Ağır Sanayide 87 Yılı Geride Bırakan KARDEMİR, Sektörde Yeni Ufuklar Açmak İstiyor

Ağır Sanayide 87 Yılı Geride Bırakan KARDEMİR, Sektörde Yeni Ufuklar Açmak İstiyor

Yayın: 03.04.2024 13:05
Paylaş:
A+ A-

Türkiye’nin ilk ağır sanayisi olarak 1937’de temelleri atılan Karabük Demir ve Çelik Fabrikaları (KARDEMİR), 87 yıldır ülke ekonomisine katma değer üretiyor.

Cumhuriyet’in Kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatıyla dönemin Başbakanı İsmet İnönü tarafından 3 Nisan 1937’de Türkiye’nin ilk ağır sanayisinin temeli Karabük’te atıldı.

İlk yüksek fırının 9 Eylül 1939’da ateşlenmesinden 1 gün sonra 10 Eylül 1939’da ilk Türk demiri üretildi.

Aradan geçen yıllarda “fabrikalar kuran fabrika” ünvanıyla anılmaya başlanan KARDEMİR, Türkiye’nin ilk 500 büyük sanayi kuruluşu içinde 27. sırada yer alıyor.

Bağlı kuruluşlarıyla yaklaşık 5 bin çalışanı bulunan fabrika, yıllık 3,5 milyon ton sıvı çelik üretimi hedefliyor.

– “KARDEMİR’in tarihi önemi var”

KARDEMİR Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Demir, AA muhabirine, fabrikanın Türkiye’nin ilk demir çelik tesisi olarak 1937’de kurulduğunu ve 1939’da ilk üretimini yaptığını söyledi.

Fabrikanın demir çelik sektörü ve Türkiye sanayisi için bir mektep olduğunu belirten Demir, “Metalürji ve demir çelik sektörüyle ilgilenen herkesin geçtiği önemli bir mekteptir. O açıdan tarihi bir önemi vardır. Bu tarihi önemiyle şu anda geldiği noktada da yaptığı ve yapacağı atılımlarla Türkiye’ye demir çelik sektöründe yeni ufuklar açmayı da planlayan bir yeri vardır.” dedi.

Demir, iç pazara hem kitlesel üretim yapan kütük ve benzeri ürünler hem de niş alana giren ürünlerde KARDEMİR’in bir merkez olmasını amaçladıklarını dile getirerek, “Savunma sanayinde yaptığımız araştırmalarda Türkiye’nin nitelikli alaşım, demir çelik ve diğer alaşımlar konusunda belirli açıkları olduğunu tespit ettik. O açıkların kapatılmasıyla ilgili belirli stratejiler ve yol haritaları oluşturduk. Bu strateji ve yol haritalarının bir kısmını da KARDEMİR, KARDÖKMAK ve KARÇEL ile beraber tamamlayacağız.” ifadelerini kullandı.

Bağlı ortaklıklarla 5 binin üzerinde çalışanlarının olduğunu aktaran Demir, her sene 300-400 işçi alımının yapıldığını kaydetti.

Demir, fabrikada yıllık 2,5 milyon ton sıvı çelik üretildiğine değinerek, “Amacımız 3,5 milyon tona erişmek ve daha sonra 4 milyona yükseltebilmek. Üretim kapasitemizi artırmakla beraber üretim kalitemizi, yani nihai ürünlerde kalitemizi artırmak da hedeflerimizden biri.” diye konuştu.

KARDEMİR’in hem üretim kapasitesini artırmak hem de ürettiği nihai ürünlerin niteliğini, çeşitliliğini ve katma değerini artırmak yönünde yatırımların devam edeceğini vurgulayan Demir, şöyle devam etti:

“Bu anlamda hem çelikhanemizde hem haddehanemizde hem de yüksek fırın teknolojilerinde planlamalarımız var. Kapasitemizi artırmak amacıyla da yeni bir yüksek fırın yatırımı planlanmakta. Dünyada yapılan çalışmaları yakından takip etmekle ilgili arkadaşlarımıza bir farkındalık sağladık. Onun için İstanbul ve Ankara’da AR-GE ofisleri oluşturduk. Karabük Üniversitesi ile bu konuda çalışmalarımızı yürüteceğiz. Dünyada şu anda devam eden çalışmaların ne olduğunu, araştırmaların ne olduğunu yakıdan takip ettiğimiz gibi yeni pilot uygulamalar var. Bu pilot uygulamaların da bir kısmının benzerini belki burada yapmak hatta bazı uygulamaların pilot uygulamasını kendimizin yapması gibi bir gündemimiz var.”

Demir, KARDEMİR’in bölgenin gözbebeği olduğunu belirterek, sözlerini, “Cumhuriyetimizin kıymetli sınai mirasları KARDEMİR’in kuruluşunun 87. yıl dönümünü kutluyorum. Nice 3 Nisan’lara.” diye tamamladı.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

ÇÖP KONTEYNERLERİNDE ÜÇ ÖĞÜN YAŞAM..!

Yayın: 02.05.2024 15:14
Paylaş:
A+ A-

Karabük’te son günlerde çöplerin yanında çoluklu çocuklu kadın veya bazı erkeklerin bireysel olarak çöpleri karıştıran görüntüleri artmaya başladı. Bu durum, vatandaşların psikolojisini de olumsuz etkiliyor.
Çöp karıştıran kişi veya kişilerin her gün belirli saatlerde belli çöp konteynerlerinin çevresinde olduğu görülüyor.
Vatandaşlar, bu durumun sadece bir yoksulluk belirtisi olmadığına inanıyor ve bu kişilere sosyal yardım ve psikolojik destek sağlanması gerektiğini düşünüyor. Yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşlarının, bu konuda hassasiyetle harekete geçmesi ve çözüm bulması talep ediliyor.

Kısa süreli çözüm olarak da özellikle zincir “üç harfli” market ve süper marketlerin yanındaki çöp konteynerlerinin düzenlenmesi öneriliyor. İhtiyaç sahiplerine uygun bir şekilde sebze ve meyvelerin ayrı konulması, çözüm arayışlarının bir parçası olarak gösteriliyor. Çöpten yiyecek toplamak zorunda kalan insanların durumu ise derin bir üzüntü yaratıyor.
Çöplerin karıştırılması, hayat pahalılığı ile mücadele eden vatandaşları bile etkilemeye başladı. Artık bu eylemler gizlenmeden, gözler önünde yapılmaya başlandı ve insan olmanın paradoksunu yaşatıyor. Bu durumun önlenmesi ve çözüm bulunması gerekliliği her geçen gün daha da önem kazanıyor.
Karabük’te ve ilçelerinde son günlerde artarak yaşanan insanların çöpten yiyecek toplamak zorunda kalmaları, bu durumun nasıl önlenebileceği ve çözüm bulunabileceği üzerinde düşünülmesi gerektiğinin altını çiziyor. Artık insanların çöplerden değil, düzenli bir şekilde yardım alarak yaşamlarını sürdürmeleri gerektiği görüşü ön plana çıkıyor. (Esra Oğuzkağan Özkan)