Verdiği vekaletle 1.5 milyonluk borçla karşılaştı

Verdiği vekaletle 1.5 milyonluk borçla karşılaştı

Yayın: 10.01.2018 23:03
Paylaş:
A+ A-

Karabük’te, 2 yıl önce dayısının oğluna vekalet vererek üzerine şirket kurulmasına izin veren 26 yaşındaki Engin Çetin, 1,5 milyon liralık vergi borcu ile karşı karşıya kaldı.

Karabük’te bir restoranda aşçı olarak çalışan Engin Çetin, 2014 yılı Kasım ayında aynı sitede oturduğu dayısı A.P.’nin evine gelip kendisine bankalarda sıkıntısı olduğu için üzerine şirket kurmak istediğini, kuracakları bu şirkette demir çelik ve inşaat malzemeleri satacaklarını söylediğini ve bunun üzerine dayısına güvenerek kuzeni M.S.P.’ye vekalet verdiğini söyledi. Dayısının dolandırıcılık, sahte fatura ve evrak düzenlemeden dosyaları olduğunu iddia eden Engin Çetin, 2016 yılı Şubat ayında Karabük Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu.

Hakkında suç duyurusunu öğrenen dayısının çalıştığı iş yerini bastığını da kaydeden Engin Çetin, “Beni oradan almaya, çıkarmaya çalıştı. Evime gelip tehdit etti. Uzaklaştırma kararları çıktı. Adli soruşturmalar devam etti, para cezaları aldı. Ölümle tehdit ediyorlar, ‘Karabük’te gezdirmeyeceğiz’ diye tehdit mesajları var. Ben, şu anda geziyorum ama arkama bakarak geziyorum. Neyin nereden geleceğini bilemiyorum. Daha sonra şirket kapatıldı. Şu anda inceleniyor. Benden sonra okuması yazması olmayan 79 yaşındaki dedemin üzerine şirket kurdu tekrar Kastamonu’da. Karabük’te birkaç kişiyi dolandırdılar. İnsanları mağdur ettiler. Daha sonra bundan da şirket incelemeye girdi” diye konuştu.

“1,5 milyon lira icra geldi”

Dayısına güvenmenin sıkıntısını hem maddi hem de manevi olarak yaşadığını belirten Engin Çetin, şunları söyledi: “Dayım 150 bin liralık arabayla geziyor, hayatını yaşıyor. Ben bankaya para yatıramıyorum, üzerime araba alamıyorum, hiçbir şey yapamıyorum. Benim bu şirketten bir çıkarım olmadan borçlandırıldım. 1,5 milyon lira icra geldi bana. Vergi iade cezası geldi. Kesilen faturaların vergilerini vermedikleri için vergi borçlanması geldi. Ben bir hata yaptım. Bu hatamı da akrabalarımı karşıma alarak gittim şikayet ettim” dedi.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Karabük’te “Hız ve Alkol” Tehlike Saçıyor

Yayın: 28.04.2024 20:51
Paylaş:
A+ A-

Özel bir sürücü kursunda yöneticilik yapan Trafik Öğretmeni Mehmet Çetin, Karabük trafiğinin çözüme ulaşması için eğitim, denetim ve alt yapı konularının acilen masaya yatırılması gerektiğini işaret etti.

