Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi Başhekimi Çebi’den uyarı

Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi Başhekimi Çebi’den uyarı

Yayın: 25.07.2022 17:06
Paylaş:
A+ A-

Karabük Ağız ve Diş Sağlı Başhekimi Doç. Dr. Taylan Çebi, son günlerde artan Covit-19 vakalarına dikkat çekerek en kuvvetli dalganın bu olabileceğini söyledi. Kapalı alanlarda mutlaka maske takılmasını isteyen Başhekim Çebi, yaptığı açıklamada “Covid-19 vakaları ülkemizde olduğu gibi tüm dünyada son dönemde ciddi oranda artış gösterirken, birçok ülke Covid-19’da 7. dalgadan bahsetmeye başladı. Bilim insanları, bu dönemdeki mevcut vakalarda çoğunlukla Omicron’un yeni alt varyantları olan BA.4 ve BA.5’in etkili olduğunu belirtiyor. Dünya Sağlık Örgütü geride bıraktığımız 15 gün içinde Covid-19 vakalarının Güneydoğu Asya ve Avrupa’da %32, Amerika’da %14, Orta Doğu’da ise %47 oranında arttığını bildirdi. Hepimiz farkındayız ki ülkemizde de Covid-19 vakaları temmuz ayı ile birlikte ve Kurban bayramı sonrasında da ciddi oranlarda arttı. İlimizde de haziran ayı içerisinde neredeyse vaka görmezken, temmuz ayında sosyal hayatın açık havada yaşanır halde olmasına rağmen günlük vakalar 200-300 bandına geldi. Peki ne oldu da birden bu hızlı artış gerçekleşti? Bilim insanları, Omicron’un BA.4 ve BA.5 alt varyantlarının önceki BA.1, BA.2 ve BA.3 alt varyantlarına göre çok daha bulaşıcı olduğunu bildiriyor. Bu yeni alt varyantların ayrıca, aşı ve hastalıkla kazanılmış bağışıklığı daha kolay aşabildiği belirtiliyor. Hatta ve hatta Güney Afrika’da yapılan ve basım aşamasında olan bilimsel bir çalışma; BA.4 ve BA.5 varyantlarının R0 değerini 18.6 olarak belirtti ve şuan bulaş hızı en yüksek virüs olarak tanımladı.

R0 değeri ne demektir?

Bütünüyle duyarlı bir toplumda, bir enfeksiyon hastalığı için, tipik bir hastadan bulaşan sekonder olguların ortalama sayısını gösterir. Yani kısacası tek vakadan kaynaklanan yeni vakaların sayısı; hastalığın bulaşma katsayısı.

Örnek olarak göstericek olursak bir bölgede bir hastalık için R0 değeri 3 ise bir kişi hastalığı 3 kişiye bulaştırıyor demektir.

Wuhanda çıkan ilk koronavirüsün R0 değeri 3.3, Delta varyantının 5.1, Omicron varyantinin 9.5 ve BA.4/BA.5 varyantlarının ise 18.6 olarak bu çalışmada belirtiliyor. Dünya üzerinde bulaşıcılık oranı en yüksek, R0 değeri en yüksek olan 12-18 arası kızamık virüsünden de daha çok bulaşıcı olduğu belirtiliyor.

Şuan etrafımızda çok fazla hasta arkadaşımızı, yakınımızı, tanıdıklarımızı duyar olduk. Hayat eve sığar uygulamasına baktığınızda ilimiz hep kırmızı hale döndü. Ve yine görüyoruz ki sahada yaşadıklarımız, duyduklarımız bilimsel çalışmalar ile yine paralel. O zaman ne yapmalıyız? Tabiki yine bilimsel gerçekler ile tedbirlerimizi almalıyız. Kapalı alanlarda, hastanelerde, toplu taşımalarda mutlaka maske takmalıyız. Bendeki maske seni korurken ikimizdeki maske tüm toplumu korur mantığıyla, halk sağlığını düşünerek hareket etmeli ve maskeye özen göstermeliyiz. Eksik olan aşılarımızı tamamlatmalı, hatırlatma dozlarını yaptırmalıyız.

Unutmayalım ki virüs bizden daha kuvvetli, daha akıllı ve daha mantıklı değil”dedi( Ergin Ertuğrul)

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Kansere yakalanmasına rağmen dünyaya getirdiği oğlunu tiyatro sahnesinde de yalnız bırakmıyor

Anadolu Ajansı
Yayın: 12.05.2024 08:48
Paylaş:
A+ A-

ZONGULDAK (AA) – GÖKHAN YILMAZ – Zonguldak'ın Kilimli ilçesinde yaşayan Fatma Çolak, yakalandığı kolon kanserine rağmen dünyaya getirdiği oğluyla aynı tiyatro sahnesini paylaşıyor.

