Bir inekle başladı, devlet desteğiyle çiftlik kurdu

Bir inekle başladı, devlet desteğiyle çiftlik kurdu

Anadolu Ajansı
Yayın: 16.10.2023 04:36
Paylaş:
A+ A-

DÜZCE (AA) – ÖMER ÜRER – Düzce'de evinin süt ihtiyacını karşılamak için aldığı inekle hayvancılığa adım atan Esra Küçük, devlet desteğiyle hayvan sayısını 3 yılda 70'e çıkartarak çiftlik sahibi oldu.

Aslen Giresunlu olan 31 yaşındaki 2 çocuk annesi Küçük, 7 yıl önce eşinin işi nedeniyle Gümüşova ilçesine bağlı Yongalık köyüne yerleşti.

Küçük, burada kurdukları küçük ahırda evinin süt ihtiyacını karşılamak için inek beslemeye başladı.

Zamanla hayvancılığı seven Küçük, Tarım ve Orman Bakanlığından kredi desteği alarak hayvan sayısını artırıp ahırını çiftliğe dönüştürdü.

Küçük, 3 yılda sayısını 70'e çıkardığı hayvanlarından günlük 475-550 litre süt elde ediyor.

Eşi ve çocuklarının da desteğini alan Küçük'e, Bakanlık tarafından “Hastalıktan Ari İşletme Belgesi” verildi.

– “Hayvanlarımla bağım o kadar sıkı ki onlarsız yapamıyorum”

Esra Küçük, AA muhabirine, daha önce hayvancılığa ilgisinin olmadığını söyledi.

Köye yerleşmelerinin ardından aldıkları inekle hayvancılığa başladığını dile getiren Küçük, devlet desteğiyle çiftlik kurduğunu ve zamanla hayvan sayısını 70'e çıkardığını kaydetti.

Küçük, hayvanlarına anne şefkatiyle yaklaştığını anlatarak, şöyle devam etti:

“Kadınlara bu iş çok zor geliyor ama seven, isteyen yapsın. İçinde hayvan sevgisi olan herkes bence bu işi yapmalı. İneklerimiz doğum yaptığında o kadar mutlu oluyor ki…. Bunları görünce insanın içine öyle bir sevgi geliyor, 'Yapamam.' diyemiyorsun. Bu işi, her kadın yapabilir, yeter ki istesin. Hayvanlarımı çok seviyorum. Çocuğumun birinin okulda bir toplantısı olsa 2 saat ayrı kalsam, eşim bakıyor. Hemen eve dönüp onların durumunu merak edip soruyorum. Hayvanlarımla bağım o kadar sıkı ki onlarsız yapamıyorum.”

İşini kurup büyütmesinde devlet desteğinin çok önemli olduğunu vurgulayan Küçük, “Devletimizden Allah razı olsun. Kredi ve desteklerle işletmemi daha modern hale getirmek istiyorum. İnşallah ilerleyen zamanlarda bu da olur. Bir inekle çıktım yola. O zamanlar ailecek maddi gücümüz de yoktu ama işimizi devlet desteğiyle büyüttük. İnşallah da daha da büyütürüz.” diye konuştu.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Arıcılıkta 50 yılı geride bırakan emekli öğretmen, bilgilerini yeni nesillere aktarıyor

Anadolu Ajansı
Yayın: 20.05.2024 08:00
Paylaş:
A+ A-

KARABÜK (AA) – ORHAN KUZU – Karabük'te yaşayan emekli öğretmen Ahmet Çetin, öğretmenlik yıllarında başladığı arıcılıkta yarım asrı geride bıraktı.

Eflani ilçesi Gökgöz köyü Topuzlu Mahallesi'nde arıcılık yapan 74 yaşındaki Çetin, Bolu Erkek İlköğretmen Okulundan 1969'da mezun oldu.

Anadolu'nun çeşitli illerinde öğretmenlik yapan Çetin, 1974'te Eflani ilçesinin Karlı köyü ilkokulunun bahçesinde arıcılığa başladı.

Öğretmenlikten 1995'te emekli olan Çetin, arıcılık faaliyetlerini sürdürdü.

Çetin, 50 yılı geride bıraktığı arıcılığın yaygınlaşması için 18 yıldır il ve ilçe tarım müdürlükleri ile halk eğitim merkezlerinde düzenlendiği kurs ve seminerlerle katılımcılara teorik ve pratik bilgiler aktarıyor.

– “Arılar tarımın olmazsa olmaz yardımcı aktörleridir”

Ahmet Çetin, AA muhabirine, arıcılığa başladığı yıllarda öğretmenlerin ya hindi yetiştirdiğini ya meyvelik kurduğunu ya da arıcılık yaptığını söyledi.

O yıllarda daire amirleri ve müfettişlerin köy okullarındaki öğretmenleri üretim yapmaya teşvik ettiğini aktaran Çetin, “Üreticilik yapan öğretmenler yazın okulları terk etmezler, bahçede üretim yaparken okulun tesislerini geliştirirler, örnek çalışmalar yaparlardı. O ortamda başladık. O gün bugündür 50 yıl geride kaldı.” dedi.

Çetin, o yıllarda arıcılığı geleneksel yöntemlerle yaptıklarını anlatarak, şöyle devam etti:

“Daha sonra bilimsel verilere ulaşabilmek için seminerler, kurslar, arıcılıkla ilgili kitap ve yayınlara ulaşmaya çalıştık. O gün bugündür devam ediyoruz. 2004'te Karabük Arıcılar Birliğini kuruncaya kadar el yordamıyla kendi kendimizi geliştirdik. Arıcılar birliğinin örgütlenmesiyle birlikte bilimsel verilere ulaşmak çok daha hızlı oldu. Tartışmalara, ulusal ve uluslararası düzeydeki kongrelere ve sempozyumlara katıldık. Birikimlerimizi paylaştık, uzmanları dinledik. Onların bilgilerinden faydalanmaya çalıştık.”

Bugün Türkiye'de arıcılıktaki standartların yükseldiğini dile getiren Çetin, Türkiye'nin bal veriminin arttığını, ülkenin yıllık bal üretiminin 100 bin tonu geçtiğini kaydetti.

Çetin, tarımsal ilaçlama ve çevre kirliliğinin olmadığı bölgenin arıcılık için elverişli olduğuna işaret etti.

Arıcılığa 50 yıldır katkıda bulunmaya çalıştığını belirten Çetin, daha çok kişinin bu alana yönelmesi ve bu faaliyeti bilimsel veriler ışığında yapması için kurs ve seminerler düzenlediğini anlattı.

Çetin, uygulamalı eğitimlerin olumlu yansımalarının görüldüğünü aktararak, gerek arı hastalıklarının azalması gerekse bal verimindeki artışların buna bağlanabileceğini söyledi.

Arıların önemine değinen Çetin, “Arılar tarımın olmazsa olmaz yardımcı aktörleridir. Arıların olmadığı yerde tarımsal verim olmaz. Arıcılık yapan genç kardeşlerimiz aslında doğrudan tarımsal üretimin de artışına katkı sağlamış oluyorlar. Arıcılığa meraklı olan genç arkadaşlarımızı kutluyorum.” diye konuştu.

Çetin, arı sağlığına zarar verecek kontrolsüz tarımsal ilaçlamaları doğru bulmadığını vurgulayarak, “Üreticilerimiz aslında fazla ürün almak amacıyla bu tür çalışmalara giriyorlar ama bir taraftan da arı sağlığını bozan bu tür ilaçlar aslında tarımda verimi düşürüyor.” dedi.