Bölgenin Sesi Gazetesi

Yayın: 17.03.2020 21:23
Paylaş:
A+ A-

Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Ali Taha Koç, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgının yayılmasını önlemek için sosyal ortam etkileşimini mümkün olduğunca azaltmanın önemli olduğunu belirterek, “5 binin üzerinde hizmete kolayca erişilebilen e-Devlet Kapısı’ndan, vatandaşlar evden çıkmadan birçok işlemi gerçekleştirebiliyor.” dedi.

Türkiye’de Kovid-19 salgınının yayılmasını önlemek için tüm kamu kurum ve kuruluşlarının üst düzey önlemleri sürecin en başından bu yana sıkı bir şekilde alarak, gerekli çalışmaları sürdürdüğünü söyledi.

Bu amaçla sosyal etkileşimi mümkün olduğunca azaltmanın önemine ilişkin e-Devlet Kapısı’ndan duyuru yaptıklarını vurgulayan Koç, şöyle konuştu:

“60 yaş üstü olanlar, gebe veya emziren kadınlar ile ciddi kronik tıbbi hastalığı olanlar daha yüksek risk altında. Bu vatandaşların kendilerini korumak adına kamu işlemlerini e-Devlet Kapısı üzerinden yapmalarını öneriyoruz. Vatandaşlarımız, ihtiyaç anında ilgili kuruma gitmek yerine ‘www.turkiye.gov.tr’ adresinden e-Devlet Kapısı’na girerek işlemlerini kontrol edebilir. 5 binin üzerinde hizmete kolayca erişilebilen e-Devlet Kapısı’ndan, evden çıkmadan birçok işlem gerçekleştirebiliyor.”

“Kovid-19’a karşı önlem almak elimizde”

Risk altındaki grupların e-Devlet Kapısı’ndan bazı çevrim içi hizmetleri evden çıkmadan yapabileceğine dikkati çeken Koç, “Banka ve adres değişikliği yapmak isteyen emekliler evlerinden çıkmadan işlemlerini kolaylıkla gerçekleştirebilirler. Aylıklarının ödeneceği banka ya da PTT AŞ şubelerini e-Devlet Kapısı üzerinden değiştirebilirler.” ifadelerini kullandı.

Koç, hak sahiplerinin, ölüm, dul-yetim aylığı başvurularını e-Devlet Kapısı üzerinden yapabileceğini, evden çıkmadan 12 ay boyunca hareketsiz duran emekli maaşlarına konan blokenin kaldırılması ve iadesi için de buradan müracaatta bulunabileceğini dile getirdi.

Söz konusu hizmetle geçmişte yapılan iade taleplerinin de görülebileceğini vurgulayan Koç, şu değerlendirmede bulundu:

“Kurum tarafından henüz işleme alınmamış aktif talebinizi iptal edebilir ya da iade talebinde bulunabilirsiniz. Trafik borcu ödemenizi e-Devlet Kapısı üzerinden oturduğunuz yerden yapabilirsiniz. Hayattaki en önemli şey sağlığınız. En ihtiyaç duyduğunuz anda destek alacağınız aile hekiminizi evinizden çıkmadan öğrenebilir, değiştirme işlemlerini e-Devlet Kapısı üzerinden yapabilirsiniz.”

Koç, kişilerin adlarına düzenlenmiş raporlarının sorgulamalarını da e-Devlet Kapısı üzerinden yapabileceğini belirterek, ilaç kullanım raporlarının da hastaneye gidilmeden alınabileceğini bildirdi.

Tüm sağlık bilgilerinin görülebileceği e-Nabız Kişisel Sağlık Sistemi’nin de her an insanların yanında olduğunu aktaran Koç, şunları kaydetti:

“Tüm sağlık bilgilerinizi yönetebildiğiniz, tıbbi öz geçmişinize tek bir yerden ulaşabildiğiniz e-Nabız Sistemi’ne e-Devlet üzerinden ulaşabilirsiniz. Doktor randevusu için hastaneye gitmeye gerek yok. Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS) için e-Devlet Kapısı’na girerek, hastaneye gitmeden doktordan randevu alınabiliyor. Bulunduğunuz il ve ilçede yer alan kurumunuzla sözleşmeli işitme cihazı merkezlerinin isim ve adres bilgilerine e-Devlet’ten ulaşabilirsiniz. Dünyada etkisini artarak sürdüren Kovid-19’a karşı önlem almak elimizde. En değerli şey sağlığımız için unutmayalım, Kovid-19, alacağımız tedbirlerden daha güçlü değil.