Son yıllarda artan kazaların hep belirli yollarda olması, o yolların alt yapısının yeniden düzenlenmesi ile ilgili ipucu verdiğini de açıkladı. Eğitim konusunda hiç tahammülümüzün olmadığına da değinen Öğretmen Çetin konuşmasında şunlara değindi: “Trafiğin çözümü üç noktada düğümlenir. Bunları eğitim, denetim ve alt yapı olarak sıralayabiliriz. İnsanı insan yapan değer eğitimdir. Eğitimin temeli de insana değer ve saygıdır. Trafik kurallarını, normal ahlak ve görgü kurallarından farklı düşünmeyeceğiz. Trafik, belli kurallar çerçevesinde bir paylaşım olayıdır. Burada zamanı, otoparkı, kavşağı ve yolu paylaşırız. Günlük hayatta çok basit gibi gelen maç kuyruğunda 10 kişinin önüne geçen birisini, araç kullanırken aynı davranışı yolda sergilemesi gayet doğaldır. Bu şekilde bir davranış sergilemek burada da ahlaki bir davranış, kul hakkı yeme gibi bekleyen 10 kişinin zamanını çalma gibidir. Bunun gibi birçok şeyi söyleyebiliriz. Sadece bununla da bitmiyor. Trafikte çift taraflı düşünmeliyiz. Trafikte kurallara dört dörtlük uymanız da yeterli değil, iki yönlü yolda Karabük Yenice yolunda örneğin, birisinin yapacağı hatalı bir sollama başka birinin hayatına mal olabiliyor. Ya da kurallara uyuyorsunuz, alkol almıyorsunuz. Ama alkollü birisi gelip size çarpıp, sizi bulabiliyor. Trafik kurallarına herkesin uyması gerekiyor. Uymayan bir kişi herkesi ilgilendiren bir hata ile karşımıza çıkabiliyor. Bunun için direksiyona geçmeden düşünmeliyiz. Benim yapacağım en küçük bir hata birinin veya birilerinin hayatına mal olabilir. Her yaya sürücü değildir. Sürücü, hem yaya hem de sürücü olarak duygudaşlık (empati) kurarak trafiğe çıkmanın bilincinde olmalıdır. Burada kaza yapınca hemen acaba suçlu mu oluruz diye değil, insan hayatını düşünerek hareket etmeliyiz. Karşımızdaki kişi veya kişilere yardımcı olmayı erken müdahale ile karşınızdakini yaşatabileceğimizi unutmayalım. Hiçbir suçunuz olmasa bile böyle bir olay ile vicdan azabı çekeriz.”

Eğitim Saati Az

“Günümüz insanı biraz sorunlu, kafaları hep meşgul olabiliyor. İyi bir sürücü yaya geçidini bile izlemek zorundadır. Mesele suçlu olma ya da olmama meselesi değildir. Burada söz konusu olan bir canlı hayatıdır. Sürücüler şunu unutmamalı, 90 km ile giden her araç 1 saniyede 25 metre yol alıyor. Eğimsiz bir yolda, dört dörtlük bakımlı bir araba, azami hızla etkili fren, argo tabiriyle kazık frenle yani ani frenle 72 metre de durabiliriz. Bunu sorduğunda ben 3 metrede 2 metrede dururum diyenler olacaktır. Bunu sürtünme katsayısı ve asfaltın karlı, yağışlı, kuru, nemli ve buzlu yüzeyinde ağırlık transfer, ivme ve sürtünme ile hesaplıyoruz. Biz araç kullanmayı yürütme olarak algılıyoruz. Bir aracı yürütmekle kullanmak çok farklı şeylerdir. 11 günlük teorik eğitimle, 15-20 saatlik direksiyon eğitimi ile şoför olunmaz. Olunur diyen de yalan söyler. Gerçekçi olmalıyız. Ama bu kadar eğitime bile bazıları çok fazla diyerek tahammül edemeyenler oluyor. Çünkü başkalarının hayatına sebep olabileceği hiç aklından bile geçmiyor.”

Cahil Cesareti

“Bugün başımıza ne geleceğini bilmeden rahatça kurallara uymayabilirsin. Ya da benim başıma böyle bir olay gelmez de diyebilirsin. Ama inanın bunların çoğu cahil cesareti. Yapacağı davranışın sonunun nereye geleceğini bilmiyor. Bugün Karabük’te 80 bin civarında araç var. Sadece 78 plakalı araçları kastediyorum. Alt yapıda pek bir artış yok. Dar bir alanda 56 bin üniversite öğrencisi olan 200 bin nüfuslu bir şehirde daha sabırlı, daha eğitimli, daha empati kurarak belki trafiğe özel araçla değil, toplu taşımayla çözüm bulunabilir.”

