Arhavi “Çifte Köprü” ve “Mençuna” ile turizmden daha fazla pay almak istiyor

Arhavi “Çifte Köprü” ve “Mençuna” ile turizmden daha fazla pay almak istiyor

Anadolu Ajansı
Yayın: 03.07.2024 16:22
Paylaş:
A+ A-

ARTVİN (AA) – YUSUF OKUR – Artvin'in Arhavi ilçesi, tarihi Çifte Köprü ve Mençuna Şelalesi ile turizmden daha fazla pay almak istiyor.

Arhavi ilçesinde bulunan Kamilet Vadisi'nde yer alan Çifte Köprüler ile 92 metre yüksekten vadi tabanına dökülen Mençuna Şelalesi, doğa ve tarihin bütünleştiği dokusuyla kentin en çok turist çeken noktaları arasında yer alıyor.

Zengin bitki örtüsü, dereleri, doğa harikası şelalesiyle dikkat çeken merkezler arasında yer alan vadide turistleri, ilk olarak 18. yüzyılda Osmanlı döneminde moloz ve kesme taşlardan yapılmış tarihi Çifte Köprüler karşılıyor.

Osmanlı mimarisiyle inşa edilen ve Karayolları Genel Müdürlüğünce 2003'te restorasyonu tamamlanarak turizme kazandırılan Çifte Köprü, şehrin en önemli tarihi yapıları arasında yer alıyor.

Çifte Köprü'den geçilerek gidilen Mençuna Şelalesi ise Artvin'de en çok gezilen şelalelerin başında geliyor.

Araçlarla şelalenin alt kısmındaki restoranın bulunduğu alana gelen turistler, ağaçlarla çevrili 500 metrelik rampa yolu yürüyerek 92 metre yükseklikten dökülen noktaya ulaşıyor.

Arhavi Belediye Başkanı Turgay Ataselim, AA muhabirine, ilçenin geleceği için en önemli sektörün turizm olduğunu söyledi.

Doğu Karadeniz'in en güzel ilçeleri arasında yer aldıklarını belirten Ataselim, “İlçemize gelecek turistlerin doya doya doğa turizmini yaşayabilecekleri bir ortam var. Çok güzel bir sahilimiz var. Yaylalarımız var. Mençuna Şelalemiz artık bir marka haline gelmiş durumda. Mençuna ve Çifte Köprü geçen yıl 65 bin kişiyi ağırladı. İlçenin diğer turizmini değerlerini de harekete geçirdiğimizde Arhavi'de turizm patlaması olacağına ve bu sayının daha da artacağına inanıyorum.” dedi.

İlçenin bir diğer önemli turizm değerinin tarihi Çifte Köprü olduğunu ifade eden Ataselim, “Çifte Köprü tarihi dokusuyla bölgenin geçmişteki yaşan şeklini yansıtıyor. Doğa turizmine bir talep var. Bunu Arhavi için en iyi şekilde değerlendireceğiz” diye konuştu.

Çifte Köprüleri gezerek fotoğraf çeken turistlerden Fuat Kayan, doğayla iç içe bir tatil için İstanbul'dan bölgeye geldiğini söyledi.

Daha önce internetten görerek çok beğendikleri köprüleri bizzat görmekten çok memnun kaldıklarını kaydeden Kayan, “Muhteşem, yer gök yemyeşil. Etkileyici. Burada tarihten kalan izleri görmek etkileyici. Artık son fotoğrafım dedikten sonra bile yüzlerce fotoğraf çektim. Fotoğraf ve doğaseverler için burası tam bir cennet.” dedi.

İngiltere'den gelen Carleen Biçer, buranın dünyanın en harika yerlerinden biri olduğunu söyledi.

Daha önce de bölgeyi gezdiğini kaydeden Biçer, “Muhteşem, olağanüstü bir yer, turizm olarak olağanüstü yerlerden bir tanesi. Ben buraya aşığım.” dedi.

Şelaleyi gezen Melih Gümüşbıçak, Arhavi'de mükemmel bir ortam bulduklarını dile getirdi.

Yeşilin binbir tonunu görünce insanın şaşırıp kaldığını kaydeden Gümüşbıçak, “Şelaleye çıkarken biraz zorlandık ama harika bir doğa. Bütün vatandaşlarımıza tavsiye ediyorum. Güzel bir patika yoluyla Mençuna Şelalesi'ne çıktık. Burada doğal yaşamın izlerini gördük. Buraları mutlaka görelim ama çöplerimizi sağa sola bırakmayalım.” diye konuştu.

Gümüşbıçak, Çifte Köprü'nün de doğaya ayrı bir zenginlik kattığını vurguladı.

Çorum'dan gelerek eşi Semra ve oğlu Ünal Çakallı ile şelaleyi gezen Mehmet Çakallı ise şelale ve çevresinin umduklarından da güzel olduğunu söyledi.

Semra Çakallı, şelaleyi çok merak ettikleri için buraya geldiklerini ve geldiklerine fazlasıyla değdiğini dile getirdi.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Uzmanından saman nezlesine karşı uyarılar

Anadolu Ajansı
Yayın: 06.07.2024 00:45
Paylaş:
A+ A-

İSTANBUL (AA) – Medicana Sağlık Grubu Göğüs Hastalıkları Bölümü Uzmanı Dr. Özcan Oğurlu, çeşitli nedenlerle ortaya çıkan alerjinin mevsimsel olması durumunda şikayetler görülür görülmez hekime başvurarak tedaviye başlanması önerisinde bulundu.

