Bir Karabük Anlatımı…!

Bir Karabük Anlatımı…!

Yayın: 02.11.2016 07:46
Paylaş:
A+ A-

Eski ve yeni Karabük nitelemeleri bizler için çok anlamlıdır.
Bir şeylerin artık eskisi gibi olmadığını hatırlatır.
Gelişmelere tarihsel açıdan bakma olanağı sağlar.
Öyle değil mi?…
İsterseniz bu düşünce çerçevesinde Karabük’e bir bakalım.
Neler değişmiş…
Var olan durum ne ölçüde değişime uğramış.
Kent ne derece olup/bitenlerden etkilenmiş….

İnsanların iyiye,güzele olan ilgilerinde herhangi bir değişim söz konusu değil.
Estetik anlayış plansızlıktan/öngörüsüzlükten etkilenmiş görünüyor .
Ama,kentin eskiye yönelik devinimini yakalama açısından yeterli olabilecek performansı göstermesi olanaklı görünmüyor.
Geçmiş zamanda Cumhuriyet kenti Karabük,her türlü güzelliği sosyal,ekonomik ve kültürel açıdan görmüş ve yaşamıştır.
Kuruluş sürecini kısa zamanda tamamlamış,yükselme sürecini çok ihtişamlı bir biçimde geçirmiştir…
Karabük sosyetesinin bir dönem İstanbul,Ankara,İzmir,Bursa ve Adana sosyetesinden hiçbir farkı yoktu.
İnsanlar ,bu kentlerin insanlarıyla birlikte aynı anda sosyo-kültürel aktivitelerden yararlanması bir vaka idi.
Karabük,kent kıpırdanmaları açısından birçok sosyologun ilgisini üzerine çekmiş bir kenttir.
Ağır sanayi ve köylü kültürün sentezinden oluşan bu melez oluşum birçok sosyologu Karabük’te araştırmaya yapmaya itmek zorunda bırakmıştır….
Neden?
Yeni biçimlenmeye başlayan Cumhuriyet toplumunu daha iyi yakından tanımak için…
Cumhuriyet’e özgü işçi sınıfının ortaya çıktığı tek kent,gerçekten Karabük’tür.
Bu işçilik kavramının geçmiş zamanlarda,ideolojik bağlamda tartışmaya konu olan sosyalizmle hiçbir ilişkisinin olmaması da çok ilginç bir gelişme olmakla birlikte kendi özgünlüğünü de bu açıdan ortaya koymaktan geri kalmamıştır.
Karabük’ün hızlı kalkınması ve gelişmesi,onun Safranbolu’yla birleşmesi projesi çerçevesi içinde 1948’li yıllarda ,ünlü yazar İsmail Habib Sevük’ün önerisiyle “Sumer kent” projesine dahi konu olmasına yol açmıştır.
O Sümer-kent;bugünkü Beşbinevler’dir….
Dünyanın en büyük toplu konut sitesidir.
Karabük’ün gelişmesi ve kalkınması birçok kent tarafından örnek alınacak ve gıpta ile bakılacak bir düzeye ulaşmıştır.
İşte Karabük bir zamanlar kendi içinde geliştirdiği dinamiklerle böyle bir kenttir…
Türkiye’nin her yerinden gelen insanların “iş” ve “aş uğruna” yumak olduğu bu kentte nüfus,sanayileşmenin zorunlu kıldığı ölçüde önemli artış gösterirken,Türk insanın köylülükten kurtulma süreci de böylece başlamıştır.
Daha doğrusu tarihsel açıdan Karabük,”Cumhuriyete özgü kültür üretme sürecine” girmiştir. Karabük tecrübesi,sanayileşme noktasında Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde Türk insanının başarma azminin somut bir göstergesidir.
Karabük dışında sanayileşme sürecine giren Anadolu kentlerinde ve İstanbul’da azınlıkların imparatorluk döneminden getirdikleri bir deneyim söz konusudur.
Bu kentlerde sanayileşmenin bir alt yapıya sahip oldukları bir gerçektir…
Ancak Karabük,sınıfsal açıdan köylülüğü daha ağır basan ancak yönetici ,teknik kadro açısından da Cumhuriyet kültürünü temsil eden aydın bir kadronun liderliğinde kalkınma ve sanayileşme davamıza başını koymuş insanların birlikte hareketliliğinin bir ifadesidir.
Bu gerçeği unutmamak gerekir…
Şimdilerde kente dinamizm kazandıran en büyük güç üniversite gençliğidir.
Fabrika yapan fabrika söylemi artık kentte heyecan yaratmamaktadır.
Sanayi sektöründen hizmet sektörüne büyük bir geçiş yaşanmaktadır.
Bu konuda en büyük sıkıntı tecrübesizliktir.
Durumun hizmet sektöründe bazı iş kollarında müşteri hizmetleri açısından şikayete konu olma nedeni budur.
Velhasılı kelam…
Kent sosyo-kültürel açıdan büyük bir değişim süreci içine girmiş bulunmaktadır.
Mekan sıkıntısı hala kentte yaşayanlara çile çektirmeye devam ettirmektedir.!
Bugün için en büyük sorunda budur….!

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Hekimler ve sağlık çalışanları, Gazze için “sessiz yürüyüş” yaptı

Yayın: 27.04.2024 21:55
Paylaş:
A+ A-

Karabük’te, 100. Yıl Mahallesi Pazaryeri Camisi önünde beyaz önlüklerini giyerek toplanan hekim ve sağlık çalışanları, ellerinde taşıdıkları Türk ve Filistin bayrakları ile dövizlerle 1003. Cadde boyunca slogan atmadan yürüdü.

Yürüyüşün ardından grup adına açıklama yapan Karabük Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Şeyma Cezayirli, yaklaşık bir asırdır Filistin’i işgal eden İsrail’in, o topraklarda sistematik bir şekilde katliamlar yaptığını söyledi.

İsrail’in 7 Ekim 2023’ten bu yana süren saldırılarından önce Gazze’de yaklaşık 35 hastane bulunduğuna, bu günlerde ayakta kalan ve hala çalışmaya devam eden yalnızca 3-4 hastane kaldığına dikkati çekerek, “Bunların da sadece ikisinde aktif olarak ameliyat yapılabiliyor. Hastanelerin bazıları bombalanarak tahrip edilmiş, bazılarının içindeki cihaz ve malzemeler parçalanarak kullanılamaz hale getirilmiş durumda. Büyük bir fedakarlıkla 7 aydır maaş almadan mesleklerinde çalışmaya devam eden hekim ve sağlık çalışanlarının şehit edilmesi, tutuklanması ve göçe zorlanması nedeniyle meslektaşlarımız sağlık hizmeti veremez hale gelmiştir.” diye konuştu.

Grup üyeleri, açıklamanın ardından dağıldı.