KBÜ’de, göçün kadınlar üzerindeki etkisi anlatıldı

KBÜ’de, göçün kadınlar üzerindeki etkisi anlatıldı

Yayın: 07.03.2019 20:04
Paylaş:
A+ A-

Karabük Üniversitesinde 8 Mart Dünya Kadınlar günü kapsamında “Göç ve Kadın” adlı program düzenlendi.

Karabük Valiliği, İl Göç İdaresi Müdürlüğü, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü, Karabük Üniversitesi ve Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği iş birliğinde 8 Mart Dünya Kadınlar günü kapsamında “Göç ve Kadın” adlı program düzenlendi. Programda göçün kadınlar üzerindeki etkileri anlatıldı.

15 Temmuz Şehitler Konferans Salonunda düzenlenen konferansa Vali Fuat Gürel ve Eşi Özlem Aras Gürel, Rektör Prof. Dr. Refik Polat, Vali Yardımcısı İsmail Bayata, Eskipazar Kaymakamı Mehmet Yasin Erkan, Emniyet Müdürü Sırrı Tuğ, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Mehmet Uzun, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Yaşar, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Galip Sökmen, Sosyal Güvenlik Kurumu İl Müdürü İsmail Yıldırım, İl Göç İdaresi Müdürü Mehmet Akif Değirmenci, protokol üyeleri, kamu kurum ve kuruluş yöneticileri, sivil toplum örgütlerinin temsilcileri, üniversitenin akademik ve idari personeli ile öğrenciler katıldı.

Etkinlikten önce Teknoloji Fakültesi Fuaye Alanı’nda ressam Ömer Erdem, Iraklı Wisam Hittawi ve Afganistanlı Najeebullah Meherzad’ın çizdiği resimlerden oluşan ‘Göç ve Kadın’ temalı serginin açılışı yapıldı.

Konferansta konuşan Vali Fuat Gürel, kadın aile ve toplumu, aklı ve yüreğiyle geleceğe taşıyan, tarih ve medeniyetimizin omuzlarında yükseldiği, insanlığa ışık tutan koskoca bir dünya olduğunu belirterek, “İnsanlık alemi dediğimiz bu alemin yarısını erkek oluşturuyorsa, diğer yarısını da kadın oluşturuyor. Bunlardan birisini resmin gerisinde tutmak, insanlığı eksik bırakmaktır. Kimseyi annesiyle babası arasında tercih yapmaya zorlayamayız. Kimseyi kız evladı ile erkek evladından birini tercih etmeye zorlayamazsınız. Öyleyle toplumsal hayatta da bu ayrıma müsaade etmeyiz. Bu ayrıma fırsat vermek yanlıştır. Bunlar sadece Kadınlar Günü münasebetiyle söylediğimiz sözler değildir. İnandığımız, savunduğumuz, gerek hukuksal alanda, gerek kamusal alanda gerekse tüm alanlarda mücadelesini verdiğimiz gerçeklerdir. Toplumu güçlendirmenin temelinde kadınların güçlendirilmesi gerçeği ve zorunluluğu yatmaktadır. Bu nedenle kadına yönelik çalışma alanlarında devletimiz başta olmak üzere birçok kurumsal yapının bütüncül yaklaşımıyla uzun soluklu ve kararlı bir mücadele sergilemekteyiz. Kamu kurumlarının yanı sıra sivil toplum kuruluşları ile de ülkemize gelen sığınmacılara hizmet sunmanın, yaşamış oldukları travmanın etkilerini en aza indirgemenin çabası içerisindeyiz. Savaşların ve göçün psikolojik, sosyal, ekonomik ve fiziksel boyutlarıyla fazlasıyla etkilediği özellikle kadın ve kız çocuklarının desteklenmeleri, psikososyal dirençlerinin artırılması, toplumsal cinsiyet temelli şiddet ve ayrımcılıkla mücadele, kadın-erkek eşitliği konusundaki farkındalığın yükseltilmesi gibi konularda kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları ve uluslararası örğütlerle işbirliği halinde en yüksek gayretle saha faaliyetlerine devam edilmekte, araştırma yürütülmektedir” dedi.

“Misafirlerimizi şehrimizde barındırmaya devam edeceğiz”

Gürel, ülkemizde 3 milyon 600’e yakın Suriyeli vatandaşın misafir edildiğini belirterek, “Iraklı, Afganistanlı, Pakistanlı gibi geniş coğrafyadan bir çok kişiyi ülkemizde şu anda misafir etmeye devam ediyoruz. Bu kadar göçün altından kalkmak kolay değil ama devletimizin gücü ve aynı zamanda milletimizin misafirperverliğiyle bunun üstesinden gelmeye gayret gösteriyoruz. Bu kapsamda ilimizde de yabancı ülkelerden gelip buralara yerleşen 8 binin üzerinde misafirimiz var. Bu süreç içerisinde hiçbir misafir ettiğimiz kardeşimiz ile yerli insanımız arasında bir sorun yaşamadık. Gelen misafirimizi hak ettiği şekilde ağırlamaya, şehrimizde barındırmaya güzel günlere taşımaya devam edeceğiz” diye konuştu.

Savaşların ve göçün psikolojik, sosyal, ekonomik ve fiziksel boyutlarıyla en çok kadınları etkilediğini de belirten Vali Gürel, toplumları asıl ayakta tutanların kadınlar olduğunu söyledi.