Hastaneden yapılan açıklamaya göre saman nezlesi olarak da adlandırılan alerjik rinit, hapşırma, burun tıkanıklığı, burun akıntısı, gözde sulanma, burun ve gözde kaşıntı gibi şikayetlere neden oluyor.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Uzm. Dr. Özcan Oğurlu, ilkbahar ve yaz aylarında artış gösteren saman nezlesinin, bulaşıcı olmadığını, alerjik hastalıkların çoğunun kalıtsal olduğunu ve iç-dış mekanlardaki çeşitli alerjenlerin saman nezlesini tetiklediğini belirtti.

Astımı olan kişilerde saman nezlesinin daha çok görüldüğünü saman nezlesi olanlarda da astımın ortaya çıkma olasılığının arttığını kaydeden Oğurlu, saman nezlesinin, havada bulunan alerjen adlı küçük parçacıklara karşı vücudun geliştirdiği reaksiyon sonucunda ortaya çıktığı bilgisini paylaştı.

Oğurlu, “Alerjenleri burnumuzdan soluduğumuzda, eğer alerjik bir hassasiyet varsa, çeşitli reaksiyonlar sonucunda histamin adı verilen bir madde açığa çıkar. Bunun sonucunda da çeşitli belirtiler gözlemlenir.” ifadelerini kullandı.

– Saman nezlesi ile soğuk algınlığı karıştırılmamalı

Saman nezlesinin hapşırma, burun tıkanıklığı, burun akıntısı, gözlerde kaşıntı, sulanma ve kızarıklık gibi belirtileri olduğunu aktaran Oğurlu, şu değerlendirmede bulundu:

“Soğuk algınlığı bulaşıcı bir hastalıkken, saman nezlesi bulaşıcı değildir. Saman nezlesinde ateş olması beklenmez. Soğuk algınlığında ise kas ve eklem ağrıları olması beklenir. Saman nezlesi, ilkbahar ve yaz aylarında artış gösterirken, soğuk algınlığı daha çok kış aylarında görülür. Eğer hassasiyet varsa ağaç, çimen, çiçek ve bitkilerden gelen polenler, küf mantarları, ev tozu akarları, evcil hayvanların tüyleri ve çeşitli böcekler, alerjik nezle bulgularının ortaya çıkmasına sebep olabilir. Mevsimsel alerjiler, dış ortamda havada bulunan polenlerin arttığı ilkbahar ve yaz aylarında daha çok görülür. Evcil hayvanlardan ve ev tozu akarlarından kaynaklanan iç ortam alerjileri yılın her döneminde görülebilir.”

– Antikor testleri yapılarak tanı konur

Oğurlu, tanı konurken vücudun alerjenlere karşı ürettiği bir antikor olan immünoglobulin E (IgE) ölçümünün yararlı olduğuna işaret ederek, “Spesifik olarak herhangi bir maddeye karşı vücudun ürettiği immunoglobulin E seviyesi ölçülerek, gıda ve solunum alerjisi olup olmadığı belirlenerek alerji türü tespit edebilir. Herhangi bir alerjene karşı hassasiyetin anlaşılabilmesi için deri prick testi de yapılabilir. Deri prick testinde, ön kol derisinde oluşturulan küçük deliklere alerjen uygulanır ve gelişen reaksiyon ölçülür. Böylece neye karşı alerjiniz olduğu belirlenebilir.” ifadelerini kullandı.

Antihistaminik ilaçların tedavide önemli rol oynadığını vurgulayan Oğurlu, bu ilaçların tablet ve sprey formlarından yararlandığını aynı zamanda kortizon içeren burun spreylerinin de tedavide işe yaradığını aktardı.

Sprey şeklinde kullanıldığı için kortizonun sistemik yan etkilerinin ortaya çıkmadığını vurgulayan Oğurlu, “Bu tür ilaçları kullanmaktan endişe etmemeliyiz. Yine burun akıntısını ve tıkanıklığını giderecek dekonjestan ilaçlardan da yararlanılır. Bunların sistemik yan etkileri olabileceği için uzun süre kullanmak istemeyiz. Alerjik sürece etki eden lökotrien reseptör blokeri gibi başka ilaçlardan da yararlanılabilir. Belirli bir alerjene duyarlılık varsa, bu duyarlılığı ortadan kaldırmak için, aşı tedavisi de denilen immunoterapiden de yararlanılır.” açıklamalarında bulundu.

Bütün hastalıklarda olduğu gibi alerjik hastalıklarda da korunmanın çok önemli olduğunu belirten Oğurlu, şunları kaydetti:

“Şikayetler mevsimselse ve özellikle belli bir ayda başlıyorsa şikayetler başlar başlamaz, hatta başlamadan önce hekime başvurulması ve tedaviye başlanması ile bulguların ortaya çıkması önlenebilir. Polen sayısının yüksek olduğu ilkbahar ve yaz aylarında arabaların ve evlerin camları kapalı tutulabilir. Elektrikli süpürgelerde ve klimalarda filtreler kullanılabilir. Ev tozu akarlarına karşı korunmak için ev içinde toz çıkarabilecek halı kilim, battaniye gibi ev eşyaları daha az kullanılabilir. Yastıklarda ve yataklarda koruyucu kılıflar kullanılabilir. Evcil hayvanlar yatak odalarından uzak tutulabilir.”