Anadolu Ajansı tarafından
08 Ekim, 2024 00:22 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Ağaçbaşı Turbalığı’nın tarihi geçmişi Dede Korkut ve Evliya Çelebi’nin notlarında

TRABZON (AA) - HAKAN BURAK ALTUNÖZ - Dede Korkut Hikayeleri ve Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi'ne konu olan bölgeleri de bünyesinde barındıran, tarihi Sürmene-Bayburt kervan yolundaki Ağaçbaşı Turbalığı, "kesin korunacak hassas alanlar" arasında bulunuyor.

Ağaçbaşı Turba Bataklığı hakkında kitap ve yayımları bulunan Karadeniz Teknik Üniversitesi Sürmene Deniz Bilimleri Fakültesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Coşkun Erüz, AA muhabirine, turbalığın yaklaşık 60 hektar alana sahip olmasına karşın bölgedeki 600 hektarlık bölümün doğal sit alanı olarak tescil edildiğini söyledi.

Turbalığın yaklaşık 9-10 bin yıllık yaşa sahip olduğunu dile getiren Erüz, asitli yapısından dolayı içerisine giren bitki ve böceklerin, parçalanmadan fosil halinde kalabildiğini belirtti.

Erüz, bunun geçmişe dair bilgi alabilmek adına önemli olduğuna işaret ederek, "Yaklaşık 9-10 bin yıldır bölgede yaşayan hayvanların kalıntıları, bitkilerin kalıntıları bölgedeki yaşamın bütün izleriyle birlikte örneğin iklimin nasıl değiştiğini, eğer insan müdahalesi varsa veyahut yangınlar geçirmişse o dönemde doğal olayların tamamını bünyesinde barındıran ekolojik bir kütüphane arşivi." ifadelerini kullandı.

- "Doğu Karadeniz'in 9 bin yıllık ekolojik geçmişinin arşivi"

Turbalığın, bölgenin nadir görülen ekolojik arşivini oluşturduğuna dikkati çeken Erüz, şöyle devam etti:

"Ekolojik olarak olduğu kadar da doğa bilimleri açısından bir arşiv görevi görebilmesi dolayısıyla çok değerli ve tarihsel önemi olan bir alan. Her yıl oluşan üzerindeki bitkiler öldüğünde, yani o yılın sonundaki bitki öldüğünde normalde çürüyüp parçalanır, toprak olur. Buradaki suyun ve bataklık yapısından dolayı o çürümüyor fosilleşip orada kalıyor. Dolayısıyla milimetrik büyüyor. Yaklaşık şu anki kalınlığı 3,5 metre civarında. Doğu Karadeniz'in 9 bin yıllık ekolojik geçmişinin arşivi Ağaçbaşı'nda ve yakınındaki Barma Yaylası'nda."

Erüz, Ağaçbaşı Turbalığı'nın, ekolojik özelliklerinin yanı sıra konumu itibarıyla da önemli olduğunun altını çizdi.

Gümüşhane'nin Kelkit ilçesindeki Satala Antik Kenti'nin, Roma'nın en önemli garnizon kentlerinden biri olduğunu belirten Erüz, buraya denizle bağlantının Ağaçbaşı Turbalığı'nın bulunduğu yoldan sağlandığını söyledi.

Erüz, aynı zamanda Roma yolu olarak bilinen taş yolun halen turbalığın içerisinden geçtiğini ifade ederek, "Ağaçbaşı'nın içerisinde Roma dönemine ait bir yol kalıntısı hala mevcut ve bu yol arkeolojik olarak tescil altına alınmış durumda. Yani Roma döneminden beri İpek Yolu'nun bir kolu. Ondan öncesinden beri var olan tarihi bir yol güzergahı üzerinde Ağaçbaşı hem ekolojik hem de tarihsel olarak önemli bir güzergah alanı." diye konuştu.

- Bamsı Beyrek'e bataklık uyarısı

Tarihte Trabzon Krallığı döneminde bölgenin önemli bir coğrafya olduğunu ifade eden Prof. Dr. Erüz, Dede Korkut'un özellikle turbalığa yönelik bir uyarısının olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:

"Trabzon, Trabzon Krallığı'nın, Komnenosların krallık merkeziydi. Bamsı Beyrek'in tekfurun kızını almak için gelmek zorunda olduğu, Bayburt üzerinden o hattı kullandığı için Bamsı Beyrek ilgili hikayelerde, 'Oğul; dağdan bir bataktan geçeceksin, geçenlerin çoğu batıp kalmıştır, çıkamamıştır. Sen de batar kalırsın, çıkamazsın.' diye tanımlanıyor. O bataklık da içinden yol geçtiği için net olarak tanımlanıyor çünkü içinden geçmek zorundasınız ama batak. 'Eğer yolu bulamazsanız batar kalırsınız.' diye bir terim geçiyor. Tam anlamıyla Bayburt ile Trabzon arasındaki önemli bir nokta olması dolayısıyla burayı tanımlıyor. Dolayısıyla Dede Korkut Hikayelerinde geçen Bamsı Beyrek'in geçmek zorunda olduğu bataklık, Ağaçbaşı olarak tanımlanıyor."

