Safranbolu ADD’den, “3 MART DEVRİM YASALARI” Açıklaması

Safranbolu ADD’den, “3 MART DEVRİM YASALARI” Açıklaması

Yayın: 02.03.2018 20:16
Paylaş:
A+ A-

Atatürkçü Düşünce Derneği Safranbolu şube başkanlığından 3 Mart Devrim Yasaları açıklaması yapıldı.

Konu ile ilgili şube başkanı İsmet Saraçoğlu tarafından yapılan değerlendirmede,”3 Mart 1924 de, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin önemli üç devrim yasası kabul edildi. Bu yasalarla ‘Hilafet’ kaldırıldı, Şer’ iye ve Evkaf Bakanlığı’na son verildi, eğitim ve öğretimde birlik sağlandı.

1 Kasım 1922’de Saltanat kaldırıldıktan ve 29 Ekim 1923’de Cumhuriyet ilan edildikten sonra Osmanlı Devleti’nden geriye sadece ‘Hilafet Kurumu’ kalmıştı. Halifelik, padişah Yavuz Sultan Selim’in Suriye ve Mısır’ı ele geçirdiği 1517 yılında Osmanlı hanedanına geçmişti.

Osmanlı döneminde babadan oğula kalıyor ve halk üzerinde bir baskı işlevi görüyordu. İslam dünyasında ise önemsizdi. Gerçekte halifeliğin Kuran’da yeri yoktu ve dinsel bir makam olması söz konusu değildi. Çünkü İslam dininde tanrıyla kul arasında bir aracı bulunamazdı. Bu kurum, Cumhuriyet döneminde devrim karşıtları ve saltanat yandaşlarının sığınabileceği bir merkez oluşturacak, çağdaş devlet anlayışıyla çelişecekti. Çıkarılan yasayla halifenin görevine son verildi ve hilafet makamı kaldırıldı. Halife ve Osmanlı saltanatı kökeninden gelen tüm kişilerin ülke içinde oturması yasaklandı. Bu kişiler Türk vatandaşlığından çıkarılarak ülke dışına gönderildi.

Hilafetin kaldırılmasıyla devlet yönetimindeki iki başlılık olasılığı ortadan kalktı. Uluslaşma ve laik devlet yolunda yapılacak köklü değişimlerin, devrimlerin önü açıldı.

Çıkarılan ikinci yasayla ‘Şer’ iye ve Evkaf Bakanlığı’ ve ‘Genel Kurmay Bakanlığı’ kaldırıldı. Bu bakanlıklarla din ve devlet işleri birlikte yürütülüyor, adalet şeriat mahkemelerince dağıtılıyor, dinsel vakıflar ve ordu yönetiliyordu. Yeni Türkiye Cumhuriyeti’nde ise toplumsal yaşamdaki düzenlemelerle ilgili yasama ve yürütme, Türkiye Büyük Millet Meclisi ve onun oluşturduğu hükümete aitti. Çıkarılan yasayla din kurumlarının yönetimi için başkent Ankara’da, Başbakanlığa bağlı, Diyanet İşleri Başkanlığı kuruldu. Başbakanın önerisi üzerine Cumhurbaşkanınca atanacak Diyanet İşleri Başkanı, ülke içindeki tüm cami ve mescitler ile buralarda çalışan imam, müftü ve diğer din adamlarını yönetecekti. Bunun yanı sıra vakıf işlerini ulusun gerçek yararına uygun olarak yürütmek üzere yine Başbakanlığa bağlı bir Genel Müdürlük kuruldu. Aynı yasayla Genel Kurmay Bakanlığı da kaldırıldı. Yerine Cumhurbaşkanını temsil etmek üzere, ordunun barış döneminde yönetim ve komutası ile görevli, en yüksek askeri kurum olarak Genel Kurmay Başkanlığı kuruldu. Genel Kurmay Başkanı, Başbakanın önerisi üzerine Cumhurbaşkanının onayı ile atanacak ve görevlerinde bağımsız olacaktı.

Bu ikinci devrim yasasıyla din ve ordunun siyaset dışı bırakılması sağlandı ve laik devlet yolunda önemli bir adım daha atıldı.