Karabük’te Hız ve Alkol Çok Fazla

Kardemir kavşağı ve balıklar kayası mevkiinde trafik kurallarına uymanın önemine ve dönel kavşak içindeki araçların önceliğinin olduğunu kaydeden Çetin, Medikar Hastanesi önündeki kontrolsüz yaya geçişinin tehlike yarattığını dile getirdi. Karabük’te hız konusu çok önemli. Karabük Yeşil Mahalle, çevre yolu, Bulak yol ayrımına kadar 82 km., Safranbolu Terminali’nden Bulak yol ayrımına kadar 70 km. ile sınırlandırılmış. Vatandaşlar buradaki levhaya hiç dikkat etmiyor. Bu kazaların büyük çoğunluğu Safranbolu-Karabük arasında oluyor. Karabük’te akşam saat 19.00-20.00 arası hayat duruyor. Safranbolu’ya giderek, alkol tüketiminin de arttığı saatler başlamış oluyor. Alkol kontrollerinin sıklaştırılması önem taşıyor. Gece yapılan kazaların çoğu alkol kaynaklı olduğu öğreniliyor. Şu an tek gözü görmeyen, renk körü, görmede kusuru olanların bile trafiğe çıkmasına imkan tanınıyor. Önceden şaşı olana ehliyet verilmezdi. Ama şu an bunu görüyoruz. Kişiye özel araç kullanmanız söz konusu olamaz. Trafikte hakkınızı değil, aklınızı kullanacaksınız. Yolların kralı yoktur, kuralı vardır. Trafikte birini sakat bırakmak ya da öldürmenin cinayetten bir farkı yoktur. Toplum olarak eğitimi pek sevmiyoruz. Şu anda 67 saatlik teorik eğitim 34 saate düştü. Yani 11 günde teorik eğitim bitiyor, buna bile tahammül edemeyenler var. Temelinde eğitim eksikliği yatıyor. Trafik kurallarının iflas ettiği yerlerde var. Kamyon şoförünün otomobil sürücüsüne yol vermesi gerekirken, otomobil kamyona yol veriyor. Özellikle motosiklet sürücüleri 50 cm alandan geçmeye çalışıyor. Kural olarak otomobil kullanan neye uyuyorsa sen de uyacaksın. Trafik ışıklarında zamanla yarışan kuryeler, makas tabir edilen hareketlerle geçişleri yapmaması gerekiyor. Bir de düğün konvoylarının alt geçitte, tünelde bu kamuya açık alanları kapatma lüksleri hiç yok. Bu o kadar tehlikeli ki, ambulans, itfaiye geçişin 2 dakika gecikmeyle ölümle sonuçlandığını düşünün. Avrupa’da böyle bir görüntü asla olamaz. Belen Köy yolunda tam tepeye çıkışta, o yolu bakkalın önünden dönüş vererek tek yönlü hale getirmek gerekiyor. TOKİ, Polis Okulu, Organize Sanayi’nin yoğunluğunu böylece rahatlatacaktır. Kavşağın yükünü de azaltmak için Balık Pazarı’nın önünden postane yoluna dönüşü ışıklarla sağlamak gerekir. 200 Evler’den de Çarşı’ya arabayla gelinmesi bana göre lüzumsuzdur. Safranbolu’dan Karabük, Bartın ve Kastamonu yol çıkışlarında yollarımıza daha çok uyarı levhaları konulması, ışıklı levhalar, çok şeritli yollarda zeminin tırtıklı yapılması da uygun görülebilir. Karabük’e hafif raylı sistemli bir ulaşım ağı yapımı gerekiyor. Ancak toplu taşımacılıkla trafik sorununu çözebiliriz. Bugün Eskişehir örneği var, bunu uygulayabiliriz. Bisiklet yolları ve kullanımı da umarım artar.” ifadelerinde bulundu. (Esra Oğuzkağan Özkan)