Belediye Sitesi Mahallesi'nde ikamet eden 45 yaşındaki Çolak, 2006'da zor bir doğum gerçekleştirerek kızı Erva'yı dünyaya getirdi. Doğumdan bir süre sonra rahatsızlanarak hastaneye giden Çolak'a hemoroid (basur) olduğu söylenerek tedavisine başlandı.

Zaman içerisinde tedaviye rağmen ağrıları dinmeyen Çolak, fenalaşması üzerine hastaneye kaldırıldı. Kolon (bağırsak) kanseri teşhisi konularak tedavisine başlanan Çolak'a, bu süreçte ikinci gebeliğin risk oluşturabileceği gerekçesiyle hamile kalmaması gerektiği söylendi.

Hastalığının dördüncü yılında ikinci kez anne olacağını öğrenen Çolak, risklere rağmen evladını dünyaya getirme kararı aldı. Çolak, doktorların süreci yakından takibiyle 2010 yılında oğlu Yasin'i kucağına aldı.

İlaç tedavisi sonrası 6 yıl önce kalın bağırsağı alınan Çolak, öğretmeninin tiyatroya ilgisini fark etmesi üzerine oğlunu tiyatroya yönlendirdi.

Aile, tiyatro topluluklarının oğullarının sosyalleşmesi ve kişisel gelişimine katkıda bulunacağını düşünerek tiyatro yazar ve yönetmeni Nuray Dibek'ten destek istedi.

Derslerinden kalan zamanlarını provalar yaparak geçiren Yasin, annesinin de Kilimli Gençlik Merkezi bünyesinde bulunan Özel Oyuncular Tiyatro Topluluğunda yer almasını istedi.

Oğlunu kırmayarak katıldığı topluluğun oyunlarında 2 yıldır rol alan ve okul kantinindeki işinden arta kalan zamanını oğluyla provalar yaparak geçiren Çolak, her alanda olduğu gibi tiyatro sahnesinde de oğlunu yalnız bırakmıyor.

Anne ve oğlunun rol aldığı “Rüya Küre” oyunu, kent merkezi ile ilçelerde sahnelenmesinin yanı sıra Bartın ve Ankara'da da izleyiciyle buluştu.

– “Tiyatro her anlamda bize çok iyi geldi”

Fatma Çolak, AA muhabirine, oğlunun her zaman en büyük destekçisi olduğunu ve onu hiçbir zaman yalnız bırakmadığını söyledi.

Oğlunun isteği üzerine tiyatroya başladığını aktaran Çolak, “Şimdi birlikte sahnelerdeyiz.” dedi.

Çolak, farklı duygular yaşadığını dile getirerek, “Önceden toplum içine girdiğim zaman kendimi çok iyi ifade edebilen bir insan değildim. İlk tiyatroya geldiğim gün bana rol verdiler. Tanımadığım insanların karşısına çıktım. Orada bir şeyler yapmaya çalıştım, o bana çok değişik geldi. Şimdi bana deseler Oyna', istediğim şekilde çıkıp oynarım. O dönem kendime güvenim yoktu, bakış açım çok farklıydı, şu an çok daha farklı.” diye konuştu.

Oğlunun içine kapanık olduğunu ancak tiyatronun onu değiştirdiğini belirten Çolak, “Evden dışarı çıkmayan bir çocuktu. Eve geliyordu, ya televizyon ya da telefon başındaydı. Ben hastalığımı yatarak geçirdiğim, eşim de çalıştığı için çocuğu dışarı çıkaracak kimsemiz yoktu. Dışarıya karşı ister istemez kapalı oldu. Tiyatroyla bu değişti, kendine güveni geldi. Tiyatro her anlamda bize çok iyi geldi. Hastalığımdan bu yana anne oğul hep yan yana olduk. Şu an sahnelerde de yan yanayız. Tiyatro bizim için çok şey demek. Bize çok güzel şeyler kattı.” ifadelerini kullandı.

– “İyi bir oyuncu olmak istiyorum”

14 yaşındaki Yasin Çolak da tiyatro sahnesinde olduğu için çok mutlu olduğunu aktararak, “Burada kendimi ifade edebiliyorum ve burada beni anlayan çok kişi var. Benimle empati kurduklarını hissediyorum, bu da beni çok mutlu ediyor. Bu da beni psikolojik olarak oldukça iyi etkiliyor.” şeklinde konuştu.

Gelecekte de tiyatro sahnesinde yer almak istediğini anlatan Çolak, “Burada kocaman bir ekip var. Tek bir kişinin rol aldığı iş yok. İyi bir oyuncu olmak istiyorum. Başka tiyatro ekipleriyle de oynamak gibi bir hayalim var.” dedi.