İl Göç İdaresi Müdürü Değirmenci, “insanüstü bir performansla faaliyetlerimizi sürdürmekteyiz”

Karabük Valiliği İl Göç İdaresi Müdürü Mehmet Akif Değirmenci ise ülkemize gelen yabancıların sosyal uyum sağlayabilmeleri için çalışmalar yürüttüklerini ifade ederek, “Onların iyi kötü her zaman yanlarında olmak için insanüstü bir performansla faaliyetlerimizi sürdürmekteyiz. Bizim görevimiz sadece ilimizdeki yabancıların sayısını tespit edip, kayıt altına alarak kimlik sahibi olmalarını sağlamak değildir. Göç ederek zaten büyük bir mağduriyet yaşayan sığınmacıların, eksik veya hatalı yaklaşımlar nedeniyle bir kez daha mağdur olmamalarını sağlamaktır” dedi.

Göç nedeniyle sığınmacı olan kadınların sorumluluklarının ağır olduğunun altını çizen Değirmenci, “Parçalanmış yuvasını ayak tutmaya çalışan, çocuklarının gelişimini düşünen birer eş, birer anne olan kadınların sırtına bir de sığınmacılık yükü yüklenmiştir. Bizler, işimiz düzgün yapmadığımız takdirde, kadın sığınmacılar açısından işlerin daha da kötüye gideceğiz çok açıktır” ifadelerini kullandı.

Konuşmaların ardından katılımcılara ” 11. Kapadokya Kadın Buluşmaları” ve “Komşu Kadın Bohçası” adlı videolar izletilirken, program yerelde ve uluslararası alanda olumsuz etkilerini hisseden kadınların sosyal, kültürel, ekonomik ve psikolojik nedenleriyle toplumsal yaşamı nasıl etkilediğine dair anlatıldığı “Göç ve Kadın” konulu panel ile sona erdi.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Karabük Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Burhanettin Uysal’ın Vefatı 3. Yılında Anılıyor

Yayın: 02.05.2024 18:49
Paylaş:
A+ A-

Karabük Üniversitesi’nin kurucu rektörü Prof. Dr. Burhanettin Uysal’ın, yarın vefatının 3. yılında 15 Temmuz Şehitler Konferans Salonu’nda anılacağı öğrenildi.
Koronavirüs (Kovid-19) tedavisi gören AK Parti 26. Dönem Karabük Milletvekili Prof. Dr. Burhanettin Uysal, Ankara’da 3 Mayıs 2021 tarihinde yaşamını yitirmişti. Karabük Üniversitesi’nde dersler veren 54 yaşındaki Prof. Dr. Uysal, bir aydır tedavi gördüğü hastalığa yenik düşmüştü. Memleketi olan Konya’nın Ereğli ilçesinde toprağa verilmişti.
2008-2015 yılları arasında Karabük Üniversitesi rektörlüğü görevini yürüten Prof. Dr. Burhanettin Uysal’ın ismi üniversitenin Ay Yıldızlı Stadyumuna verilmişti.
Karabük Üniversitesi’nde geçtiğimiz yıl yüksek lisans tez konusu olan Prof. Dr. Uysal’ın hayatı, bu yıl saat 11.00’de başlayacak anma programıyla kutlanıyor.
Burhanettin Uysal, Gazi Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Mobilya Dekorasyon Bölümü’nde bitirdikten sonra 1992’de lisans eğitimini tamamladı. Ardından Polis Akademisi’nden mezun olarak aynı üniversitede yüksek lisans ve doktorasını tamamladı. 1989-1994 yılları arasında komiserlik ve emniyet müdürlüğü yapan Uysal, 1994-1997 yılları arasında Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde öğretim görevlisi oldu. 1997-2000 yılları arasında Zonguldak (Karaelmas) Bülent Ecevit Üniversitesi’nde Yrd. Doç. Dr. olarak Safranbolu Meslek Yüksekokulu’nda müdürlük görevinde bulundu. Geleneksel Yapı Süsleme Teknikleri konusunda dersler veren Uysal, 2006 yılında Profesör unvanını aldı. 2008 yılında dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından Karabük Üniversitesi’ne rektör olarak atandı. Karabük AK Parti Milletvekili aday adayı oldu, üniversiteye istifasını verdi. Ancak aday gösterilmedi. Ardından tekrar aday oldu ve seçimlerde ikinci sıra milletvekili seçildi. 26. Dönem Karabük Milletvekili olarak Karabük’e meclisten hizmet verdi.
Karabük Üniversitesi’nin Prof. Dr. Burhanettin Uysal ismini zeminindeki toprak kayması sebebiyle kapıları pek açılmayan stadyumuna vererek ahde vefasını göstermesi vatandaşların serzenişine sebep oluyor. Vatandaşların, neredeyse kampüse ismini vereceğiniz kurucusunun, stadyuma verilmesi tıpkı, sokak ortasında kılıçla katledilen mimarlık öğrencisi Başak Cengiz’in adının da Mimarlık Fakültesi’nde yaşatılması gibi ayrı bir hata olarak nitelendiriyor. Başak Cengiz için, üniversite kampusu içerisinde inşa edilecek özel bir çeşmeye isminin verilmesi, onun okuma aşkının hala su gibi aktığını ve yaşam hevesinin bir çırpıda elinden alınmasını gözler önüne sereceği bir anıt çeşmede yaşatılması daha uygun görülüyor. Ülke genelinde cinayete kurban giden nice kadınlarımızın da anılacağı bir simge haline getirilmesi ve yaşatılması öneriliyor. Karabük’te bu gibi birçok özel isimlerin, hak ettikleri gibi yaşatılmadığı serzenişleri kulaktan kulağa dolaşıyor. (Esra Oğuzkağan Özkan)