Erüz, Osmanlı döneminde bataklığın bulunduğu güzergahın ticaret ve askeri anlamda kullanılmaya devam edildiğine dikkati çekerek, "Birçok kaynakta olmakla birlikte Evliya Çelebi kendisi bizzat gitmiş değil çünkü Evliya Çelebi her yere giderek değil, o bölgedeki bilgileri de derleyerek yapıyor. Trabzon'daki yollardan bahsederken 'Ağaçbaşı derler, bir yol var. Yolu bulan geçer, bulamayan batar kalır.' diye özellikle belirttiği bir güzergah burası. Gerçekten de bu doğru çünkü yöresel halk şunu diyor, bundan 100-150 yıl önceye kadar ormanlarla etrafı kaplıydı ve batağa hayvanlar girdiği zaman bile aylarca çıkamıyordu." diye konuştu.

- "156 askerimiz o hatta şehit düşüyor"

Osmanlı-Rus savaşında, Osmanlı İmparatorluğu'nun Kars ve Sarıkamış harekatlarına mühimmatların yine bu bölgeden götürüldüğüne değinen Erüz, "Aynı şekilde 1916'da Rus işgal döneminde de Ruslarla yapılan savaştaki en çetin savaşlardan biri Madur-Soğuksu diye geçer. Ortasında Ağaçbaşı bataklığının bulunduğu o hatta büyük bir mücadele veriliyor. Yaklaşık binin üzerinde insanın, orada hem Türk tarafından hem de Ruslardan can verdiği belirtiliyor. Bunlardan tespit edilebilen, kayıtları olan 156 askerimiz o hatta şehit düşüyor. Bu şehitlerden biri yüzbaşı olmak üzere birkaç tanesi Ağaçbaşı turba bataklığının içerisinde, şehitlikleri biliniyor. Orada hala mezarları da biliniyor." ifadelerini kullandı.

blank
İhlas Haber Ajansı tarafından
18 Nisan, 2025 09:37 tarihinde yayınlandı
A+ A-

20 ülkeye yapılan hamsi ihracatından 9 milyon doların üzerinde döviz geliri elde edildi

Türkiye’den balık avı döneminde 20 ülkeye yapılan hamsi ihracatından toplam 9 milyon 171 bin 538 dolar döviz girdisi sağlandı. En fazla hamsi ihracatı Belçika’ya, en az hamsi ihracatı ise Irak’a yapıldı.
Türkiye genelinde 1 Eylül 2024-15 Nisan 2025 tarihleri ortasını kapsayan balık avı döneminde 20 ülkeye yapılan hamsi ihracatından toplam 9 milyon 171 bin 538 dolar döviz girdisi elde edildi. Hamsi ihracatında 2 milyon 783 bin 30 dolar ile Belçika birinci sırayı alırken, bu ülkeyi 2 milyon 615 bin 636 dolar ile Fransa, 1 milyon 139 bin 164 dolar ile Almanya izledi. Ülkemizden 20 ülkeye yapılan hamsi ihracatında toplam 2 milyon 606 bin 160 kilogram karşılığı 9 milyon 171 bin 518 dolar girdisi sağlanırken, en fazla ihracat 6 milyon 647 bin 968 dolar ile Samsun’dan yapılırken, en az ihracat ise 414 dolar ile Hatay vilayetinden gerçekleşti. 20 ülkeye yapılan ihracat sayıları şöyle:
"Belçika 2 milyon 783 bin 30 dolar, Fransa 2 milyon 615 bin 636 dolar, Almanya 1 milyon 139 bin 164 dolar, Ukrayna 1 milyon 45 bin 625 dolar, Birleşik Devletler 691 bin 906 dolar, Birleşik Krallık 302 bin 777 dolar, İspanya 192 bin 750 dolar, Hollanda 176 bin 335 dolar, KKTC 60 bin 325 dolar, Birleşik Arap Emirlikleri 34 bin 252 dolar, İsveç 29 bin 843 dolar, Kanada 26 bin 235 dolar, İsviçre 25 bin 839 dolar, Gürcistan 23 bin 393 dolar, Romanya 10 bin 451 dolar, Yunanistan 5 bin 469 dolar, Azerbaycan 5 bin 375 dolar, Dubai 2 bin 689 dolar, Suriye 414 dolar, Irak 30 dolar."
Hamsi ihracatı yapılan vilayetler sıralamasına nazaran ise Samsun 6 milyon 647 bin 968 dolar, İstanbul 1 milyon 186 bin 520 dolar, Trabzon 476 bin 480 dolar, Balıkesir 282 bin 393 dolar, Bursa 217 bin 195 dolar, Adana 214 bin 221 dolar, Ordu 79 bin 843 dolar, İzmir 39 bin 188 dolar, Mersin 10 bin 389 dolar, Tekirdağ 10 bin 264 dolar, Çanakkale 3 bin 900 dolar, Edirne 2 bin 762 dolar, Hatay 414 dolar olmak üzere toplam 13 vilayetten hamsi ihracatı gerçekleştirildi.

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.