“Boş konuşup ,boş yazmak”…
Ya da ”yazmak için yazmak”,
Veya…
”Konuşmak için konuşmak”
Yazmak üzerine düşünmeye başlandığınızda insanın aklına neler gelmiyor,neler…
Şu anda okuduğunuz bu yazı,”boş konuşup,boş yazma “ üzerine kaleme alınmış bir yazı tecrübesi niteliği taşıyor.
Neden böyle bir tecrübe arayışı içine mi girdik..?
Bu bence yanıtlanması çok zor bir soru…
O zaman konuyu baştan ele alarak anlatmaya çalışalım.
Önce…
Masamızın üzerinde değinilmesi gereken önemli konuları birbir kağıda yazdık
Sonra….
Hangisine öncelik tanıyalım diye kendimize bir soru yönelttik…
Baktık ki…
Karabük adına değinmediğimiz pek fazla konu kalmamış.
Tabi…
Buna rağmen…
Yine de ele almadığımız birkaç konu var elbette…
Bunlar…
Kutlanılması gereken haftalarla ilgili belli başlı rutin konular, okullarda düzenlenen etkinlikler gibi…
Hava durumunu da bunlara ekleyibiliriz.
Şimdi soruyorum…
Yazdıklarımızla,dünyanın yeniden keşfedilmesine benzer bir durum ortaya çıkacaksa,sizde benim gibi “boş konuşup,boş yazmaya dair” yazı tecrübesi yapmak istemez misiniz?.
****
Anlaşılacağı üzere,benim bu köşede artık yazmaklığım tartışılır hale gelmiş…!
Yazdıklarımızla elimizde Karabük’e ilişkin aşağı yukarı 1000 sayfalık müthiş bir ansiklopedi oluşmuş….
İçinde….
Harf sırasına göre…
Karabük adına ne isterseniz var.
İnanın okumakla bitmiyor.
Sayfaların içinde…
Çözümlenememiş sorunlar,biriktikçe birikmiş.
Dağ olmuş…
Hatta fare bile doğurmuş…
Fare sorunları kemirmeye başlamış.
Şimdi herkes merak içinde…
Bir telaştır gidiyor.
Acaba…
Kemirme bir hastalığa yol açar mı diye…
Herkes bunu soruyor.
Yanıtlanması zor bir soru bu…
Açabilir de açmaya bilir de.
Bunu bizlere zaman gösterecek…
****
Velhasıl,boş konuşup,boş yazmakta bir mesele…
Öyle göründüğü gibi kolay bir iş değil bu.
Hele bir de işin felsefesini yapmaya kalktığınızda…
Benim gibi…
Aklınıza geleni yazdığınızda ,söyleyecekleriniz bir türlü bitmez…
Efendim….
Biz boş yazalım deyip işi valla yokuşa sürdük
İşin içinden de bir türlü çıkamıyoruz.
Yok canım….
Kimse beni bir daha böyle felsefe yapmak adına boş yazı yazmaya zorlayamaz.
Oh be…
Şimdi oldu işte…
Artık yazılarımızı,hiç kimse üzerine almadan serbestçe okuyabilecek.
Ne de olsa…
Bugün “boşuna yazdık”…
Öyle değil mi kemirgen minik fare…!