 

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Güven Hastanesi’nden “Avrupa’nın obezite oranı en yüksek ülkesi Türkiye” değerlendirmesi

Anadolu Ajansı
Yayın: 19.05.2024 00:48
Paylaş:
A+ A-

İSTANBUL (AA) – Güven Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü'nden Doç. Dr. İbrahim Demirci, 18 Mayıs Avrupa Obezite Günü kapsamında, Dünya Sağlık Örgütü'nün obeziteye ilişkin son verilerini değerlendirerek uyarılarda bulundu.

Hastaneden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Demirci, obezite ve obeziteyle ilişkili hastalıkların her yıl katlanarak arttığını belirtti.

Demirci, özellikle çocuklarda obezite sıklığının erişkinlere göre daha hızlı arttığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:

“Henüz toplum olarak sağlıklı yaşam için beslenmenin ve egzersizin önemini tam kavrayamadık. Genel olarak, yüksek kalorili besleniyoruz. Yemek yemek bizim için hobi ve eğlence niteliğinde. Arkadaşlarımızla, dostlarımızla buluştuğumuzda planlarımızı yemek üzerine kuruyoruz. Vakit geçirirken, yemek yemeyi seviyoruz. Seçeneklerimiz arasında birlikte yürüyüş yapmak çok fazla tercih edilmiyor. Hala, toplumumuzun bazı kesimlerinde kilolu insanların daha sağlıklı olduğu düşünülmekte. Kültürün, geleneklerin ve adetlerin etkisiyle toplumumuz yemekle arasına mesafe koyamıyor.

– Endokrin bozucu kimyasallar obeziteye yol açıyor

Son zamanlarda tüm dünyada miktarı artan endokrin bozucu kimyasalların da obeziteyi tetiklediğini vurgulayan Demirci, işlenmiş ve hazır gıdalar konusunda uyarılarda bulundu.

Demirci, endokrin bozucu maddeler arasında, solunan hava, içilen su ve yenilen gıdalarla vücuda giren ve biriken, endokrin sistemini olumsuz etkileyen ve bu etkilerini nesilden nesile aktarabilen kimyasal maddeler olduğuna işaret ederek, “Endokrin bozucu kimyasallardan tamamen uzak kalmak mümkün olmasa da sağlıklı ürünler tüketerek ve hayatımızda plastik kullanımını minimuma indirerek en azında bu zararlı kimyasallara maruziyetimizi elimizden geldiğince azaltmamız gerekiyor.” tavsiyesinde bulundu.

Obezite sıklığının tüm dünyada hızla artığına ve son 20 yıldır obezite artışını durdurabilen bir ülke olmadığına vurgu yapan Demirci, eğer obezite sıklığındaki artış önlemez ise 2035'te dünya nüfusunun yarısından fazlasının kilo fazlalığı ve yarattığı sorunlarla karşı karşıya kalacağını ifade etti.

– “Obezite artış hızı 5-19 yaş arası çocuk ve gençlerde, erişkinlere göre neredeyse 2 kat daha yüksek”

Demirci, sağlık verilerine bakıldığında durumun iç açıcı olmadığının altını çizerek, “Yıldan yıla daha kötüye doğru gidiyor. Dünya Sağlık Örgütü 2023 verilerine göre tüm dünyada obezite sıklığı yüzde 14 civarında. Bu yüzdeye, kilo fazlalığı olanları da eklediğimizde yüzde 38'e ulaşıyor. Artış hızı durdurulamaz ise 2035'te dünya nüfusunun yarıdan fazlası kilo fazlalığıyla mücadele etmek zorunda olacak. Ayrıca dikkat çekmek istediğimi önemli bir nokta, obezite artış hızı 5-19 yaş arası çocuk ve gençlerde, erişkinlere göre neredeyse 2 kat daha yüksek. Çocukluk çağı obezitesi de günümüzde bir tehlikeli boyuta ulaşmış durumda.”

Türkiye açısından durumun biraz daha ciddi boyutta olduğuna vurgu yapan Demirci, “Türkiye İstatistik Kurumu 2022 verilerine göre ülkemizde kilo fazlalığı yüzde 35.6, obezite sıklığımız ise yüzde 20.2. Verilere göre Avrupa'nın obezite oranı en yüksek ülkesiyiz.” bilgisini paylaştı.

Obeziteye karşı başarılı mücadele etmek için farkındalığın artması gerektiğini belirten Demirci, obeziteyle mücadelenin “ülke politikası” olarak benimsenmesi ve sosyal yaşamın sağlığını ön planda tutacak şekilde düzenlenmesi gerektiğine dikkati çekti.