüzde 42 oranında azaltılması gerekiyor.

Raporda, bu emisyon hedeflerinin gerçekleşmesinin yolunun, ülkelerin Ulusal Katkı Beyanlarında (NDC) sundukları hedeflere ulaşmalarından geçtiği, buna karşın küresel sera gazı salımının 2021-2022'de yüzde 1,2 artarak 57,4 gigaton karbondioksit eşdeğerine ulaştığı vurgulandı.

Küresel karbon salımının yüzde 76'sından sorumlu G20 ülkelerinin sera gazı artışları küresel ortalamayla aynı oranda, yüzde 1,2 artarken ülke emisyonlarında Çin yüzde 30 ile birinci, ABD yüzde 11 ile ikinci, Hindistan yüzde 7 ile üçüncü sırada yer aldı. AB'nin yüzde 7, Rusya'nın ise mevcut emisyonlarda yüzde 5 payı bulunuyor.

Ülkelerin ve sektörlerin karbon emisyonlarını hesaplamak üzere 18 ülkeden 70 kurum ve kuruluş ile 100 kadar bilim insanının bir araya gelerek oluşturduğu Global Carbon Project (Küresel Karbon Bütçesi) adlı platformda görevli akademisyen Piyu Ke, küresel karbon emisyonlarının durumunu ve geleceğe yönelik değerlendirmelerini AA muhabirine anlattı.

– “Çin'in emisyon artış hızı yavaşlıyor”

Küresel karbon bütçesinin hesaplanmasının iklim krizi karşısında nerede durulduğunun anlaşılması açısından önemli olduğunu kaydeden Piyu, emisyonlarda son 10 yıldaki artışın, bir önceki 10 yıla göre daha az olduğunu, özellikle Kovid-19 salgını sonrasında, artış yönündeki gidişatın durdurulabileceğinin görüldüğünü ifade etti.

Avrupa ülkelerinin uyguladıkları politikalarla emisyon artış eğilimlerini düşürdüklerine dikkati çeken Piyu, karbon salım devi olarak nitelendirilen Çin'in emisyon artış eğiliminde de düşüş gözlendiğini vurguladı.

Çin'in özellikle yeşil enerji dönüşümü için ciddi yatırımlar yaptığını anlatan Piyu, şunları söyledi:

“Bu tablo göz önünde bulundurulduğunda mevcut karbon emisyonundaki gidişatı iki önemli şey etkileyecek. Bunlardan ilki Çin’in toplam enerji talebindeki artışın yavaşlaması. Çin’in artık eskiyle karşılaştırıldığında o kadar enerji ihtiyacı yok. Bunun sebebiyse ekonomi yatırımlarında geçirmekte olduğu dönüşüm. Çin artık karbona bağımlı bir ekonomiden yüksek teknoloji üreten bir ekonomiye geçiyor. Yani artık devasa karbon salımına yol açan beton üretimi gibi endüstri dallarından uzaklaşıyor. İkincisi de başta güneş enerjisi olmak üzere Çin’in yeşil enerji dönüşümü yatırımları.”

Yüzyılın sonunda küresel ısınmayı 1,5 derecenin altında tutmanın imkansız olduğu yorumunu yapan Piyu, “Öte yandan birçok bilim insanı, ülkelerin BM'ye Ulusal Katkı Beyanlarını sunmaya devam edip verdikleri sözleri yerine getirmeleri halinde, bu yüzyılın sonuna kadar sıcaklıkların 2 derecenin altında tutulabileceğine inanıyor.” dedi.

Birçok ülkenin belirledikleri hedeflere sadık kalmadığından bahseden Piyu, durumun bu şekilde devam etmesi halinde sıcaklıkları 2 derecede tutmanın dahi imkansız olacağını, 3 derecelik artışın görülebileceğini dile getirdi.

– COP29 beklentisi

Her yıl düzenlenen ve COP zirveleri olarak bilinen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Taraflar Konferansı toplantılarının önemine değinen Piyu, bu zirvelerin dünyanın çeşitli yerlerinden gelen karar vericilerin, iklim krizine dair son gelişmeleri öğrendikleri önemli platformlar olduğunu söyledi.

Zirvelere dünyanın önde gelen isimlerinin katılmasıyla küresel medyada iklim krizinin geniş yer bulduğunu belirten Piyu, “Daha da önemlisi ülkeler bir araya gelip karbon emisyonlarındaki değişimler üzerine, yeşil enerji yatırımları üzerine müzakere ediyorlar ve ileriye dönük kararlar almaya çalışıyorlar. Bunlar oldukça önemli adımlar.” diye konuştu.

COP zirvelerinin son yıllarda fosil yakıt üretimiyle bilinen ülkelerde düzenlendiğini hatırlatan Piyu, bunun bir fırsat olabileceğini, bu sayede uluslararası medyanın bu ülkelerin enerji çalışmalarına odaklanabileceğini ifade etti.

Piyu, 11-24 Kasım tarihlerinde Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de düzenlenecek olan COP29’dan beklentisiyle ilgili, “COP29'un yenilenebilir enerjiye küresel geçişi hızlandırmaya odaklanmasını ve ülkelerin NDC'leri için koyduğu hedeflerini artırmasını, izleme ve hesap verebilirlik mekanizmalarını zorlamasını umuyorum. Dünyanın iklim değişikliğinin şiddetli etkilerini önlemek için cesur ve acil eylemlere ihtiyacı var. COP29 bu eylemleri hayata geçirmek için kritik bir an olabilir.” sözlerini sarf etti.

Nöbetçi Eczaneler

Asuman Eczanesi
Adres

Fevzi Fırat Caddesi, No:51/A Merkez / Karabük

Telefon

(370) 413-1373

Beşbinevler Eczanesi
Adres

Beşbinevler 75. Yıl Mahallesi, 70. Sokak No:39 Merkez / Karabük

Telefon

(370) 433-1527

Dilek Eczanesi
Adres

Esentepe Mahallesi, İncekaya Caddesi, Sultan Çayırı Evleri No:78/B Safranbolu / Karabük

Telefon

(370) 712-5434

Mutlu Eczanesi
Adres

Orta Sokak No:7/B Eskipazar / Karabük

Telefon

(370) 818-1124

Gökçe Eczanesi
Adres

İnönü Caddesi No:2 Yenice / Karabük

Telefon

(370) 766-4455

Gülşen Eczanesi
Adres

Candaroğlu Mahallesi, Hastane Caddesi, No:7 Karabük-Eflani

Telefon

(370) 461-2331