Devrimin üçüncü önemli yasası ‘Eğitim ve Öğretim Birliği Yasası’ idi. Osmanlı döneminde hem dinsel eğitim veren medrese gibi okullar hem de çağdaş eğitim veren kurumlar vardı. Bu ikili eğitim sistemiyle iki türlü insan yetişiyordu. Devrimlerin benimsetilmesi, ulusun düşünce ve duygu birliğinin sağlanması, bu ikiliğin ortadan kaldırılması amacıyla ülkedeki tüm bilim ve öğretim kurumları Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlandı.

Bu devrim yasasıyla da çağdaşlaşma ülküsü doğrultusunda laik eğitime geçildi.

Anayasamızın 174.maddesiyle, başında Eğitim ve Öğretim Birliği Yasası olmak üzere, devrim yasalarının tümü koruma altına alınmıştır.

Bu devrim yasalarının üzerinden doksan dört yıl geçti. Ülke çok partili demokrasinin başladığı 1946 yılından günümüze değin hep Cumhuriyet değerlerini, özellikle laiklik ilkesini aşındıran siyasal iktidarlarca yönetildi. On altı yıldır kesintisiz süren son Siyasal İslam iktidar dönemi ise Cumhuriyetin geriye doğru değişim ve dönüşüm yılları oldu. 15 Temmuz 2016 darbe/işgal girişiminin, ülke çapında OHAL düzenine geçilmesinin ve 16 Nisan 2017 halk oylamasının yapılmasından sonra Cumhuriyet rejimi de değiştiriliverdi.

Ülke Başkanlık rejiminin başlayacağı 2019 seçimlerine giderken halen Anayasamızın 174.maddesinde sıralı duran Türk Devrimi’nin yasaları, umut gözleri olarak, Türk Milleti’ne bakmaktadır” ifadelerine yer verildi.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

GÜNCELLEME – Çorum’da eski eşinin kocasını ve araya giren başka bir kadını öldüren kişi tutuklandı

Anadolu Ajansı
Yayın: 02.05.2024 16:36
Paylaş:
A+ A-

ÇORUM (AA) – Çorum'un İskilip ilçesinde bıçaklı saldırıda 2 kişiyi öldüren, 1 kişiyi de yaralayan zanlı tutuklandı.

Murat Ç. (42), iki yıl önce boşandığı Emine Sungurlu (42) ve eşi Fatih Sungurlu (45) ile gece saatlerinde Ulaştepe Mahallesi Helvacı Sokak'ta karşılaştı. Sungurlu çifti ile Murat Ç. arasında tartışma çıktı.

Sungurlu çiftinin misafirliğe gittiği Ramazan Balaban (50) ve Şerife Balaban (52), sesleri duyarak sokağa çıktı ve tarafları ayırmak için araya girdi. Bu sırada bıçaklı saldırıda bulunan Murat Ç, Fatih Sungurlu ile Balaban çiftini yaraladı.

İhbar üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi.

Sağlık ekipleri, Fatih Sungurlu'nun olay yerinde yaşamını yitirdiğini belirledi.

Balaban çifti ise yapılan müdahalenin ardından ambulansla İskilip Atıf Hoca Devlet Hastanesine kaldırıldı. Şerife Balaban, hastanede yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadı.

Durumu ağır olan Ramazan Balaban ise daha sonra Hitit Üniversitesi Erol Olçok Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edildi.

Karın bölgesinden bıçak darbeleriyle ağır yaralanan Ramazan Balaban'ın ameliyat edildiği, tedavisinin yoğun bakım servisinde sürdüğü öğrenildi.

Saldırının ardından olay yerinden kaçan Murat Ç. ise kısa süre sonra yakalandı.

Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen zanlı, çıkarıldığı hakimlikçe tutuklandı.

İfadesine başvurulmak üzere emniyete götürülen Emine Sungurlu'nun ise sağlık durumunun iyi olduğu bildirildi.

Şüphelinin akşam saatlerinde de Sungurlu çifti ile tartışma yaşadığı, çiftin şikayeti üzerine gözaltına alındığı ve ifade işlemleri sonrası serbest bırakıldığı öğrenildi.

Öte yandan Fatih Sungurlu ve Şerife Balaban'ın cenazesi, İskilip Devlet Hastanesi morgundan alınarak, otopsi işlemleri için Ankara Adli Tıp Kurumuna gönderildi.

Otopsinin ardından Fatih Sungurlu'nun cenazesi İskilip ilçesine bağlı Çukuröz köyü mezarlığında, Şerife Balaban'ın cenazesi de İskilip ilçe mezarlığında defnedildi.